TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Toprak, son dönemde artan gıda zehirlenmeleri ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Toprak, gıda zehirlenmelerinin artmasının en önemli sebeplerinden birinin gıda enflasyonu ve halkın alım gücünün düşmesi olduğunu belirterek gıda zehirlenmelerinin "politik" olduğunu savundu. Toprak, "Gıda fiyatlarındaki artışlar, insanların daha ucuz ürünlere yönelmesine neden oluyor." dedi.
Gıda zehirlenmeleri son zamanlarda artış gösteriyor. Bu artışın nedenleri konusunda Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Toprak, önemli açıklamalarda bulundu. Gıda zehirlenmelerinin artmasında ekonomik ve politik etkenlerin etkili olduğuna dikkat çeken Toprak, zehirlenmelerin artmasında gıda enflasyonunun ve halkın alım gücünün düşmesinin önemli rol oynadığını savundu. Toprak, "Gıda enflasyonunun yüksek olması ve halkın alım gücünün düşmesi, insanların daha ucuz ürünlere yönelmesine neden oluyor. Bu ucuz ürünler arasında taklit veya tahrif edilmiş ürünler de olabiliyor." diye konuştu.
Toprak, şunları söyledi:
''Yaz aylarının gelmesi havanın sıcaklaşması, yemeklerin düzgün bir şekilde muhafaza edilmemesi veya hazırlığın düzgün yapılmaması kaynaklı zehirlenme vakalarında artışlar tabii ki olabilir. Ama biz esas bir zaman olarak tedavilerin politik olduğunu söylüyoruz. Bunun sebepleri birincisi gıda enflasyonunun yüksek olması, halkın alım gücünün düşmesi ve hemen hemen her gün her şeye zam gelmesi. Yemek üreten firmaların farklı fiyatları alması dolayısıyla daha ucuz ürüne yönelme ihtimali ve bunların içerisinde taklit, tahsiş ürünlerinin de olabilme ihtimalinin yanı sıra bir diğeri de tabii ki denetimlerin yeterli bir şekilde yapılmaması. Bu yüzden her iki sebepte bizim görüşümüze göre politiktir.''
''GIDA MÜHENDİSİ SAYISI YETERLİ DEĞİL''
Gıda zehirlenmelerinin önlenmesi için denetimlerin arttırılmasını gerektiğini belirten Toprak, “Bunu önlemenin çeşitli yolları var. Bunlardan bir tanesi özellikle kamu ihalelerinde tek geçerli şeyin fiyat olmasının önüne geçilmesi. Diğer ayağı da tabii ki denetimler bu de boyutunda da Tarım ve Orman Bakanlığının başta gıda mühendisi olmak üzere daha fazla sayıda gıda kontrol görevi sağlanması lazım. 2023 faaliyet raporuna baktığımız zaman bakanlığın 7 bin 522 gıda kontrol görevlisi gözüküyor ama bunların hepsi denetime çıkmıyor. Dolayısıyla bu denetimlerde yeterli miktarda gıda mühendisi olmadığı için de denetimlerin etkinliğinden söz etmek pek de doğru olmuyor” diye konuştu.
“SON KULLANMA TARİHİ YAKIN OLAN ÜRÜNLER KASA YANINDA SATILMAMALI”
Marketlerde son tüketim tarihi yaklaşan ürünlerin kasalarda satılmaması gerektiğini söyleyen Uğur Toprak, şunları söyledi:
“Bu aslında Avrupa'da da yapılan bir durum. Tavsiye edilen tüketim tarihi ya da son tüketim tarihi yaklaşan ürünler ayrı bir rafta satışa sunulabilir ama bunun tarihinin kesinlikle ve kesinlikle özellikle son tüketim tarihinin geçmemiş olması gerekiyor ve koşulları neyse aynı koşulları sağlaması lazım. Yani bir et ürünü ya da süt ürünü artı dört dolapta saklanması gerekiyor. Dolayısıyla bunun tarihi yaklaşıyor. Promosyon yapacağız deyip kasanın dibinde satılmaması gerekiyor. Buna dikkat etmek gerekiyor. Ve tüketici de bunu aldığı zaman hızlıca tüketecekse eğer daha uygun fiyatlı alınarak tüketilmesi gıda israfının da önüne geçebilmesi anlamında önemli.''