Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu, yaptığı basın açıklamasıyla, sanayiye yönelik doğalgaz ve elektrik kesintilerinin olası sonuçlarına dikkat çekti. Gıda üretiminin en temel girdisinin enerji olduğunu belirten federasyon, yaşanacak kesintilerin ülke için büyük kayıplara neden olabileceğini bildirdi.
Ülkemiz gıda ve içecek üreticilerini barındıran en büyük sivil toplum kuruluşu olan Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF), sanayiye yönelik doğalgaz ve elektrik kesintilerine ilişkin bir açıklama yaptı. Gıda ve içecek alanında üretim, istihdam ve ihracatın yüzde 95’lik bölümünü karşılayan TGDF üyeleri, yaşanacak kesintilerin vatandaşlarımızın yeterli ve güvenilir gıdaya erişimini engelleneceğini ve telafi edilemeyecek kayıplara neden olacağını duyurdu.
'GÜVENİLİR GIDA İÇİN KESİNTİSİZ ÜRETİM ŞARTTIR'
TGDF'nin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"Son günlerde yaşanan gelişmeler sonrasında elektrik ve doğalgaz sistem dengesinin korunması amacıyla yüksek tüketimi olan sanayi tesislerinde doğalgaz tüketiminde kısıtlamalar yapılacağı duyurulmuştur. Bunun yanında elektrik kesintilerinin de gündemde olduğu bilinmektedir.
Gıda ve içeceklerin güvenilir şekilde işlenmesi, ambalajlanması ve depolanması kesintisiz enerji akışını gerektirmektedir. Doğalgaz ve elektrikten sağlanan enerji tüm gıda ve içeceklerin üretiminde, kullanılan ham maddelerin ve üretilen ürünlerin uygun koşullarda saklanmasında kullanılmaktadır."
'MİLLİ GELİRİMİZİ KAYBETME LÜKSÜMÜZ YOK'
"Gıda ve içecek üretiminin birçok aşamasında kullanılan ham madde ve ara mamullerin uzun süre güvenilir şekilde depolanması mümkün olmamaktadır. Bu nedenle vatandaşlarımızın güvenilir gıdaya her an erişiminin sağlanması ancak fabrikaların kesintisiz şekilde çalışmasıyla mümkün olabilmektedir.
Bunun yanında, Türkiye’nin en yüksek dış ticaret fazlasını veren sektörlerinden gıda sanayii, doğalgaz ve elektrik kesintileri nedeniyle üretimde yaşanacak aksaklıklar nedeniyle ihracatta rekabet avantajlarını kaybedebilir. Ülkemizin içinden geçtiği zor süreçte bu milli gelirimizi kaybetme lüksümüz yoktur."
'GIDA ÜRETİMİ KESİNTİDEN MUAF OLMALI'
"Hatırlanacağı üzere, dünyayı etkileyen pandemi sürecinde sektörümüz işlerliğini sürdürmüş, her alanda üretimin durma noktasına geldiği günlerde bile gıda ve içecek arzında kesinti yaşanmamıştır. Bu başarı sektörümüzün özverisi yanında, fabrikalarımızın bir gün bile ara vermeden çalışmasına olanak tanıyan muafiyetlerle mümkün olmuştur.
Aynı şekilde, tarladan sofraya kadar milyonlarca vatandaşımıza dokunan gıda tedarik zincirinde güvenilir ve kaliteli üretimin sürdürülebilmesi, halkımızın gıdaya erişiminin bu zorlu dönemde de kesintiye uğramaması adına, gıda ve içecek sektörünün duyurulan doğalgaz ve elektrik kısıtlamalarından muaf tutulması, gıda üretiminin hiçbir şartta kesintiye uğramaması gereklidir."
GIDA SEKTÖRÜNDE ENERJİ KESİNTİSİNİN CİDDİ SONUÇLARI
TGDF 28 farklı sektör derneği ile 2000’den fazla gıda ve içecek üreticisini temsil ediyor. Türk gıda ve içecek sanayii yarım milyondan fazla yurttaşımıza istihdam sağlıyor. Yıllık üretim değeri 430 milyar lirayı bulan sektörün dış ticaret karşılama oranı ise yüzde 220’nin üzerinde.
Gıda ve içecek işletmelerinde yaşanacak doğalgaz ve elektrik kesintilerinin ciddi kayıplara neden olarak bu olumlu tabloyu bozacağı düşünülüyor. Düşük kar marjları ve yüksek girdi maliyetleri ile çalışan sektörde gıda arzının üretim kaynaklı olarak sınırlanacak olmasından ötürü gıda enflasyonunu daha da körükleyecek bir etki ile karşı karşıya kalınmasının sürpriz olmayacağı ifade ediliyor.
GIDA VE İÇECEK ÜRETİMİNDE ENERJİ KULLANIMI
Tarladan sofraya gıda tedarik zincirinin her aşamasında enerji kullanımı zorunlu olup en ufak bir tavizin bile halk sağlığını tehdit etmesi söz konusudur.
Hayvansal kökenli birincil üretim ayağında 'hayvan sağlığının korunması” için hayvanların belli ısılarda barındırılması, kesimden veya sağımdan başlayarak her işlem aşamasında uygun ısılarda muhafazası, depolanması ve taşınması mecburidir. Aksi takdirde ortaya çıkacak patojen bakteriler hem üretim aşamasında hem de tüketim aşamasında ciddi sağlık sorunlarını ve gıda kayıplarını beraberinde getirecektir.
Bitkisel kökenli birincil üretim ayağında da enerji-doğalgaz kullanımı zorunludur. Tarladan toplanan sebze ve meyvelerin depolanması, muhafazası, taşınması ve gıda üretimi yapan fabrikalarda işlenerek tüketime hazır hale gelinceye dek geçen tüm aşamalarda enerjiye ihtiyaç duyulmaktadır. Söz konusu süreçlerde olası bir enerji kısıtlaması tahmini ve telafisi mümkün olmayan gıda kayıplarını beraberinde getirecektir.
Ayrıca fabrikalarda işleme, mayalandırma, dinlendirme, fermantasyon işlemleri gibi zorunlu işlemler başta olmak üzere; gıdaların paketlenmesi ve sevk edilmesine dek tüm aşamalarda enerji/doğalgaz kullanımından vazgeçmek mümkün değildir. Tüm bunlara ek olarak sıcaklık kontrollü soğuk/donuk ürün işlemesi, paketlemesi ve depolaması yapan lojistik şirketleri veya kuruluşlarında enerji kullanımı zorunludur.
Öte yandan gıda arzının üretim kaynaklı olarak sınırlanacak olmasından ötürü gıda enflasyonunu daha da körükleyecek bir etki ile karşı karşıya kalınması sürpriz olmayacaktır.