Yaşam alışkanlıklarında değişikliği zorunlu hale getiren enflasyonun geldiği boyut TÜİK’in ‘Yaşam Koşulları Araştırması’na yansıdı: * Gelir dağılımındaki bozukluk arttı. En üst grubun toplam gelirden aldığı pay yüzde 46 oldu. * Sürekli yoksulluk tırmandı. * Yüzde 60 bir haftalık tatil masrafını karşılayamadığını, yüzde 38 ise sofrasına et veya tavuk koyamadığını belirtti.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2021 yılına ait verileri içeren ‘Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’ndan çarpıcı sonuçlar çıktı. Buna göre en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik kesim toplam gelirin yüzde 46.7’sini alıyor. En düşük kesimdeki yüzde 20’lik grubun payı ise yüze 6.1’de kaldı. Sürekli yoksulluk oranı bir önceki yıla göre artış gösterdi. Gelir dağılımındaki dengeyi ifade eden Gini katsayısı da bozuldu.
BEŞ KİŞİDEN BİRİ EVİNİN ISINMA İHTİYACINI KARŞILAYAMADIĞINI SÖYLEDİ
Araştırma verileri, emekli ve dul-yetim aylıklarının sosyal transferler içindeki payının azaldığını, en düşük yıllık ortalama gelirin ise tarım sektöründe olduğunu ortaya koydu. Hanelerin yüzde 60.8’i bir haftalık tatil masraflarını, yüzde 38.3’ü iki günde bir et veya tavuk içeren yemek masrafını, yüzde 20.5’i evin ısınma ihtiyacını karşılayamadığını belirtti. Ev sahipliği oranı da geçen yıla göre gerileme kaydetti.
SÜREKLİ YOKSULLUK 5 YILDIR DEĞİŞMEDİ
Pandeminin yoğun yaşandığı, işsizliklerin ve gelir dağılımın en düşük olduğu dönemde TÜİK verileri tablonun o kadar da kötü olmadığını ortaya koydu. 2021 yılı anket sonuçlarına göre sürekli yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0,1 puan artarak yüzde 13,8 oldu. 2017’de de neredeyse aynı seviyedeydi. En yüksek gelir grubunun toplam gelirden aldığı pay yüzde 46,7 olarak gerçekleşti. Sadece yemek masrafını karşılayabilirim diyenlerin oranı 5.8 puan geriledi.
Türkiye’de yaşanan son yılların en ağır enflasyonu özellikle ücretli çalışanın yaşam şartlarını ağırlaştırdı. Gelirler her geçen gün yok olmaya yüz tutarken, asgari ücrete daha şimdiden yok oldu. Özellikle geçen sene pandeminin en yoğun yaşandığını dönemlerden biri olarak dikkat çekmişti. Bu süreçte işsiz kalanlar ve ücretsiz izine çıkarılanların yoğunlukta olmasına rağmen Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2021 yılı ‘Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’ tablonun o kadar da kötü olmadığını ortaya koydu. Ekonomistler ise eksik istihdam ve gelir kayıplarının yaşandığı dönemde dağılımın nasıl iyileştiğini sordu.
GİNİ KAT SAYISI AZALDI
Son yapılan araştırma sonuçlarına göre; en yüksek fert gelirine sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay, bir önceki yıla göre 0,8 puan azalarak yüzde 46,7 oldu. En düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay 0,2 puan artarak yüzde 6,1’e yükseldi. Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan Gini katsayısı, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade ediyor. En son yapılan araştırma sonuçlarına göre; Gini katsayısı bir önceki yıla göre 0,009 puan azalış ile 0,401 olarak tahmin edildi.
EN YÜKSEK GELİRİN PAYI DÜŞTÜ
Toplumun gelirden en fazla pay alan yüzde 20’sinin elde ettiği gelirin en az pay alan yüzde 20’sinin elde ettiği gelire oranı şeklinde hesaplanan P80/P20 oranı 8,0’dan 7,6’ya, gelirden en fazla pay alan yüzde 10’unun elde ettiği gelirin en az pay alan yüzde 10’unun elde ettiği gelire oranı şeklinde hesaplanan P90/P10 oranı ise 14,6’dan 13,7’ye düştü.
YILLIK ORTALAMA GELİR 77 BİN LİRAYA YAKIN: Türkiye’de yıllık ortalama hane halkı kullanılabilir geliri yüzde 10,6 artarak 2021 yılı anket sonuçlarına göre 76 bin 733 TL oldu. Türkiye’de yıllık ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri bir önceki yıla göre yüzde 11,9 artarak 33 bin 428 TL’den 37 bin 400 TL’ye yükseldi.
YOKSULLUK ARTTI
Dört yıllık panel veri kullanılarak hesaplanan sürekli yoksulluk oranı, eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60’ına göre son yılda ve aynı zamanda önceki üç yıldan en az ikisinde de yoksul olan fertleri kapsıyor. Buna göre, 2021 yılı anket sonuçlarına göre sürekli yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0,1 puan artarak yüzde 13,8 oldu.
ÇEKİRDEK AİLELERİN GEÇİM SIKINTISI ARTTI
Toplumun genel düzeyine göre belirli bir sınırın altında gelire sahip olan bireyler göreli anlamda yoksul sayılıyor. Eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı 2021 yılında 0,6 puan azalarak yüzde 14,4 oldu. Medyan gelirin yüzde 60’ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre yoksulluk oranı ise son yılda 0,6 puan azalarak yüzde 21,3 oldu. Eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 40’ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0,4 puanlık azalış ile yüzde 8,5 olarak gerçekleşti. Medyan gelirin yüzde 70’i dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre ise yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0,3 puanlık azalış ile yüzde 28,7 oldu. Tek kişilik hane halklarında yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 4,4 puan azalarak yüzde 6,5, çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hane halklarında ise 0,4 puan azalarak yüzde 9,1 oldu. En az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hane halklarının yoksulluk oranının 0,1 puan artarak yüzde 18,5, tek çekirdek aileden oluşan hane halklarının yoksulluk oranının ise 0,3 puan azalarak yüzde 14,2 oldu.
BORÇLULUK ORANI YÜKSELİYOR
Geçen yıla göre konut alımı ve konut masrafları dışında borç veya taksit ödemesi olanların oranı 5,4 puan artarak yüzde 63,7 oldu. Nüfusun yüzde 6,6’sına bu ödemeler yük getirmezken yüzde 23,0’ına çok yük getirdi. Hanelerin yüzde 60,8’i evden uzakta bir haftalık tatil masraflarını, yüzde 38,3’ü iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını, yüzde 33,4’ü beklenmedik harcamaları, yüzde 20,5’i evin ısınma ihtiyacını, yüzde 62,9’u eskimiş mobilyaların yenilenmesini ekonomik olarak karşılayamadığını beyan etti.
TOPLUMUN ÇEYREĞİ FİNANSAL SIKINTIDA
Okur-yazar olmayan fertlerin yüzde 24,1’i, bir okul bitirmeyenlerin yüzde 24,4’ü, lise altı eğitimlilerin yüzde 13,8’i, lise ve dengi okul mezunlarının ise yüzde 7,5’i yoksul olarak hesaplandı. Yükseköğretim mezunları ise yüzde 2,5 ile en düşük yoksulluk oranına sahip grup oldu. Finansal sıkıntıda olma durumunu ifade eden maddi yoksunluk; çamaşır makinesi, renkli televizyon, telefon ve otomobil sahipliği ile ekonomik olarak beklenmedik harcamaları yapabilme, evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilme, kira, konut kredisi ve faizli borçları ödeyebilme, iki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek yiyebilme ve evin ısınma ihtiyacını karşılayabilme durumu ile ilgili hane halklarının algılarını yansıtıyor. Yukarıda belirtilen dokuz maddenin en az dördünü karşılayamayanların oranı olarak tanımlanan ciddi maddi yoksunluk oranı; 2020 yılında yüzde 27,4 iken 2021 yılı anket sonuçlarında 0,2 puan azalarak yüzde 27,2’ye gerildi.
MAAŞLI ÇALIŞAN ORANI YÜZDE 47
Yıllık ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirlerinde en yüksek gelir, geçen yıla göre 6 bin 585 TL artarak 49 bin 297 TL ile tek kişilik hane halklarının oldu. Çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hane halklarının yıllık ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri 41 bin 753 TL iken tek çekirdek aileden oluşan hane halklarında bu değer 38 bin 159 oldu. En düşük yıllık ortalama eşdeğer kullanılabilir hane halkı fert gelirine sahip hane halkı tipi ise 29 bin 445 TL ile en az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hane halkları oldu. Toplam gelirden en yüksek payı yüzde 47,1 ile maaş ve ücret geliri aldı. Toplam gelir içerisinde en yüksek payı, yüzde 47,1 ile bir önceki yıla göre aynı kalan maaş ve ücret geliri aldı. İkinci sırayı yüzde 23,9 ile önceki yıla göre 2,1 puanlık artış gösteren sosyal transfer geliri alırken, üçüncü sırayı yüzde 17,5 ile önceki yıla göre 0,2 puan azalan müteşebbis geliri oluşturdu. Tarım gelirinin müteşebbis geliri içindeki payı bir önceki yıla göre 2,5 puan artarak yüzde 23,4 olurken, emekli ve dul-yetim aylıklarının sosyal transferler içindeki payı 1,7 puan azalarak yüzde 90,0 oldu.
ÇALIŞANLARIN YARISI EV SAHİBİ
Oturulan konuta sahip olanların oranı geçen yıla göre 0,3 puan azalarak 2021 yılında yüzde 57,5 olarak hesaplandı. Kirada oturanların oranı yüzde 26,8, lojmanda oturanların oranı yüzde 1,2, kendi konutunda oturmayıp kira ödemeyenlerin oranı ise yüzde 14,6 oldu. Kurumsal olmayan nüfusun yüzde 34,3’ü konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu, yüzde 33,9’u sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri gibi problemleri yaşarken, yüzde 23,4’ü trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlarla karşılaştı.
‘VERİLER GERÇEĞİ YANSITMIYOR’
TÜİK’in iki farklı verisi arasında tutarsızlık olduğunu ifade eden analist Cem Ovyat şöyle devam etti: “Milli gelir hesaplarına göre işgücü ödemelerinin GSYH’deki payında büyük bir düşüş vardı. Dahası pandemide, hele de enflasyon bu seviyelerdeyken gelir eşitsizliğinin bozulması için pek çok nedenimiz vardı. Ama TÜİK’in Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’na göre Gini katsayısı düşmüş. En zengin yüzde 5’lik kesimin gelirden aldığı pay da yüzde 21,4’ten, yüzde 20,8’e indi. Dahası aynı araştırmada ücretli çalışan ve işverenin ortalama gelirleri arasındaki oran da 0,334’ten, 0,344’e çıkmış. Bu tarz araştırmalar anket verisine dayanıyor ve bu anketler yapıldığı ülkelerde durumu tam olarak yansıtamıyor. Anketler dışında alternatif verilerle, mesela gelir vergisi verilerine göre hesaplama yapıldığında ABD başta olmak üzere dünyanın hemen her ülkesinde gelir eşitsizliğinin anket verisinin gösterdiğinden çok daha kötü olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye’de kayıt dışılık çok olduğu için gelir vergisinden gelecek veri de sorunlu olur tabii. Doğru veriyi tespit etmek çok kolay bir iş değil. Ama gerçek gelir dağılımı çok büyük ihtimalle TÜİK’in Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nın gösterdiğinden çok daha kötü.”
‘BURASI DRAMLAR DİYARI HALK SADECE NEFES ALIYOR"
Verileri değerlendiren ekonomist İris Cibre “Türkiye’nin yüzde 64’ü (konut taksiti harici) borçlu yüzde 23’ü ödemekte güçlük çekiyor. Yüzde 61’i tatile çıkamıyor. Yüzde 38’i iki günde bir et/tavuk/balık yiyemiyor. Yüzde 20 ısınmasını ödeyemiyor. Yüzde 63 ise eskimiş mobilyasını değiştiremiyor. En yüksek yüzde 20 gelir grubu toplam gelirin yüzde 46,7’sini alıyor. Burası dramlar diyarı. Halk sadece nefes alıyor” dedi. İktisatçı Orhan Karaca ise “İşte buna şaşırdım. Pandemide gelir dağılımı bozulmuştur diyorduk ama düzelmiş; yoksulluk artmıştır diyorduk ama azalmış. İstihdam düşerken, doğrudan gelir desteğinden kaçınıp kredi kullanımına yüklenilirken bu nasıl oldu anlamak zor. Yine bir Türk mucizesi ile karşı karşıyayız” diye konuştu.
SANAYİ SEKTÖRÜNDE GELİR ARTIŞI YÜZDE 6
Yıllık ortalama esas iş gelirleri sırasıyla yükseköğretim mezunlarında 68 bin 229 TL, lise ve dengi okul mezunlarında 47 bin 326 TL, lise altı eğitimlilerde 35 bin 344 TL, bir okul bitirmeyenlerde 25 bin 911 TL ve okur-yazar olmayan fertlerde 19 bin 835 TL olarak hesaplandı. Geçen yıla göre yıllık ortalama esas iş gelirinde en yüksek artış yüzde 18,2 ile okur-yazar olmayan, en düşük artış ise yüzde 7,6 ile lise altı eğitimli fertlerde oldu. Esas iş gelirleri sektörel ayrımda incelendiğinde; en yüksek yıllık ortalama gelirin 51 bin 173 TL ile hizmet sektöründe, en düşük yıllık ortalama gelirin ise 32 bin 635 TL ile tarım sektöründe olduğu görüldü. Bir önceki yıla göre; yıllık ortalama esas iş gelirinde en yüksek artış yüzde 29,2 ile tarım sektöründe gözlenirken, bunu yüzde 11,2 ile hizmet sektörü izledi. Diğer taraftan sanayi sektöründe yüzde 6,1, inşaat sektöründe ise yüzde 4,7 artış gözlendi. Yıllık ortalama esas iş gelirleri sırasıyla işverenlerde 136 bin 280 TL, ücretli maaşlılarda 46 bin 846 TL, kendi hesabına çalışanlarda 37 bin 871 TL ve yevmiyelilerde 18 bin 006 TL olarak hesaplandı. Geçen yıla göre en yüksek artış yüzde 14,0 ile kendi hesabına çalışanlarda, en düşük artış ise yüzde 2,4 ile yevmiyelilerde oldu
'BU BİR DRAMDIR'
Karar yazarı ekonomist Oğuz Demir “TÜİK’e göre konut masrafları çok yük getiriyor diyenlerin oranı 2021’de yüzde 19,6’ya yükseldi. 2022’de bu oran çok daha yüksek olacak. Artan kiralar, faturalar derken yaşam standartlarımız gün gün düşüyor. Sahi siyaset ne için vardı? Bunları yükseltmek için mi ergen kavgası için mi? Bakın bu bir dramdır. Medyan gelirin yüzde 60’ının altında gelirliler arasında 2 günde et/balık/tavuk içeren yemek masrafını karşılayabilirim diyenlerin oranı yüzde 35,8’den yüzde 30’a düştü. Medyan gelirin yüzde 120’sinin üzerinde geliri olanlar için bu oran yüzde 83’ten yüzde 87’ye çıktı. TÜİK’in yaptığı araştırma orta sınıfın da 2021’de her konuda çok daha zor bir yaşama sahip olduğunu gösteriyor. Medyan gelir 2021’de 28 bin 69 TL. 4 kişilik bir ailede aylık ortalama gelir 9 bin 356 TL olmuş. 2021’de bu gelirin yüzde 50’sinin (aylık 4.678 TL) altında yoksul olarak tanımlanan kişi sayısı 12 milyon kişi olmuş. Yüzde 70 (6.549 TL) sınır alırsak sayı 24 milyona çıkıyor” açıklamasını yaptı.
PANDEMİYE RAĞMEN GELİR NASIL İYİLEŞTİ?
Ekonomistler de gelir dağılımı üzerine sosyal medya üzerinden yorumlarını dile getirdi. Ekonomist Uğur Gürses “Biri bana anlatabilir mi; İşsizlik ile eksik istihdamın patladığı ve gelir kayıplarının yaşandığı bir yılda (2020) gelir dağılımı nasıl iyileşmiş? GINI katsayısı 0.41’den 0.401’e iyileşmiş?” dedi.