İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, TÜİK'in açıkladığı Türkiye ekonomisinin 2022 yılı ikinci çeyrek büyüme rakamlarını değerlendirerek, bir durağanlaşmanın hafiften kendini gösterdiğini belirtti. Bahçıvan, "Avrupa’dan gelen resesyon haberlerinin ihracatımızda yaratabileceği olası olumsuzluklar, ekonomimizin büyümesinde de bir ivme kaybı olabileceğini işaret etmektedir." diye konuştu.
TÜİK, Türkiye ekonomisinin 2022 yılı ikinci çeyrek büyüme rakamlarını açıkladı. Verilere göre büyüme, beklentilerin üzerinde gerçekleşerek yüzde 7,6 oldu.
"Sanayinin büyümeye değerli katkısını sürdürmekle birlikte, bir durağanlaşmanın da hafiften kendini göstermekte olduğunu söylememiz gerekiyor." diyerek açıklanan rakamları değerlendiren İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, "Avrupa’dan gelen resesyon haberlerinin ihracatımızda yaratabileceği olası olumsuzluklar, ekonomimizin büyümesinde de bir ivme kaybı olabileceğini işaret etmektedir” ifadelerini kullandı.
Bahçıvan'ın konuşması şu şekilde:
“EKONOMİ GÜÇLÜ BÜYÜME PERFORMANSINI KORUDU
Türkiye 2022 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 7,6 büyüyerek; yüksek büyüme odaklı hedefine uyumlu şekilde bir büyüme skoru elde etmiştir. Böylece ekonomi, yılın ilk yarısı boyunca güçlü büyüme performansını korumuştur.
SANAYİMİZ İKİNCİ ÇEYREKTE GERİLESE DE...
Sanayimizin ilk çeyrekte 8,2 olan yıllık büyüme oranı ikinci çeyrekte yüzde 7,8’e gerilese de Türkiye büyümesine paralel bir seyir göstererek dirençli görünümünü koruduğunu söyleyebiliriz. Bu direnci, özellikle imalat sektöründe birinci çeyrekteki yüzde 8 olan büyümenin ikinci çeyrekte yüzde 9,1’e çıkmasında daha net görmekteyiz.
Bu verilere bakarak sanayi sektörümüzün büyüme içindeki payını koruduğunu, sanayinin büyümeye değerli katkısını sürdürmekle birlikte, bir durağanlaşmanın da hafiften kendini göstermekte olduğunu söylememiz gerekiyor.
BÜYÜMEDE DE BİR İVME KAYBI OLABİLECEĞİNİ İŞARET ETMEKTE
Özellikle İSO olarak her ay açıkladığımız Türkiye İmalat PMI verileri ile Avrupa’dan gelen resesyon haberlerinin ihracatımızda yaratabileceği olası olumsuzluklar, ekonomimizin büyümesinde de bir ivme kaybı olabileceğini işaret etmektedir. İçinde bulunduğumuz çeyrekteki bu öncü göstergeler, bize sanayinin güncel sorun ve beklentilerinin bitirilebilmesinin, sanayimizin büyümeye istikrarlı katkısını sürdürebilmesi açısından ne kadar önem arz ettiğini ortaya koymaktadır.”