Dünyada her yıl onlarca ton gıda israf edilirken, milyonlarca insan da açlıkla mücadele ediyor. BM’nin Tarım Örgütü ‘Dünya Gıda Günü’ nedeniyle yayınladığı raporda 2050’ye kadar milyonlarca insanın açlıkla karşı karşıya kalabileceğini altını çizdi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar dünyada gıda güvenliğini sağlamanın devletlerin katılımıyla sağlanacağını belirtirken, üretici ise ‘’Gıda krizi geliyor dedik, kimse bizi dinlemedi’’ dedi.
İklim değişikliği, küresel ısınma, pandemi ve savaşlarla beraber gıda güvenliği riski artmaya devam ediyor. Tehlikeye rağmen onlarca ton gıda israf edilirken, milyonlarca insan açlıkla mücadele ediyor. Birleşmiş Milletler (BM) Tarım Örgütü (FAO) 16 Ekim, “Dünya Gıda Günü” nedeniyle yayınladığı raporda iklim değişikliği nedeniyle 2050 yılına kadar milyonlarca insanın açlık riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Dünya Gıda Günü’nün bu yılki temasını, “Hiç kimseyi geride bırakma” olarak belirleyen FAO, 2022’nin birçok küresel zorluğun yılı olduğunu ifade etti. Raporda Kovid-19 salgını, çatışmalar, iklim değişikliği, artan fiyatlar ve uluslararası gerilimler gibi zorluklar, gıda güvenliğini etkilediğinin altı çizilirken, 2021’de yüksek akut gıda güvensizliği yaşayan yaklaşık 193 milyon kişinin, hayatta kalması için insani destek gerektiği ve bunların yarım milyondan fazlasının, açlık ve ölüm gibi felaketlerle karşı karşıya kaldığı ifade edildi. FAO raporunda yüksek akut gıda güvensizliği çekenlerin üçte ikisini kırsalda tarımla uğraşanların oluşturduğunu, dünya nüfusunun nerdeyse yüzde 40’ına denk gelen 3,1 milyar kişi sağlıklı beslenmeye güç yettiremediğini vurguladı.
Merkezi Washington’da bulunan Uluslararası Gıda ve Kalkınma Politikaları Araştırma Enstitüsünün (IFPRI) yayımladığı 2022 Küresel Gıda Politikası Raporu’nda “iklim değişikliği, gıda sistemi için büyüyen bir tehdit” ifadesi kullanıldı. İklim değişikliği adaptasyonunun, gıda sistemi için acil ve uygulanabilir olduğu kaydedilen raporda, gıda üretim, dağıtım ve tüketim uygulamalarının iklim değişikliğine adapte edilmesi gerektiği uyarısı yapıldı. Kuraklıklar su taşkınları sıklığındaki ve şiddetindeki değişimlerim çiftçileri zor durumda bıraktığı aktarılırken, ürün ve hayvan yetiştirmeyi de zorlaştırdığı kaydedildi. Diğer yandan, ABD Çevre Koruma Ajansının sitesinde yapılan açıklamada, tarımın büyük oranda iklime bağlı olduğu ifade edildi. Açıklamada, artan hava sıcaklıklarının bazı bölgelerde mahsul verimini artırabileceği ancak bu artışın, besleyicilik seviyesi, toprak nemi, suya erişim ve diğer koşullarla örtüşmesi gerektiğine işaret edildi.
TÜRKİYE AKDENİZ’DE KÜRESEL ISINMADAN ETKİLENEN ÜLKELERİN BAŞINDA GELİYOR
FAO’nun yanı sıra Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “16 Ekim Dünya Gıda Günü” nedeniyle yaptığı açıklamada, dünyada gıda güvenliğini sağlamanın devletlerin, uluslararası kuruluşların, sivil toplum kuruluşlarının ve tüm diğer aktörlerin aktif katılımı ve diyaloğuyla mümkün olabileceğini bildirdi. Bayraktar, FAO’nun, söz konusu etkinliklerde küresel ısınmanın, yükselen gıda fiyatlarının ve uluslararası gerginliklerin dünya gıda güvenliğini etkilediği bir ortamda dünyada her insanın bu durumdan zarar gördüğüne dikkati çektiğini belirtti. Dünyadaki fakir insanların yüzde 822nin kırsal kesimlerde yaşadığını belirten Bayraktar, bu kesimlerin doğa ve insan tarafından yaratılan olumsuzluklardan daha çok etkilendiğini söyledi.
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar
Tüm dünyada açlıkla mücadele devam ederken FAO verilerine göre, 2021 yılında 828 milyon insanın yetersiz beslendiğini ve açlık yaşadığını kaydeden Bayraktar, 2021’de dünyada yaklaşık 2,3 milyar insanın yani dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 30’unu, orta veya ciddi düzeyde gıda güvensizliği yaşadığına işaret etti. Gıda güvenliğini sağlamada kayıp ve israfın azaltılmasının en az verimlilik kadar önemli olduğuna işaret eden Bayraktar, büyük emek ve kaynak harcanarak üretilen her ürünün bir gramının dahi ziyan edilmeyecek kadar değerli olduğunu, gıda güvencesini aşağı çeken israfın artık bitmesi gerektiğini bildirdi. Türkiye’nin, Akdeniz çanağında küresel ısınmadan en kötü etkilenen ülkelerin başında geldiğini vurgulayan Bayraktar, “Önlem alınmazsa Türkiye’nin su kaynakları hızla kuruyacak, gıda güvenliği tehlikeye girecek, insanlarımızın gıdaya ulaşması zorlaşacaktır. Sadece son 10 yılda su kullanımı 3’te 1 oranında arttı. Su yönetimi politikaları hızla hayata geçmeli ve mevcut sistem değiştirilmelidir’’ dedi. Bayraktar, üretimde atıl kapasitenin em aza indirilmesi ve verimin artırılmasının gıda enflasyonu riskinin azaltmada önemli bir araç olacağını söyledi.
45 ÜLKEDE 50 MİLYON KITLIKLA KARŞI KARŞIYA
Uzun süredir devam eden gıda sorunundan Somali, Kenya ve Etiyopya’da en az 30 milyon kişi etkilenirken BM’ye göre Doğu Afrika’da 81 milyon kişinin gıda güvenliği sağlanamıyor. Birleşmiş Milletler (BM), gerekli tedbirler alınmadığı takdirde mevcut gıda krizinin 2023’te küresel çapta bir felakete dönüşebileceği uyarısı yaptı. Dünya Gıda Programına göre, 45 ülkede yaklaşık 50 milyon insan kıtlığın eşiğinde. Dünya genelinde 800 milyondan fazla kişi ise her gece yatağa aç girerken, Uluslararası Para Fonu (IMF) ise büyük fiyat dalgalanmalarının gıda güvensizliğini artırması nedeniyle dünyanın bir gıda kriziyle karşı karşıya olduğu uyarısı yaptı.