Enflasyonla mücadelede gereken adımlar tüm uyarılara rağmen atılmazken, problemin sorumlusu olarak çiftçilerden ve marketlerden sonra şimdi de sanayiciler işaret edildi. “Resmi faiz yüzde 14, biz yüzde 50’yle kredi alabiliyoruz” şikayetine cevap olarak “Stok yaptınız” suçlaması yöneltilen sanayici “Enflasyona karşı temmuzda 51 ülke faiz artışı yaptı. Biz ne yaptık?” diye tepki gösterdi.
‘Kredi kullanmak isteyen ihracatçı 3-4 ay sırada bekliyor’
Enflasyonun rekor seviyelere ulaşmasında sanayicilere sorumluluk yüklendi. MB Başkanı Kavcıoğlu’nun ‘Ucuz kredi alınıp stokçuluk yapılıyor’ çıkışı ise tartışma yarattı. Politika faizinin yüzde 14’te tutulduğunu ancak piyasada faizin yüzde 50’lere çıktığını belirten sanayiciler ve ihracatçılar “Kredi kullanmak isteyen de 3-4 ay sırada bekliyor” dedi. Hükümetin izlediği politikaların doğurduğu olumsuz etkilere dikkat çekildi.
Yapılacak belli, dünya faiz artırırken biz ısrarı sürdürdük
Faizi piyasanın altında tutan, TL’nin değerini düşüren yaklaşımın enflasyonu da patlattığı belirtildi. İş dünyasının temsilcileri ‘Sanayici dövizle makine, ham madde alıyor. Borç ödemesi yapıyor. Enflasyon yüksek olmasa bunları konuşmazdık’ değerlendirmesinde bulundu. ‘Enflasyonu düşürmek için atılması gereken adımlar belli. Yalnızca temmuz ayında 51 ülke faiz artışı yaptı. Biz ne yaptık?’ sorusu yöneltildi.
Enflasyonun, kurun ve yüksek faizin yeni sorumlusu sanayiciler
Isınan ekonomi karşısında önlem alan birçok ülke karşısında TCMB yedinci ayında da faizleri sabit tuttu. Ekonomi yönteminin aldığı kararlar yaşanan sıkıntılara çözüm olmazken, sanayicinin feryadı da ‘stokçuluk’ suçlamasına döndü. Sanayici krediye ulaşamadığını söylerken, Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu ‘kredilerle döviz alıyorsunuz’ dedi. İSO meclisinde uzayan tartışma sonrasında enflasyonun, faizin ve kurun günah keçisi bu sefer sanayici ilan edildi.
Ekonomi yönetiminin uzun bir süredir aldığı kararlar ne enflasyonu ne de kura etki ediyor. Isınan ekonomi karşısında alınan önlemler anlık oluyor. Bugün bakıldığında Türkiye’nin enflasyonu hemen hemen yüzde 80 seviyesinde. İstanbul’un enflasyonu da yüzde 100’e çok yaklaştı. Dolar Aralık 2021’deki seviyesini bile geçti. Merkez Bankası ise son 7 toplantıda politika faizini yüzde 14’te sabit bıraktı. Sabit kalan 3 toplantıdan sonra politika faizinin piyasalarda bir anlamı kalmadığı görülürken hem bireysel hem de ticari kredi faizlerinde sert yükselişler görüldü. Sanayiciler artan kredi faizleri karşısında ucuz finansman sorunu yaşamaya devam ederken, yıllık yüzde 40-50 aralığında faiz oranları piyasalarda dönmeye başladı. Sanayicinin bardağını taşıran son damla ise İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) temmuz ayı meclis toplantısı oldu. Sanayiciler ile Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu arasında yaşanan tartışma gündemdeki sıcaklığını koruyor. Gerçekleşen toplantıda sanayiciler, TCMB’nin politika faizi yüzde 14 iken bankalarda yüzde 50’lere varan oranlarda kredi faizleriyle karşı karşıya kaldıklarını ve Eximbank’tan da yeterli kredi desteğini alamadıklarını aktarmıştı. Kavcıoğlu ise ‘ucuz kredi kullanıp döviz alıyorsunuz, hepinizin listesi elimizde var’ gibi göz dağı vermişti. Toplantı sonunda sanayiciler ne kadar dert yakınsa da enflasyonun, faizin ve kurun günah keçisi yine belli olmuştu. Ekonomi yönetimi bir türlü artan enflasyona çözüm bulamazken, sürekli topu başkasına atıyor. Sanayiciler Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu’nun iddialarına Bloomberg HT ile cevap verdi.
Kaynaklar Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verileri bir kısmı ile de döviz kredisi borçlarının kapatıldığına işaret ediyor. BDDK haftalık verilerinden yapılan hesaba göre her 100 liralık TL cinsi ticari kredinin yaklaşık 30 lirası döviz kredisi borcuna aktarılmış durumda.
‘İthalat yerel parayla değil dövizle’
Plastik Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı (PAGDER) Selçuk Gülsün, verilerin sanayicinin döviz varlığının aşırı bir şekilde arttığını göstermediğini dile getirdi. Bloomberg HT’ye konuşan Gülsün, sanayicinin kendi sektörlerinde yapısal olarak yoğun hammadde ve ara malı ithalatı yaptığını, fiyatlamaların da yerel para değil dövizle olduğunu hatırlattı. Bu nedenle sanayicinin dövize ihtiyaç duyduğunu söyleyen Gülsün “Veriler sanayicinin ara mallarına yatırımı azalttığını gösteriyor. Sanayici döviz pozisyonu artırdı mı? Verilere bakıldığında tüzel kişilerin pozisyonunda çok küçük bir artış var. Pandemi öncesi 70 milyar dolar iken geçen yıl bu miktar 86 milyar dolara çıkmış. Şimdi ise 76 milyar dolar. Yani Sayın Başkanın ifade ettiği dövize eğilim var ifadesi ile uyumlu görmedim” ifadelerini kullandı. Finansmana erişim konusunda da sıkıntılar yaşandığını dile getiren Gülsün, kurların yüzde 350 arttığı bir dönemde kredilerin yüzde 300’ün altında arttığını belirterek, “Bankalar gösterge faizi ile borçlanıp, yüzde 40-45 ile para sunuyor. Sanayici önünü göremediği için bu krediye almaya pek de istekli olmuyor. Son yapılan düzenlemelerle de vadeler iyice kısaldı. İçeride şirketlerin piyasa dışında borçlanması imkansız hale geldi. Bu anlamda piyasada ciddi bir daralma yaşanabileceğini düşünüyorum” dedi.
‘Bu paralar belli insanlara veriliyor bize değil’
Modoko Yönetim Kurulu Başkanı Koray Çalışkan, kredi sorunu ve stokçuluk tartışması hakkındaki soruları özel bir televizyon kanalında yanıtladı. Kredi konusunu üstünde çok çalışarak, sektörlerle de konuşarak çözülmesi gereken bir konu olduğunu söyleyen Koray Çalışkan “Türkiye’nin kalkınması sanayi ile olacaksa, sanayideki üretim yapan insanlara pozitif bir ayrım yapmamız lazım. Şu anda bankalar kredi vermiyor. Kredi verilse de oranlar çok çok yüksek. Belli insanlara bu paralar veriliyor. Bunun önünü açmak lazım. Dolarizasyon kısmını kuvvetlendirecek kredi vermeyelim; ama sanayinin büyümesi için kriterleri belirleyip, o şekilde kredi vermemiz lazım” dedi. Çalışkan stokçuluk tartışması ile ilgili ise şunları kaydetti: “Stokçuluğun olabilmesi için ürettiğiniz ürünü piyasaya sunmamanız, akabinde fiyatların yükselmesi ve yükseldikten sonra satış yapmanız lazım. Sektörler özelinde baktığınız zaman; şu anda sadece İstanbul’da binlerce mobilyacı var. Böyle bir şey mobilya özelinde yapılamaz. PMI’larımız beş dönemdir düşüyor. Sanayi beş dönemdir negatif performans sergiliyor. Şu anda moral, destek verilmesi gerekirken bir dönemdeyiz. İç piyasada ne yazık ki daralmanın süreceğini öngörüyoruz.”
‘Umarım bu şahap beyin şahsi fikridir’
Akdeniz Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (AKAMİB) Başkanı Bülent Aymen söz konusu açıklama hakkında “Umuyorum ki bu Şahap Bey’in kişisel fikridir, kurum fikri değildir” dedi. Tüm sektörlerde üretimde ve ihracatta finansmana erişimde önemli bir sıkıntı olduğunun altını çizen Aymen “Ekonomi kurmaylarının tüm söylemlerinde yüzde 14 politika faizinden bahsediliyor. Devlet bankalarındaki kısıtlı kaynaklardan dolayı, zaten fatura karşılığı kullandırılan yüzde 14 politika faizine erişiminiz çok zor. Özel bankalarda kredi faizleri yüzde 44-45’lerden başlıyor. Herkes tekerini bir şekilde döndürmek zorunda olduğu için mecburen bu oranlardan kredi kullanıyor” diye konuştu. Aymen, sözlerine şu şekilde devam etti: “Yatırım tarafında, Sayın Cumhurbaşkanımız KGF kredisinden bahsetti. 31 Temmuz’a kadar faturalar toplandı. Bir kısım firmalar bu krediye güvenip makina alımı için ön ödeme yaptı. Buna karşın halen bu konuyla ilgili hiçbir ses, haber yok. Bu ülkede yüzde 90’lar üzerinde gerçek enflasyon var. Dolayısıyla, bankaların yüzde 14 politika faizi ile uzun süreli kredi kullandırabilmesi çok zor; ama bugünkü enflasyon ortamına göre birtakım ayarlamalarla ihracatın devam ettirilmesi lazım. İmkânlar ölçüsünde kredi musluklarının açılması lazım.”
‘Kredi oranları yüzde 50 bandında’
Nurol Yatırım Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Akkurt son dönemde tartışılan finansmana erişim olanakları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bloomberg HT yayınına katılana Akkurt, kamu bankalarının biraz daha düşük ve sınırlı kredileri ile ağırlıklı ortalama oranın yüzde 29 olduğunu ticari bankaların verdiği kredilerinin yüzde 40-50 bandına oturduğunu söyledi. Akkurt şirketlerin krediye ulaşmasının zor olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: “Ucuz kredi konusundaki tartışmalar bence biraz daha uzayacak gibi görünüyor. Şu anda ticari bankaların uyguladığı ticari kredi faizleri neredeyse yüzde 40-50 bandında bir yerlere oturmuş durumda. Kamu bankalarının verdiği biraz daha düşük. Ortalaması alınınca yüzde 29 gibi bir rakam telaffuz ediliyor. Ben bunun piyasadaki gerçek durumu yansıttığını düşünmüyorum. Uygulamaya konulmaya çalışılan kısıtlamalarla şirketlerin krediye ulaşması zorlaştı.”
‘Bunu konuşmamızın tek nedeni fiyat artışları’
Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı’nın açıklamalarını yorumladı. İSO Meclis toplantısında konuşulan sözleri doğru bulmadığını söyleyen Yorgancılar “Merkez Bankası’nın ana görev tanımında para politikalarını düzenlemek, fiyat istikrarını sağlamak diye çok açıkça bir ifade var. Sayın Merkez Bankası Başkanı’nın yapmış olduğu açıklamaları tüm kamuoyu ağzının içine bakarak izliyor; dolayısıyla güven vermek zorunda. ‘Elimde liste var, stokçuluk yapıyorsunuz’ diye konuşmayı doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum” dedi. Yorgancılar sözlerine şu şekilde devam etti: “Bugün piyasadaki banka faizleri yüzde 30’dan başlıyor. Firmaların kredibilitesine göre yüzde 50’ye kadar faiz isteyen bankalar var. Geçen hafta açıklanan bir uygulama ile kamu alacaklarının gecikmesi yıllık yüzde 30’a yükseltildi; ama politika faizimiz hala yüzde 14 seviyesinde. Bunun en büyük sıkıntısı enflasyonda. Türkiye 20 yıldır faiz, stokçuluk, kredi erişimi konularında konuşmuyordu. Bugün, bunu konuşmamızın tek sebebi enflasyonun yüksek seviyede olmasıdır. Eğer bir ülkede üretim yoksa kalkınmak hayaldir. Sanayi üretim endeksinin arttığı yıllarda Türkiye’nin büyümesinin yukarı yönlü geliştiğini görüyoruz. Bu anlamda sanayinin desteklenmesi, moral verilmesi gerekiyor. Yüzde 14 politika faizi ile kredi veren bir banka yok. Sadece kamu bankalarında, fatura karşılığında, eğer kredi limitleri açıksa oradan karşılamaya gayret ediyorlar. Türkiye’deki sanayici, esnaf, tüccar sadece kamu bankaları ile çalışmıyor.”
‘Masa başında olmak yerine bizi dinleyerek hareket etsinler’
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, sektörün durumunu ve stokçuluk tartışmasını yorumladı. Yayan “Stokçuluk aslında ekonomide bir şeyin iyi gitmediği yönündeki görünümün ifadesidir. Birileri bir şeyleri stok ediyorsa, birtakım yanlış uygulamalar var demektir” diye konuştu. Üretim yapan kesimde stokçuluğun olmayacağının altını çizen Yayan “Stokçuluk ticari kesimlerde olur. Ticari kesimlerin beklentilerine göre, belirli ticari tavır alışları içerisine girdiğini görürsünüz. Esas olan, onların bu beklentiye girmesine olanak veren ekonomik şartları ortadan kaldırmaktır. Dolayısıyla stok meselesine böyle bir bakış açısıyla, inzibati tedbirlerle yaklaşarak meseleyi çözebileceğimizi düşünmek gerçekçi bir yaklaşım değil” değerlendirmesinde bulundu. Yayan “Şu anda krediler konusunda sıkıntı var. Çok büyük ihracat yapan kuruluşlar yüksek faizle bile kredi bulmakta güçlük çektiklerini söylüyorlar. Eximbank kredisinde de sıkıntı çektiklerini söylüyorlar. Masa başında olmaktan ziyade, ilgili kesimleri dinleyerek hareket etmek önemli. Haziran ayında, üretimimizde yüzde 13,1’lik, miktar yönünden ihracatımızda yüzde 18’lik düşüş var. Oysaki biz bu yıl üretimde ve ihracatta ciddi artışlar bekliyorduk. Geldiğimiz noktada, önümüzdeki aylarda bunun daha da ağırlaşmasından endişe ediyoruz” şeklinde konuştu.
‘Kullanmak için bile 3-4 ay sıra bekliyoruz’
Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Başkan Vekili Ahmet Hamdi Gürdoğan, şu an yüzde 50’ye çıkan kredi faizleri olduğunu söyledi. Sözcü’ye konuşan Gürdoğan “Bu sorunu tüm iş insanları yaşıyor. Var olan bir soruna yok demek çözüm getirmiyor. Eximbank da kredi musluklarını çok kıstı. Eximbank’tan kredi kullanmak isteyen arkadaşlarımızdan 3-4 ay sıra bekleyenler var. Bu sorunlar yoksa biz neden sıkıntı yaşayıp da 4 ay bekliyoruz? Bir ay içinde vereceğin krediyi 3-4 ayda verirsen sene bitiyor” diye konuştu. Bankaların, kredi çekmek isteyen firmalara çıkardığı zorluklara da değinen Gürdoğan, şöyle devam etti: “Firmanın teminatı, mal varlığı dört dörtlük olduğu halde ‘çöp olsa gözlerine batıyor.’ Borcu olmayan, sadece bir taksitini bir hafta geciktirmiş birinin bile bu geciktirmesi önüne sorun olarak konuluyor. Kimin bu dönemde günü gününe taksit ödeyebilecek gücü var? Bunlar bizim karşılaştığımız çok temel sorunlar. Bu süreçlerin hızlanmasını istiyoruz. Sadece adım atmak, yürümek istiyoruz. Parayı bekletecek durumumuz yok. Para beklerse ihracat durur. İhracatta büyümek, finansman desteğine ulaşmakla olur. Biz borçlu olanları affedin demiyoruz ki. En azından günü kurtarmak için finansman desteğine akışı hızlandırın.”
‘Doğru firmalara ulaşmasını hedefliyoruz’
Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu, İSO’dan sonra şimdi de TOBB üyeleriyle bir araya geldi. İSO’da yaşanan kredi tartışmalarının burada da sürdüğü görüldü. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, finansman sorununun arttığını ve yüksek faizle bile hiç kredi vermeyen bankaların olduğunu anlattı. Kavcıoğlu ise “Bu kredinin hedefli olarak en sağlıklı şekilde doğru firmalara ulaşmasıdır” dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sektör Meclisleri müşterek toplantısı Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun katılımıyla gerçekleşti. Toplantının gündem konusu yine kredi ve faizdi. Kavcıoğlu, ihracatçılar başta olmak üzere imalatçı şirketlere düşük maliyetle sağlanan finansmanın ‘hedefli olarak doğru firmalara’ ulaşmasını istediklerini, bunda şu anda kısmen başarılı olduklarını söyledi. Kavcıoğlu, dolar cinsi reeskont kredilerinden örnek vererek “Böyle avantajlı bir kredinin hala talep görmesi çok doğal... Hepimize düşen görev bu kredinin hedefli olarak en sağlıklı şekilde doğru firmalara ulaşmasıdır. Çabamız budur. Bunda da kısmen başarılı olduk” dedi. Kavcıoğlu kredilerin şirketlerin küçük veya büyük olmasından bağımsız tabana yayıldığını savunarak, kredilerin kur ve cari açıkta sorun yaratmayacak şekilde kullanılmasında kararlı olduklarını söyledi. TCMB Başkanı Kavcıoğlu, iş dünyasına şu mesajları verdi: “Merkez Bankası tarafından yapılan düzenlemelerin de önemli etkisiyle ihracatçılarımıza, üretimlerini artırmaya yönelik daha elverişli finansal koşulların sağlandığını değerlendiriyoruz. Türk lirası cinsi ihracat ve yatırım kredileri, 2022 yılı başından itibaren hızlı bir artış göstermiştir. Aralık 2021-Mayıs 2022 döneminde TL ticari krediler 618 milyar lira artarken, bu artışın 154 milyar lirası ihracat ve yatırım kredilerindeki artıştan kaynaklanmıştır. Bu çerçevede, yatırım ve ihracat kredilerinin toplam ticari krediler içerisindeki payının yüzde 28’e yaklaşarak son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaştığının altını çizmek isterim. 2021’in ilk altı ayında TL firma kredi net kullandırımı 75,6 milyardan 2022’nin aynı döneminde 11 katına çıkarak 820 milyar TL olmuştur. YP dahil tüm kredilerin 2021-2022 ilk yarısındaki kullandırım büyüme oranı kur etkisinden arındırılmış olarak yüzde 531 oranında gerçekleşmiştir. 2022 yılının ilk yarısında sağlanan krediler 2021 yılının tümünün 4 katından fazladır. KOBİ kredileri ise yılın ilk altı ayında 372,8 milyar TL ile 2021 yılının aynı dönemindeki 27,3 milyar kullandırıma göre 14 katına yükselmiştir.”
Rekor artış gösterdi
Şahap Kavcıoğlu “Sağlanan kredilerin rekor artış gösterdiği bu dönemde krediye erişim, kredi kullanan firma sayılarına da yansıyacak ölçüde güçlü ve yaygın şekilde gerçekleşmiştir. Aralık 2021 ile Haziran 2022 arasında kredi verilen firma sayısı toplamda 1 milyon 878 binden 1 milyon 960’a çıkarak 82 bin adet artarken, kredi kullanan KOBİ’lerin sayısı 195 bin adet yükselerek 2 milyon 56 bin olmuştur. Merkez Bankası Başkanı olduktan sonra 20 milyar dolarlık reeskont limitini 30 milyar dolara çıkardık. Vadeyi 1 yıla yaydık faizleri düşürdük tabana yaygın bir şekilde kullanımını sağladık. Bugün böyle avantajlı bir kredinin hala talep görmesi çok doğal. Onun için biz de bu limitin 10 milyar dolarını kamu ve özel bankalara açtık, limitleri verdik. Size ve bize hepimize düşen görev bu kredinin hedefli olarak en sağlıklı bir şekilde doğru yerlere doğru firmalara ulaşmasıdır. Bizim çabamız budur. Bunda da kısmen başarılı olduk. Yine ihracatın arttırılması ve ithal ikamesi yatırımlarının artması için Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı %9 faiz ve 2 yıl ödemesiz 10 yıl vadeli yatırım kredisi Merkez Bankası kaynaklarından karşılanmaktadır” dedi.
‘Cari fazlaya destek olacak politikalara odaklandık’
“Yeni ekonomi modelimizde, cari fazlaya destek olacak hedefli kredi politikalarımızla ülke ekonomimiz için en verimli sonuçları almaya odaklanmış durumdayız” diyen Şahap Kavcıoğlu şöyle devam etti: “Tüm düzenleme ve kararlarımızı da bu doğrultuda alıyoruz. Reel sektöre verilen söz konusu destekler için gerekli finansal koşulları oluşturduğumuz gibi bu kaynakların ekonomimiz için azami verimi sağlayacak alanlarda doğru kullanımını da önemsiyoruz. Hem kaynakların reel sektörümüzle tabana yaygın şekilde buluşturulmasında hem de söz konusu kaynakların döviz kurları ve enflasyonda istikrarsızlık oluşturmayacak ve cari denge hedefimize katkı verecek şekilde kullanılmasının sağlanmasında son derece kararlıyız. Almakta olduğumuz kararlarla uygun maliyetli kaynakların yatırım, istihdam, üretim ve ihracata hedefli olarak cari dengeyi güçlendirmesine ve aynı zamanda bu kaynakların iktisadi faaliyet ile uyumsuz kullanımını engellemeye kararlıyız. Böylelikle, en kısa zamanda enflasyonda kalıcı bir düşüşü sağlamayı amaçlamaktayız. Bu kapsamda faiz politikasıyla birlikte, likidite, teminat, zorunlu karşılık ve uluslararası rezervlerin yönetimine ilişkin politika bileşenini etkin bir şekilde kullanmaktayız. Bütünleşik politika çerçevemizde, araçlarımızı bundan sonra da liralaşma perspektifiyle kullanmaya devam edeceğiz.”
TOBB Başkanı: ‘Sıcak para sorunu arttı hiç kredi bile verilmiyor’
Toplantıda konuşma yapan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da reel sektörün finansman sorununa dikkat çekti. Hisarcıklıoğlu “Son dönemde, finansmana ulaşım zorlaşmış, her il ve ilçemizdeki firmalarımızdan bu yönde gelen şikâyetler artmıştır. En büyük sıkıntıyı da; en fazla gözetilmesi gereken küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz yaşamaktadır. Kredi faizlerindeki yükselişin yanı sıra, kredi limitlerinin reel olarak daraltıldığı ve kullanımda sıkıntılar yaşandığı iletilmektedir” ifadelerini kullandı. Hisarcıklıoğlu, bazı bankaların ticari kredilere yüzde 30 ila 50 arasında faiz uyguladığını ve bazılarının hiç kredi vermediğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, kredi vadelerine ilişkin de bir değerlendirme yaptı. Diğer bir sorunun kredi vadeleri olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, “Yatırımlar için gerekli olan uzun vadeli ve sabit faizli kredi bulmak da giderek daha güç hale gelmektedir. Öte yandan, ihracatçılarımız için çok önemli bir imkân olan, Merkez Bankası reeskont kredisi kullandırımlarının azaldığına ilişkin şikayetler de artmaktadır. Reel sektörün arzusu, kredi piyasalarında istikrarın hakim olmasıdır” şeklinde konuştu. Rifat Hisarcıklıoğlu, yüksek enflasyon ve maliyet artışları nedeniyle yatırım ve işletme sermayesi için kredi ihtiyacının geçmiş dönemlere göre arttığını da vurguladı.
‘Finansman kobi’ler için önemli bir hale geldi’
Rifat Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti: “Ortak akıl ve istişarenin, içinde bulunduğumuz süreçte önemli ve gerekli olduğuna inanıyoruz. Bu çerçevede bugün burada, ülkemizdeki tüm sektörleri bir araya getiriyoruz. Sektör meclislerimizde, her sektördeki en büyük 40 firma yer alıyor. Ayrıca her mecliste, o sektörle ilgili kamu kurumlarının da temsilcileri bulunuyor. 2022’nin geri kalanında, dünyayı daha kasvetli ve daha belirsiz bir ortam bekliyor. Dolayısıyla, karşımıza çıkan bu zorlu dönemde; firmalarımızın uygun koşullarla finansmana erişiminin sağlanması, ülkemiz ekonomisi için kritik önemdedir. İşletme sermayesi kredileri, özellikle KOBİ’lerin faaliyetlerini sürdürebilmesi için kritik hale gelmiştir. Dolayısıyla, artan işletme sermayesi ihtiyacı da dikkate alınarak, alınan tedbirlerin yan etkileri konusunda hassas olunması; bankacılık sisteminin de krediye erişimi kolaylaştırması gerekmektedir. Bankalarımızdan da fonlama maliyetlerini de dikkate alarak, reel sektörümüze uygun koşullarla kredi sağlamaları ve yapıcı hareket etmeleri beklenmektedir.”