Merkez Bankası'nın faiz indirimi kararının ardından ekonomistler ilk değerlendirmelerini yaptı. Kararın siyasi etki altında alındığı konusunda ortaklaşan ekonomistler TL'nin dolar karşısında değer kaybetmeye devam edeceğini belirtti. Görüş bildirenlerin arasında doların 20 lirayı görebileceğini söyleyen de var.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, partisinin grup toplantısında dile getirdiği "Beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar, kusur bakmasınlar. Bu yolda ben, faizi savunanla beraber olamam, olmam” sözlerinin ardından gözlerin çevrildiği Merkez Bankası faizi 1 puan indirerek yüzde 15 yaptı.
Kararın ardından ekonomi çevrelerinden de değerlendirmeler gelmeye başladı. İlk tepkilerden biri, "İnsanın uykusu gelmiyor. Lütfen faiz indirimi yapmayın. Geri dönülmesi çok çok zor tahribatlar yaratıyorsunuz. Mega enflasyonun önünü açıyorsunuz. Faiz indirimi ile malları değerlenen Zenginleri daha zengin, fakirleri daha fakir yapıyorsunuz. Gelin dönün bu yoldan" çağrısı yapan finans uzmanı Özgür Demirtaş'tan geldi.
Demirtaş sosyal medya hesabından, "Macaristan Merkez Bankasını bugünkü faiz kararından ötürü tebrik ederim. ABD Merkez bankası ise hala hata içinde. Bu kadar bol para sadece zengini daha zengin eder. Bugünün doğru karar vereni Macaristan" ifadelerini kullandı.
İktisatçı Mahfi Eğilmez ise faiz indirimi hakkında, "Merkez Bankası politika faizini 100 baz puan indirerek % 16'dan 15'e düşürdü. Geçmiş olsun" tepkisi verdi. Eğilmez karar öncesinde ise "MB'nin kararını açıklamasına 20 dakika kaldığı halde beklentiler 200 baz puan indirimle 200 baz puan artırım arasında değişen bir belirsizlik genişliği içinde salınıyorsa ekonomiyi toparlamak çok zordur" demişti.
'TL'DEN DOLARA YÖNELİŞ HIZLANIR'
İktisatçı yazar Mustafa Sönmez ise dolara olan ilginin devam edeceğini belirterek "Beklendiği gibi politika faizi 1 puan daha indirildi ve %15 e düştü. Bu, enflasyonun 5 puan altında bir faiz. TL den dolara yöneliş hızlanır. İndirim Aralık’ta da 1-2 puan mümkün" değerlendirmesinde bulundu.
Sönmez, erken seçim mitingleri yapılması gerektiğini söyleyerek, "Muhalefet partileri , sendikalar, meslek kuruluşları, tüm örgütlü kesim, bir araya gelerek tüm yurtta enflasyonun yol açtığı yoksulluğun mimarı Saray’ı protesto ve erken acil seçim mitingleri yapmalı. Bu, en kısa zamanda örgütlenmeli. Sızlanmakla bir şey olmaz" çağrısı yaptı.
'AMAÇ HASIL OLDU'
Profesör Veysel Ulusoy da "Tebrikler Merkez Bankası... Amaç hasıl oldu. Oynaklıktan dolayı oldukça fazla kaynak aktarımı sağlandı" dedi.
'5 DAKİKALIK GECİKMEYİ ANLAYAMADIK'
Dünya gazetesi yazarı Alaattin Akkaş ise "Vatana, millete, ekonomiye, tüm vatandaşlarımıza hayırlı ve uğurlu olsun! Yoksa geçmiş mi olsun!" dedikten sonra kararın geç açıklanmasına dikkat çekerek, "Bu indirim bizim için çerez sayılır, başımızın üstünde yeri var! Onu anladık da, şu 5 dakikalık gecikmeyi çözemedik.
Ne oldu; MB'de elektrik mi kesildi, internet mi gitti, metni yazacak sekreter yemekten mi dönmedi; yoksa PPK üyeleri masa altından birbirine tekme mi attı!" diye sorguladı.
Profesör Doktor Sadi Uzunoğlu, "Mevduata 12 ile 15 % faiz verilirken dolarizasyonun tersi olacağını herhalde düşünmüyoruz... O zaman rasyonel insanlar için alternatifler daha net" ifadelerini kullandı.
Vergi Uzmanı Ozan Bingöl de "Borcunu geç ödeyen vatandaşa devletin uyguladığı gecikme faizi aylık %1,6, yıllık %19,2’dir. Faiz ise bu da faizdir. Bu oranı düşürmek ise tamamen Cumhurbaşkanı yetkisindedir" dedi.
'MERKEZ BANKASI HEPİMİZİ UÇURUMDAN İTİYOR'
Refet Gürkaynay da kararın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın etkisi altında alındığını kaydederek, "Cumhurbaşkanı yer çekimine inanmadığı için Merkez Bankası hepimizi uçurumdan itiyor. Bu ülkenin milyonlarca insanının göz göre göre sefalete itildiğine şahit oluyoruz" şeklinde yazdı.
'ENFLASYON-DEVALÜASYON DÖNGÜSÜNÜN KURDELESİ KESİLDİ'
Ekonomi yazarı Uğur Gürses ise Merkez Bankası açıklamasındaki "Kurul, bu etkilerin ima ettiği sınırlı alanın kullanımını Aralık ayında tamamlamayı değerlendirecektir" ifadelerine ilişkin "Aralıkta da 1 puan yapacağım açık sözlülüğü" dedi. Gürses, kararla ilgili "Kısmen girdiğimiz enflasyon-devalüasyon döngüsünün kurdelesi resmen kesilmiştir" ifadelerini kullandı.
Öte yandan ekonomideki duruma yurt dışı da kayıtsız kalmıyor. BBC Türkçe'nin Türkiye'nin kur krizi içerisinde olup olmadığı sorusunu yönelttiği yabancı ekonomistlerden Kanada merkezli yatırım bankası TD Securities'ten gelişen piyasalar baş stratejisti Cristian Maggio', "Evet, bir kur krizi var. Ancak şimdilik yoğunluğunun düşük olduğunu söyleyebiliriz. 2018 yılında kur bunun iki katı hızda hareket ediyordu" dedi.
"TL'deki kanamanın durması için faizlerin artırılması gerek" diyen Cristian Maggio, Merkez Bankası'nın eninde sonunda faizleri yükseltmek zorunda kalacağı görüşünü savundu.
'PARA POLİTİKASI SİYASİ GÜÇLERİN GÖLGESİNDE, KUR 20 VE ÜZERİNE ÇIKABİLİR'
İsviçre merkezli Swissquote bankasından piyasa stratejisti İpek Özkardeşkaya ise "Para politikası kararları siyasi güçlerin gölgesinde kalıyor ve bu çok vahim bir durum. Kur 10, 12, 20 ve hatta daha da üzerine çıkabilir. Dolardaki yükselişin hızını, piyasanın güveninin tekrar ne zaman kazanılacağı belirleyecek" yorumunda bulundu.
'EKONOMİ İÇİN AĞIR YÜK'
Özkardeşkaya, "TL'deki değer kaybı ülkenin fakirleşmesini, ekonominin yavaşlamasını ve şirket borç krizini tetikleyecektir. Özellikle doların zaten güçlendiği ve enerji fiyatlarının bu kadar arttığı bir dönemde TL'nin güç kaybetmesi demek, ekonomi için ağır bir yük demek" dedi.
Döviz alım ve satım platformu FxPro'dan kıdemli piyasa analisti Alex Kuptsikevich ise "TL'deki değer kaybı, düşük faiz politikasına destek verdiğini tekrar açıklayan Erdoğan'ın yardımı olmadan gerçekleşemezdi" diyor.
Londra merkezli ekonomik danışmanlık kurumu Capital Economics'in gelişmekte olan piyasalar kıdemli ekonomisti Jason Tuvey de Türkiye'nin kur krizi etkisi altına girmek üzere olduğunu belirterek Erdoğan'ın baskıssının faizlerin düşürülmesine ve enflasyonunun yükselmesine yol açtığını ifade etti
Tuvey, en büyük riskin bankacılık sektörü üzerinde olduğu görüşünde.