İç pazarda dengeyi göremeyen üretici yeni yatırım için elini korkak alıştırıyor. Ülkenin ihracat potansiyeli uzun bir süredir oldukça yüksek seyrederken, Avrupa’daki resesyon riski de ihracatta tehlike çanlarının çalmasına neden oluyor. OSD Başkanı Eroldu “Küresel raporlar önümüzdeki birkaç yılın da zorlu olacağını öngörüyor. Bu dönemi en iyi şekilde geçirmemiz için iç pazarın potansiyelini ortaya çıkaracak ortamın sağlanması önem taşıyor” dedi.
ALİ YILDIRIM
Türk otomotiv sektörü zor bir yılı geride bırakmak üzere. Fakat gelecek yılla ilgili tahminler çok da iyi değil. Avrupa’daki güçlü resesyon ihtimali ve yüksek enflasyon hem içeride hem de dışarıda ticareti sekteye uğratacak. Avrupa ve Türkiye’de yüksek enflasyonla birlikte otomobil fiyatları her geçen gün yeni zirveler yaparken, artan kur ve kredi sorunu da problemi daha da büyütmeye başladı. İç pazarda dengeyi göremeyen üretici yeni yatırım için ürkek davranmaya başladı. Ülkenin ihracat potansiyeli uzun bir süredir oldukça yüksek seyrederken, Avrupa’daki resesyon riski de ihracatın hızının kesilmesine neden oldu.
Talep artık otomotivden çok başka alanlara kaymaya başlarken Türkiye’de de üreticiler ‘bari iç pazarı canlı tutalım’ desteği bekliyor. Bunun üzerine geçen hafta Hazine Bakanlığı sosyal medya hesabı üzerinden sürpriz bir paylaşım yaparak Türkiye’deki otomotiv sektörü temsilcilerini ağırladı. Ne konuşulduğu net olarak paylaşılmadı fakat ismini vermek istemeyen yakın kaynaklar görüşmenin krediler üzerine olduğunu bu yüzden olumlu bir havada gittiğini ifade etti. Böylece daralan Avrupa pazarına karşı en azından kredi vadeleri ve oranları üzerine bir girişimin gerçekleşmesi beklenebilir. Kasım ayı üretim verilerini açıklayan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, aynı zamanda bir değerlendirmede de bulundu.
Eroldu “Otomotiv sanayi yapısı gereği uzun vadeli planlama ve birçok farklı senaryoyu dikkate alarak faaliyetlerini sürdürmek zorunda olan bir sanayi kolu. Küresel raporlar önümüzdeki birkaç yılın da zorlu olacağını öngörüyor. Bu dönemi en iyi şekilde geçirmemiz için iç pazarın potansiyelini ortaya çıkaracak ortamın sağlanması, ihraç pazarlarının çeşitlendirilmesi ve mevcut ihraç pazarlarımızda rekabetçiliğimizin korunmasına özen gösterilmesi önem taşıyor. Gelecekten beklentimiz, değişen otomotiv ekosisteminde ülkemizin mevcut rekabetçiliğinin korunmasını, geliştirilmesini hedefleyen uzun vadeli planlar üzerine kurulu bir yaklaşım ile ihracatımızı artırmak, öngörülebilir ve büyüyen bir iç pazar oluşturmak ve tüm bunlarla birlikte ülkemize daha fazla yatırım gelmesi için gerekli ortamı oluşturmak. Ülkemiz ekonomisine en çok katma değer sağlayan sanayi kollarından biri olan otomotiv sanayiinin içinden geçilen bu olağanüstü süreçte, korunmaya ve desteklenmeye yönelik kısa ve uzun vadeli politikalar her zamankinden daha da önemli bir hale geldi” dedi.
OSD Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu
ÜRETİMDE 2017 YILI HÂLÂ GEÇİLEMEDİ
Yılın ilk 11 aylık döneminde toplam üretim bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6 artarak 1 milyon 210 bin 331 adet olarak gerçekleşti. Zirve olarak nitelendiren 2017 yılının (1.5 milyon adet üstü) hala gerisinde olduğu görüldü. Geçen yılın ilk 11 ayına göre artıya geçen otomobil üretimi ise 717 bin 368 adet olarak gerçekleşti. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim ise 1 milyon 255 bin 270 adede ulaştı. Ticari araç grubunda, 2022 yılı Ocak-Kasım döneminde üretim yüzde 13, ağır ticari araç grubunda yüzde 25 ve hafif ticari araç grubunda yüzde 11 oranında arttı. 2021 yılı Ocak-Kasım dönemine göre ticari araç pazarı 6, hafif ticari araç pazarı yüzde 3, ağır ticari araç pazarı ise yüzde 19 artış sağladı. Ocak-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam otomotiv ihracatı adet bazında yüzde 5 oranında artarken, otomobil ihracatındaki artış yüzde 0,4 olarak gerçekleşti. Bu dönemde, toplam ihracat 876 bin 187 adet, otomobil ihracatı ise 509 bin 364 adet düzeyinde gerçekleşti. Ocak-Kasım döneminde toplam pazar, geçen yılla paralel seviyede seyretti ve 705 bin 183 adetten kapandı. Bu dönemde, otomobil pazarı da yüzde 2 daralarak 505 bin 886 adet oldu.
‘2023 BELİRSİZLİKLER YILI OLACAK’
Kötüsü geride kaldı diyemeyen sektör, 2023 yılından da çok umutlu değil. Küresel enflasyon, savaş krizi ve Türkiye’deki genel seçimler yılın ikinci yarısını belirleyecek. OSD Başkanı Eroldu da konu hakkında şöyle konuştu: “2023 yılı öngörülmesi zor, belirsizliklerle dolu bir yıl olacak. Ekim ayından açıklanan IMF Dünyanın Ekonomik Görünümü Raporu’nda 2023 yılı ekonomik büyüme beklentisini yüzde 2,9’dan yüzde 2,7’ye düşürdü. Rapora göre gelecek yıl yüksek enflasyon, ekonomik büyüme sorunları, Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü savaş ve Covid-19 salgınının ekonomi üzerindeki ağır baskının devam edeceği tahmin ediliyor. Raporda küresel ekonominin, para politikasının başarılı bir şekilde ayarlanmasına, Rusya- Ukrayna savaşının seyrine ve Çin’deki gibi salgınla ilgili arz yönlü daha fazla aksama olasılığına bağlı olduğu vurgulanıyor. Haliyle küresel ticaret ortamında etki alanımız dışında olan birçok konu var. Burada önemli gördüğümüz husus, kendi etki alanımızda olan ülkemizin ekonomi ve dış ticaret politikalarının sanayi faaliyetlerini koruyacak yapıda şekillendirilmesidir.”
1 MİLYON ALTI VOLTAJ ARTTI
Daha yılbaşında elektrikli otomobillerin başlangıç fiyatları milyon lira seviyesindeyken, artan çeşitlilik daha ucuza voltaj almanın önünü açtı. Ocak 2022’de ucuz elektrikli Renault ZOE iken, şimdi ilk beşte Opel Corsa-e, Citroen E-C4, Opel Mokka-e ve Hyundai Kona da var.
Türkiye’de en ucuz elektrikli otomobiller için Ocak 2022’de milyonları konuşurken, şimdi artan çeşitlilikle birlikte fiyat ortalaması hemen hemen geriledi. Son dönemde ortaya çıkan modeller 1 milyon lira altı olunca seçenekler de artmaya başladı. Sene başında 1 milyon lira altı elektrikli otomobil dediğimizde tek modelden bahsederken bugün fiyatların sert artmasına rağmen 5 farklı seçenek var. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de elektrikli araçlara olan ilgi gün geçtikçe artıyor. Artan şarj istasyonu sayısı ve gittikçe uzayan menziller, elektrikli araçları oldukça mantıklı bir seçenek haline getirmeye başladı.
OPEL MOKKA-E
Opel Mokka elektrikli versiyonuyla satışa sunuldu. Türkiye’deki yüzde 100 elektrikli ilk Opel olan Mokka 327 km’lik menzile sahip. Aracın başlangıç fiyatı 909 bin 900 TL.
RENAULT ZOE
Türkiye’de satılan ilk elektrikli otomobil modellerinden biri Renault Zoe de bu alanda başarılı örneklerden biri. Otomobil ile şehir içinde 350-400 kilometrelik menzile ulaşmak hiç de zor değil. WLTP formuna göre, 52 kWh batarya kapasitesine sahip olan aracın menzili hemen hemen 400 kilometre. Araç ev tipi prizlerle 25 saati bulan sürede şarj olurken bunu lokal soketli istasyonlarla 14 saate kadar düşürmek mümkün. Güç ünitesine göre 2-7 saat arasında değişen aralıklar yüzde 100 dolum için yetiyor. 50 kw DC şarj istasyonlarında ise 1 saat beklemek gerekiyor. Modelin başlangıç fiyatı şimdilik 834 bin 900 lira.
HYUNDAI KONA ELEKTRİK
Güney Koreli üretici Hyundai Kona’nın şu an Türkiye’de sadece 100 kw’lık modelini satıyor. Bu yüzden listenin ilk 5’inde yer alan model için başlangıç fiyatı 870 bin lira olarak belirlenmiş. Aracın bataryası 10’dan yüzde 80’e yaklaşık 48 dakikada (50 DC) doluyor. AC 11 kw tipi prizle 4 saat 20 dakikada maksimum 305 kilometrelik menzile sahip oluyor.
CITROEN E-C4
Ekim ortasında en ucuz elektrikli unvanıyla gelen Citroen e-C4, bugün en ucuz elektrikliler arasında 865 bin liralık etiketle üçüncü sırada. 50 kWsa kapasitesindeki batarya, 350 km (WLTP döngüsü) menzile imkan veriyor. 100 kW hızlı şarjı destekleyen bataryası sayesinde, uzun yolculuklar artık daha stressiz hale geliyor. Sadece 30 dakika gibi kısa bir sürede batarya %80’e kadar şarj edilebiliyor.