8 yıl önce Kırım’ı yutarken oluşan sessizliğe ve Batı’nın Rus enerjisine bağımlılığına güvenerek Ukrayna’ya giren Putin’in planı bu kez tutmadı. Petrol vanasını kapatan Biden’ı, İngiltere ile Avrupa takip etti. Suud, İran ve Venezuela’nın da boşluğu dolduracak seçenek olarak öne çıkması Moskova’nın elini iyice zayıflattı. Yanlış hesapla ekonomisini çıkmaza sokan Kremlin barış sinyallerini artırdı.
Ukrayna'da istediği askeri başarıyı elde edemeyen Moskova kapsamlı yaptırımlarla zora girdi. Kritik adım atan Biden, Rusya'dan petrol ve gaz alımını durdurduklarını açıkladı. İngiltere ve AB de yıl sonuna kadar enerji alımını keseceklerini bildirdi. Gazının yüzde 54'ünü Rusya'dan temin eden Almanya da nükleeri yeniden masaya koydu. Batı'nın enerji köprüsünü atması Putin'in elindeki en büyük kozu boşa düşürdü.
TAHRAN, RİYAD VE KARAKAS AÇIĞI KAPATMAK İÇİN DEVREDE
Enerji açığının kapatılması için trafik de hızlandı. İran ve Suudi Arabistan'ın petrol arzını artırması için süreç başlatan Washington, hükümetini devirmeye çalıştığı Venezuela'yla bile masa kurdu. Devlet Başkanı Maduro "Daha kapsayıcı bir diyalog sürecini canlandıracağız" açıklaması yaptı. Avrupa gazının yüzde 45'ini temin eden Rusya, etkileri uzun süreli olacak adımlarla çıkmaza girince barış sinyallerini artırdı.
PUTİN'İN SAVAŞ MAKİNESİNE DARBE
Gürcistan, Kırım ve Donbas’taki işgal ve ilhak eylemleri zayıf yaptırımlarla karşılaşan Putin’in Ukrayna savaşı sabırları taşırdı. Rus lider, dev savaş makinesini besleyen en büyük kozu petrol ve doğalgaza gelen yaptırımlarla sarsıldı. Rus petrol ve doğalgazına bağımlılıktan kurtulmak isteyen ABD ve Avrupa, İran ve Venezuela gibi düşman ülkelere zeytin dalı uzattı, nükleer enerjiden vazgeçme planları askıya alındı, alternatif enerji kaynakları gündemde.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı Batı dünyasında bugüne dek ‘uygulanamaz’ olarak görülen tarihi yaptırımların önünü açtı. Eski Sovyet imparatorluğunu canlandırma isteğini gizlemeyen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, NATO’nun genişlemesine engel olma gerekçesiyle son 14 yılda Gürcistan, Kırım ve Donbas’ta işgal ve ilhak eylemlerine girişti. Bu eylemlere karşılık ABD ve Avrupa’dan gelen etkisiz yaptırımlarla cesaretlenen Putin’in elindeki en önemli koz kuşkusuz sahip olduğu kritik petrol ve doğalgaz kaynaklarıydı. Özellikle Avrupa’nın Rus doğalgazı ve petrolüne olan büyük bağımlılığı Rus lidere karşı sürekli yatıştırma ya da zayıf yaptırımlarla karşılanıyordu. Bu yaptırımların etkisizliğinden cesaret alan Putin sonunda 24 Mart’ta Ukrayna’nın işgali için de düğmeye bastı. Operasyonun kısa sürede biteceğini ve bu zaman zarfında yaptırımların belli bir noktadan öteye gitmeyeceğini hesaplayan Putin’in planları ise bu kez zora girdi. Ukrayna savaşta büyük bir direnç gösterirken ABD ve Avrupa tarihte görülmemiş sertlikte yaptırımları bir bir devreye soktu. Daha önce uygulanması çok zor görülen, Rusya’nın küresel ödeme sistemi SWIFT’ten çıkarılmasının ardından en büyük darbe bu ülkenin en büyük gelir kalemi olan petrol ve doğalgaza vuruldu. ABD önceki akşam, Ukrayna’nın yaptırımların genişletilmesi çağrısında bulunmasının ardından Rusya’dan petrol, gaz ve kömür ithalatını tamamen yasakladığını duyurdu. İngiltere, Rus petrolünün ithalatını yıl sonuna kadar aşamalı olarak durduracak ve AB, gaz ithalatını üçte iki oranında azaltacak. İngiltere hükümeti, bunun tedarik alternatiflerini bulmak için yeterli zaman sağladığını söylüyor. Rusya’nın Başbakan Yardımcısı Aleksander Novak ise, Rus petrolünü reddetmenin “küresel pazar için feci sonuçlara” yol açacağını söyledi Ancak Batı ülkeleri Rusya’ya enerji bağımlılıklarını kesmekte kararlı görünüyor. İşte masadaki planlar:
AB ENERJİDE RUSYA’DAN KURTULMA PLANI HAZIRLADI
AB Komisyonu, enerji arz güvenliğini artırmak ve Rusya’ya olan bağımlılığı azaltmak için yeni doğalgaz tedarikçileri bulmayı, alternatif yakıtlara yönelmeyi, yenilenebilir yatırımları hızlandırmayı ve kış öncesinde doğal gaz depolarını doldurmayı içeren “REPowerEU” adlı planını açıkladı. Buna göre, AB ülkeleri sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tedarikini artıracak. Rusya dışındaki tedarikçilerden boru hatlarıyla doğalgaz alımı da yükseltilecek.
Hidrojen ve biyometan gibi alternatif gazlara yatırım yapılacak. Ayrıca ortak gaz alımları AB tarafından desteklenecek. Yapıların çatılarına güneş paneli kurulumuna hız verilecek.
Isı pompası kullanımı artırılacak. Yapıların yalıtımına öncelik verilecek. Enerji verimliliği artırılacak. Yenilenebilir projelerin izin süreçleri hızlandırılacak. Planla Rusya’dan ithal edilen gaz miktarı bu yıl 3’te 2 oranında azaltılacak.
ALMANYA NÜKLEER VE KÖMÜRE VEDAYI ERTELİYOR
Alman siyaseti de Rusya’ya bağımlılıktan nasıl kurtulabileceği üzerine kafa yoruyor. Almanya’nın doğal gaz ithalatının yüzde 55’i Rusya’dan yapılıyor. Taş kömürü ihtiyacının yüzde 50’si, petrol ihtiyacının da yüzde 30’unu yine Rusya’dan sağlanıyor. Moskova’nın enerji akışını kısıtlaması veya tamamen durdurması ihitmaline karşılık ülkede nükleer enerji ve kömüre veda planlarının askıya alınması gündemde. Eyalet hükümetlerinin ekonomi bakanları şimdi hem kömür hem de nükleer santrallerin kapatılması süreçlerinin tekrar gözden geçirilmesini talep ediyor. Yeşiller partili Ekonomi Bakanı Habeck de, “Hiçbir fikir tabu değil” diyerek çözüm için tekliflere açık oldukları sinyali verdi. Arap ülkelerinden de doğal gaz temini gözden geçiriliyor. Hükümet, Temmuz ayında yürürlüğe girecek bir yasal düzenlemeyle 2035’ten itibaren Almanya’nın bütün enerji ihtiyacını yenilenebilir enerjiden sağlamayı hedefliyor.
İRAN VE VENEZUELA’YLA İLİŞKİLER YUMUŞATILIYOR
ABD, Rusya’nın en büyük gelir kaynağı doğalgaz ve petrol ticaretine ambargo koyduğunu açıklamadan önce Ukrayna savaşı öncesine kadar ‘düşman’ kabul ettiği petrol zengini ve Putin yanlısı Venezuela ile İran’ın kapısını çaldı. ABD’den bir heyet geçen hafta Venezuela lideri Nicolas Maduro hükümetiyle, ABD’ye petrol sevkiyatı konusunda gizli temaslarda bulunurken, nükleer programı nedeniyle İran’a uygulanan ambargoların kaldırılmasına yeşil ışık yakmaya hazırlanıyor. Amerikan heyeti, ABD ambargosunun hafifletilmesi karşılığında Amerikan Chevron şirketinin Venezuela’da yeniden faaliyete geçmesi teklifinde bulundu. Venezuela’da 2017’de yolsuzluk suçlamasıyla gözaltına alınan ABD’li 6 yöneticiden 2’sinin serbest bırakılması ise ilişkilerde yumuşama işareti olarak görülüyor. İkinci pazarlık ise İran ile yürütülüyor. İngiltere, Ukrayna savaşının patlamasının hemen ardından, İran’la anlaşmanın çok yakın olduğunu ilan ederken, ABD, yeni anlaşmayı kabul ederek ambargoları kaldırmayı hedefliyor.
WSJ: SUUDİ VE BAE PRENSLERİNDEN DESTEK YOK
Wall Street Journal gazetesinin üst düzey ABD’li ve Suudi yetkililere dayandırdığı habere göre, Beyaz Saray, Biden ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman ve Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed Bin Zayid Al Nahyan arasında telefon görüşmesi ayarlamaya çalıştı. Söz konusu görüşmelerde Biden’ın, prensler ile Ukrayna’ya uluslararası destek verilmesi ve dünyada artan benzin fiyatlarının kontrol altına alınması konularını ele alması amaçlanıyordu. Ancak Beyaz Saray’ın görüşme taleplerine her iki ülkeden de olumlu yanıt alınamadı. WSJ’nin haberinde, Suudi Arabistan’ın son dönemde Biden yönetimi ile arasının kötü olduğu, Suudi Arabistan’ın Biden yönetiminden Yemen’de daha çok yardım, İran konusunda daha fazla destek ve 2018’de katledilen gazeteci Cemal Kaşıkçı konusunda ABD’de Suudilere karşı açılan davalara müdahiliyet istediği aktarıldı.
ABD’DEN ÇİN’E DE İHRACAT GÖZDAĞI
ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo, Rusya’ya yönelik ABD yaptırımlarına direnen Çinli firmalara da ihracat kısıtlaması getirilebileceğini söyledi. New York Times gazetesine bir mülakat veren Raimondo, Rusya’ya yarı iletken ve diğer modern teknolojiler temin eden Çinli firmaların ABD’den üretimde kullanmak için donanım ve yazılım alamayabileceğini söyledi. Raimondo söz konusu uygulamaya maruz kalabilecek firmalar arasında Çin’in en büyük yarı iletken şirketi olan Semiconductor Manufacturing International Corporation’ı (SMIC) saydı. SMIC halihazırda ABD Ticaret Bakanlığı’nın kara listesinde yer alıyor. Bu durum ABD’li tedarikçi firmaların SMIC ile ticari faaliyette bulunmasını zorlaştırıyor.
MOSKOVA'DAN YABANCI ŞİRKETLERE KAYYUM TEHDİDİ
Rusya’nın iktidar partisi Birleşik Rusya, bir hükümet komisyonunun yabancı firmaların mülklerini kamulaştırmaya yönelik ilk adımı onayladığını açıkladı. Birleşik Rusya Partisi, Telegram mesajlaşma uygulamasından yaptığı açıklamada, yasanın “dostane olmayan ülkelere” ait ve sermayesinin yüzde 25’inden fazlasının yabancıların oluşturduğu şirketlere yönelik uygulanacağını duyurdu. Bununla birlikte, aralarından McDonalds, Coca Cola, IKEA ve Microsoft gibi dev şirketler ardı ardına Rusya’dan çekilme kararı almıştı. Rus hükümeti, şirketlerine ve vatandaşlarına yönelik dostane olmayan adımlar atan ülkelerin yer aldığı listenin onaylandığını geçtiğimiz günlerde duyurmuştu. Onaylanan listede ABD, Avrupa Birliği ülkeleri, Birleşik Krallık, Güney Kore, Japonya, Ukrayna, İsviçre ve Singapur gibi ülkelerin yanı sıra Rusya’ya yaptırım uygulayan 15 ülke daha yer alıyor.
KİEV'DE SİREN YERİNE BU KEZ MÜZİK SESİ YÜKSELDİ
Rus ordusunun saldırısına hazırlanan Ukrayna’nın başkenti Kiev’de günlerdir zaman zaman duyulan saldırı habercisi siren seslerinin yerini dün bu kez müzik sesi aldı. Kentin merkezindeki Bağımsızlık Meydanı’nda bir araya gelen Kiev Senfoni Orkestrası üyeleri seslendirdikleri eserlerle Ukraynalılara moral vermeye çalıştı. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri, Rus ordusunun Kiev’i ele geçirmeye hazırlandığını duyururken, başkent dahil 5 şehirden sivillerin tahliyesi için dün yine ateşkes ilan edildi. Kiev, Harkiv, Çernigiv, Sumi ve Mariupol şehirlerinden tahliyeler zorlu hava şartları ve zaman zaman yapılan ihlallere rağmen devam ediyor. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, “Rusya’nın, başta Halep olmak üzere Suriye’nin tümünde yaptığı gibi Ukrayna’yı da sivil ayrımı gözetmeden bombalayacağı” değerlendirmesinde bulundu. AB Temsilcisi, “Rus ordusu bildiği tek şeyi yapıyor. Bunu Halep’te, Suriye’nin tamamında Çeçenistan’da bombalayarak yaptı ve aynısını şimdi Ukrayna’da sivil kayıplar için herhangi bir endişe duymadan yapacak.” dedi. Bu arada Rus ordusunun önceki gün Ukrayna’nın Sumi şehrine düzenlediği hava saldırılarında ölenlerin sayısı 22’ye çıktı. Ukrayna’nın Sumi Bölgesel Askeri Yönetim İdaresi Başkanı Dmitri Jivitskiy, Sumi bölgesinin 3 kez bombalandığını kaydederek, Rusya’nın bölgeye düzenlediği bu hava saldırılarında 3’ü çocuk 22 kişi hayatını kaybettiğini belirtti.
RUS BİRLİKLERİ MARİUPOL'DE ÇOCUK HASTANESİNİ VURDU
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Rus birliklerinin Mariupol’deki doğum hastanesine doğrudan hava saldırısı düzenlediğini bildirdi. Hastanenin enkazı altında ölü ve yaralılar olduğu bildirildi. Zelenskiy, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Rus ordusu tarafından Mariupol’deki doğum hastanesinin vurulma anının görüntüsünü paylaşarak, “Burası Mariupol. Rus birliklerinin doğum hastanesine doğrudan saldırı anı. İnsanlar, çocuklar enkaz altında. Dehşet. Dünya daha ne kadar terörü görmezden gelen bir suç ortağı olmaya devam edecek? Hava sahasını hemen kapatın. Öldürmeyi bırak. Gücün var ama insanlığını kaybediyor gibisin” ifadelerini kullandı. Donetsk Bölgesel Askeri Yönetim Başkanı Pavel Kirilenko da Facebook hesabından yaptığı açıklamada, doğum hastanesine yapılan saldırı görüntülerini paylaşarak, “Muhtemelen kendine adam demekten çekinmeyen Rus pilot, bombanın nereye isabet edeceğini tam olarak bilerek tetiği çekti” açıklamasını yaptı.