Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, Suriye'deki ABD varlığının hedefinin IŞİD'e karşı mücadele olduğunu vurguladı.
ABD'nin seçilen Başkanı Donald Trump’ın ikinci başkanlık dönemi için Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak belirlediği Mike Waltz, "ABD'nin Suriye'deki varlığının odak noktasının IŞİD'le mücadele olduğunu" söyledi. Waltz, "Suriye'de herhangi bir şekilde Amerikan postalının dolaşmasına ihtiyacımız yok" dese de, "Bir gözümüz bu konularda olmalı" diyerek, İsrail'in güvenliğine de vurgu yaptı.
Waltz, ABD'nin Suriye'deki varlığını şu şekilde açıkladı:
“Kelimenin tam anlamıyla on binlerce savaşçı ve aileleri bizim desteğimizle Kürt dostlarımız tarafından korunan hapishane kamplarında tutuluyor ve onların tekrar serbest kalmasına izin veremeyiz. Bu bizim birinci menfaatimiz, ikinci menfaatimiz ise İsrail ve sınırları...”
“IŞİD’in tüm Avrupa ve ABD'de saldırılar başlattığı zamanları hatırlayın. O dönemde Orta Doğu'da Teksas büyüklüğünde bir alanı kontrol ediyorlardı. Bu Bin Ladin’in, El Bağdadi’nin büyük rüyasıydı…”
İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ VE KÖRFEZ'DEKİ MÜTTEFİKLER
Waltz, ABD'nin Suriye'deki askeri varlığının İsrail'in güvenliği ile doğrudan ilişkili olduğunu belirtti. Ayrıca, "Bir gözümüz bu konularda olmalı: IŞİD, İsrail'in sınırları ve Körfez’deki müttefiklerimizle daha geniş dinamikler" diyerek, bölgedeki gelişmelere dikkat çekti.
IŞİD VE SURİYE'DEKİ DURUM
Waltz, IŞİD'in eski gücünü hatırlatarak, ABD'nin Suriye'deki menfaatinin IŞİD'in yeniden güçlenmesini engellemek olduğunu ifade etti. Trump’ın ilk başkanlık döneminde attığı adımlarla, on binlerce IŞİD savaşçısının Kürt müttefikler tarafından tutuklu tutulduğunu ve bu durumu değiştiremeyeceklerini belirtti. Ayrıca, "Suriye’deki ABD varlığının odak noktası, IŞİD’in yeniden serbest kalmasını engellemektir" diye ekledi.
Waltz, ABD’nin Suriye’deki varlığının sadece IŞİD ile sınırlı kalmaması gerektiğini, aynı zamanda bölgesel güvenlik dinamiklerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguladı. "Arap ortaklarımızla göz önünde bulundurmamız gereken dinamikler" ifadesiyle, bölgedeki önemli müttefiklerin etkisini de hatırlattı.
Trump’ın ilk başkanlık döneminde, ABD askerlerinin Suriye'den çekilmesi konusu gündeme gelmişti. Ancak Pentagon ve CENTCOM, bu kararın İran ve Rusya’yı güçlendireceğini ve ABD’nin bölgedeki ortaklarını riske atacağını belirtmişti. Tepkiler üzerine, bazı ABD askerleri Suriye’de kalmaya devam etmişti. Trump ve danışmanları, ikinci döneminde IŞİD'in kontrol altına alınmasının öncelikli hedef olacağını belirtti.
Waltz, İsrail'in Hizbullah'a karşı gerçekleştirdiği operasyonları da örnek vererek, "Bence modern tarihin en cesur ve en etkili gizli operasyonlarından biri" olduğunu söyledi. Hizbullah’a karşı yapılan bu operasyonların, bölgede büyük bir etki yarattığını belirten Waltz, İsrail’in güvenliğine yönelik kritik adımların atıldığını vurguladı.
ABD'NİN SURİYE'DEKİ VARLIĞI DEVAM EDECEK Mİ?
Pentagon, geçen hafta yaptığı açıklamada Suriye'de 2 bin ABD askerinin olduğunu duyurmuştu. Bu durum, ABD'nin bölgedeki etkisini sürdüreceğinin bir göstergesi olarak kabul ediliyor.
Waltz ABD’nin Suriye’deki varlığına ilişkin şu ifadeleri kullandı:
’’Kelimenin tam anlamıyla on binlerce savaşçı ve aileleri bizim desteğimizle Kürt dostlarımız tarafından korunan hapishane kamplarında tutuluyor ve onların tekrar serbest kalmasına izin veremeyiz. Bu bizim birinci menfaatimiz, ikinci menfaatimiz ise İsrail ve sınırları... Üçüncüsü ise Arap ortaklarımızla, göz önünde bulundurmamız gereken dinamikler.
IŞİD’in tüm Avrupa ve ABD'de saldırılar başlattığı zamanları hatırlayın. O dönemde Ortadoğu'da Teksas büyüklüğünde bir alanı kontrol ediyorlardı. Bu Bin Ladin’in, El Bağdadi’nin büyük rüyasıydı...
Yani Başkan Trump kesinlikle haklı, sürekli bizi Orta Doğu savaşlarına sürüklemeyin dedi. Suriye'de herhangi bir şekilde Amerikan postalının dolaşmasına ihtiyacımız yok ama bir gözümüz bu konularda olmalı: IŞİD, İsrail'in sınırları ve Körfez’deki müttefiklerimizle daha geniş dinamikler.
Bütün bunlar, İsrail ve liderliği Binyamin Netanyahu'nun Hizbullah'a karşı gerçekleştirdiği çağrı cihazı ve telsiz saldırıları nedeniyle ortaya çıktı. Bir gün bununla ilgili inanılmaz bir film yapılacak. Bence modern tarihin en cesur ve en etkili gizli operasyonlarından biri, çünkü herkesin yapılamaz ve fazla kışkırtıcı olacağını söylediği Hizbullah'ı etkisiz hale getirdiler ve İran'ın hava savunmasını açığa çıkararak kelimenin tam anlamıyla savunmasız ve geri adım atmış bir durumda bıraktılar.''
