Çatışmasızlık bölgelerine saldıran rejim güçleri, sivilleri klor gazı bombalarıyla katletti. İdlib’de 18 sivilin öldüğü belirtildi. Rus uçakları da hastaneleri vurdu, 11 kişi yaşamını yitirdi, 35 kişi yaralandı. Katliamın iki aylık bilançosu 211 ölü.
HİLAL ÖZTÜRK / İSTANBUL
Esad rejimi, geçen yıl 22 Ekim’de başlattığı operasyonlarda İdlib’in güneyine ilerlemeyi sürdürürken, geçen hafta bir Rus savaş uçağının bölgede düşürülmesinin ardından saldırılarını vahşet boyutuna taşıdı. İdlib’in Serakib ilçesinde bir sivil yerleşim yerine önceki gece klor gazı yüklü bombayla düzenlenen saldırıda 18 sivilin öldüğü öne sürülürken, aralarında çocukların da olduğu 7 sivil ağır şekilde yaralandı.
Rusya lideri Vladimir Putin’in destek verdiği Esad güçleri, 4 Nisan 2017’de İdlib yakınlarındaki Han Şeyhun bölgesini sarin gazı yüklü bombalarla vurmuş, yine çocuk ve kadınların da aralarında olduğu 100 sivil hayatını kaybetmişti. Rusya Savunma Bakanlığı ise İdlib’deki olayın muhaliflere ait kimyasal silah deposunun Suriye rejimine ait uçaklar tarafından bombalanması sonucu gerçekleştiğini iddia etmişti. Rejimin kimyasal silah katliamlarından bilançosu en ağır olan saldırısı ise 21 Ağustos 2013’te Şam’ın Doğu Guta bölgesinde oldu. Bölgede bin 400 sivil hayatını kaybetmiş, 10 binden fazla sivil de yaralanmıştı. Rus savaş uçakları Ma’arretü’n-Nu’man’a bağlı Kafr Nabl beldesinde Örnek Hastanesi’ni ve Sarce köyünde ise başka bir hastaneyi bombaladı. Sarce köyünde 3 kişi hayatını kaybetti. Kafr Nabl beldesinde ise bombardıman sonucu aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 8 kişi yaşamını yitirirken 35 kişi de yaralandı. Rus savaş uçakları dün yine İdlib kırsalında 10 beldeye 150 hava saldırısı düzenledi. Onlarca sivil bombardıman sonucu nefes darlığı sebebiyle hastanelerde tedavi altına alındı. Rus savaş uçakları yine dün İdlib kırsalında Mağruşin ve Gudve köylerini bombaladı. Bombardıman köylerde büyük yıkıma yol açarken saldırı altında olan bölgenin bir ay önce boşlatıldığı öğrenildi. Köyde bulunan bir Suriyeli, Rus savaş uçaklarının bir mahalleye attığı üç füzenin evleri ve mescidi yerle bir ettiğini söyledi. Rejimin İdlib’in güneyinde çatışmasızlık bölgelerini hedef alan saldırılarında sadece son 2 ayda 211 sivil hayatını kaybetti. UNICEF Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölge Direktörü Geert Cappelaere’e göre ise Suriye’de sadece geçen ay 59 çocuk yaşamını yitirdi. Esad güçlerinin uzun süredir abluka altında tuttuğu Doğu Guta’da dün rejimin gerçekleştirdiği hava saldırılarında da 30 sivil öldü, 170 sivil yaralandı.
TÜRK KONVOYUNA KURBANLI KARŞILAMA
TSK’ya ait yaklaşık 50 araçlık bir askeri konvoy, Astana anlaşması uyarınca İdlib gerginliği azaltma bölgesinde oluşturulacak 4. ateşkes gözlem noktası için bölgeye intikal etti. Bölge halkı, Şeyh İsa Bölgesi’nde gözlem noktalarından dördüncüsü olan 6 No’lu gözlem noktasının tesisinin çalışmalarına başlayan konvoyu kurban keserek ve sevinç gösterilerinde bulunarak karşıladı. Geçen hafta İran destekli milisler ve Esad rejimine ait güçlerin provokasyonuyla karşılaşan konvoy, bu kez batı Halep kırsalına güvenli şekilde ulaştı. Türkiye, Zeytin Dalı Harekatı’nın yürütüldüğü Afrin’in güneyinde yer alan İdlib’de şu ana dek Salve köyü ile Samaan Kalesi yakınları ve Şeyh Akil Tepesi’nde gözlem noktaları oluşturtu.
PUTİN ESAD’A KALKAN OLDU
BM’de Suriye’deki kimyasal katliamın görüşüldüğü oturumda Rusya, Esad rejime yine kol kanat gerdi. Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Nebenzia “Suriye’de her türlü kimyasal silah kullanımını kınıyoruz ancak soruşturma yapılmadan doğrudan rejimi suçlayan bir BMGK açıklamasını kabul etmeyeceğiz” dedi.
KLOR GAZI KAĞIT ÜZERİNDE KİMYASAL SİLAH SAYILMIYOR
Rejimin kimyasal saldırılarında kullandığı klor gazı solunum sisteminin üzerini döşeyen dokuyu ağır şekilde tahrip ediyor. Akciğerde sıvı toplanmasına (ödem) ve böylece kanın oksijenlenmesinin bozulmasına yol açıyor. Bu tür kimyasal maddelerle ölüm boğulma sonucu oluyor. Ancak klor, diğer kimyasal silahların üretiminde kullanılan maddeler gibi yasaklı bir ürün değil. Boğucu gazlar sınıfında sayılıyor. Klor gazından ölüm için kişinin akciğerlerinin yüzde 50 oranında yanmış olması gerekiyor. Uluslararası Kimyasal Silahlar Sözleşmesi uyarınca ‘kimyasal silah’ olarak sınıflandırılmıyor. Bu durum Putin ve Esad’ın katliam saldırılarında elini rahatlatıyor.
