The Guardian gazetesinde yayımlanan bir analiz, Myanmar'da zulümden kaçan Rohingya mültecilerinin yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti. Analizde, Bangladeş geçici hükümetinin, mültecilerin yasadışı bir şekilde ülkeye girişini engelleyen ve onları zorla geri gönderen yeni bir politika uygulamaya koyduğu belirtildi. Bu durum, binlerce kişiyi kendi ülkelerinde kötü koşullarda mahsur bıraktı.
Gazeteci ve yazar Sarah Aziz, Myanmar'daki Müslüman çoğunluklu etnik bir azınlık olan Rohingyaların sıkıntılarının, son aylarda Arakan eyaletindeki şiddetin artmasıyla daha da kötüleştiğini belirtti. Birçok kişi, askeri konsey güçleri ile Arakanlı isyancı ordu arasındaki çatışmalarda sıkışıp kaldı.
Makale, Bangladeş'in 2017 yılından bu yana yaklaşık bir milyon mülteciyi ağırladığını ancak durumun 5 Ocak'ta değiştiğini belirtti. Bangladeş sınır muhafızları, sınırı geçmeye çalışan 36 Rohingya mültecisini yakalayarak zorla Myanmar'a geri gönderdi.
Bunu 11 Ocak'ta 58 mültecinin daha yakalanması gibi benzer olaylar izledi. O tarihten bu yana Bangladeş yetkilileri, Rohingya mültecilerinin "yasadışı girişlerini" önlemek için talimatlar verdi.
Yaklaşık 600 bin Rohingya, Arakan'da zorlu koşullarda yaşıyor. Gazeteye konuşan 32 yaşındaki baba Muhammed, "Yemek kıt, temiz su bir lüks ve her gün ailemi çevremizdeki dehşetten korumak için mücadele veriyoruz" dedi.
Yazara göre, ailesi ve diğer birçok kişi, şiddetin ortasında sıkışıp kalmış durumda ve katliam, açlık, zorunlu askerlik, insansız hava aracı saldırıları ve temel ihtiyaçların ciddi eksikliği riskiyle karşı karşıya.
Muhammed, son gelişmelere ilişkin olarak şunları söyledi: "Mültecilerin yakalandığını duyduğumda içimde bir şey kırıldı. Böyle bir durumda soykırımdan nasıl kaçabiliriz? Sığınma talep etmek suç mu?"
Birleşmiş Milletler, Rohingyalara yönelik vahşeti bir soykırım olarak tanımladı ve devam eden iç savaş nedeniyle Myanmar genelinde 3,5 milyondan fazla kişinin yerinden edildiğini belirtti.
İMKANSIZ POLİTİKA
Bangladeş geçici hükümeti, Rohingyaların Myanmar'ın sakinleri olduğunu ve resmi belgeler olmadan sınırı geçmemesi gerektiğini savunarak bu politikayı savundu. Myanmar hükümetinin 1982 yılında yaptığı anayasa değişiklikleriyle Arakanlı Müslümanların çoğu vatandaşlıktan çıkarılmıştı.
Bangladeş geçici hükümet başkanı Muhammed Yunus'un Rohingya meselelerinden sorumlu temsilcisi Halil Rahman, ülkenin politikasının "başka bir ülkede ikamet edenlerin belgesiz olarak ülkeye girişine izin vermemek olduğunu" ve bunun Rohingyalar için de geçerli olduğunu belirtti.
Analizde, bu tutumun Rohingya topluluğunda büyük bir şokla karşılandığı ifade edildi. Bangladeş'teki Rohingya aktivistlerinden Htway Lwin, "Bu tür önlemler, zulme uğrayan bir grubun korumadan mahrum bırakılmasını normal ve kabul edilebilir hale getiriyor" diyerek üzüntüsünü dile getirdi.
Yazar, uluslararası desteğin önemine vurgu yaptı ve Rohingyaların sıkıntılarının bu destek olmadan daha da kötüleşeceğini belirtti. İnsan hakları örgütü Fortify Rights yöneticisi John Quinley, Bangladeş hükümetini mültecilere karşı daha hoşgörülü bir yaklaşım benimsemeye çağırdı ve aksi takdirde zulümlerin devam edeceği konusunda uyardı.
