ABD’nin 20 yılda yaklaşık 2 trilyon dolar harcadığı ‘Taliban’sız Afganistan’ projesi 10 günde çöktü. Genelkurmay Başkanı Miley’in “Ne ben ne de başkaları buna dair bir ibare gördü” sözleri en net zaafiyet itirafı oldu. İngiltere’de de ‘İstihbaratımız bu kadar mı zayıf’ tepkileri yükseldi. Başkentler ise ‘şipşak yıkım’la oluşan yeni kaosa karşı izleyecekleri yol haritalarını apar topar masaya açmak zorunda kaldı.
ABD 11 Eylül saldırılarının ardından girdiği Afganistan’da NATO bileşenleriyle birlikte yeni bir yönetim dizayn etmek için çaba ortaya koydu. Ancak 83 milyar dolar harcanarak eğitilip donatılan Afgan ordusu kurşun atmadan Kabil’in anahtarını teslim etti. Dünyayı şaşırtan hızlı çöküş için ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley “Ne ben ne de başkaları Afgan ordusunun ve bu hükümetin 11 gün içinde çökeceğine dair bir ibare gördü” dedi.
İNGİLTERE BAŞBAKANI: TALİBAN BİLE BU KADARINI BEKLEMİYORDU
Bir itiraf da İngiltere Başbakanı’ndan geldi. Johnson, çöküşün Taliban’ın öngördüğünden bile hızlı olduğunu kaydetti. Selefi Theresa May “Sahadaki konumumuz hakkındaki bilgimiz bu kadar mı yetersizdi?” tepkisini gösterdi. AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de Afganistan’daki ulus ve devlet inşasında başarısız olunduğunu belirtti. Gelinen noktada Batılı hükümetlerin önceliği tahliyeler ve Taliban’a karşı tavırlarını belirlemek oldu.
BATI ÇÖKÜŞÜ SORGULUYOR
Afganistan’da 20 yıl boyunca trilyonlarca dolar harcayan, askeri ve politik reformlara öncülük eden ABD ve NATO ülkeleri Taliban’ın 11 günde kontrolü ele alması sonrası çöküşün muhasebesini yapıyor. ABD Genelkurmay Başkanı ülkenin bu kadar kısa sürede çökeceğini öngöremediklerini itiraf etti. İngiltere Parlamentosu ise ülkenin Taliban’ın eline geçmesinde Jonhson hükümetini ve Biden’i sorumlu tuttu. AB Güvenlik Şefi Borrell de Afganistan’da ulus ve devlet inşasında başarısız olduklarını söyledi.
Dünya haftalardır Taliban’ın Afganistan’ı neredeyse kurşun atmadan ele geçirmesini izlerken bu ülkede 20 yıl boyunca gerek askeri gerek siyasi yapıyı şekillendiren ABD ve NATO ülkelerinden fiyasko itirafları geliyor. Afganistan’a 20 yılda 2 trilyondan fazla para harcayan ABD’nin Genelkurmay Başkanı Mark Milley, Afgan ordusunun ve hükümetin Taliban karşısında 11 gün içinde çökeceğine dair hiçbir ibare görmediklerini itiraf etti.
Milley, “Ne ben ne de başkaları (Afgan) ordunun ve bu hükümetin 11 gün içinde çökeceğine dair bir ibare gördü.” ifadesine yer verdi. ABD’den sonra ülkede en büyük askeri varlığı bulunan İngiltere’de de fiyasko siyaseti sarstı. Parlamento’nun muhalefet ve iktidar partisi üyeleri, Afganistan politikaları yüzünden Başbakan Boris Johnson ve ABD Başkanı Joe Biden’i eleştiri yağmuruna tuttu.
Afganistan’daki gelişmeleri görüşmek üzere özel bir oturumda toplanan İngiliz parlamenterlerin önemli bir kısmı, Afganistan’ın Taliban’ın eline geçmesinde Biden ve Johnson’un da payı olduğu eleştirisini getirerek, iki devlet adamının da “zeka, liderlik ve ahlaki görev anlayışı açısından başarısız olduğu” yolunda suçlamalar yöneltti.
Muhalefetteki İşçi Partisi lideri Keir Starmer ise “Afgan güçlerinin dayanıklılığı konusunda büyük bir yanlış hesaplama ve hükümetimizin Taliban konusunda şaşırtıcı bir gönül rahatlığı var.” diyerek tepkisini dile getirdi. Muhafazakar Parti’nin eski Başbakanı Theresa May de halefine, iktidarın Taliban’ın gücünü nasıl bu kadar yanlış hesapladığını sordu. Johnson ise, konuşmasında, ABD’nin güçlerini geri çektikten sonra İngiltere’nin tek başına Afganistan’ın çöküşünü önleyebileceğini düşünmenin “illüzyon” olduğunu söyledi. Öte yandan Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de, Biden’ın söyleminin aksine Afganistan’da ulus ve devlet inşası için çok çalışıldığını ancak başarısız olunduğunu belirtti ve bundan sonraki süreçte artacak Çin ve Rusya etkisine karşı uyarıda bulundu.
Borrell, “Bu ulus inşası operasyonundan öğrenecek çok ders var.” ifadelerini kullanarak Çin’in halihazırda Taliban’ı tanıdığını, Rusya’nın da tanıyacağını, iki ülkenin de varlığını artıracağını belirterek bunun jeopolitik güç dengesini değiştireceğini ifade etti.
Kaos olmadan çıkmanın yolu yoktu
Son günlerde sert eleştirilere uğrayan ABD Başkanı Joe Biden, Afganistan’dan “kaos olmaksızın” ayrılmalarının bir yolunun olmadığını ve ayrılma sürecinin daha iyi yönetilemeyeceğini savundu.
Amerikan ABC kanalına konuşan Başkan Biden, “Afganistan’dan ayrılma sürecinin daha iyi yönetilebileceğine inanmıyor musunuz?” şeklindeki soruya, “Sanmıyorum. Bu süreç, ardından kaosun ortaya çıkmadığı bir şekilde ele alınabilirdi, bunun bir yolu olduğu fikri var ama bunun nasıl olacağını bilmiyorum.” şeklinde cevap verdi.
Biden ayrıca, söz konusu kararı alırken “kaos olabilir” durumunu da karar alma sürecinde değerlendirdiklerini belirtti. Amerikalıların ülkeden ayrılmasına izin verip vermeyeceği konusunda Taliban’ın ne yapacağından emin olmadıklarını anlatan Biden, “Peki şu an ne yapıyorlar, iş birliği yapıyorlar. Amerikan vatandaşlarının ayrılmasına izin veriyorlar.” dedi.
Biden, Afganistan’dan ayrılmak isteyen tüm Amerikalıların tahliye sürecinin 31 Ağustos’tan sonraya sarkması durumunda ne yapacaklarının sorulması üzerine, gerekirse bazı ABD askerlerinin kalacağını söyledi. “Afganistan’da 10 ila 15 bin Amerikalı var, doğru mu? Ülkeden ayrılmak isteyen tüm Amerikalılar tahliye edilene kadar askerlerin orada kalacağı konusunda taahhüt veriyor musunuz?” sorusuna Biden, “Evet.” şeklinde cevap verdi.