Hamas'ın lideri İsmail Haniye'nin öldürülmesini KARAR'a değerlendiren Filistinli Gazeteci Yusuf El Şerif, "İsmail Haniye, müzakereye ve diğer Filistin gruplarına daha yakın bir liderdi. Bu yüzden İsrail'in onu hedef aldığını düşünüyorum." dedi.
SEMA KIZILARSLAN
Gazze’de aylardır devam eden ve 40 bin kişinin öldürüldüğü soykırımda 3 oğlu ve 4 torununu kaybeden Hamas Lideri İsmail Haniye, İran’da uğradığı suikast sonucu öldürüldü. Filistinli Gazetesi Yusuf El Şerif, Haniye’nin ölümü sonrası Hamas’ın geleceğini KARAR’a değerlendirdi.
Gazze saldırılarında 3 oğlu ve 4 torununu kaybeden Hamas Lideri İsmail Haniye, cumhurbaşkanı seçimini kazanan Mesud Pezeşkiyan'ın yemin törenine katılmak için geldiği İran'ın başkenti Tahran'da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetti. Haniye için bugün (2 Ağustos) Katar'ın başkenti Doha'da cenaze töreni düzenlendi. Törene Haniye’nin ailesinin yanı sıra İslam dünyasının önemli isimleri katıldı.
Filistinli Gazetesi Yusuf El Şerif, Haniye’nin ölümü sonrası yaşanabilecek senaryoları KARAR’a anlattı.
Yusuf El Şerif İran’ın, Irak, Yemen, Filistin, Lübnan ve Suriye'de söz sahibi olmayı hedeflediğini; Arap ve Körfez ülkelerinin ise İsrail ile barış ve ekonomik kalkınma vizyonunu savunduğunu ve bu iki vizyon arasındaki çatışmanın bölgedeki gerginlikleri artırdığına dikkat çekti.
Hamas Lideri Haniye İran'da öldürüldü
El Şerif, İsrail'in saldırıları sonrasında Hamas'ın liderlik boşluğuna Salam Fayyad gibi teknokrat bir ismin gelebileceğini öne sürdü.
Bölgedeki mevcut siyasi ve askeri durumları da değerlendiren El Şerif, Amerika'nın bölgeden çekilmesiyle Türkiye, İran, İsrail, Suudi Arabistan ve Mısır gibi ülkeler arasında yeni bir güç dengesi oluşturulmaya çalışıldığını anlattı.
-Bu saldırıdan önce ve sonraki bölgedeki siyasi süreci anlatabilir misiniz? Bu beklenen bir saldırı mıydı?
Olaylara geniş çerçevede bakmayı seviyorum. Bizim bölgemizde şu anda yeni bir bölgesel kontrol mekanizması doğmaktadır. Ancak zor bir doğum yaşıyoruz. Osmanlı döneminde ortalığın hakimi Osmanlıydı. Soğuk Savaş'ta Amerika ve Sovyetler Birliği dengesi vardı. Mısır, Suriye, Irak, Sovyetler Birliği müttefikiydi. Diğer ülkeler, Körfez, Ürdün ise Amerika'nın müttefikiydi. Fakat Soğuk Savaş bittikten sonra tek kutuplu bir dünyayla tanıştık ve Amerika geldi, Irak'ı işgal etti, Afganistan'ı işgal etti. Fakat bundan sonra gelen Amerikalılar baktı ki yanlış politikalar yapıyorlar. Para ve insan harcıyorlar. Bu yüzden bölgeden çekilmek istediler. Çekilirken yüzyıllardır bir kontrol mekanizmasına mahkum olan ortadoğuyu kim kontrol edecek?
Haniye'nin yerine en yakın arkadaşı geldi: Hamas'ın geçici başkanı Halid Meşal oldu
Burada birkaç güç var: Tabii ki Türkiye, İran, İsrail, Suudi Arabistan, Mısır. Ama hepsi arasında ihtilaf var. Bu yüzden bölgede iki vizyon çatışıyor. Amerika çıktıktan sonra bu kontrol mekanizmasını kim devralacak? Soru bu.
İran vizyonu diyor ki biz eski dönemde olduğu gibi bir güç dengesi kuracağız ve Irak'ta, Yemen'de, Filistin'de, Lübnan'da, Suriye'de söz sahibi olacağız. Diğer vizyon ise Arap ve Körfez ülkeleri, İsrail ve Ürdün. Diyorlar ki; hayır, biz barış istiyoruz. Bu askeri dengeyi istemiyoruz. Tansiyon istemiyoruz. Barışalım. Bir şekilde Filistin meselesini adil olmasa da çözelim. İnsana odaklanalım. Yatırım yapalım. Turizm yapalım. Yeşil enerji üzerinde yoğunlaşalım. Ve geleceğe yatırım yapalım.
Bu iki vizyon çatışıyor. Amerika'da zayıf bir yönetici vardı, Biden. Aslında Trump döneminde Körfez-İsrail vizyonu daha hızlı ilerliyordu. Ancak Biden gelince biraz sekteye uğradı.
Son dönemde şunu gördük: Suudi Arabistan, ‘İsrail'le barış yaparım. Filistin devleti kurulsun, bu Filistin devleti tam bir devlet olmasa da olur, yeter ki Filistinliler bir şekilde haklarını alsınlar. Karşılığında İsrail'i tanırım ve barış yaparım.’ dedi. Bu, büyük bir adımdı Suudi Arabistan tarafından gelen ve dengeleri bozdu. Çünkü İran bir hamle yapmak zorunda kaldı. Bence, 7 Ekim Hamas saldırısı böyle bir hamleydi. Barış umutlarından uzaklaştırdı ve yeni bir silah dengesi sürecine geriye götürdü.
Bazı insanlar İsrail'le yapılan barışa güvenmiyor olabilir. Haklılar. İsrail belli ki Filistinlilere haklarını iade etmek istemiyor. Ama vizyon olarak bir taraf barış istiyor, diğer taraf ise silah dengesinin devam etmesini ve bölgeye ortak olmak istiyor. 7 Ekim'den sonra İran'ın felsefesine geri döndük. İran, Lübnan'daki Hizbullah, Irak'taki Haçlı Şabi'yi devreye soktu. İran, Poker masasında Amerika ve İsrail'le oynuyorsa tüm taşlarını koydu. Buna karşı Amerika 3-4 ay önce İran'la Umman'da gizli görüşmeler yapmaya çalıştı. Bir anlaşma sağlamaya çalıştı çünkü Biden seçime giderken barış istiyor, en azından ateşkes istiyor.
Ancak İran beğenmedi ve daha büyük bir pay istedi. Orta Doğu'nun en büyük ortağı ve hakimi olmak istiyor. Bu olmadı tabii ki. Amerika, İsrail'i destekliyordu. Gazze'de, Suriye'de, Irak'ta, İran'da, neredeyse her yerde İsrail nereye vuruyorsa onun arkasında Amerikan silahı ve istihbaratı vardı. Bu dengeyi kabul etmiyorlar.
Haniye için Katar'da cenaze töreni
Şimdi İsrail ve Amerika, İran'ı dizginlemek istiyorlar. Askeri denge veya tehditle bu bölge yaşayamaz. İsrail ve barış isteyen Arap ülkeleri bir bölgesel sistem kuracaklar. İran'a ‘siz o kadar güçlü değilsiniz operasyonu başladı’ İsrail tarafından.
İlk önce Hizbullah liderlerini teker teker öldürmeye başladı. Hamas'ın ikinci adamı El Aruri, Lübnan'da evinde vuruldu. İsrail, ‘Biz hepinizi görüyoruz, açık kitap gibisiniz’ dedi. İran okumamış bu mesajı.
Son dönemde Lübnan'daki Hizbullah'ın ikinci adamını, Hac Muhsin Boğaç Şukur'u öldürdüler. Hem de çok gizlenen bir adamdı. İsmail Haniye'yi de Tahran'da öldürdüler. Birçok teori var, İran onu öldürdü gibi ama bu saçmalığa inanmıyorum. İsrail bomba koyarak öldürdü ki İran'a şunu göstermek istiyor: Biz sizin yatak odalarınıza kadar girebiliyoruz.
İsrail, İran'a, ‘Eskiden bir güç dengesi vardı. Sizin füzeleriniz, İHA'larınız vardı. Bizde savunma kubbesi, uçaklarımız vardı. Ama bu denge bitti artık. Biz artık yapay zeka, teknoloji, istihbaratla istediğimiz adamı öldürebiliriz. Vazgeçiniz şu hayalinizden. Bu bölgede yeni bir sayfa açılsın. Yeni Amerikan başkanı geldiğinde yeni, daha sakin bir ortam olsun.’ diyor.
Barış derken, tabii ki İsrail'in de lehine olacak. Filistin meselesi güzel çözümlenmeyecek ama bir şekilde tansiyonu olmayan bir bölgeye sağlanabilir. Gelecek nesiller için şu anki olaylardan daha iyi bir gelecek olabilir. Çünkü çok sayıda insan ölüyor, artık ölümler bitsin.
İRAN BU SALDIRIYA NASIL CEVAP VERECEK?
Hizbullah cevap vermek zorunda. Eğer cevapları eskisi gibi, füzeler ve İHA'larla olacaksa, bu iş bitmiştir. İran eski teknolojide kalmış ve bu devam edemez böyle. Eğer İran ve Hizbullah, İsrail gibi sürpriz yapar ve farklı bir teknoloji gösterirlerse, hala bir güç dengesi var demektir. Hala bu iki taraf tansiyon savaşı yapacaklardır. Ancak İran 100 tane füzeyle saldırırsa, bu iş bitmiştir ama İran bunu itiraf etmek istemiyordur. İsrail, hem Hizbullah lideri Hasan Nasrullah'ı hem de İran'ın dini lideri Hamaney'i öldürebilir ve bölgeyi kaosa sürükleyebilir.
-Haniye, 7 Ekim saldırısında haberdar olmayan hem de barış ve müzakereye yakın bir isim ve karakterdi. Böyle bir isim öldürüldü. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Haniye'den sonra başmüzakereci kim olabilir sizce?
İsmail Haniye bence bu olayların kurbanı. İsmail Haniye’nin bir siyasi lider olarak olumlu ve olumsuz tarafları vardır ama daha fazla olumlu tarafları var. Müzakereye ve diğer Filistin gruplarına daha yakın bir insandı. Bu yüzden bence İsrail onu öldürttü. Çünkü İsrail Hamas'ın geleceğini kurutmak istiyor. Haniye sonrası Hamas'ın liderliğine, Halit Mişal ya da Musa Abu Merzuk gelebilir. Ancak bunların popülerliği Haniye kadar değil. Haniye kadar sevilmiyorlar. Bu yüzden İsrail, “Hamas'ın neslini kesti.
İsrail'in politikasını biliyoruz: Lideri öldürdüğünüzde hareket parçalanır, kaos yaşanır. İsrail bunu yıllardır uyguluyor. Haniye çok önemli bir kayıp. Hamas için de bir son olabilir. Hamas, daha fazla radikalleşerek zaman içinde bitebilir.
-Son olarak Marwan Barghouti ismini soracağım. Onunla ilgili bir yorumunuz nedir? Yeni aktör kim olabilir mi? Hem New York Times'da hem The Guardian'da, Barghouti'den bahsediliyor. Bir ortak ateşkes olacaksa, ateşkesin temsilcisi ve İsrail'le ilişkileri düzenleyebilecek biri olarak bahsediliyor.
Bir insan 20 sene hapiste ise bununla ilgili bir siyasi yatırım yapmak bence abestir. Birçok Amerikan gazetesi, İngiliz gazetesi, Marwan Barguti ismini bazen söylüyor ama bunların amacı gerçekçi bir çözüm değil. Bunlar sadece bence safsata. Yani adam 20 yıldır hapiste. Çıkıp da ne yapabilir? İnsanlar değişmiş, nesiller değişmiş.
Ortaya atılan ve bence mantıklı olan isim şu anda eski Filistin Başbakanı Salam Fayyad. Bu adam tam bir teknokrat. Bir dönem ortak hükümetinin lideriydi.
Adam temiz. Yolsuzluğa ve partizanlığa karşı. Bu yüzden böyle bir isim geri dönerse Filistin yönetimine, hem Amerika kabul eder, hem İsrail kabul eder, hem Arap ülkeleri kabul eder. Bence doğru isim Salam Fayyad.
Mahmud Abbas’ın artık böyle bir davanın başında kalması uygun değil. Adam hem hasta hem çok yaşlı. Filistin davasını yürütecek, liderlik yapacak yeni ve genç biri olması lazım. Ama bu isim Batı medyasında önerilen isimlerden biri değildir bence. Bunu kimse Filistinlilere empoze edemez.