Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün ve Lübnan'ın, Suriye’de kurulacak yeni hükümette "İslamcıların" hakimiyet kurmasını önlemeye çalıştığı öne sürüldü. Akabe Zirvesi'nde bir araya gelen Arap ve uluslararası diplomatlar, Suriye’nin geleceği için siyasi geçiş sürecini tartıştı. ABD ise Heyet Tahrir el-Şam ile doğrudan temas kurarak uluslararası toplumdan izole olmamaları için belirli şartlar sundu.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Ürdün ve Lübnan, Suriye’de İslamcı grupların hakimiyet kurmasını istemiyor. Bu görüş, Akebe’deki toplantıya katılan Arap diplomatlar tarafından dile getirildi.
Toplantının sonunda yayımlanan ortak bildiride, "Suriye topraklarının herhangi bir ülkeye tehdit oluşturmayacağı veya teröristlere sığınak sağlamayacağı" garantisinin verilmesi istendi. Ancak bölgesel ülkeler arasında gelecekteki geçiş yönetiminin yapısı konusunda hala görüş ayrılıkları bulunduğu belirtildi.
SURİYE'DE NASIL BİR HÜKÜMET İSTENİYOR?
Wall Street Journal gazetesinin haberine göre Ürdün, Lübnan ve BAE, Beşar Esad rejimiyle daha önce dostane ilişkiler kurmuş olsalar da aşırılığın artması ihtimaline karşı Suriye’de kurulacak yeni hükümette 'İslamcıların' hakimiyet kurmasını önlemeye çalışıyor.
Diplomatların ifadelerine göre Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan ise "Heyet Tahrir el-Şam"ın (HTŞ) yeni yönetimde olası katılımı konusunda daha esnek bir tutum sergiliyor.
TÜRKİYE-LÜBNAN GÜVENLİK GARANTİLERİ
Türk hükümeti, Lübnan’a, askeri grupların ve müttefiklerinin Lübnan topraklarına sızmaya veya Suriye’deki azınlıklara yönelik saldırılar düzenlemeye çalışmayacaklarına dair güvence verdi. Türk diplomatlar, Türkiye’nin Beyrut’la ilişkilerini iyileştirmeye çalıştığını belirtti. Lübnan, birçok dini topluluğa ev sahipliği yapıyor ve bölgesel güvenlik konularında hassas bir konumda bulunuyor.
ABD'NİN 'HEYET TAHRİR EL-ŞAM' İLE TEMASI
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, cumartesi günü yaptığı açıklamada, ABD’nin "Heyet Tahrir el-Şam" ile doğrudan temas kurduğunu duyurdu. HTŞ, Beşar Esad rejimini deviren ve Şam’da yönetimi ele geçiren silahlı gruplar koalisyonunun liderliğini yapıyor.
Blinken, Biden yönetiminin, HTŞ’yi uluslararası toplumdan izole etme tehdidinde bulunduğunu belirtti. Bu tehdit, HTŞ’nin belirlenen şu ilkelerle uyumlu davranmaması durumunda devreye girecek:
- Azınlıkların Korunması: Suriye’deki tüm etnik ve dini azınlıkların güvenliğinin sağlanması.
- İnsani Yardımın Ulaşımı: İnsani yardımların engellenmeden ihtiyaç sahiplerine ulaşmasının sağlanması.
- Komşu Ülkelere Tehditlerin Önlenmesi: Suriye topraklarının komşu ülkeler için tehdit oluşturacak şekilde kullanılmaması.
- Kimyasal Silahların Yok Edilmesi: Esad rejiminin kimyasal silah stoklarının güvence altına alınması veya imha edilmesi.
ARAP ÜLKELERİNİN ORTAK ÇÖZÜM ARAYIŞI
Ürdün, Irak, Suudi Arabistan, Mısır, Lübnan, BAE, Bahreyn ve Katar dışişleri bakanları, Akabe Zirvesi'nde "kapsayıcı ve barışçıl bir geçiş süreci" çağrısında bulundu. Bu sürecin, Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği gözetiminde, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı uyarınca ve siyasi ve sosyal tüm güçlerin katılımıyla gerçekleşmesi gerektiği belirtildi.
SURİYE’NİN GELECEĞİ İÇİN MÜZAKERELER
ABD’li ve BM yetkililerinin de katıldığı Akabe’deki toplantıda, Arap dışişleri bakanları Suriye’nin geleceği ve geçiş sürecinin ilkelerini belirlemek için ortak bir yaklaşım üzerinde müzakerelerde bulundu.
Bu süreç, Suriye’de uzun süredir devam eden çatışmayı sona erdirmek ve siyasi çözüm sürecini hızlandırmak amacıyla atılan yeni bir adım olarak değerlendiriliyor.