3 çocuk babası Mahemuti Anayeti'yi ölüme yollamayın... Savcının serbest bıraktığı Uygur Türk’ü Çin’e iade ediliyor

3 çocuk babası Mahemuti Anayeti'yi ölüme yollamayın... Savcının serbest bıraktığı Uygur Türk’ü Çin’e iade ediliyor

Sekiz yıl önce Çin’den Türkiye’ye gelen Mahemuti Anayeti, üçüncü kez sınır dışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya bırakıldı. Oturma izni ve ruhsatlı işyeri olan Anayeti, İstanbul Sefaköy’de üç kızıyla birlikte yaşıyordu. Savcılık tarafından serbest bırakılan Anayeti, hukuksuzca geri gönderme merkezinde tutuluyor. Durumu KARAR’a anlatan Avukat Abdullah Tıkıç, “Deport kararında öldürüleceği kesin olan Uygurların avrupa insan hakları ve anayasamız gereğince sınır dışı edilmemesi gerek" dedi.

FEYZA NUR ÇALIKOĞLU

Sefaköy’de üç çocuğuyla birlikte yaşayan Mahemuti Anayeti, Çin’in zulmünden kaçarak 2016 yılında eşi ve çocuklarıyla birlikte Türkiye’ye geldi. Anayeti, sekiz yıldır Türkiye’de ticari izin ve ruhsatla çalıştırdığı Uygur yemekleri satan bir restoranı işletiyor. İki yıllık oturum izni olan Anayeti’nin 17 Ekim sabahı emniyet tarafından evinden alındığını eşi Hurşide Tayir, KARAR’a anlattı. Tayir, “Savcı tarafından onaylanan hiçbir suçlama olmamasına rağmen eşim deport tehlikesiyle karşı karşıya” dedi.

SAVCILIK TUTUKSUZ YARGILADI

Hürşide Tayir, 2016 yılında eşi Mahemuti Anayeti ve iki kız çocuğuyla birlikte Çin’den Türkiye’ye geldi. Türkiye’de dünyaya gelen ve şu an üç çocuklarıyla birlikte İstanbul Sefaköy’de yaşayan aile Uygur yemekleri satılan bir restoran işlettiyor. Tayir, eşi ve çocuklarının iki yıldır Türkiye’de yaşadıklarını eşinin iki yıllık oturma iznine sahip olduğunu anlattı:

“Eşimi 17 Ekim sabahı eve gelen polisler emniyete götürdü. Hiçbir açıklama yapmadan küçük kızımızı komşuya bıraktılar. Haberi alınca hemen avukatımızla iletişime geçtim. İfade süresince avukat eşimleydi. Terörden yargılandığı gerekçesiyle sorgulanarak savcılığa sevk ediliyor ancak hiçbir kanıt olmaması nedeniyle hakkında bir adli işlem yapılmıyor. Buna rağmen eşim beş gündür geri gönderme merkezinde tutuluyor. Küçük kızımız tanıdıklarla yaşamak zorunda bırakıldı. Diğer çocuklarımda yatılı bir devlet okulunda okuyorlar. Çocuklarımızın Türkiye’de süresiz oturma izni var.”

photo-2024-10-22-22-35-51.jpg

'ÇİN'E KENDİ İSTEĞİMLE GİTMEK İSTİYORUM' EVRAKINA İMZA

Hurşide Tayir, polis sorgusundayken ‘Çin’e kendi isteğimle dönmek istiyorum’ yazan bir belge imzalatmaya çalışıldığını ancak eşinin reddetmesi sonucu geri gönderme merkezine gönderildiğini ifade etti. Mahemuti Anayeti aynı süreci 2021 yılında da yaşadı. Hiçbir kanıt göstermeksizin terör suçlamasıyla tutuklanan Anayeti, geri gönderme merkezine alındı ve Çin’e kendi isteğimle gitmek istiyorum yazan evraka zorla imza atması istendi. İmza atmayı reddeden Anayeti, ailesinin ve kamuoyunun baskısıyla üç gün sonra serbest bırakıldı.

DAHA ÖNCE İKİ KEZ DAHA MAĞDUR EDİLDİLER

Türkiye’nin göç politikaları nedeniyle bir çok uyruktan göçmen mağduriyet yaşıyor. Anayeti ve ailesi de defalarca yaşadıkları bu mağduriyet sonucunda Türkiye’den ayrılmak için çeşitli yollar aramalarından dolayı Hurşide Tayir, 2022 yılında Avusturya’ya giderek oradan çalışma izni aldı. Yakın zamanda eşi ve çocuklarını Türkiye’den çıkarmak için tüm belgeleri toplayıp başvuruda bulunduğunu söyleyen Tayir, eşinin aynı muameleyi 2017 yılında da yaşadığını bu zorluklardan dolayı kendisinin iki yıldır ailesinden uzakta olduğunu ve çocuklarına bakabilecek olan tek kişininde eşi olduğunu anlattı:

GÖÇMENLERE ŞİDDET VE TERS KELEPÇE

“İki yıl önce Avusturya’ya iltica ettim. Burada çalışarak ve dil öğrenerek oturma izni aldım. Yakın zamanda ailemi yanıma almak için başvuruda bulunmuştum. Ancak Türkiye hükümeti nedeniyle sürekli aynı şeyleri yaşamaya devam ediyoruz. 2017 yılında bir gece eşim yine polisler tarafından evimizden alınarak tutuklandı. Ardından hakkında hiçbir suçlama olmamasına rağmen havaalanına götürülerek Çin’e gönderilmeye çalışıldı. Kendisi adına Hong Kong bileti alındı ve uçağa binmek istemediği için şiddet ve ters kelepçeyle uçağa bindirildi. Ardından kendi çabasıyla uçak kalkmadan uçaktan indi fakat yine gözaltına alındı. Eşim gibi başka bir Uygur arkadaşta aynı muameleye maruz kalmıştı. Deportun geri çekilmesi için dört gün boyunca havaalanı önünde nöbet tuttuk. Yine kamusal baskı ve araya giren diğer insanlar sayesinde eşim serbest bırakıldı.”

ZULÜM ÇİN'DEN TÜRKİYE'YE SÜRÜYOR

Hurşide Tayir, Çin’de Müslümanlara uygulanan kötü muameleden bahsederken eşinin, Türkiye’ye gelmeden önce Çin’de bir internet kafeye gidip vaaz dinlediği için 70 gün tutuklu kaldığını söyledi. Yine Çin'de Seyyid Kutub’a ait bir kitabı bulundurduğu için bir hafta işkenceye maruz bırakıldığından bahsetti.

Ailenin avukatı Abdullah Tıkıç, sınır dışı edildiği takdirde ölüm cezasına çarptırılabilecek kişilerin avrupa insan hakları ve anayasamız gereğince sınır dışı edilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Bu gerçekliğe rağmen Doğu Türkistan’dan gelen insanların geri gönderme merkezlerine alındığını ve bir çok Uygur Türkü’nün Çin’den sonra Türkiye’de de mağdur edildiğini söyledi. Tıkıç, “Geri gönderme merkezlerinde yürütülen süreç sonucunda bu
insanlar serbest bırakılıyor” dedi.

YASAL BİR PROSEDÜR YOK

“Göçmenler geri gönderme merkezine alındıktan sonra deport kararına yapılan itirazın sonucu bir yıla kadar çıkabiliyor. Müvekkilimin hakkında ispatlanan bir terör suçlaması yok. Buna rağmen geri gönderme merkezinde tutuluyor ve hem kendisi hem de çocukları mağdur ediliyor. Deport kararının iptali için başvuruda bulunduğumuz müddet içerisinde, idari gözetim kararıyla geri gönderme merkezinde tutulan göçmenlere göç idaresi personelleri tarafından kendi istekleriyle sınır dışına çıkmak istedikleri belirtilen evraklar imzalattırılabiliyor. Benim esas endişem bu süreçte imza taklidiyle, zorla veya kandırarak müvekkilime bu evrakın imzalattırılması. Çünkü daha önce buna benzer olayların yaşandığına şahit oldum.”

Göç idarelerinde yaşanan bu durumun daha önce bir Uygur Türkünün başına gelmediğini fakat diğer ülkelerden gelen birçok göçmenin başına geldiğini ifade eden Avukat Abdullah Tıkıç, “Mahkeme yoluna gidilmesi sınır dışını durdururken bu tarz uygulamalarla birçok göçmen zor durumda kaldı. Geri gönderme merkezlerinin doluluk oranına göre hareket eden göç idarelerinde yasal bir prosedür, belirli bir işleyiş yok” dedi.

GÜVENLİ ÜLKELER GÜVENLİ DEĞİL

Mahemuti Anayeti hakkında sınır dışı edilme kararı çıkarsa Çin’e iade edilecek. Avukat Tıkıç, "Bu gibi durumlarda üçüncü bir seçenek olarak güvenli ülke sunuluyor. Ancak Uygur Türkleri için bu da mağduriyet oluşturuyor. Üçüncü ülke olarak belirlenen Malezya, Tayvan gibi ülkelere gönderildiklerinde bu ülkeler de insanları Çin’e iade ediyor" dedi. Tıkıç, bu şekilde Türkiye’nin kendi sorumluluğunu üzerinden attığını da belirtti.

yeni-proje-10-kopyasi-9.jpg

Uygur Türkleri için dünyada Amerika, Türkiye, Japonyo ve Avrupa Birliği ülkeleri dışında güvenli olan bir bölge yok. Diplomatik açıdan güçsüz Kuzey Afrika ya da Güneydoğu Asya ülkesine gönderildiği taktirde Uygur Türkleri Çin’e geri veriliyor.

GÖÇMENLERE İSPATI OLMAYAN TERÖR KODLARI VERİLİYOR

Türkiye’de göçmenleri mağdur eden birçok olayın sebebi ise İçişlerinin iç yazışmalarla belirlediği uygulamalar. Abdullah Tıkıç, “bu karara göre yabancı bir kişi terör şubeye alındıysa hakkındaki suçlamalar için bir ispat olmasa dahi terör suçlaması koduyla kodlanır. Bu kişi savcılık tarafından ifadeye çağrılma veyahut savcı bir suçlama isnat etmese dahi milli güvenlik ve kamu düzenine tehdit olarak görülerek kendisine tahdit kodu verilir. Göç İdaresi tarafından sınır dışı süreci işlenmeye başlanır. Müvekkilim hakkında da aynı süreç yürütülüyor savcı hiçbir suçlama için ispat bulamamışken ve beraatine karar vermişken kendisi geri gönderme merkezinde haksız bir muamele ile karşı karşıya kalıyor” dedi.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN