Müslümanların sistematik baskı ve işkencelere maruz bırakıldığı Doğu Türkistan'a giden CNN muhabiri Matt Rivers'ın yaşadıkları, Çin'in bölgedeki baskılarını gözler önüne serdi.
KARAR.COM
Çin tarafından açık hapishaneye çevrilen Doğu Türkistan'da gazetecilik yapmak da çok zor. Çin yönetimi, bölgeye haber yapmak için gelen basın mensuplarını yedi yirmidört takip ediyor ve engellemeye çalışıyor.
CNN MUHABİRİNİN BAŞINDAN GEÇENLER
Milyonlarca Müslümanın açık bir hapishanede tutulduğu Doğu Türkistan'a haber yapmak için giden CNN muhabiri Matt Rivers, Çin yönetiminin baskıcı uygulamalarını anlattı.
Doğu Türkistan'ın Sincan bölgesine giden Rivers, konaklayacağı otele giderken yol boyunca takip edildiğini ve otelde gece vakti polislerin odasına gelip çeşitli kontroller yaptıklarını söyledi. Sürekli polis kontrolü olduğunu hatta haber yapmalarını engellemek için yolların kapatıldığını vutgulayan Rivers, Doğu Türkistan için "Gazetecilik için hiç kolay bir yer değil" ifadelerini kullandı.
AMAÇLARI İSLAMI YOK ETMEK
CNN muhabiri Rivers, Çin'in Sincan'ı İslam'ı yok etmek için Müslümanları tuttuğu bir açık hapishane olduğunu aktarıyor. Çin'in bunu reddetiğini ve haber yapılması için özgürlük vadettiğini söyleyen Rivers, bölgeye gittiğinde takip edildiğini kameraya aldı. Bir otele yerleşen Rİvers, yan odasına Çinli ajanların yerleştirildiğini iddia ediyor ve bunların yıldırma politikaları olduğunu söylüyor.
Yaklaşık altı gün bölgede bulunan CNN muhabiri, 50 kez kimlik kontrolü yapıldığını ve polislerin nereye giderse gitsin peşinden ayrılmadığını belirtti.
SİSTEMATİK İŞKENCELER VE CİNAYETLER
Doğu Türkistan'da Çin'in milyonlarca Müslümana işkence uyguladığı birçok kamp var. BM İnsan Hakları İzleme Komisyonu, Çin'in Sincan Özerk Bölgesi'nde yaşayan Müslüman azınlıktan bir milyon kişiyi etrafı çitlerle çevrili gözaltı kamplarında tuttuğunu açıklamıştı. Çin bu kamplarda Müslümanları eğittiğini söylüyor fakat, yapılan tüm incelemeler işkencelerin yapıldığını ve cinayetlerin işlendiğini ortaya seriyor. Konuya ilişkin Dünya Uygur Kongresi de haklarında hiçbir suçlama olmaksızın süresiz olarak kamplarda tutulan Uygur Müslümanlarının, Komünist Parti sloganları atmaya zorlandığını, fiziksel ve psikolojik işkence uygulandığını, ailelerinin kayıplara karıştığını belirtiyor.