Elazığ'daki 6.8 büyüklüğündeki depremde evleri yıkılan 85 yaşındaki Fatma Aykurt çıktığı balkonla birlikte aşağı düşünce hayatta kaldı.
Sivrice merkezli 6.8 büyüklüğündeki depreme, Tadım Köyü'ndeki evinde eşiyle oturuken yakalanan 85 yaşındaki Fatma Aykurt, oğluna seslenmek için balkona çıktı. Ancak çöken balkonla birlikte yaklaşık 3 metreden düştü. Şans eseri hayatta kalan Fatma Aykurt, geçtiğimiz hafta kolu ve bacağından ameliyat edilerek, taburcu edildi.
Oğlu Ünsal Aykurt ile eşi Ayten Aykurt ve çocukları Yiğit ile Kaan da deprem akşamı anneanneye ziyarete gitmeleri sayesinde hayatta kaldı. Ünsal Aykurt, depremden nasıl kurtulduklarını şöyle anlattı:
"Okullar tatil olduğu için çocuklar, Elazığ’daki anneannelerine gitmek istedi. Eşim ile 'geç oldu gitmeyelim' dedik. Ancak çocuklar ısrar edince, kırmayıp akşam üzeri Elazığ’daki annelerine götürdüm. Onları bırakıp, köye döndüm. Birkaç saat sonra deprem meydana geldi. Dışarıdaydım. Evimiz yerle bir oldu. İyi ki ailemi götürmüşüm, anneannelerinin evinde hasar yok. Şans eseri hepimiz hayatta kaldık. Okulların tatil olması aslında bizim hayatımızı kurtardı çünkü çocuklar, 'anneanneme gidelim' diye çok ısrar etti.”
BALKONLA BERABER AŞAĞI DÜŞTÜ
Balkonla birlikte 3 metreden düşen 85 yaşındaki Fatma Aykurt, çocukları ve köylülerin yardımıyla hemen hastaneye kaldırıldığını ifade ederek, şunları söyledi:
“O sırada balkonda oturuyordum. Evin lambaları söndü ama sokak direklerinde ışık vardı. Ben de Ünsal'a 'Yer sallanıyor oğlum, korkarsınız gelin bizde kalın' demek için balkona çıkmıştım. Ayağımı balkona atmaya kalmadı kendimi aşağıda buldum. Küçük oğlum ‘Anne bir verdiğin karşı gelmiş (verilmiş sadakamız varmış), düştüğün yer çivi doluydu’ dedi. Küçük oğlumun evi yıkıldı. Komple yıkılsın, ne yapacağım evi? Millet şimdi onun var, niye benim olmuyor diyor hep. Bir lokma ekmeğin olursa, onunla mutlu olursun, en iyisi dünyada odur.”
'ŞANS ESERİ CAN KAYBI VERMEDİK'
Fatma Nine'nin torunu Semih Aykurt da deprem günü babaannesi ile dedesinin evde yalnız olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Dedemle babaannem köyde beraber yaşıyorlar. Bitişik binada da amcalarım oturuyor. Sarsıntı olduğunda amcam ve amcamın oğulları, evlerini boşaltıp kendilerini bahçeye atmışlar. Yoğun toz bulutunu görünce evlerin yıkıldığını anlamışlar. Küçük amcamın (Ünsal) evinin yerle bir olduğunu görmüşler. Oraya doğru gittiklerinde babaannemin evinin merdivenlerdeki göçüğü fark etmişler. Büyük amcam ağaçlardan tırmanıp balkondan içeriye girmiş dedem salonda pencerenin yanında sinmiş, şok halinde titriyormuş. Önce dedemi kucakladığı gibi, camdan köylülerin yardımıyla çıkarmış. Salonda babaannemi ayakta gördüğü için ona daha sonra yönelmiş. Ama bakmış bu sefer babaannem yok. Evin içini kontrol ederken sesini duymuş. O dedemle uğraşırken babaannem de kendi başına kapıya çıkmaya ,çalışırken çıkıştaki balkonla birlikte aşağı uçmuş. Amcamın evinin enkazı babaanneme ulaşmalarını engellemiş ama köylülerle birlikte babaannemi hemen oradan çıkarıp hastaneye getirmişler. Sol bacağında beş noktada kırık vardı. Topuğunda ve sol elinde de kırığı vardı. Çok mutluyuz, çok şükür can kaybıyla sınanmadık. Şans eseri babaannem de, amcamlar da kurtuldu.”
ELAZIĞ/DHA