Davutoğlu'ndan Erdoğan'a AB cevabı: İki sene önce neredeyse savaş ilan ediyordu

Davutoğlu, "Daha 2 sene önce Avrupa’ya dönük olarak neredeyse savaş ilanına benzer şekilde gerilim yaşayan Cumhurbaşkanı AB'ye yöneldi. Ülkeyi yönetenler bir önceki gün söylediklerini tekzip eden şeyler söylediği zaman, bu ülkede güven kalmaz" dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Avrupa Birliği'ne "Geleceğimizi birlikte kurmak istiyoruz" mesajı veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi. Davutoğlu, "Daha 2 sene önce Avrupa’ya dönük olarak neredeyse savaş ilanına benzer şekilde gerilim yaşayan ve bütün Avrupa’yı karşısına alıp konuşan Cumhurbaşkanı Avrupa Birliği’ne yöneldi. Her şeyden önce inandırıcılık ve güven şarttır. Ülkeyi yönetenlerin her sabah kalktıklarında bir önceki gün söylediklerini tekzip eden şeyler söylediği zaman, bu ülkede güven kalmaz" ifadesinde bulundu.

Davutoğlu, Bitlis'te Sivil Toplum Kuruluşu ve kanaat önderleri ile bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarını gündemine alan Davutoğlu, "İnfaz yasasıyla ve müzakerelerle dışarı çıkan ve bu sebeple geçmişte mahkemede, Sayın Cumhurbaşkanı’na hakaret ederek ifade vermiş organize suçlardan suçlanan birisi, Ana Muhalefet Partisi liderine ağır tehditler ve hakaretler de bulundu bu nasıl bir reform? Bu nasıl bir yeni dönem?" sözleriyle eleştirdi.

Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş hatırlatması yapan Davutoğlu, "Ben esastan tutuklu yargılanmaya karşıyım. Tutuklu yargılanma, bir insan hak ve özgürlük ihlalidir. Yargılarsınız, hüküm verirsiniz, suçluysa tutuklarsanız. Uzun süreli yargılanmalar, hem adalete güveni sarstı hem de adaleti şaibeli bir duruma düşürdü" diye konuştu.

Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle:

HERKES ADALET, HERKES ÖZGÜRLÜK İSTİYOR: Bütün Türkiye’de talepler aynı, herkes özgürlük diyor, herkes adalet diyor ve herkes insan uğruna yakışır bir ekonomik seviye diyor. Son 4-5 yıl içinde bütün dünyada genel bir otorite değiştirme eğilimini görüyoruz. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde, Trump‘ın iş başına gelmesiyle birlikte bu otoriterleşme küresel bir salgın haline aldı. Neredeyse Türkiye’de 15 Temmuz’dan sonra; özellikle bütün Türkiye’de yaygın bir şekilde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişten sonra, tek kişi yönetimin yaygınlaşması yasamanın, yürütmenin, yargının tek bir merkezde toplanmasından sonra insanların bir müddet sonra nefes alacakları alanın daraldığı bir ortamdan geçiyoruz.

PARTİ İÇİ DARBE: Türkiye’deki ilk otoriterleşme eğilimi 2016’da bir Başbakana ve hükümetine karşı parti içinde yapılan bir darbe ile demokratikleşme sekteye uğradı. Şimdi o kabineden dört arkadaşımıza görev verildi ve bir baktık Sayın Cumhurbaşkanı reformdan bahsetmeye başladı. Unuttuğu demokrasiden bahsetmeye başladı. Unuttuğu Avrupa Birliği'nden bahsetmeye başladı, 'Yeni bir reform süreci başlatıyoruz' dedi. Dün Sayın cumhurbaşkanının bir ifadesi oldu, 'İstikametimiz Avrupa birliği, yöneticimiz Avrupa birliği, geleceğimiz Avrupa, biz Avrupa’nın parçasıyız.' Daha 2 sene önce Avrupa’ya dönük olarak neredeyse savaş ilanına benzer şekilde gerilim yaşayan ve bütün Avrupa’yı karşısına alıp konuşan Cumhurbaşkanı, Avrupa birliğine yöneldi. Her şeyden önce inandırıcılık ve güven şarttır. Ülkeyi yönetenlerin her sabah kalktıklarında bir önceki gün söylediklerini tekzip eden şeyler söylediği zaman, bu ülkede güven kalmaz.

BUNUN ADI BAĞIMLILIK: Türkiye’nin istikameti Ankara’da çizilir. Ne Washington’da ne Moskova’da, ne Pekin’de. Washington’da Trump iktidar olacak, otoriter eğilimlere yöneleceksiniz. Biden iktidara gelecek, demokrasiden bahsedeceksiniz, bunun adı bağımlılıktır. 

REFORM SÜRECİ GERÇEK DEĞİL: İnfaz yasasıyla ve müzakerelerle dışarı çıkan ve bu sebeple geçmişte mahkemede, Sayın cumhurbaşkanına hakaret ederek ifade vermiş organize suçlardan suçlanan birisi, ana muhalefet partisi liderine ağır tehditler ve hakaretler de bulundu bu nasıl bir reform? Bu nasıl bir yeni dönem? Öbür tarafta aynı günlerde Diyarbakır’da yeniden tutuklamalar ve Nevruz gösterilerinde Diyarbakır’da hayatını kaybeden bir gençle ilgili mahkemede alınan kararla ilgili, kamu vicdanının zedelenmesi, yaralanması. Daha bir hafta geçmeden yaşanan bu olaylar, reform süreci diye zikredilen sürecin gerçek bir süreç olmadığını ortaya koyuyor.

UZUN YARGILANMALAR ADALETE GÜVENİ SARSAR: Türkiye’de maalesef son dönemde adalet ciddi şekilde tarumar edildi. Talimatta insanların, tutuklandığı talimat da serbest bırakıldığı, talimatla tekrar tutuklandığı hukuk skandalları bütününden bahsediyoruz. Son dönemlerde bu konuda öylesine ağır tutuklamalar yaşandı ki artık ülkede adalet şarttır. Osman Kavala, Selahattin Demirtaş örneklerinde ve birçok örnekte olduğu gibi; ben esastan tutuklu yargılanmaya karşıyım. Tutuklu yargılanma, bir insan hak ve özgürlük ihlalidir. Yargılarsınız, hüküm verirsiniz, suçluysa tutuklarsanız. Uzun süreli yargılanmalar hem adalete güveni sarstı hem de adaleti şaibeli bir duruma düşürdü.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (13)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
13 Yorum
  • harun / 23 Kasım 2020 23:15

    şimdi mecbur Avrupa diyecek Hazine Eksi 50 milyar dolara girdi 2 trilyon borç kendi ülkesinde dolarla borçlanan ilk lider sayın reis

    Yanıtla (0) (0)
  • Alper / 23 Kasım 2020 03:05

    Muhalefetin de amacı milli menfaatler değilmidir? Bu söylem neye hizmet edecektir, Davutoğlunun şahsına mı yoksa memlekete mi?? Görünen o ki Davutoğlunun menfaati milli menfaatlerin üzerinde. Muhalefet o dur ki yanlış ise bir icraat yanlışa dikkat çekip doğrusunu ortaya koymaktır. Bence Davutoğlu zorlama muhalifliği bir kenara bırakıp haftaya cumayı nerde kılacağımızı irdelemelidir.

    Yanıtla (0) (2)
  • 2000LER / 22 Kasım 2020 23:46

    Bir an için doğru söylediğini varsayalım. Pekiii bağıra bağıra yeminler edip ve “yeminimi bozarsam tükürün yüzüme” diyen sözümona siyasiler gördü bu memleket. Sayfanın editörü de bu yorumu yayınlar mı bilmem. Öyle veya böyle siyaset denilen şey bu yaptığınızsa ben almayım ya. Yapın siyasetinizi biribirnize karşı.

    Yanıtla (1) (0)
  • Can / 22 Kasım 2020 23:13

    Davutoğlu muhavazakar bir seçmen olarak sizi ALLAHA havale ediyorum size başka bir şey demek istemiyorum

    Yanıtla (3) (7)
  • Mustafa / 22 Kasım 2020 21:36

    Ah hocam ah, senin tekzip ettiklerini nereye koyacağız?
    Keşke hepiniz dosdoğru rotalar takip edebilseniz.

    Yanıtla (1) (5)
  • dddd / 22 Kasım 2020 21:14

    sayın reisin 1 saat evvel söylediği bile bir birini i tutmuyor bir sorun var ama ne

    Yanıtla (5) (2)
  • Hasan Genç / 22 Kasım 2020 20:02

    Ülke "Aristo Mantığı" ile idare edilemez.

    Yanıtla (0) (1)
  • Davud / 22 Kasım 2020 19:50

    Fransadaki destek yuruyüşünüzü ve duştüğüz durumu unutmadık

    Yanıtla (2) (5)
  • Vatansever / 22 Kasım 2020 19:16

    Doğruya doğru... Yanar döner olana kim inanir!? İşine geldiği zaman aman ben ettim siz etmeyin...! Başka zaman eeeeyt uuuyt.

    Yanıtla (1) (0)
  • ilhat / 22 Kasım 2020 18:11

    makas degiştirmekten içimiz dışımıza cıkacak nerdeyse.

    Yanıtla (3) (0)
  • Tamer / 22 Kasım 2020 18:07

    Avrupa Birliği Erdoğana demokrasi ödevi kesin verecektir. ikinci dersi ABD Erdoğana hazırlıyor.putine biyat etmesinin bu korku yatıyor

    Yanıtla (0) (0)
  • karar okuru / 22 Kasım 2020 17:52

    akp için diz çökmek bir ömür,dik durmak bir dakika sürer.dışarıda ve içeride söyleyip,karşı çıkıp,hamaset gösterip dik durmadıkları,dönmedikleri hangi önemli,önemsiz konu kaldı ki.

    Yanıtla (4) (0)
  • okurr / 22 Kasım 2020 17:27

    o sözleri söylediği zaman doğu diye bir rüyası vardı.çin, rusya, iran, brezilya, türkiye kendi parabirimleriyle ticaret yapacaklardı. gazeteler hergün yazıyordu.toplantı üzerine toplantı yapıyorlardı.doları terk edeceklerdi.ab ye mecbur değildik. alternatifimiz vardı.biz de saf gibi dinliyorduk ki, meğer bunlar uyku sırasındaki sayıklamaymış.sanırım şimdi uyanmış.

    Yanıtla (4) (1)
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN