Gölcük'te düzenlenen Piri Reis denizaltısının suya indirilme töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yunanistan ve onu destekleyen ülkeler uzunca süredir Türkiye'yi denize adım atamaz hale getirmenin çabası içerisindedir. Ege'nin de Akdeniz'in de sahibi bu denizlere kıyısı olan ülkelerin tamamıdır. Gerekirse Libya'ya desteğimizin askeri yönünü artıracağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Piri Reis denizaltısının suya indirilmesi töreninde gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de geri adım atmayacağını belirten Erdoğan, "Gerekirse Libya'ya desteğimizin askeri yönünü artıracağız" açıklamasında bulundu.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
Bugün burada ülkemizin önemli savunma sanayi projelerinden biri olan “Yeni Tip Denizaltı Projesi 1’inci Gemisi Pirireis’in havuza çekilme vesilesi ile bulunmaktayız. 4 yıl önce başladı.
2022 yılından itibaren her yıl bir denizaltımız daha hizmete girecektir. 2027 yılında 6 denizaltımızın tamamı da denizlerimizde hizmette olacak. Hedefimiz milli denizaltı projemizi süratle hayata geçirmek. Denize indirme, hizmete girme törenlerinde de inşallah yine birlikte olacağız.
Türkiye olarak geleceğimize güvenle bakabilmek için maziden atiye güçlü bir köprü kurmamız gerekiyor. Milletimize başarıları unutturulmak istenmiştir. Hakikat sürecinin kapatılması mümkün olmadığından, milletimiz ecdadının mirasına gizli saklı okunan kitaplar, kulaktan kulağa bilgilerle sahip olmuştur.
Ülkemizin izlediği politika hem kendimiz hem dostlarımız hem de tüm insanlık için gecikmiş bir hak teslimi peşindeyiz. Doğu Akdeniz'de, Suriye'de ve Libya ile yürüttüğümüz çalışmalar da bu çerçevededir.
Yunanistan uzunca bir süredir Türkiye'yi denize adım atamaz hale getirmenin peşindeydi. İsrail'in benzer çabalarda olduğunu biliyoruz. Bizim kimsenin hakkını gasp etmek gibi niyetimiz yok. Artık bu suskun ve çekingen politikayı sürdürme lüksümüz yok. KKTC ve Libya ile başladığımız süreçten vazgeçersek, denize girecek kıyı, olta atacak sahil bırakmayacaklar.
Karşımızdakilerin hak hukuk adalet gibi bir dertleri yok.
Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip Türkiye’nin balıkçılıktan yüzde 1 alacağı bir düzene razı olmayacağız. Ege’deki egemenliği kendine ait olmayan ada, adacık gibi kendileri hazırladığı projeyle ortaya çıkanlar meydanın boş olmadığını bilmeliler. Ülkemize emri vaki yapılmasına izin veremeyiz. Yerleşik uygulamalara aykırı hiçbir adımımız yoktur.
Libya ile kendi hukukumuz ya da uluslararası hukuka ayrı bir şey yoktur. 10 yıl önce bu konuda adım attık. Kitaplar, makaleler ortadadır. Kaddafi ile bu meseleyi harita üzerinde konuşmuş, anlayış birliğine varmıştır. Deniz yetki alanı çakışması bize bu hakkı veriyor. Mutabakat metninin hukuki düzeye ulaştırılması biraz gecikti.
"LİBYA İLE ANLAŞMANIN YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRECEĞİZ"
Kimse bizi dışlama, ekonomik çıkarlarımızı gasp etmek niyetiyle karşımıza gelmesin. En uzun kıyı sahibi ülke olarak buradaki haklarımızı korumak için mücadele etmekte kararlıyız. Orta Asya’dan Afrika’ya Balkanlardan Güney Amerika’ya kadar çalışmalar yaptık. Yaptığımız medeniyetimizde var olan açık kapıları yeniden keşfetmektir.
Kimi ülkelerin avuç dolusu para saçarak, kiminin tehditle elde edemediği iklimi bir sıcak temasla oluşturmayı başardık. Esasen bölgemizde yaşanan ve ülkemizin de çekilmeye çalışıldığı sebeplerden biri de Türkiye’nin elde ettiği neticelerdir. Tüm yolları denediler. Hala da aynı yolda ilerliyorlar. Milletimizin dirayeti, güvenlik güçlerimizin mücadelesi sayesinde hedeflerimize doğru yürümeye devam ediyoruz.
Bu durumda terörle mücadelemizin her safhasında karşılaştık. Suriye’de nasıl büyük bir oyunu bozduğumuz ortadayken bunları kötülemek için ortaya çıkanların içeride ve dışarıda olduğunu gördük. Libya nere, Türkiye nere diyorlar. Bizi ülkelerimizi maceracılıkla suçluyorlar. İllegal bir şahsa sahip çıkıyorlar. Halbuki denizler komşudur.
Biz her türlü işbirliği ve ortak çalışma yürütmeye hak sahibiyiz. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’in Libya’daki adımlarını biliyoruz. O zaman ne arıyordu. O zaman bizim de Libya’ya gözümüz gibi bakmamız gerekiyor. Türkiye ne Suriye’deki adımlarından ne de Libya’daki adımlarından kesinlikle geri dönmeyecektir. Karada, denizde havada her türlü imkanı değerlendireceğiz. Gerekirse Libya'ya askeri desteğin boyutunu artıracağız.