CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarının bağlayıcı olduğunu ve yargının bu kararları yerine getirmek zorunda olduğunu söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Selahattin Demirtaş hakkında verdiği kararı Meclis'te yaptığı basın toplantısında değerlendirdi.
AİHM'nin ağır tespitler yaptığını vurgulayan Tanrıkulu, "Mahkeme, bu tutuklanmanın siyasi olduğu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 18. maddesinin ihlal edildiği tespitini yapmıştır. Ayrıca Demirtaş'ın seçme ve seçilme hakkı ile ifade özgürlüğünün ihlal edildiği belirtmiştir." dedi.
"İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ENGELLENDİĞİ SONUCUNA VARDI"
Tanrıkulu, AİHM'nin son aldığı kararla bütün milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasının öngörülebilir olmadığı, Meclis'te savunma hakkı verilmediği için de milletvekillerinin ifade özgürlüğünün engellendiği sonucuna vardığına dikkati çekti.
Sözleşmenin 18. maddesinin önemine değinen Tanrıkulu, "Bu madde sözleşmeye taraf olan devletler bakımından bir sabıka kaydıdır. Türkiye'nin 30 yıllık AİHM tarihinde ilk defa Demirtaş ile ilgili davada bu karar çıktı. Mahkeme, hükümetin yargı organlarını kullanarak bir siyasi muhalifi cezaevinde tuttuğunu ve siyasetten dışladığını karara bağlamıştır. Bu çok ağır bir karardır. Faili meçhul ve köy boşaltmalar döneminde bile AİHM 18. madde ihlalinden karar vermemiştir. İlk defa bu maddeden ihlal kararı Demirtaş dosyasında verildi. Bunun sonuçları ağırdır." diye konuştu.
"AİHM KARARI DEVLETLERİ BAĞLAR"
Tanrıkulu, AİHM kararlarının taraf devletleri bağladığını, bunun tartışmasız olduğunu dile getirerek, yargının bu kararın gereğini yerine getirmek zorunda olduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AİHM'nin Demirtaş ile ilgili açıklamalarını anımsatan Tanrıkulu, "Erdoğan'ın sözleri hukuki bağlamından uzaktır. Danışmanları kendisini yanlış yönlendiriyor. Eğer gerçek anlamda insan hakları hukukçularından görüş almış olsaydı, bugün kendisini uluslararası muhataplarının yanında zor durumda bırakacak konuşmayı yapmazdı." dedi.