Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Münbiç'teki bombalı saldırıya ilişkin ''Terör Suriye'de başından beri var. Terör örgütleri bizim kararlılığımızı da etkilememeli, aldığımız kararları da etkilememelidir diye düşünüyorum'' ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'den çekilme kararının ardından gündeme getirdiği güvenli bölge konusunu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Suriye krizinin başından bu yana dile getirdiği bir konu olduğunu belirterek "ABD tarafı ile görüşmelerimizi sürdüreceğiz. Güvenli bölge Suriye'nin kuzeyinde istikrar için önemli. Suriyeliler'in dönüşü için önemli" dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Makedonya Dışişleri Bakanı Nikola Dimitrov'u kabul etti. İki Bakan ortak basın toplantısı düzenledi.
"TERÖRLE MÜCADELE ETME KONUSUNDA KARARLIYIZ"
Bakan Çavuşoğlu, Münbiç’teki terör saldırısına ilişkin soru üzerine, saldırının bakanlık tarafından yapılan açıklamayla şiddetle kınandığını hatırlatarak "Terörden çok çekmiş bir ülke olarak terörün her türlüsüne karşıyız, terör örgütleriyle mücadele etme konusunda kararlıyız." dedi.
ABD'nin iki güvenlik personelinin öldüğünün bilindiğini ama diğer şahıslar hakkında teyit edilmiş bilgi olmadığını söyleyen Çavuşoğlu, "Bu konuda ABD gerekli bilgileri topladıktan sonra bizimle paylaşacaktır. Arkasında kim var bu da ortaya çıkacaktır. Ama Türkiye'den böyle bir yardım talebi olursa biz de elimizden gelen yardımı yaparız." diye konuştu.
Terörün Suriye'de başından beri var olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "Terör örgütleri bizim kararlılığımızı da etkilememeli, aldığımız kararları da etkilememelidir diye düşünüyorum." ifadesini kullandı.
"ABD İLE GÖRÜŞMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Çavuşoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford'un görüşmesine ilişkin bir soruya, "Her şeyden önce iki genelkurmay başkanı Suriye'de ABD'nin çekilme kararını birlikte nasıl koordine ederiz, bunu görüşmüşlerdir. Diğer taraftan, iki ülke arasındaki savunma ve savunma sanayisi konularını da değerlendirmişlerdir." yanıtını verdi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın bahsettiği güvenli bölge konusunun zaten Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Suriye krizinin başlangıcından bu yana gündeme getirilen bir konu olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Burada güvenli bölge konusunda Türkiye'nin düşündükleriyle ABD'nin düşündükleri örtüşüyor mu örtüşmüyor mu görüşmelerde belli olacak. Bunun ilk görüşmesi de dün yine Genelkurmay Başkanımız Yaşar Paşa ile Dunford arasında Brüksel'de yapılmıştır. Askerlerimiz arasında, diğer kurumlarımız arasında, biz de tabii dışişleri bakanları olarak bu konuda görüşmelerimizi ABD tarafıyla sürdüreceğiz. Başından beri Sayın Cumhurbaşkanımızın savunduğu bu güvenli bölge, Suriye'nin kuzey bölgesindeki istikrar için de önemli, bugüne kadar Suriye'ye dönemeyen başta Kürt kardeşlerimiz olmak üzere, Suriyelilerin dönmesi bakımından da önemli, terörle mücadele dahil birçok bakımdan önemlidir. Biz bu konuyu ABD ile görüşmeye devam edeceğiz."
ABD'DEN PATRİOT ALIMI
Bakan Çavuşoğlu, ABD'den Patriot alımına ilişkin sürece dair soru üzerine Türkiye'nin Patriot alımı için yaklaşık bir buçuk yıl önce talepte bulunduğunu hatırlatarak, ABD Dışişleri Bakanlığının yaklaşık bir ay önce konuya ilişkin onay yazısını ilgili kurumlara gönderdiğini belirtti.
ABD'den gelen heyetlerin konuya ilişkin tekliflerini de aldıklarını belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Önemli olan, bazı kriterler var. Ne zaman teslim edilecek? Biz bugün (Rusya'dan) S-400'leri aldık, ihtiyacımız var. Ama daha fazla ihtiyacımız var, bu bir gerçek. Çünkü sınırımızda sadece İtalyan SAMP-T ile İspanyolların Patriot bataryaları kaldı. Onlara da çok teşekkür ediyoruz. Gerçek müttefik nasıl olur onu gösterdiler, dayanışma örneği gösteriyorlar. Hem İtalya'ya hem İspanya'ya bir kere daha teşekkür ediyoruz. Dolayısıyla teslim süresi çok önemli. Ayrıca fiyat önemli. Fiyatla beraber, kredilendirme dahil birçok konular var, bunlar teknik olarak görüşülmesi gerekiyor. Ama orta vadede ve uzun vadede bizim için önemli bir kriter daha var; ortak üretim ve teknoloji transferi."