Şevval Sam tek kişilik ‘Müzeyyen’ isimli müzikalde Müzeyyen Senar’ı oynuyor. Türk sanat müziğinin divası ile yıllar önceki karşılaşmasının kendisi için bir dönüm noktası olduğunu söyleyen Sam “Onun iltifatına mazhar olmuş biri olarak bunu bir vefa borcu olarak gördüm” diyor
IŞIL ÇAIŞKAN / İSTANBUL
Yeşil ceketi, kırmızı beresi ve ürkek bakışlarıyla küçük bir kız çocuğu çıkıyor sahneye. 12 yaşında Bursalı küçük Müzeyyen. Kim tahmin ederdi onun Türk sanat müziğinin divası Müzeyyen Senar olacağını? Atatürk’e sevdiği şarkıları söyleyen, 84 yıllık ömrünü müziğe adayan Senar şimdi bir başka sesle yine sahnede. Ölümünün üçüncü yıl dönümünde sanatçı Şevval Sam ‘Müzeyyen’ müzikali ile divayı sevenleriyle buluşturuyor. Senar’ın müzisyenliğinden anneliğine, aşklarından hüzünlerine kadar iki saat boyunca pekçok kesit paylaşıyor seyirciyle. Hikâyeleri anlatırken o eskimeyen şarkılarını da yorumluyor. Üstelik Sam’a yıllarca Senar’la meşk etmiş müzisyenler Serdar Kaşıkçılar, İsmail Topyanak, Mustafa Taşpınarlı, Sezgin Sezer ve Fahrettin Yanar da eşlik ediyor. Sam ile Figen Şakacı’nın yazıp Engin Alkan’ın yönettiği Müzeyyen’i konuştuk.
* Müzeyyen Senar sanatıyla ölümsüzleşti. Sizi en çok hangi yönüyle etkiledi?
Sesindeki farklı tını beni gençliğimden beri hep etkilemiştir ancak Radi Dikici’nin ‘Cumhuriyet’in Divası Müzeyyen Senar’ kitabını okuduktan sonra, bu hikâye ya film ya müzikal, mutlaka bir şekilde anlatılmalı diye düşündüm.
* Bir duayeni canlandırıyorsunuz. Başta çekinceniz oldu mu?
Bugüne kadar hazırlanmış bir sürü Müzeyyen Senar belgeseli var. Hikâyenin kronolojik yapısından çok, tüm o hayat yaşanırken Senar’ın duygusu neydi; o daha çok ilgimi çekti ve projeyi bu minvalde geliştirdik. Müzeyyen Senar’ın iltifatına mazhar olmuş biri olarak bunu bir vefa borcu olarak gördüm.
* Müzikaldeki parçalar neye göre belirlendi?
Repertuvarı çoğunlukla Müzeyyen Senar’ın taş plaklar ve radyolarda okuduğu şarkılardan seçtik. Bunlar, aynı zamanda onun bendeki tarihine tekabül eden şarkılar oldu.
* Müzeyyen Senar’la çalışan müzisyenlerle sahnedesiniz. Bu size nasıl hissettiriyor?
Her şeyden önce bir döneme şahitlik etmiş insanlar ve son derece kıymetli ustalar. Hepsi Müzeyyen Senar’la meşk etmiş. O dönemin tavrını üslubunu çok iyi bilen müzisyenler. Bu projede bizim için en önemli unsurlardan biri buydu. Bu yüzden kendimi çok özel hissediyorum.
* En çok hangi sahne sizi zorladı?
Final sahnesi galiba.
* Öncelikle oyunculukla başlayan sanat yaşamınız sonradan müzisyenlikle devam etti. Müzik yolculuğunuzun Müzeyyen Senar müzikaline kadar gideceğini düşünüyor muydunuz?
Kendi filmimi geriye sarıp izlediğimde bugün sahneye koyduğumuz müzikalin tuğlalarının bundan yıllar önce nasıl üst üste konulmuş olduğunu fark ediyorum. Benim hikâyem de genç kızlığımda herkes pop dinlerken, alaturka kayıtlar peşinde koşmamla başlıyor.
* Bundan sonra daha farklı hedefleriniz olacak mı?
Hayat mucizelerle dolu. Bazen planladığınız ne varsa altüst oluyor, hayal bile edemeyeceğiniz sürprizlerle karşılaşabiliyorsunuz. Yine de hayal kurmakla başlıyor her şey. Bakalım. Akıştayım.
* Müzeyyen Senar’ı ölmeden önce tanıma fırsatı da buldunuz. Size el verdiğini söylediniz. Neler hissettiniz?
O zamanlar durumun şokunda, rüyada gibiydim. Şimdi idrak ediyorum; bütün o karşılaşmanın ne anlama geldiğini.
