15 Temmuz darbe girişimi sonrası gelişmekte olan ülkelere göre negatif ayrışan Borsa İstanbul’da bahar havası hakim. Hisse fiyatları ucuzlayan Türk şirketlerine yine rağbeti yabancı yatırımcılar gösterirken, yerliler ise paralarını mevduatta tutmaya devam ediyor.
GÜVEN ADALI
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde faizin alternatifi olarak düşünülen hisse senedi piyasasına Türk yatırımcısı maalesef rağbet göstermiyor. 50 bin lira üzerinde hisse senedi portföyüne sahip tasarruf sahibi sayısının sadece 73 bin kişi olduğunu ifade eden Gedik Yatırım Portföy Yönetim Müdürü Eral Karayazıcı, borsadaki yükselişin yabancı girişinden kaynaklandığını belirtti. “Yabancı ilgisinin nedeni dış iklim” diye konuşan Karayazıcı, “Borsa, ekonomi nasıl gidiyor sorusuna yanıt üreten en önemli barometredir. Her yıl şirket öz-sermayeleri % 8-10 kadar yükselirken endeksin artmaması örtülü bir değer kaybı aslında. 2012 sonunda 78 bin olan endeks bugün en azından 100 bin olmalıydı. Bunun gerçekleşmemesini normal karşılamak gerekir. Geriye dönüp bakarsanız son 3,5 sene Türkiye’de olağan geçmedi ve bozulan iç şartlar örtülü biçimde fiyatlandı.
Yurt içinde kronikleşen güven kaybının en azından yumuşaması sağlanırsa borsanın potansiyeli yüksek ve bu yükselişin devamı gelebilir” dedi. Borsa İstanbul’daki (BİST) bu yükseliş dalgasının yabancıların ilgisinden kaynaklandığını belirten İntegral Menkul Değerler Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu, özellikle kasım ayının son haftasından itibaren borsadaki yabancı takasının %62,39’dan %63.09 seviyesine yükseldiğini vurguladı. “Bunda dolar kurunun yabancı girişi için ve dolar bazında borsa değerinin ise hisse alımı için cazip noktalara gelmiş olmasının büyük etkisi olduğunu düşünüyorum” diye konuşan Turşucu, gelecek yılki BİST beklentisine ilişkin şunları söyledi: “2017 yılında FED’in şahin duruşu dışında İngiltere, Japonya ve Avrupa Merkez Bankalarının gevşek politikaları devam edecek. Bunun gelişmekte olan ülkeler için ılımlı seyrin sürmesini sağlayacağını düşünüyorum. Olağanüstü gelişmeler olmadıkça gelişen ülke piyasalarında çok yüksek olmasa da pozitif seyir oluşabilir. Buna BİST de dahil. Diğer yandan dolar kurundaki yükseliş sonucunda borsa dolar bazında cazip seviyelere geldi. Bütün bunlara ek olarak BİST’in yaklaşık eylül ayında bu yana diğer gelişen ülke piyasalarına kıyasla aşırı bir negatif ayrışma göstermiş olması da, 2017 yılına avantajlı girmesini sağlıyor. Bu görüş ışığında BİST endeksinin yıl içerisinde 2.5 sent seviyesini yani yaklaşık 88 bin seviyelerini zorlayabileceğini ve diğer gelişen ülke piyasalarına göre daha başarılı bir yıl geçirebileceğini düşünüyorum.” Işıkfx Başanalisti Gizmen Nalbantlı ise BİST’in Mayıs 2013’ten bu yana zirve yapamadığını belirtti. “Mayıs 2013’te 93 bin ile zirve yapan BİST 100, Ocak 2015’te 91 bin 800, Nisan 2014’te ise 86 bin 900 seviyelerini gördü. Temmuz ayından bu yana ise 80 binin üzerinde kalıcılık sağlanamıyor” diye konuşan Nalbantlı, sözlerine şöyle devam etti: “Endekste ise 78 bin 400 seviyesinin altında kaldığımız sürece satış baskısı devam edebilir.
Dolar bazında 2.3 cent 2008 krizi sonrası başlayan yükseliş trendinin destek seviyesiydi. Şu anda bu seviyenin altındayız. Üzerinde haftalık kapanışlar görmediğimiz sürece yeni bir satış dalgası gelebilir. Aynı yükseliş trendi BİST 100’de 73-74 bin bölgesine denk geliyor. Bu bölgenin altında haftalık kapanış olması durumunda satış baskısı sertleşebilir. Dolar bazındaki 7.5 senelik dip noktası olan 2.07 seviyesi, endekste ise 66-68 bin bölgesi görülebilir. Borsada yükseliş trendine girebilmemiz için 78 bin 400 ve 80 bin seviyelerinin geçilmesi gerektiğini, bu seviyelerin altında kaldığımız sürece endekste 2017 yılında 60 bin seviyesine doğru geri çekilme olabileceğini düşünüyorum.”
KAMPANYAYA KATILAN VATANDAŞ MEVDUATTA KALIYOR
Dolar varlıklarından çıkan yatırımcıların bu dönemde mevduat veya daha riskli varlıklara yöneliminin söz konusu olabileceğini ifade eden Destek Yatırım Araştırma Müdür Yardımcısı Adnan Çekçen ise şunları söyledi: “Keza BİST100 tarafındaki harekete baktığımızda ay başından bu yana %5 değer kazandığını ve belli başlı direnç noktalarını geçtiğini görüyoruz. FED etkisinden kaynaklı küresel borsalar eksiye döndüğü anlarda bile endeksin yükseliş isteği koruması buraya olan talebi gösteriyor. Elbette bu alımlarda Bireysel Emeklilik Fonunun 2017 yılında resmi olarak başlayacak olması ve BİST 100 içerisinde buna bağlı bir talebin artması etkili olabilir. Fakat yılı kapatırken artan belirsizlikten kaynaklı dolarını bozan yerli yatırımcıların daha çok mevduatta kalmayı tercih edebileceğini söyleyebiliriz.”
‘YATIRIMCI KAZANDIRMAK İÇİN KAMPANYA GEREKLİ’
Son yıllarda yatırımcı sayısında ve yatırım miktarında devamlı azalış gösteren borsa tarafına ilgiyi, güveni ve yatırımı artırmak için önemli adımlarla geniş zamana yayılan, zengin içerikli reformlar barındıran bir kampanya gerektiğini belirten Saxo Capital Markets Strateji Müdürü Cüneyt Paksoy ise finansal okuryazarlık kapsamında ciddi çalışmaların hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Eş zamanlı olarak güçlü firmaları kazanmaya yönelik kapsamlı bir halka arz kampanyası gerektiğini de sözlerine ekleyen Paksoy, borsadaki mevcut durum hakkında ise şunları söyledi: “Temettü verimliliği yüksek, hikâyesi olan sektör ve hisseler dışında bankacılık sektörü her zaman yabancı radarında ve ilgisinde olmaya devam edecektir.
Yatırım kararlarının hızlanması için içsel ve dışsal dinamiklerin biraz daha öngörülebilir olması ve özellikle kurda yaşanan oynaklığın azalması gerekebilir. Yine de dolar bazlı grafiklerde tüm zamanların yükseği olan 5.10 cent fiyatlarına göre, mevcut durumda 2-2.30 cent civarında destek bulunma gayreti görece bir ucuzluğu barındırdığı için yabancı algısının ve ilgisinin şartlar oluştuğunda her an yatırım anlamında realize olması beklenebilir.”
DOLARDAKİ YÜKSELİŞİ BU SEFER KİMSE TAKMADI
Avrupa Merkez Bankasının tahvil alım süresini uzatması ve miktarı düşürme kararı alması, ardından da Amerika Merkez Bankasının faizleri 25 baz puan yükseltmesi ile yükselişe giren dolar endeksi 103 seviyesinin üzerine çıkmıştı. Fakat bu süreçte Türk Lirası, Brezilya Reali, Meksika Pesosu gibi gelişmekte olan ülkelerin para birimleri ise değer kazandı.
Dolar endeksindeki bu yükselişin tamamı ile Avrupa Merkez Bankasının aldığı kararlardan kaynakladığını belirten uzmanlar ise dolar/TL kuru için şunları söylüyor: “Özellikle Donald Trump’ın başkanlık koltuğuna oturması sonrasında piyasalarda negatif ayrışan ve 30 kuruşluk köpük oluşan TL’ni bu dönemde güçlü kaldığını görüyoruz. %57.6 euro, %13.6 Japon Yeni, %11,9 İngiliz Paundu, %9,1 Kanada Doları, %4,2 İsveç Kronu ve yüzde 3,6 İsviçre Frangı üzerinden belirlenen dolarlar endeksinin 103 seviyesinin üzerine yerleşmesi durumunda ise 1 dolar 1 euro senaryosunun gerçekleşmesini izleyebiliriz. Bu senaryonun akıbeti özellikle 20 Ocak 2017’de Trump’ın başkanlık koltuğuna oturması sonrasında netlik kazanacaktır.” Japan Credit Rating (JCR) Eurasia Başkanı Orhan Ökmen, “TL’nin değer kayıplarının fiyat istikrarına geciken yansımalarının gerçeklemesine ve küresel faiz hareketlerine bağlı olarak kısa vadeli gelecek dönemde Türkiye’deki para politikası kararları faiz artırımı yönünde güncellenecek” değerlendirmesinde bulundu.
Yaptığı yazılı açıklamasında yakın vadeli gelecekte kısa vadeli faiz oranlarının Merkez Bankası tarafından hedeflenen faiz koridoru içerisinde oluşmasının ve bu aralıkta tutulmasının zorlaşacağını ifade eden Ökmen, “Bunun için Türkiye genelinde likidite koşulları da zorlaşacak ancak likidite koşullarında oluşacak bu zorlaşma para piyasalarının etkinliğini, istikrarını ve ödeme sistemlerinin kesintisiz çalışmasını sınırlayacak önemde olmayacaktır” değerlendirmesinde bulundu. Ökmen, 2017 yılında Türkiye’deki likidite koşullarında oluşacak zorlukların aşılmasının Merkez Bankasının uygulayacağı para politikasının operasyonel yapısının piyasalardaki olağan dışı gelişmelere karşı yeterli esnekliğe sahip olmasına bağlı olacağına işaret etti.
ONS ALTIN DEĞERLENDİ
Amerika Merkez Bankası’nın faiz artırım kararı alması sonrasında düşüşünü daha da sertleştiren altın fiyatları ise dün bir nebze de olsa yükseldi. Aralık ayına 1.175 dolardan başlayan altının ons fiyatı, geçtiğimiz günlerde 1.122 doları görmüştü. Dün kayıplarının bir kışını telefi eden altının ons fiyatı 1.133 dolara yükseldi. Bu düşüş eğiliminin ardından 127 liraya kadar gerileyen gram altın ise 127,54 liraya çıktı.
ŞİRKETLER KENDİ HİSSELERİNİ ALABİLİR
Öncelikle sosyal medyada başlayan ve sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da çağrısı sonucu kamu kurum ve kuruluşlarının da eklenmesiyle büyüyen “dolarını bozdur” kampanyasına katılan vatandaşların genelde yastık altı tasarruf sahipleri olduğunu belirten Kapitalfx Araştırma Uzmanı Enver Erkan, bu yatırımcıların hisse senetlerine doğru bir eğilim göstereceklerini düşünmüyor. “Burada belki dolar kuruna karşı duyarlılığı olan şirketler hisse geri alım yöntemiyle hisse senedi fiyatlarını yukarıda tutmaya çalışabilirler” diye konuşan Erkan, “Genel resimde borsanın bir türlü düşmemesi yabancının hisse pozisyonlarını tam anlamıyla boşaltamamasından ileri geldi. Eğer hisselerini satarlarsa elde ettikleri TL gelirini yüksek kurdan dolara çevirmek zorundalar, bu yüzden onlar açısından avantajlı bir durum ortaya çıkmıyor. Bu yüzden kurun düştüğü anları hisse pozisyonlarını boşaltıp dolara geçme yönünde fırsat olarak kullanmaya çalışıyorlar” dedi.
Kasım ayında TCMB menkul kıymet istatistiklerine göre yabancıların 491 milyon dolar tutarında hisse senedi sattıklarını ifade eden Erkan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu satışlar aralık ayına da sirayet etmiştir. Moody’s not indirimi sonrasında artan bir yabancı çıkışı vardı. Kümülatif olarak ise; 2016 Ocak – Kasım döneminde nette 451 milyon dolarlık net alım gerçekleştirildiği görülüyor.
Alış ve satış tutarları hemen hemen dengeli; yabancı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında net alım; Mayıs, Haziran, Temmuz ve Kasım aylarında ise net satış yapmıştır. Yabancıların Kasım 2016 döneminde en çok net alım yaptığı hisselerin başında Tüpraş, Ereğli Demir Çelik, Aselsan, Trakya Cam ve Soda Sanayii gelirken; satışlarda ise Garanti Bankası, Türk Hava Yolları, Yapı Kredi Bankası, Petkim ve Akbank başı çekmektedir.