Boğaziçi Üniversitesi’ne ilk kez dışarıdan atanan yeni rektör, öğretim kadrosundan destek alamadığı için kurumdaki hiçbir birime atama yapamayınca iktidar kanadından yeni bir hamle geldi. Eğitim alt yapısı ve akademik gelenekler göz ardı edilerek alınan ‘iki yeni fakülte’ kararı tepki çekti. ‘150 yıllık üniversite birikiminin bir gecede harcanması pahasına kadro operasyonu’ eleştirileri yapıldı.
Boğaziçi Üniversitesi’nde geleneklere aykırı bir şekilde dışarıdan AK Partili Melih Bulu’nun rektör atanmasına tepkiler sürer ken hükümetten tansiyonu daha da artıracak bir adım geldi. Üniversite senatosunun YÖK’ten talebi olmadan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla İletişim ve Hukuk fakülteleri açıldı. 150 yıllık üniversitenin birikiminin hiçe sayıldığı eleştirilerine neden olan karar sosyal medyada “Kayyum rektöre kadro desteği” olarak yorumlandı. Karara göre, 11 üniversiteye de yeni rektör atandı. 20 üniversitede 26 yeni fakülte, enstitü ve yüksekokul kuruldu. 12 üniversitedeki 35 fakülte, enstitü ve yüksekokul kapatıldı, 6 üniversitedeki 9 fakülte ve yüksekokulun ismi değiştirildi. Melih Bulu, açılan yeni fakültelere ilişkin, Twitter hesabından “Cumhurbaşkanımızın imzasıyla kurulan İletişim ve Hukuk Fakültelerinin Boğaziçi’ne farklı perspektifler ve zenginlikler katacağına inanıyorum. Bundan sonraki sürecin işleyişini ilgili akademik kurullarımız ile ilerleteceğiz. Üniversitemiz ve ülkemiz için hayırlı olsun” dedi.
"KAYYUM REKTÖRE KADRO DESTEĞİ"
Kararın yayımlanmasının ardından sosyal medyadan tepkiler gelmeye başladı. DEVA Parti’li Bağatur “Boğaziçi’ni arka bahçeleri yapmak istiyorlar” tepkisini gösterdi. Akademisyen Seren Selvin Korkmaz da “Okulda iki ayrı kutup yarat, yeni yerleşke kur, rant alanı yarat. Yap, işlet, gasp et” ifadesini kullandı. Prof. Nadi Günal da üniversite talebinin olması gerektiğini söyledi. Tepki mesajlarından bazılar ise şöyle: “Gece gece kayyum rektöre saraydan kadro desteği geldi, Boğaziçi’ne hukuk ve iletişim fakülteleri açıldı.” “Erdoğan/Bulu üniversitede destekleyecek tek bir hoca, tek bir öğrenci bulamadı. Çareyi kayyum fakülte açmakta buldu: Boğaziçi’ne Hukuk ve İletişim fakültesi açtı, buraya atayacağı hocalarla okulun tüm yönetimini kayyumlardan oluşturacak. Kendileri pişirip kendileri yiyecek. Boğaziçi Üniversitesinin 150 yıllık kurumsal varlığı ve birikimi bir gecede harcandı.” “Kararın amacı belli: Kayyum Rektör Melih Bulu’nun ihtiyaç duyduğu akademik ve idari kadroları temin etmek için Boğaziçi Üniversitesi’ne 2 ek fakülte açılması kararı verilmiş. Ortada fakülte yok, öğrenci yok ama kadro ataması hemen yapılır!” “İktidar istediği hocaları Boğaziçi Üniversitesi’ne doldurabilmek için Hukuk ve İletişim Fakülteleri kurdurdu. Kayyum rektörün atanmasının sebebi buydu zaten, Boğaziçi’ni arka bahçeleri yapmak istiyorlar.
"YENİ FAKÜLTELER ‘TRUVA ATI’"
Yeni fakülteler için ‘Truva atı’ benzetmesi yapan Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Yaman Akdeniz ise “Buralara en erken 2022’de öğrenci alınabilir, amaç eğitim değil, yeni rektör çevresinde kadrolaşmanın sağlanması. Senato kararı olmadan YÖK’ün kapısını çalamazsınız” dedi. Akdeniz şöyle devam etti: “Rektörü meşru kılmak için gerekli kadrolar bu fakülteler üzerinden verilecek. Gelecek yeni isimler, rektör yardımcılığı ve vekaleten ‘görevini ihmal eden’ fakülte dekanlarının da yerine atanacak. Fakültelerin cumhurbaşkanı kararıyla kurulması damdan düşmüş bir düğün hediyesine maalesef çok benziyor. 2809 sayılı Kanun’da cumhurbaşkanına o kadar geniş yetki verilmiş ki yarın ODTÜ’de tıp fakültesi açabilir, Boğaziçi’nin tüm fakültelerini kapatabilir, geriye sadece iletişim ve hukuk fakültelerini bırakabilir. Yetkiyi almış ve kullanıyor.”
"BİZ DE TEBAANIZ DEĞİLİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İletişim ve Hukuk Fakültesi kararı akademisyen ve öğrencilerin tepkisini çekti. Boğaziçi Dayanışması’nın “Günlerdir bizleri aracı kanallarla hedef gösteren 12. Cumhurbaşkanına Açık Mektubumuzdur” diyerek paylaştığı metinde “Bir cuma günü bir gece yarısı kararıyla daha; hocası, öğrencisi, emekçisi tüm kurumu sindirmek adına fakülteler açıyor, dekanlar atıyorsunuz. Üniversitemizi kendi siyasi militanlarınızla doldurma çabanız, içine düştüğünüz siyasi krizin göstergesidir. Krizinizin mağdur ettikleri günden güne büyüyor” denildi. Öğrencilerin taleplerinin de sıralandığı açık mektupta, şu ifadeler kullanıldı: “Yürekleri yetiyorsa diye başlayan bir cümle kurmuşsunuz. Cumhurbaşkanını istifaya çağırmak bir anayasal hak mıdır? Evet! O halde bir anayasal hakkı kullanmak ne zamandan bir cesaret sorunu oldu? Bizi size koşulsuz itaat edenlerle karıştırmayın. Siz padişah değilsiniz, biz de tebaanız değiliz.”
REKTÖR BULU’YA ÇAĞRI: AYŞE BUĞRA HOCA'NA SAHİP ÇIKACAK MISIN?
Erdoğan, önceki gün “Kavala’nın karısı da provokatörlerin içinde” diyerek Prof. Dr. Ayşe Buğra’yı hedef göstermişti. Bulu’nun rektör olarak atanmasının ardından üzerinde emeği olan hocalarına teşekkür ettiği, bu isimler arasında yazar Tarık Buğra’nın kızı Ayşe Buğra’nın da yer aldığı görüldü. Akademi Erdoğan’ın hedef göstermesi sonrası Rektör Bulu’ya çağrı yaptı. Kırıkkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi öğretim görevlisi Ahmet Nezihi Turan “Üzerimde büyük emeği var” diyen Bulu’ya “Üzerinizde emeği olan Boğaziçili hocaların adlarını sayıyorsunuz. Biri de Ayşe Buğra, biliyorsunuz kocası Osman Kavala, yani akla gelebilecek bütün hukuksuzluklara maruz bırakılarak temel haklarından mahrum edilen kişi. Hocanızın emeğine mukabeleniz nedir?’ diye sordu. Prof. Dr. Fuat Keyman da “Bu haksızlığı kabul edemem. Ülkem için çok üzgünüm” dedi. Eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ise “Prof. Dr. Ayşe Buğra değerli bir iktisatçıdır. Sayın Osman Kavala’nın saygıdeğer eşidir ve değerli yazar merhum Tarık Buğra’nın evladıdır. Siyaset, -hangi sıfatları taşırlarsa taşısınlar- insanlardan saygısızca sözetmek hakkını kimseye vermez” ifadesini kullandı.
TÜRKİYE HALEP’E TIP FAKÜLTESİ KURULACAK
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karara göre, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörlüğü’ne bağlı olarak Suriye’nin kuzeyinde Çobanbey Tıp Fakültesi ile Çobanbey Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu açılacak. Söz konusu karar, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun ek 39’uncu ile 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu’nun ek 30’uncu ve ek 158’inci maddeleri gereğince verildi. Türkiye’nin 2016’da düzenlediği Fırat Kalkanı Harekatı ile IŞİD’in elinde olan Çobanbey’de kontrol Özgür Suriye Ordusu’na geçmişti.
