ABD’nin büyük bir kaosun kapısını aralayan Kudüs adımına tepkisini sert tonda sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, provokasyonun ardında evanjelistlerin olduğunu bizzat Trump’tan duyduğunu söyledi. Kutsal şehrin kırmızı çizgileri olduğunu yineleyen Erdoğan, İsrail için ‘işgal devleti’ dedi.
HABER MERKEZİ / İSTANBUL
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen İnovasyon ve Girişimcilik Haftası Kapanış Töreni’nde konuştu. Erdoğan’ın tek gündemi, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını açıklaması ve büyükelçiliklerini Tel Aviv’den kutsal kente taşıyacaklarını duyurmasının ardından yaşananlardı. Eylem yapan Filistinlilere karşı düzenlenen saldırılara değinen Erdoğan, İsrail için ‘işgal devleti’ ifadesini kullandı. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle oldu:
SAYIN BAŞKAN’DAN DİNLEDİM:
Amerika’nın Kudüs’le ilgili kararının bizim nazarımızda hiçbir hükmü, hiçbir geçerliliği yoktur. Kudüs, senelerdir Filistinlilere devlet terörü uygulayan bir ülkenin insafına terk edilemez. İşte sizlere Filistin haritalarını gösterdim. Nerelerden nereye geldik. Bunu ancak işgalciler yapar. Devlet terörü estirenler yapar. Kudüs’ün kaderi 1967’den beri hiçbir hukuk, ahlak tanımadan Filistinlilerin topraklarını gasbeden işgalci bir devletin ellerine bırakılamaz. Bunun adı kuzuyu vahşi bir kurda teslim etmek olur. Kudüs ilk kıblemizdir. Kudüs bizim için bir kırmızı çizgidir, bu böyle bilinsin. Yüreğimizin bir parçası, Mekke ve Medine ne ise diğer yarısı da Kudüs’tür. Alınan karar tam anlamıyla bir provokasyondur ve bu öyle bir provokasyon ki, bu provokasyonun arkasında Evanjelistler var. Bunu bizzat zaten sayın Başkan’dan dinlemiş birisiyim süreci biliyorum. Hristiyanların da Kudüs üzerindeki haklarını ayaklar altına alan bu karara biz asla rıza göstermeyeceğiz.
FİLİSTİN’İ LİME LİME ETTİLER:
Şu andaki son durumda neredeyse Filistin kalmadı. Lime lime ettiler. İsrail o bölgenin tamamını işgal etti. İsrail bir işgal devletidir. Polisiyle bütün oradaki gençleri, çocukları adeta terör estirerek vuruyor. F-16’larıyla Gazze’ye saldırıyorlar. Bir taraftan Filistin’e saldırıyorlar. Niye, ‘ben güçlüyüm.’ Güçlü olmak haklı olmak anlamına gelmez. Haklı olan güçlüdür. Çarşamba günü İstanbul’a tüm İslam dünyası ve Hristiyan dünyasından da davetler yaptık. İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Liderler Zirvesi’ni burada toplayacağız. Zirve birilerine gerekli mesajı verecek. Yol erkenken dönmek lazım. Müslümanlar sonuna kadar haklı oldukları böylesi bir meselede kışkırtmalara gelerek, işgalcilere malzeme vermemelidir. Biz asla ırkçı değiliz, olamayız. Biz asla ayrımcı olamayız. Biz asla tek bir masumun saçının teline dahi zarar vermeye veya bu yola gitmeye tevessül edemeyiz. Aksi takdirde zalimlerden ne farkımız kalır.
EN BÜYÜK DARBE BMGK’YA:
Trump’ın yaptığı o talihsiz açıklama bu gerçeği bir kez daha tüm çıplaklığıyla ortaya koymuştur. Amerika’nın aldığı karar ne uluslararası hukukla ne vicdanla ne adaletle ne de bölgenin gerçekleriyle asla bağdaşmıyor. Bu açıklama en büyük darbeyi Amerika’nın da üyesi olduğu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne vurmuştur. Amerika’nın da altında imzasının olduğu BMGK’nın 1980’de aldığı 478 sayılı kararını son açıklamayla Amerika yok saymıştır. Böyle bir şey olabilir mi? Altında imzan var ve bugüne gelmiş bu iş, şimdi ise sen bu imzayı inkar ediyorsun. Hiçbir ülke pazusuna güvenerek uluslararası hukuku yok sayamaz. Şu anda Trump ‘Ben yaptım oldu.’ anlayışıyla bir yere gitmek istiyor. Dünyayı yönetmek bu kadar -kusura bakmayın- kolay değil. Güçlü olmak size bu hakkı vermez. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ dememizin sebebi işte bu orman kanunu düzenine rıza göstermememizdir.
15 LİDERLE DİPLOMASİ TRAFİĞİ
ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdıkları kararını açıklamasının ardından harekete geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya liderleriyle yürüttüğü telefon diplomasisini sürdürdü. Salı gününden bu yana 15 liderle temas kuran Erdoğan, dün Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbeyev, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la görüştü. Görüşmelerde Türkiye’nin İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak 13 Aralık’ta İstanbul’da düzenleyeceği Olağanüstü İslam Zirvesi’nin ortak bir tavır sergilenmesi açısından önemli olduğuna işaret edildi. Erdoğan-Macron görüşmesinde iki lider ABD’nin kararını uygulamaktan vazgeçmesi yönünde girişimlerini sürdüreceklerini ifade ederken, liderler bu konuda ortak çaba harcama konusunda mutabık kaldı.
ATATÜRK İÇİN YAZILANLA BUGÜN YAZILAN AYNI
Türkiye’yi karalama kampanyalarının yeni olmadığının altını çizen Erdoğan, Amerikan gazetelerinde Atatürk’le ilgili çıkan haberleri örnek gösterdi: “16 Eylül 1922’de bir Amerikan gazetesinde, İstanbul, ‘Muhammed-i inanışın merkezi ve Mustafa Kemal de büyük bir politik dini imparatorluk kurmayı planlayan İslam’ın yeni lideri’ olarak anılıyor. 10 Ekim 1922’de bir Amerikan gazetesi, Mustafa Kemal’i ‘Korkunç Türklerin en korkuncu’ olarak nitelendiriyor. 17 Kasım 1922 tarihli bir Amerikan gazetesi ise Mustafa Kemal’i ‘Bir terör sembolü’ olarak tanımlıyor. Bu haberlerin bugünkülerden farkı var mı? Dün böyle yaptılar bugün de aynısını yapıyorlar.”
ELEKTRİKLİ OTOBÜSLE MABEYN YOLUNDA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından düzenlenen etkinliğin ardından TEMSA’nın yaptığı elektrikli otobüsle Mabeyn Köşkü’ne gitti. Erdoğan’a otobüste Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ve Sabancı Holding Yönetimi Kurulu Başkanı Güler Sabancı eşlik etti. Sabancı, Erdoğan’ın yanında oturarak otobüs hakkında Cumhurbaşkanı’na bilgi verdi.