ERKUT TEZERDİ
Kimi eleştirmene göre 2016 yılı, roman açısından hayli verimsiz geçti, birkaç iyi roman dışında kayda değer pek yapıt okuyamadık. Bazı eleştirmenler ise yayımlanan yüzlerce roman arasında seçim yapmakta zorlandı. Ama bu yıl eleştirmenlerin ortak beğenisi Hasan Ali Toptaş’ın ‘Kuşlar Yasına Gider’ adlı eseri. Romanda bir baba-oğul öyküsü eşliğinde yalnızlık, umut, umutsuzluk ve kaybedilen değerler anlatılıyor.
Eleştirmenlerin beğeni konusunda hemfikir olduğu bir diğer roman ise Şebnem İşigüzel’in ‘Gözyaşı Konağı’. 1800’lerin sonunda yaşanan olayların konu edildiği romanda kederli genç bir kadının öyküsünü işleyen İşigüzel, üç yıl aradan sonra çıkardığı bu romanıyla eleştirmenler tarafından çok beğenildi. İşte listede yer alan diğer yayınlar...
KARAR JÜRİSİ
BEŞİR AYVAZOĞLU: İLK ROMANA GÖRE ÇOK BAŞARILI
Gülfem Pamuk, ‘Kitab-ı Siyah Kalem’ isimli romanıyla Everest Yayınları’nca düzenlenen ‘İlk Roman’ yarışmasında bu yıl birinci oldu. Romanın kahramanı sanat tarihçisi Elif, doktora tezinde Fatih Albümü’ndeki Mehmed Siyah Kalem imzalı grotesk resimlerin sırrını, hukukçu bir entelektüel olan Lâm’la birlikte çözmeye çalışıyor. Siyah Kalem’in resimlerini Hurufilik ve Kalenderîlik üzerinde okumayı deneyen Gülfem Pamuk’un romanı, biri günümüzde, diğeri 14. yüzyılda geçen paralel iki hikâyeden oluşmaktadır. Hurufiliği ve tasavvufu çok iyi araştıran genç yazarın ‘Kitab-ı Siyah Kalem’de -ilk romanı olmasına rağmen- çok başarılı olduğu kanaatinde.
ALAATTİN KARACA: ANADOLU İNSANINI İYİ TANIYOR
“Bu yıl çıkan ve okuduğum romanlar arasında, iyi diyebileceğim ancak birkaç roman sayabilirim. İlki, Hasan Ali Toptaş’ın ‘Kuşlar Yasına Gider’i… Toptaş, her şeyden önce yerli bir ‘öykü’ anlattı bize. Bu, ölmekte olan hasta bir babayla oğul arasındaki münasebeti anlatan sevgi ve saygıyla sarmalanmış hüzünlü bir ‘Anadolu öyküsü” idi. Babanın adım adım ölüme doğru gidişi bağlamında, hastaya gösterilen ilgi, akrabalar, komşular arasındaki sıkı bağ ve en önemlisi bize özgü bir ‘baba-oğul ilişkisi’... Fonda Anadolu hayatının, türkülerin olduğu bir merhamet ve sevgi öyküsü. Toptaş, Anadolu’yu, bu coğrafyanın toprak yüzlü insanlarını iyi tanıyan bir yazar. Eserlerinin çoğunun diplerinde Anadolu folkloru bulunuyor. Bu durum ‘Kuşlar Yasına Gider’de de bariz biçimde dikkati çekiyor. İkincisi, Cihan Aktaş’ın ‘Şirin’in Düğünü’, Şirin adlı bir kızın öyküsü... Son olarak da Ayşegül Genç’in ‘Kuğu Boynu’nu sayacağım. Bir saati/zamanı odağa alarak, özgün bir teknikle, kendi öyküsünü anlatan anlatıcı/kahramanlar var romanda… Kurgu tekniği itibariyle oldukça özgün.”
FERİDUN ANDAÇ: BİREYİN ÖYKÜSÜ ÖN PLANDA
“Yüzlerce roman yayımlandı, hepsini okuyup değerlendirmek pek mümkün değil. Sıralayacağım bu beşinde iyi edebiyatın var olduğunu, kendini gösterdiğini görebiliriz. Bu yıla kitaplarda bireyin öyküsü damga vuruyor. Hasan Ali Toptaş’ın ‘Kuşlar Yasına Gider’i bir keder öyküsü. Güney Dal’ın ‘Fabrikada Bir Saraylı’sı da iyi. Güney Dal, Türk edebiyatında postmodern roman yazan bir romancı. Bir işçi romanı yazmış ama o serüvene katılan birbiri arasındaki dramı, çatışmayı anlatıyor, 1876’da bir kadının başına gelenleri konu ediyor. Nilgün Şimşek dikkate değer bir roman yazmış: ‘Kesin ki Seni Seviyorum’. Bir kadın öyküsü, bir aşk ve tutunamama öyküsü. Taşrada yaşayan bir aydının dramı. Şebnem İşigüzel’in ‘Gözyaşı Konağı’ da çok iyiydi. Namık Doymuş ‘Unutuluş’ta bir aydının öyküsünü yazmış. 70’lerin Türkiyesini aydın gözüyle anlatıyor.”
SELÇUK ALTUN: ÇORAK BİR YIL GEÇİRDİK
“Roman açısından çorak bir yıl geçirdik. Yılın en iyi 10 kitabı listemde 2 kısa roman vardı: Orhan Pamuk’tan ‘Kırmızı Saçlı Kadın’da gizem ve erotizm ustaca harmanlanmıştı. Barış Bıçakçı’dan ‘Seyrek Yağmur’da tüy sıklet ama birikimli anlatıcının anekdotlarına ısındım; bunda onun bir Oktay Rifat-sever olmasının payı tartışılır. Yılın el bombası şiddetindeki kitabı K. İskender’den ‘Waliz Bir’di. Şiirsel günce nice öykü veya romandan daha doyurucuydu…”
ORHAN KOÇAK: İÇİNDE ENERJİ VE ZEKA VAR
“Bu yıl sadece Emrah Serbest’in ‘Müptezeller’ romanını sevdim. Başka da okumaya çalıştım ama çıkmadı. Serbes’in kitabında ne var? Önce bir enerji var, bir yazarlık enerjisi, geriden geriye bir ahlaki/duygusal enerji. Fiyakalı sözel jestler var, içinde zeka da barındıran. Bu kitaba bir tane daha ekleyecek olsaydım, Murat Uyurkulak’ın son romanını söylerdim: ‘Merhume’. Bir üçüncüsü de olacaksa eğer, Tayfun Pirselimoğlu’nun ‘Berber’i.”
FEYZA HEPÇİLİNGİRLER: ANLATIMI RENKLİ, KURGUSU ZEKİCE
“Hasan Ali Toptaş’ın ‘Kuşlar Yasına Gider’ romanı, Toptaş’ın her zamanki hayran olunası üslubuyla evrensel bir baba-oğul ilişkisini işliyor. Göksel Korat’ın ‘Unutkan Ayna’sı zor ve netameli bir konuyu ustalıkla işlerken satır aralarında çok anlamlı saptamalar içeriyor. Şebnem İşigüzel’in ‘Gözyaşı Konağı’, 140 yıl öncesinin tarihi dekoru içinde kadının değişmeyen kaderiyle ilgili renkli anlatımda bulunuyor. Şule Gürbüz’ün ‘Öyle miymiş’ romanı düşünsel derinlik katmanlarını çok özel, çok kıvrak bir Türkçeyle dile getiriyor. Afşin Kum’un ‘Sıcak Kafa’sı bir distopya örneğini Türkiye gerçeğiyle örtüştürüyor. Zekice yazılmış bir kurguya sahip.”