Öztrak, İçişleri Bakanlığı'nın İBB'ye bağlı kuruluşları ve şirketlerinde çalışan 557 personel hakkında terör örgütleriyle bağlantılı olduğu iddiasıyla özel teftiş başlatmasının ardından konuştu. Öztrak, "CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun İBB hakkında yaptığı “İstanbul’da bir şeylere zemin mi oluşturuyorsun” açıklamasında kastedilenin kayyım olup olmadığı ve olursa CHP’nin ne yapacağı sorusuna, “Sarayın ve İçişleri Bakanının karın ağrılarını biliyoruz. Umarız bu telaşla böyle bir saçmalığa tevessül etmezler. Aksi takdirde gök kubbeyi başlarına yıkarız” dedi.
ERDOĞAN KONUŞTUKÇA DOLARIN ATEŞİ HARLANDI
Milletin feryadı arşa yükseliyor. Partimize şikâyet yağıyor. Milletimiz kendisini koruyup kollasın diye seçtiği hükümetin; kendisine kumpas kurmasını hazmedemiyor. Peki, vatandaşa bu kumpası kuran Erdoğan, bunlara ne diyor? ‘Köpüğü bir günde aldık’ diyor. Erdoğan, eylülden beri sürekli konuşarak, döviz piyasalarını kendisi köpürttü. Millete tuzak kurdu. Sonra da köpük dediği, milletin tasarruflarını alıp, döviz, faiz baronlarına, yandaşa bir güzel höpürdetti. Milleti çarptı. Bunu biz demiyoruz.Erdoğan’ın Nebati Bakanı diyor. Bakan açık açık; ‘büyük finansörler, bu işin bir şekilde döneceğini bilir ama çarpılan kim oldu? Küçük yatırımcılar. Şimdi kara kara düşünüyorlar’ dedi. Doğru mu? Doğru. Peki, küçük yatırımcıları korumakla görevli olan bakan, görevini neden yapmadı? Neden olan bitene gözleri parlayarak baktı? Doların 8 lira 31 kuruşlardan, 10 liraya gelmesi, 49 gün sürdü ama aynı doların 10 liradan 18 liralara gelmesi, sadece 24 gün sürdü. Sadece 24 günde yüzde 44 devalüasyon… Putin bile Erdoğan’la dalga geçti. Dolar 10 lirayı geçti. Erdoğan konuşmalarıyla, doların ateşini harladıkça harladı.
‘DOLAR ÜZERİNDEN FAİZ BİNDİRİYORUZ’ DEDİ
Ve 20 Aralık 2021 akşamı… Erdoğan, Kabine sonrası ekranlara çıktı: ‘Döviz garantili TL mevduat vereceğiz. Döviz getirisi mevduattan fazla olursa arasındaki farkı hazineden karşılayacağız’ deyiverdi. Türkçe meali; ‘bugüne kadar her yerde ‘faize karşıyım’ dedim. Her açıklamamla doların tansiyonunu yükselttim, yaptıklarıma Çin modeli diye kılıf uydurmaya çalıştım. Yüce Allah’ın kelamını bile kendi beceriksizliğime kılıf yapmaya çalıştım. Şimdi gidecek yol bitti. Türk lirasına dolar üzerinden faiz örtüsü giydiriyoruz’ dedi. Böylece, o güne kadar söylediği her şeyi inkâr etti. 20 Aralık finansal kumpasının görünen yüzü döviz garantili TL mevduattı. Bununla uluslararası para çevrelerine, ‘ben faizle uğraşmaktan vazgeçtim, dolara teslim oldum’ mesajı verildi. Yetmedi aynı konuşmada, ‘sermaye hareketleri serbest kalacak taahhüdü de verildi vatandaş için ise kur garantili vadeli mevduat, ‘ipteki cambaz’ olarak kullanıldı. Aynı gece bir kamu bankasının genel müdürü, televizyon ekranlarından ‘bu gece Cumhurbaşkanımızın açıklamalarından sonra, 1 milyar dolar bozduruldu’ diye açıklama yaptı. Ertesi gün özel bir bankanın genel müdürü el yükseltti, ‘1 milyar 750 milyon dolar bozduruldu’ dedi. Erdoğan’ın Nebati Bakanı birkaç gün sonra televizyondaydı. 20 Aralık gecesi, 1 milyar doların vatandaşlar tarafından satıldığını iddia etti. Ama ne demişler? Gizlide gebe kalan, aşikâre doğurur.
MİLLETİN DÖVİZLERİYLE MİLLET NASIL ÇARPILDI
BDDK verilerine göre 20 Aralık’tan, 21 Aralık tarihine kadar, vatandaş döviz satmamış. Aksine döviz almış. Bankalarda gerçek kişilere ait döviz tevdiat hesapları 218 milyon dolar artmış. Peki, milyarlarca doları o gece satıp, doları düşüren kim? Sarayın merkez bankasının arka kapısından, aldıkları dolarları satan kamu bankaları. Merkez Bankası’nın günlük analitik bilançosuna göre, 20 ve 21 Aralık’ta, hiçbir müdahale açıklaması yapılmadan, Merkez Bankası’nın arka kapısından, 7 milyar dolar satılmış. 22 Aralık’ta satılan dolarlar da dikkate alınırsa, Merkez Bankası'nın 9 milyar dolar sattığını, bu işin uzmanları söylüyor. Yetmez, Merkez Bankası’nın arka kapısından aldıkları dahil, kamu bankalarının aynı günlerde, toplam 20 milyar dolara yakın, döviz sattığı ifade ediliyor. Anlaşılan 128 milyar doları buharlaştıran kafa geri dönmüş. Artık kimse, ‘ben yoktum Cumhurbaşkanıydım’ deme hakkına sahip değil. Buradan soruyoruz: 18 liradan doları kim sattı,11 liradan kim topladı. Kamu bankalarının sattığı tüyü bitmedik yetimin hakkı olan 20 milyar doları, kimler ucuz ucuz topladı? Milletin dövizleriyle millet nasıl çarpıldı?
BUNUN ADI EKONOMİ YÖNETMEK DEĞİLDİR
Ne yazık ki bu kumpasın VİOP bacağında da, pek çok yatırımcı mağdur edildi. 20 ve 21 Aralık tarihlerinde, birkaç koldan birden, organize bir operasyon çekildiği anlaşılıyor. Bunun adı ekonomi yönetmek değildir. Bunun adı milleti teşekkül halinde çarpmaktır. Millete yapılan bu operasyon, Sülün Osman’a bile şapka çıkarttırır. Özetlersek; Erdoğan önce, ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ safsatasıyla döviz kurlarını yükseltti. Buna; rekabetçi kur, Çin modeli diye kulplar taktı. Milletin parasını pul etti, milleti ‘öz yurdunda garip, öz vatanında parya’ yaptı. Sonra, Kuran’dan ayetler okuyup, nas dedi. Muaviye misali, kendi ikbali için Kuran-ı Kerim sayfalarını kopardı, mızrağın ucuna taktı. Ama sonunda, Türk lirası mevduata dolar kumaşından faiz elbisesi giydirdi. Kur riskini milletin hazinesine yükledi. Tarihimizde ilk defa özel bankaların faizine devlet garantisi verildi. Erdoğan’ın modeli, ‘milletin sırtına bin modeli’ oluverdi.
UTANMADAN ALKIŞ BEKLİYOR
Döviz kuru hala dalgalanıp duruyor. Ama Erdoğan, millete kurduğu kumpas için bir de hayır dua bekliyor. Erdoğan dolar kuru, 8’den 18’ye çıkarken de alkış istiyor.18’den 12’ye inerken de alkış istiyor. Milletin sırtına bıçağı 9 santim daldırıyor, sonra bıçağı 6 santim geri çekiyor. Bıçak milletin sırtındayken, utanmadan bir de milletten alkış bekliyor. Erdoğan önce milletin eşeğini çarptı, Şimdi semerini gösterip, mutlu ol diyor. Kendisini uyaran, yapmayın etmeyin diyen muhalefete, güya caka satmaya kalkıyor. Yaptıklarıyla ne istikrarı ne de güveni sağlayabildi. Dolar 11 liranın altına düşmüyor. Eylülden bu yana yüzde 26 devalüasyon orada duruyor. Bugün açıklandı; reel kesim güveni dipte. Arşa çıkan fiyatlar da, hayat pahalılığı da düşmüyor. Enflasyon memuru, emekliyi, işçiyi, çiftçiyi, esnafı ezmeye devam ediyor. Emeklilerimiz nefes almakta zorlanıyor. Emeklilerimiz ayakta kalmak için aylıklarında ciddi bir düzeltme bekliyor. Memurlarımız da aynı durumda. Ama bunların bildikleri tek şey, sopa ekonomisi, tehdit ekonomisi. Hükümet bir yandan marketlere fiyatları indirin diyerek sopa gösterirken, diğer yandan, kendisi akaryakıt fiyatlarında indirim yapmıyor. Dolar çıkarken milletin cüzdanını boşaltan akaryakıt fiyatı, dolar düşerken de ÖTV’ye dönüşüyor, sarayın hazinesine gidiyor.
BU ÜLKEDE BEYAZ TÜRK SİYAH TÜRK DİYE BİR AYRIM YOKTUR
Erdoğan küçücük yavrumuzun ve ailesinin acısını kullanıp, Beyaz Türk, Siyah Türk diyerek, milleti bölüp parçalamaya uğraşıyor. Millete çektiği kumpası böyle unuttururum sanıyor. Erdoğan’a açıkça söyleyelim: Bu ülkede Beyaz Türk, Siyah Türk diye bir ayrım yoktur. Bu ülkede namuslular ve namussuzlar diye bir ayrım vardır. Bu ülkenin namuslu vatandaşlarının alın teri, göz nuru, yılların emeği ve gayreti, bir gecede Erdoğan eliyle gasp edilmiştir. Erdoğan yırtıcı köpeklerle uğraşmayı belediyelere bıraksın. Kul hakkını, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yutmak için, fırsat kollayan saray ve şürekâsına bir baksın.
"TÜİK BAŞKANI KENDİNİ SİYASETİN GÖBEĞİNE ATMIŞTIR"
BDDK’nın Durmuş Yılmaz'ın da içinde bulunduğu 5 ekonomist hakkında itibar zedelemesi gerekçesiyle suç duyurusunda bulunması hakkındaki soruya Öztrak, “Aslında BDDK böyle bir soruşturma açarak kendi itibarını zedelemiştir. Ayıp diye şey vardır. Eski BDDK Başkan Yardımcısı olarak hayretler içinde seyrediyorum” dedi.
TÜİK Başkanı Sait Erdal Dinçer’in CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na neden randevu vermediği ile ilgili “Kurumu siyasi tartışmaların bir parçası haline getirmek istemedim. Bu kurum siyasetten ve tartışmalardan uzak kalıp, ülkenin en kritik verilerini üretmeli" demesine Öztrak, “Bu beyefendi herhâlde kendi web sayfalarında yazılanları okumuyor. TÜİK ‘herkese bilgi veririm’ diyor. TÜİK Başkanı, saraydan gelen talimatla bu açıklamayı yapmıştır. Kendisini siyasetin göbeğine atmıştır” dedi.
“GÖK KUBBEYİ BAŞLARINA YIKARIZ”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun İBB hakkında yaptığı “İstanbul’da bir şeylere zemin mi oluşturuyorsun” açıklamasında kastedilenin kayyım olup olmadığı ve olursa CHP’nin ne yapacağı sorusuna Öztrak, “Sarayın ve İçişleri Bakanının karın ağrılarını biliyoruz. Umarız bu telaşla böyle bir saçmalığa tevessül etmezler. Aksi takdirde gök kubbeyi başlarına yıkarız” dedi.