TL döviz karşısında hızlı eridi. Dolar 8 Euro 9.5 bandına çıktı.
Borsa çakıldı, iki kez işlem kesildi.
Türkiye’nin risk primi 4 ay sonra en yüksek seviyeyi gördü.
ELVAN’DAN ‘SERBEST PİYASAYA BAĞLIYIZ’ MESAJI
Rasyonalite iddiasıyla atanan Ağbal’ın yerine ‘Enflasyonun nedeni faiz’ görüşünü savunan Kavcıoğlu’nun getirilmesi şaşkınlık yarattı. Yeni MB Başkanı’nın “Faizde acele etmeyeceğiz” mesajı da gece yarısı kararıyla çelişti.
Tepki çeken adımlar piyasaları sarstı. TL, dolar karşısında yüzde 10 değer kaybetti. Borsa İstanbul’da düşüş trendi nedeniyle işlemler iki kez durdu. Hazine Bakanı Elvan’ın “Serbest piyasadan taviz yok” vurgusu dikkat çekti.
FT: YABANCI YATIRIMCILARDA ENDİŞE HAKİM
Öngörülemezlik’ süreci, Türkiye’nin risk priminin son dört ayın en yüksek seviyesine çıkmasına yol açtı. Ekonomistlerden “İrrasyonelliğe prim veren yapı hakim. Bu kararların altından nasıl kalkılacak” eleştirileri yöneltti.
72 saat içinde yaşananların dünyada da yansıması oldu. Financial Times, Ağbal’ın görevden alınmasının yatırımcıda endişe yarattığını kaydetti. Goldman Sachs ise Türkiye’den sermaye çıkışının muhtemel göründüğünü savundu.
AĞIR FATURA
Yabancı kurumlar da piyasalardaki hareketlilikle ilgili yorumlarda bulundu. Naci Ağbal’ın görevden alınmasının sonuçlarını paylaşan yabancı uzmanlar, piyasaların zarar gördüğünü aktardı.
Artık çok fazla alanın kalmadığına değinen yabancı kurumlar, Ağustos 2018’de BDDK’nın attığı adımların tekrarlanabileceğini anlatarak, yerleşiklerin döviz alımlarına vergiyi artırmanın gündeme gelebileceğine işaret etti.
Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınması yabancı yatırımcıların da radarında. TL ve CDS’lerdeki sert gerilmeyle birlikte borsada da işlemler durdu. Günlük kayıp yüzde 10’u aştı. Deutshce Bank, TCMB Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınması sonrası piyasalarda yaşanan dalgalanmanın, tedirginliğin yatıştırılması için atılmasını beklediği adımları anlattı.
Piyasalarda istikrarın sağlanması için bir kabine değişikliğinin gündeme gelebileceğine işaret eden Deutsche Bank, burada Maliye Bakanı Elvan’ın koltuğunu koruyup koruyamayacağının izleneceğini vurguladı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın piyasalara yatıştırmak için bir ekonomik reform ajandası açıklayabileceğini anlatan Deutsche Bank, bunun yanı sıra oynaklığını sınırlayacak düzenleyici tedbirlerin gündeme gelebileceğini vurguladı.
Ağustos 2018’de BDDK’nın attığı adımların tekrarlanabileceğini anlatan kurum, yerleşiklerin döviz alımlarına vergiyi artırmanın gündeme gelebileceğine işaret etti. Ancak Deutsche Bank, bu tedbirlerin Türk varlıkları üzerinde baskıyı hafifletmemesi halinde TCMB’nin yeniden politika faizlerini artırmasının söz konusu olabileceğini de ifade etti.
Rabobank’ın döviz piyasası stratejisti Piotr Matys, Naci Ağbal’ın yerine TCMB Başkanı olarak Şahap Kavcıoğlu’nun atanmasının piyasa tarafından Türkiye’nin ortodoks olmayan politikalara bir dönüşü olarak algılandığını belirtti.
Matys “Türkiye’nin döviz rezervlerinin hali hazırda tükendiği ve liraya uzun zaman destek vermek için yeterince yüksek olmadığı dikkate alındığında, piyasa dostu olmayabilecek bir dizi tedbirin kullanılabileceğini varsaymanın sağduyulu, ihtiyatlı bir adım olur. Artan yurt içi reel faizlerin talebi canlandıracağı görünümü varsayımı temelinde lira için oluşturduğumuz ihtiyatlı iyimser görüşü terk ettik” dedi.
ÇOK FAZLA ALAN KALMADI
Merkez Bankası Başkanı olarak Şahap Kavcıoğlu’nun getirilmesini değerlendiren JPMorgan, bu değişikliğin politika faizleri ve parasal çerçevenin gelecekte izleyeceği patika konusunda piyasa belirsizliğine yol açmasının muhtemel olduğunu vurguladı.
“Hala yüksek olan enflasyon, büyük dış finansman ihtiyacı ve global finansal şartlarda sıkılaşmaya olan kırılganlık dikkate alındığında, politika duruşunun yönünde anlamlı bir değişiklik için çok fazla alan görmüyoruz” değerlendirmesini yaptı.
JPMorgan “Parasal çerçevenin şeffaf ve öngörülebilir tutulması çok önemli olmaya devam ediyor” dedi. Önümüzdeki dönem için esas belirsizliğin yeni TCMB yönetiminin enflasyonu düşürme, şeffaflık ve öngörülebilirliği sağlama yönündeki taahhütleri nasıl gerçekleştireceği olduğuna işaret eden JPMorgan “Piyasa belirsizliğinin azaltılması için, TCMB’den yakın zamanda daha fazla politika yönlendirmesi ortaya konulması anahtar” dedi.
YENİ POLİTİKALARI BALTALAYABİLİR
Büyüme ve enflasyon tahminleri ışığında TCMB’nin bir sonraki adımının Eylül’de 100 baz puan faiz indirimi yönünde olacağını düşünmeye devam ettiklerini belirten JP Morgan “Ancak global finansal şartlarda sıkılaşma ortamında erken bir gevşeme veya buna atıfta bulunma zor kazanılan politika kredibilitesini baltalayabilir” tespitinde bulundu.
‘PİYASALAR ZARAR GÖRDÜ ARTIŞ FAYDA ETMEZ'
Commerzbank ise Ağbal’ın görevden alınmasının, cari enflasyon trendi dikkate alındığında gerekli olan sürdürülebilir bir sınırlayıcı para politikasının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından er ya da geç sona erdirileceğini net bir şekilde ortaya koyduğunu bildirdi.
“Son gelişmeler, sürdürülebilir bir para politikası rejimi değişikliğinin beklenmemesi gerektiğini gösterdi” diyen Commerzbank analistleri: “Türk Lirası’nda kriz benzeri bir değer kaybı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha faz artırımına izin verebilir, ancak faiz artışlarının piyasaları yatıştırma etkisi muhtemelen büyük oranda zarar gördü.”
DAHA FAZLA DÜŞÜŞ RİSKİ VAR
Unicredit tarafından hazırlanan raporda, TCMB Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınmasının ardından keskin düşüş yaşanan TL’de daha fazla düşüş ve volatilite riski görüldüğü belirtildi. Kuruluşun değerlendirmesinde “Her ne kadar keskin düşüş seviyelerinden bir miktar toparlanma olsa ve dolar/TL 8’in altına gerilese de TL’de daha fazla satış baskısı ve volatilite ihtimali var” yorumu yapıldı. Değerlendirmede yatırımcıların TCMB’nin 15 Nisan’daki bir sonraki toplantısını yakından izleyecekleri vurgulandı.
SWAP FAİZLERİ YÜKSELDİ
Yurtdışında uygulanan haftalık Türk Lirası swap faizlerinde de yükseliş izlendi. Cuma gününü yüzde 14,2 seviyesinde kapatan haftalık swap faizleri TCMB’deki görev değişikliğini takip eden ilk işlem gününde yüzde 100’e yükseldi. Londra’da seansın başlamasıyla kurda günlük yükseliş yüzde 10 civarında gerçekleşti. 10 yıllık tahvil getirilerinde ise rekor yükseliş kaydedildi.
Buna göre Türkiye 10 yıllık tahvil getirileri yüzde 19’u aştı. Bloomberg tarafından derlenen fiyatlara göre Türkiye Ocak 2026 vadeli 1,75 milyar dolarlık tahvilin değeri 8,3 sent gerileyerek 91,8 sente düştü. Haziran 2031 vadeli 1,75 milyar dolarlık tahvil 11 sent düşüşle 88,1 sente geriledi. Risk primi TCMB başkanlığında yaşanan değişimin ardından ilk işlem gününde hızlı yükseliş kaydetti.
GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN BİR NOKTAYA GELDİ
Fransız bankası Societe Generale, Türk Lirası’ndaki sert değer kaybının devam edeceği ve ikinci çeyreğin sonunda dolar/TL kurunun 9.70’e yükseleceği öngörüsünde bulundu. Bankanın analistlerinden Phoenix Kalen, müşterilere gönderdiği yatırımcı notunda, Naci Ağbal’ın Merkez Bankası başkanlığından alınmasının Türkiye’yi ‘geri dönüşü olmayan bir noktada bıraktığını’ belirtti.
Kalen, müşterilere gönderdiği notta yeni Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun hem 15 Nisan’daki Para Politikası Toplantısında Ağbal’ın geçen Perşembe günü yaptığı 200 baz puanlık faiz artışını geri almaya çalışacağını, hem de bugünden o tarihe kadar TL’yi stabilize etmek için ciddi oranda rezervi piyasaya süreceği tahmininde bulundu. Kalen, bununla birlikte Kavcıoğlu’nun piyasalarla döviz mücadelesini kaybedeceği ve TL’de düşüşü engellemek için acil durum önlemlerine başvurmak zorunda kalabileceğini belirtti.
‘AMAÇ PİYASALARA MEYDAN OKUMAK DEĞİL’
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, Merkez Bankası başkanlarına kanunla verilen öncelikli görevin fiyat istikrarının sağlanması olduğunu kaydederek “Bugüne kadar görev yapan tüm Merkez Bankası başkanları Kanunla verilen fiyat istikrarının sağlanması hedefine hep sadık kalmışlardır. Merkez Bankası Başkanının değiştirilmesi piyasalara meydan okumak değildir” dedi.
YOĞUN ŞEKİLDE DÖVİZ SATIŞI YAPILDI
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Merkez Bankası’ndaki başkan değişikliğinin ardından döviz kurlarında yaşanan hareketliliğe ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Öztrak, şunları söyledi: “Bugün dolar kurunu 7.80’lerde tutabilmek için birilerinin yoğun şekilde döviz sattığını gördük.
Ama doların ateşi düşmedi. Çok açık söyleyeyim. Eğer bugün kamu bankaları eliyle arka kapı operasyonlarıyla eldeki emanet rezervler de yakıldıysa bunları da 128 milyar doların üzerine koyar hesabını da ilgililerden sorarız. Ayrıca döviz kasası açık vermişken çok ciddi sonuçları olacak ‘sermaye kontrolü’ gibi şüyu vukuundan beter fikirleri aklınızdan dahi geçirmeyin.
Artık Türkiye’de değiştirilmesi gereken Merkez Bankası Başkanları, Hazine ve Maliye Bakanları değildir. Değiştirilmesi gereken milletin sesini değil, yandaşının sesini dinleyen metal yorgunu, beyin ölümü gerçekleşmiş Erdoğan Şahsım Hükümetidir.”
TÜRKİYE’YE OLAN TAAHHÜDÜMÜZ DEĞİŞMEDİ
İspanyol Bankası BBVA, Türkiye’ye olan taahhüdünün değişmediğini açıkladı. Bu hamlenin ardından TL, dolar karşısında ciddi değer kaybı yaşadı. BBVA toplam kârının yaklaşık %14’ünü Türkiye’den elde ediyor ve 2020’de Türkiye’deki kârını %11,4 artışla 563 milyon euroya (669,74 milyon dolar) çıkardı. Şirketin sözcüsü, TL’nin euro karşısında %10 değer kaybetmesinin şirket sermayesinde yalnızca 2 baz puan etkisinin olduğunu söyleyerek, “BBVA’nın Türkiye’ye olan taahhüdü değişmedi” ifadelerini kullandı.
‘FİYAT İSTİKRARI VE FİNANSAL İSTİKRARI ÖNEMLİ’
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, serbest piyasa mekanizmasından herhangi bir tavizin kesinlikle söz konusu olmayacağını söyledi. Elvan yaptığı açıklamada, “Makroekonomik istikrarın ön koşulları fiyat istikrarı ve finansal istikrardır” dedi.