Bir yılın ardından

Depreme hazırlık yapalım lütfen

Umarım yaşadığımız deprem felaketinden hepimiz gerekli dersleri almışızdır. Ders almak derken sadece devletlileri kastetmiyorum. Devleti yönetenler de dahil, tek tek 85 milyon vatandaş olarak hepimizi kastediyorum.

1999 depremi sonrasında, çalıştığım şirkette iç eğitim vermiş, bir deprem rehberi ve deprem çantası hazırlayarak çalışanlara dağıtmıştık.

Şimdi hepimiz bireysel olarak bir deprem anında ne yapacağımızın bilincinde olmalıyız. Uzmanların önerilerini dikkate alalım. Depremde evin hangi köşesinde hangi pozisyonda saklanabileceğimizin provasını yapalım. İçinde düdük, su, protein bar, el feneri gibi hayat kurtarmaya vesile olacak malzemelerin olduğu bir çantayı, saklanmayı düşündüğümüz noktada hazır bulunduralım.

Şirketlerimiz de şirketin varlıklarını ve en önemli varlığı olan çalışanlarını koruyucu önlemleri almalı, felaket sonrası geri dönüşü de içeren acil eylem planları yapmalı.

Önce tedbir sonra tevekkül…

Bir yıllık köşe yazarlığım

Geçen yıl 21 Şubat’ta “Bir fil az gelir bir fil daha verelim” başlıklı yazımla Karar okuyucuları ile buluştum. Üzerinden bir yıl geçti. İş yaşamımdaki alışkanlığıma bağlı olarak, bu hafta, bir yıllık köşe yazarlığı hikayemi gözden geçirerek okuyucularla hasbihal etmek istedim.

26 Aralık 2021 tarihinde sayın İbrahim Kiras Bey’e gönderdiğim mailde Karar’da yazmak isteğimi açıklayarak, görüşmek için randevu talep ettim. İbrahim Bey, aynı gün içinde beni arayarak gazeteye davet etti. Yaptığımız görüşmede iş yaşamıyla ilgili köşe yazısı yazmam konusunda mutabık kaldık. Bana bu fırsatı verdiği için İbrahim Bey’e teşekkür ediyorum.

Karar Gazetesi’nde yazacağımı duyan, eski dostlarımın bir kısmı tercihimi yadırgadılar. “Yönetişim” ve “iş yaşamı” alanında yazma niyetimi bildikleri halde, Karar Gazetesi’nin duruşundan rahatsız oldukları için, muhalif bir yayın organında yazıyor olmamı kabullenemediler. Onlara genel olarak şunu söyledim: “Karar muhafazakâr muhaliflerin görüşlerini duyurdukları bir mecra. Okuyucularının benim yazılarımın hedef kitlesi olduğunu düşünüyorum. Ayrıca kendilerine büyük saygı duyduğum Taha Akyol ve Ahmet Taşgetiren’in yazdığı bir ortamda benim de yazıyor olmam beni mutlu eder.”

Doğru bir tercihte bulunarak, İbrahim Kiras’ın ifadesiyle, Yıldızlar Ligi’nde benim de oyuncular arasında bulunuyor olmamdan memnunum.

Zaman zaman, Karar Gazetesi’nin yayınlarına ve benim yazılarıma dönük eleştiriler alıyorum. Eleştirilere saygı duymakla beraber, siyasi mülahazalarla ilgili görüşlerin çoğuna katılmıyorum. Katıldıklarım da oluyor elbette. Katıldığım konular olursa gazete yöneticilerine iletiyorum. Ben kendi köşemde özgürce yazıyorum, yazılarıma müdahale edilmiyor. Bir yazar için en önemli konu bu olmalı bence.

Yazarlık hikayem 2016 yılında yayınlanan “Yönetim Anlayışımız” kitabı ile başladı. Karar’da, kitapta geçen konuları işliyorum genellikle. Kitap yayınlandıktan sonra, geri bildirimlerden şunu gördüm: Vakalar oldukça dikkat çekiyor, konuların daha kolay anlaşılmasını sağlıyor. Bu deneyimime bağlı olarak, köşe yazılarında mümkün olduğunca, olaylar ve kıssaları paylaşmaya çalışıyorum.

Özellikle ilkesel konularda yazmayı tercih ediyorum. Özel yaşamda ve iş yaşamında ilkelerin hayata anlam kattığını düşünüyorum. İlkelere vurgu yaparak, hassaten muhafazakâr insanların zaaflarını fark etmelerini ve kendilerini geliştirmelerini ümit ediyorum.

Muhafazakâr kimliğime bağlı olarak, bazen dini konulara girsem de konuyu sosyoloji ve yönetim çerçevesinde tutmaya, haddimi aşmamaya gayret ediyorum. Dini hüküm gibi görünen konuları muteber kaynaklara dayandırmaya dikkat ediyorum.

Siyasetin ayrıştırıcı etkisi olduğundan, doğrudan siyasi konuları yazmamaya özen gösteriyorum. Ancak, yönetim konuları aileden, holdinglere ve devlet yönetimine kadar her alanı ilgilendirdiğinden siyasetin tamamen dışında kalmak da mümkün olmuyor.

Gazete yazarları bilimsel makale değil, köşe yazısı yazıyorlar. Köşe yazısının sınırlarında kalmamız gerekiyor. Bu sebeple, ele aldığımız konuları geniş kapsamlı olarak yazamıyoruz. Okuyucuların bazıları ilgi alanlarına bağlı olarak ve haklı olarak konulara farklı açılardan bakıyorlar. Kendi bakış açılarıyla yorum yapıyorlar. Bu görüşler bizim için oldukça önemli. Benzer konularda yazacağımız zaman farklı yorumları da dikkate almamızı sağlıyor.

Okuyucularla ilgili olarak, katı tutum sergileyen iki farklı kitleye işaret etmek istiyorum:

Bir grup, Müslümanların hayallerle ve hikayelerle avunduğunu, bugüne uyum sağlamasının imkânsız olduğunu düşünüyor. Basitleştirilmiş ifadeyle bu gruba göre “Müslümanlar adam olmaz.”

Diğer grup ise kendi dini geleneğine bağlı yorumların dışındaki görüşlere kapalı bir tutum sergiliyor, kendi doğruları dışında doğru kabul etmiyor.

Bana göre, katı anlayış farklarının önemli sebeplerinden biri de dini gereği gibi yaşayan örnek insanların olmayışı veya çok az olması. Risalet öncesinde Hz. Peygamber “emin” olarak biliniyordu. Biz daha “emin” olamadık ki iyi bir Müslüman olalım.

İyi Müslüman olmadığımız, söylediklerimizi hayata geçirmediğimiz için söylediklerimiz inandırıcı olmuyor, hatta olumsuz örneklerden dolayı “din istismarı” olarak da algılanıyor.

***

Ankara’ya yolum düştüğünde genellikle Tacettin Dergahı’nı ve Muhsin Bey’in kabrini ziyaret ederim. Geçen hafta yine gittim. Her zaman olduğu gibi, çok sayıda ziyaretçi vardı.

Şöyle düşündüm: Allah’ın sevgili bir kulu ki her gün binlerce kişi ziyaret edip dua ediyor.

Muhsin Bey, iktidar olmadı ama eğilmeden, ilkelerinden vaz geçmeden siyaset yaptı ve bu kubbede hoş bir seda bıraktı. Allah da bunca duayı ona nasip ediyor.

Ahirete nazaran dünya hayatı çok kısa, hatta yok hükmünde. Ama sonsuz hayatta kazananlardan olmak için, bu kısacık hayatta iz bırakmak, hayırla anılmak, ilkelerden taviz vermemek önemli. Yaşamımızın, yazdıklarımızın, söylediklerimizin bir iz mesabesinde olması dileği ve duasıyla nice yıllara.

YORUMLAR (13)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
13 Yorum