Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in Ankara’nın ortasında organize suikastle katledilmesinin üstünden 1.5 yıl geçti. Kamuoyu hassasiyetinin bu kadar yüksek olduğu bir konuda dava bitmesi gerekirken iddianame bile yazılmadı. Savcı üstüne savcı değiştirildi. Birbirinden vahim iddialar ortadayken dosyanın sürüncemede bırakılması ‘Örtbas çabası mı var?’ sorularına yol açtı.
MERVE ŞİŞMAN
Türkiye bu cinayeti unutmuyor... Başkent’te her adımı hesaplanmış bir organizasyonla infaz edilen Sinan Ateş’in ölümünün ardından yaşanan süreçte adalet çağrıları karşılıksız kaldı. Üç kez savcı değişti, seçimden önce Savcı Ayhan Ay’ın sağlık gerekçesiyle iki ay izne çıkması soru işaretlerini artırdı. Muhalefet temsilcileri de ‘örtbas’ iddialarına atıfta bulundu. CHP lideri Özel “Siyasilere uzanan davayı örtbas etmeye çalışıyorlar” suçlamasını yöneltti.
AVUKAT HATİPOĞLU: 30 ARALIK’A KADAR İDDİANAME HAZIRLANMALI
Tetikçi Eray Özyağcı, organizatör Doğukan Çep ve eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın serbest kalması ihtimali gündeme geldi. Avukat Afşin Hatipoğlu, tutukluluk halinin ortadan kalkmaması için 30 Aralık 2024’e kadar iddianame yazılması gerektiğini kaydetti. Hatipoğlu “İddianamenin ortaya çıkarılmamasında siyasi etki öne çıkıyor. Siyasi dengenin değişme potansiyeli dosyanın tamamlanmasında bir unsura dönüşebilir” dedi.
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş, 30 Aralık 2022’de, Ankara’nın en merkezi yerlerinden Çukurambar’da evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Üzerinden tam 1 yıl 3 ay 20 gün geçen cinayete ilişkin olarak soruşturma kapsamında bugüne kadar aralarında tetikçi Eray Özyağcı, silahlı eylemi organize eden Doğukan Çep, eski Ülkü Ocakları yöneticileri Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve avukat Serdar Öktem ile 3 özel harekat polisinin de aralarında bulunduğu 22 kişi tutuklandı.
İFADESİ ALINMAYAN BİLE VAR
Soruşturma kapsamında iddianamenin yazılmasına hala başlanmadı. Çünkü alınan bilgiye göre, henüz soruşturma tamamlanmadı. Özellikle Ahmet Yiğit Yıldırım’ın arasında bulunduğu bazı kritik şüphelilerin ifadeye çağrılıp çağrılmayacakları ve hukuki durumlarının ne olacağının değerlendirilmesi gerekiyor. Tolgahan Demirbaş’ın bilirkişiler tarafından incelenen telefonunda, Sinan Ateş’in yerinin bulunması talimatının Yıldırım tarafından verildiğine ilişkin delillere ulaşılmıştı. Bu eksikliklerin tamamlanmasının ardından iddianame yazılacak. Ancak bu işlemlere karar verilmesi için yerel seçimler sonrasının beklendiği iddia ediliyor. Dosyada şüpheli olarak kaydedilen failler bile var. Ama savcılar işlem yapmıyor.
DOSYA SAVCI SAVCI GEZDİRİLDİ
İddianamenin bir türlü hazırlanamamasında dosyanın savcı savcı gezdirilmesi de büyük etkiye neden oldu. Ateş cinayeti soruşturmasını ilk olarak, o sırada nöbetçi olan Ankara Savcısı Ayhan Ay başlattı. Eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın gözaltına alınması talimatı vermesi ve bazı şüphelileri tutuklatması üzerine izne çıkarılan Ay’ın yerine Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Durdu Özer ve Cumhuriyet Savcısı Durmuş Ali Özcan görevlendirildi. Ay da üçüncü savcı olarak görünürde dosyada yer aldı.
Özer’in koordinatörlüğünde yürütülen soruşturma kapsamında Demirbaş’ın yanı sıra Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın Özel Kalem Müdürü ve yardımcısı Emre Yüksel, MHP’li avukat Serdar Öktem gibi kritik şüpheliler tutuklandı. Bu arada Yıldırım ve Ülkü Ocakları Ankara Ülkü Ocakları Başkanı Ömer Şanlı hakkında da yurt dışına çıkış yasağı konuldu.
KORDİNATÖR SAVCI DA GİTTİ
Soruşturmanın kritik bir aşamaya geldiği sırada Temmuz 2023’te Adli Tatil’e girilmesi gerekçesiyle dosya, izne çıkan Özer ve diğer savcılardan alınarak Başsavcı Vekili Ahmet Altun’a devredildi. Adli Tatil’in sona ermesinin ardından Eylül 2023’te soruşturma tamamen Özer’den alındı. Soruşturma dosyası yeniden savcı Ay’a verilirken Altun da koordinatör başsavcı vekili sıfatını sürdürdü. Ay’ın, ikinci kez görev aldığı soruşturmada Ateş’in konum bilgilerini ve adresini Demirbaş’a verdiği iddia edilen Cinayet Büro’da görevli Komiser M.E.A. tutuklandı.
SEÇİM ÖNCESİ SAVCI İZNE ÇIKARILDI
Bu aşamada tamamlanması planlanan soruşturmada Ahmet Yiğit Yıldırım ve Ömer Şanlı’nın arasında bulunduğu ve henüz ‘işlem’ yapılmayan kritik şüphelilerin durumu gündeme geldi. Ancak bunun değerlendirildiği bir dönemde Savcı Ay, 2023 yılının Aralık ayı sonunda sağlık gerekçesiyle rapor alarak izne çıktı. Soruşturma dosyası, yeniden Başsavcı Vekili Ahmet Altun’a devredildi. Altun’un adı ise Eylül ayında soruşturmaya atandıktan sonra MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter ile yaptığı görüşme haberleriyle gündeme geldi. İddiaya göre, Yönter bu görüşmede bazı şüphelilerin serbest bırakılması karşılığında Altun’a Yargıtay üyeliği teklif etti. Yönter bu haberleri yalanlarken, Altun ise sessiz kalmayı tercih etti.
SAVCI DÖNDÜ, DOSYA VERİLMEDİ
Sinan Ateş soruşturması, 31 Mart yerel seçimleri öncesinde rafa kaldırıldı. İki aylık rapor aldığı belirtilen Ayhan Ay’ın şubat sonu izninin bitmesi üzerine adliyede mesaiye başladığı öğrenildi. Ancak Ateş dosyası yeniden Ay’a verilmedi. Ay’ın UYAP’tan dosyayı görme yetkisi de kaldırıldı. Bu süreçte yeni Ankara Başsavcısı Gökhan Karaköse’nin soruşturma için yeni bir savcı görevlendirip görevlendirmeyeceği şimdilik belli değil. Dosyada şu an tek yetkili Ahmet Altun.
TUTUKLULAR TAHLİYE OLABİLİR
Dosyada yaşanan savcı krizleri ve soruşturmanın uzaması, bazı tutuklu şüphelilerin tahliye olması riskini doğurdu. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, soruşturma aşamasında tutukluluk süresi ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçlarda en fazla 1 yıl 6 ay olarak uygulanabiliyor. Bu süre, Ocak 2023’te tutuklanan tetikçi Eray Özyağcı, Dodo lakaplı Doğukan Çep, Emre Yüksel, Tolgahan Demirbaş, Serdar Öktem, özel harekât polisleri Muratcan Çolak ve Aşkın Mert Gelenbey açısından Temmuz 2024’te dolacak. Eğer bu sürede iddianame hazırlanmazsa bu şüpheliler yasal olarak tahliye edilmek zorunda.
Öte yandan KARAR’a konuşan Avukat Hatipoğlu “Tutukluluk süresi ile ilgili 2019 yılında bir değişiklik olmuş. Bu tip suçlarda soruşturma evresinde 18 ay + 6 ay daha uzatma yapabiliyorlar. Önümüzdeki 30 Aralık gününe kadar iddianamenin hazırlanması lazım ki bu kişiler tutukluluktan çıkmasın. Adliye ile İçişleri bürokrasisinde birbirine zıt ve karşıt ekiplerin olduğunu düşünüyorum. Bir kısmı siyasi etkide altında olduğu için tam bir iddianameyi ortaya çıkartamadıklarını görüyoruz” dedi.
