Komşunun bahçesindeki yeşil çimenler

İngilizce'de çok hoş bir tabir var: The grass is always greener in neighbor`s yard. Komşunun bahçesindeki çimenler her zaman daha yeşildir, Motomot çevirisi böyle. Bu deyimi ilk öğrendiğimde aklıma bizdeki "Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür" atasözü gelmiş idi.

Böylesi ifadeleri anlatmak, bizde de yukarıdaki gibi bir karşılığı varsa ne âlâ, mümkündür! Peki ya yoksa?

Yukarıdaki sözü izah için muhtemelen 5 Ocak 2020 tarihinde Milli Savunma Bakanlığı tarafından Libya'daki bir saldırı için atılan şu tweet'i gösterirdim:

"Barış düşmanı Hafter güçlerinin hukuksuz emellerini gerçekleştirmek uğruna Trablus’taki Kara Harp Okuluna yaptıkları saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Acımasız saldırıda Libya’nın geleceği olan masum 31 askeri öğrenci şehit edilirken 30’dan fazla öğrenci de yaralandı."

Şüphesiz saldırı vahim, gencecik 31 askeri öğrencinin hayatını kaybetmesi elim. Peki Milli Savunma Bakanlığı'ın bu tweetinin konumuz ile alakası ne?

Hayatını kaybeden 31 askeri öğrenciden ülkelerinin geleceği olarak söz edilirken, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası askeri okul öğrencisi pek çok masum gencin yaşadığı mağduriyetin görmezden gelinmesi.

Benim dikkatimi çeken ise harbiyeli üç kadın: Nagihan Yavuz, Nimet Ecem Gönüllü, Şuheda Sena Öğütalan.

Nimet Ecem GÖnüllü'nün şehit kızı olduğunu da not etmeliyim.

Bu isimler 16 Temmuz 2016'dan bu yana tutuklular.

13 Temmuz günü İstanbul'daki okullarından Yalova'ya kampa götürüldüklerini, 15 Temmuz akşamı otobüslere bindirilerek okullarına götürülmek üzere yola çıkarıldıklarını ve darbe girişiminden haberleri olmadığını belirtiyorlar.

Hukukun sahasına giren konuda pek bir görüş serdetmek istemiyorum. Zira kör de olsa topal da olsa adalet inşaallah bir gün hakça karar verecektir.

Bu üç harbiyeli kadın ceza ve infaz yasasının tutuklu ve hükümlülülere tanıdığı pek çok haktan dahi mahrum edildiler. En önemlisi de eğitim hakkından.

Şuheda Sena Öğütalan, cezaevi şartlarında büyük bir azimle çalışarak, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni birincilikle kazandı. Aynı sınavdaki başarı sırası 1500. Bu sınavlara girmiş olan herkes sıralamadaki bu yerin önemini takdir edecektir.

Hukuk'u tercih etmesindeki en önemli sebep yıllardır "haksızca" yargılandıkları bir davada örselendiklerini düşünmüş olmaları olsa gerek. Cezaevi şartlarında bu bölümü okuyabileceğini düşünmesi ise muhtemelen hukuk fakültelerinin derse devam zorunlululuğu konusunda tanıdığı "tölerans"

Her ne kadar 1985 yılında Marmara Üniversitesi yönetmeliğine yüzde 70 devam zorunluluğu şartı eklenmiş olsa da, bu kurumun hukuk fakültesinden mezun olan pek çok kişi devamsızlık konsundaki töleransı bilir. Açıkçası sadece Marmara Üniversitesi'nde değil, öğrencisi olduğum İstanbul Üniversitesi'nde de hukuk fakültesi öğrencileri devamsızlık konusundaki bu töleranstan sürekli bahseder, bizler de hep gıpta ederdik.

Nitekim bendeniz de Gazetecilik bölümünün temel derslerinden biri olan Temel Hukuk dersinden devamsızlık dolayısıyla kaldığımda kendimi bu argüman ile savunmuş "Sevgili hocam, hukuk fakültelerinde dahi devam zorunluluğu yok iken, dayatılmazken, siz de lütfen çalışma şartlarımdan ötürü bizi mazur görünüz ve sınavlara girmemize müsaade ediniz" diye vicdana davet etmiştim.

Sena'nın "hususi" durumundan olsa gerek, herkese tanınan ruhsat bu kızcağızın en çok ihtiyaç duyduğu hukuk eğitimi konusunda kendisine tanınmıyor.

Bu konuda başlatılmış imza kampanyaları, sivil tepkiler mevcut. Change.org'da Sena'nın eğitim talebi hakkında başlatılan imza kampanyası 10 bin 957 imza ile teveccüh görmüş.

Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlüler sınavlara götürülür. Bu şartlar altında uzaktan eğitim, açıköğretim programlarına devam eden pek çok tutuklu ve hükümlü vardır. Sena'nın da birincilikle kazandığı bu bölümde üniversite yönetimi keşke tüm öğrencilere fiiliyatta tanıdığı bu töleransı Sena'ya da tanısa.

Hukukun en önemli kaidelerinden biri de eşitlik ilkesi değil mi?

Başka bir ülkede olsa bu haber manşet olur, azminden ötürü Sena ismiyle müsemma olarak övgüye mazhar olurdu.

Tabii söz konusu olan komşunun bahçesindeki çimenler ise bu böyledir, hep yeşildirler.

Bizim bahçemizin gülleri ise hep boynu büküktür!



YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum