Dünyada iki hayalet dolaşıyor: Bitcoin ve Blockchain...
Dünyada bir hayalet dolaşıyor. Pardon bir değil, iki!
Biri Bitcoin -ki herkesin dilinde.
Diğeri ise sadece Bitcoin teknolojisine değil, bugün ve yakın gelecekte daha pek çok modele, iş yapış şekline imkân ve ilham verecek olan Blockchain yani blokzincir teknolojisi.
Bitcoin bir dijital kripto para. Sadece dijital değil. 90'lı yıllarda şifreci serseriler grubundan (Cypherpunks) çıkan dijital para fikrinin yüksek matematik ile buluştuğu bir teknoloji. Unutmadan ekleyeyim ünlü ifşa sitesi WikiLeaks'in kurucusu muhterem Assange da bu ekibin bir üyesidir.
Bitcoin; klasik bankacılık sisteminin, iletişimin hayal gücü hızında seyrettiği dünya insanına ayak bağı olan taraflarına, özellikle de üçüncü taraf, aktarım maliyetleri problemlerine, merkezi olmayan, yani dağıtık, hızlı ve neredeyse masrafsız bir çözüm vaad ediyor. Gizlilik de cabası!
Bitcoin'in 2008 kriziyle birlikte ortaya çıkması hiç şaşırtıcı değil. Zira devletlerin piyasalara müdahale edebildiği, paranın üzerinden aktığı üçüncü tarafların bir anda süblimleştiği bir dönemde, uçtan uca djital para fikriyle Satoshi Nakamoto adındaki bir kişi ya da grubun ortaya çıkması klasik yöntemlerin modern insanın hem sabrını, hem de ümidini tükkettiğinin adeta bir ispatı!
Nakamoto'ya göre Bitcoin ismindeki bu dijital paranın tüm hareketleri, değiştirilemez ve kendinden önceki halka ile bütünleşik olan bir zincir üzerine kaydedilecek, dağıtık bilgisayarlarda kopyaları olan bu zincire her bir işlem için, yeni bir halka eklenecekti. Dağıtık mimaride blokları tutan ve yapılan işlemleri kaydeden madenciler (minerlar) ise, bu hizmetlerine mukabil Bitcoin ile ödüllendirileceklerdi. Kripto paranın piyasaya arzı da bu yol ile olacaktı.
Bitcoin bugün tüm dünyanın gündeminde. Hatta kendisini var eden ekonomik kriz ülkemizi "teğet" geçse de, Bitcoin bugün ülkemizde de oldukça revaçta. Bitcoin alıp satabileceğiniz borsalar, Bitcoin ile ödeme olanakları sunan ticari işletmeler gün be gün artıyor.
Bitcoin para hareketlerinde hız ve anonimlik vaat ediyor. Üstelik hiçbir kamu otoritesinin de kontrolünde değil. Bunun en güzel örneği de 2010 yılında ifşaatları nedeniyle PayPal gibi çeşitli kanallardan bağış toplama imkanı elinden alınan Wikileaks'in, aynı dönemde Bitcoin üzerinden başlayan bağış kampanyası ile nefes alabilmesi.
Aynı zamanda Bitcoin, bugünün verili koşullarında dünya bankacılık sistemi ile bütünleşememiş 2 buçuk milyar insanın da bu değer alışverişine katılması için bir imkân olarak görülüyor.
Sizinle Bitcoin alışverişine girmek isteyen biri için 34 karakterlik cüzdan numaranızdan fazlası gerekli değil. Bu özelliği sayesinde sistemde harcamalarınızı, Bitcoin hareketlerinizi anonim olarak gerçekleştirebilirsiniz. Elbette tüm işlemlerin kayıt edildiği blockzincirinde geriye doğru hareketlerin izlenmesi ve sizin cüzdanınız ile ilişkilendirilmesi, anonimlik maskenizi düşürebilir. Bu başka bir yazımızın konusu olsun.
Tüm bu karnaval havasına rağmen mütevazi ve vakur duruşundan taviz vermeyerek bir köşede söz sırasının kendisine gelmesini bekleyen Blockchain yani Blokzincir teknolojisi geleceğin anahtar teknolojilerinden.
Bitcoin'in dahi Blokzincir ile yapılabileceklerin bir cüzü olduğundan hareketle Blockzincir teknolojisini, bir fikrim var diyen herkesin mutlaka hakkında bilgi sahibi olması gereken teknoloji diye özetleyebiliriz.
Blokzincir yapısı, içerisinde veri ve hatta akıllı sözleşmeler saklayabilen bir yapı. Zincir halkalarının hem kendi içlerindeki, hem de eklemlendikleri halkalar ile aralarındaki bütünlüğü bakımından, değiştirilemezlik ve süreklilik vaadeden bu teknoloji, bugün telif haklarından, veraset konularına, noterlik müeessesinin teknoloji imkanlarıyla yeniden ihya edilmesi senaryolarına kadar pek çok noktada akla geliyor.
Her bir zincir halkasının bir data yahut program barındırdığı bu yapıda, zincirin halkası sakladığı veriye ilaveten, kendisinin eklemlendiği zincirde bir önceki halkanın sakladığı verinin de bir özet değerini barındırıyor. Her zincir halkasının kendi bütünlüğünü, kendinden önceki halkanın hangi halka olduğu bildiği bir yapıda, bu verilerin değiştirilemeyeceğini bildiğinizde, gerisi çorap söküğü gibi geliyor zaten. Modern dünyanın hangi derdi ile başa çıkamıyorsanız, Blokzincir teknolojisi şişeden çıkan bir cin misali, dile benden ne dilersen diyerek karşımızda duruyor!
Blokzincir teknolojisi gelecek vaad ediyor.
Madem ki yazımıza 1848 yılında Karl Marx'ın yazdığı manifestoya nazire ile başladık. Bitirirken de adeti bozmayalım.
Tüm verilerin saklandığı uçsuz bucaksız blokzincirleri düşünün...
Evet, zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok!
Ama kazanacağımız koskoca bir dünya var!