Devlere Nanik Yapmak: Canva
Büyük yargıları paylaşarak değil, büyük sorular sorarak dünyaya tılsımlı dokunuşlar yapabilmek mümkün.
Dünyayı değiştirenler, hayatı daha kolay, dünyayı daha çekilebilir bir hale getirenler sanılanın aksine her fırsatta yargı dağıtanlar değil, bu yargılara rağmen büyük, cesur sorular sorabilenler.
32 yaşındaki Melanie Perkins de mezarlıktan geçerken büyük sorular soranlardan biri.
2006 yılında lise öğrencilerine dizayn programları için ders veren Malenia, garabetin farkındaydı.
Bu programlar haddinden fazla karmaşıktı, koca bir sömestr sadece menülerin adlarını ve yerlerini tarif etmekle geçiyordu. Hayal gücünü resmetmek iddiası ile tasarlanan programlar bu kadar karmaşık, bu kadar zor olmamalıydı.
Erkek arkadaşı ve aynı zamanda ortağı olan Cliff Obrecht ile Fussion Books projesini başlattı. Projenin hedefi basitti, bir web arayüzü ile lise öğrencileri okul yıllıklarını tasarlayabiliyor ve baskıya gönderebiliyorlardı. Proje tuttu. Öğrenciler için de avantajlı bir projeydi çünkü öğrencilerin hizmet karşılığı ödedikleri tek ücret baskı maliyetiydi. Üstelik kullanımı da bir hayli kolaydı.
Proje iyiye gidiyordu ama Melanie'ni gündüzleri aynı rüyayı görmeye devam ediyordu, tek bir arayüzle tasarım işlerini kolaylaştırmak.
Gel zaman git zaman, o yatırımcı senin bu yatırımcı benim koşturarak kendine inanan destekçilerle birlikte bugün 3 milyar dolar ticari değerlemesi olan Canva'yı kurdu.
Canva'yı kullanarak logonuzu, afişlerinizi, videolarınızı web ve mobil arayüzlerinden tasarlayabilirsiniz.
Ben Malta Haber projesinde aktif olarak Canva'yı kullanıyorum. İnanılmaz, gerçekten inanılmaz sonuçlar alabilmek mümkün. Benim gibi göz zevki olmayan biri değilseniz Canva'da harikalar yaratmamak için hiçbir neden yok.
30 yaşlarındaki bir hanımefendi tasarım programları denilince ilk akla gelen Adobe gibi devlerle rekabet edebilecek uygulamalara imza atabiliyor.
Oysa Photohop çok zor, daha kolay bir şeyler olmalı dediğinizde insanları sadece gülümsetebilirdiniz; Melanie bu hayalini gerçek yaparak yüzlerimizi güldürdü.
Çünkü bu işin tılsımı yargıda bulunmak, korkuluk mesabesindeki yargıları tekrarlamak değil; büyük sorular sorabilmek.
Ne diyordu büyük sorulan soran bir başkası, Nazım Hikmet?
"Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar!"
Canva'yı kullanın derim.