Bir halk söylencesi olarak komplo teorileri
Üç tarafı deniz, dört tarafı düşmanla çevrili bir ülkede yaşıyorsanız bir halk söylencesi haline gelmiş komplo teorileri gündelik hayatınızın bir parçası olmalı.
Kahvehanede, görmüş geçirmişlerle ayak üstü yapılan beş dakikalık sohbetlerde dahi zihninize boca edilen senaryolar bunlar.
Çoğunlukla nedenini, niçinini sormadığımız; ilk aksiyomu yani bütün dünya bize düşmandır önermesini kabul ettikten sonra çorap söküğü gibi gelen garabetler silsilesi.
Kahvehanedeki emekli dayıya Lozan'ın 'gizli' maddelerini nasıl oluyor da kendisinin bildiğini sorsanız muhtemelen cevap alamayacaksınız, ama olsun...
Tıpkı Sırrı Süreyya Önder'in satış listelerini alt üst eden Secret (Sır) kitabı için söylediği gibi, 'Bu nasıl secret'tır ki Migros'da bile satılıyor...'
Gizli oluşumların dünyanın geleceğine dair yaptığı planlar, bizi kıskanan şer odaklarının bizi kısırlaştırmak istemesi hiç değilse kendimizi önemli hissetmemize neden oluyor. Damarlarımıza mikro bilgisayarlar zerk etmek için Bill Gates'in uykularını kaçırıyor olmamız bizler için bir iftihar vesilesi.
Komplo teorileri kendimizi ulusça iyi hissetmemizi sağlıyor. Nasıl ki halk söylencelerinde fakir oğlan zengin kıza kavuşur, yiğit yedi başlı ejderhayı haklar; bizim komplo teorilerimizde şimdilik hayrlı bir netice olmasa da bunca belayı başımıza musallat etmemiz bizdeki potansiyele bir işaret. O potansiyeli henüz kuvveden fiile çıkarmasak da, bunun için hem keyfimiz hem de halimiz pek yoksa da olsun.
Komplo, desise ve fitne olarak Türkçe'ye tercüme edilen bir kelime. En az iki kişilik bir grubun bir amaca ulaşmak için gizli plan ve operasyonlarını tarif ediyor. Komplo teorisine ise bir olayın açıklanmasında akla, mantığa ve neden sonuç ilişkilerine uygun bir açıklama varken, farklı poltiik ve ideolik saiklerle, kötü niyetli bir şüpheciliğin tüm kanıtları redderek yeni bir yoruma başvurması diyebiliriz.
Komplo teorileri yanlış bilgi kapsamında ele alınan, Facebook gibi dev teknoloji şirketlerinin mücadele etmek için kaynak ayırdığı esaslı sorunlar.
Yaklaşık iki hafta önce Teyit.org'un Türkçe çevirisini yayınladığı Stephan Lewandowsky ve John Cook tarafından hazırlanan 12 sayfalık Komplo Teorisi El Kitabı'nı okuma şansı yakaladım.
Kitap komplo teorilerinin mantığını anlamak ve onlardan korunmak için bir rehber olarak hazırlanmış, çok değerli ipuçları sunuyor.
Fakat enterandır, kitap benim posta kutuma tam 12 gün önce düşmüş! Yani 14 Nisan tarihinde. İşin ilgici bu tarih ABD Başkanı Abraham Lincoln'e suikast yapılan tarih. İnsan acaba diye soruyor...
Zevzekliği bırakıp kitaptan birkaç alıntı paylaşmak istiyorum.
'Komplo teorileri, olayları güçlü insanların gizli entrikaları olarak açıklamaya çalışır. Komplo teorileri genellikle kanıtlarla desteklenmese de bu durum, teorilerin yaygınlaşmasını engellemez. Komplo teorileri topluma çeşitli şekillerde zarar vermektedir.'
Peki dünya tarihinde gerçek komplolar yok mu? Yani bir takım odakların sinsice planlayarak yürürlüğe koyduğu gizli planlar?
Tabii ki var bu köşenin okurlarının tanıdığı Edward Snowden'ın ifşa ettiği, NSA tarafından yürütülen PRISM programı bütün bir internet trafiğini izleme ve halkın haberleşme hürriyetine, mahremiyetine el uzatılan gizli bir komploydu.
Yine kitaptan alıntılayacak olursak 'Volkswagen, kendi dizel motorlarının emisyon testlerinde hile yapmak için komplo kurmuştu.'
'Komplo teorileri, kesin bir kanıt olmamasına rağmen uzun süre devam etme eğilimi gösterir. Bu komplo teorileri, gerçeklerin izini sürmede güven vermeyen araçlar olan çeşitli düşünce örüntülerine dayanır.'
Komplo teorileri sadece bir sosyal grubun ya da bütün bir halk kitlesinin kültürel eğlencesi değil; bu teorilerin toplum açısından çok önemli ve olumsuz sonuçları var, mesela: 'komplo teorilerine maruz kalmanın, insanların siyasete katılma veya karbon ayak izlerini küçültme isteklerini azalttığı ortaya çıkmıştır'.
Bu teoriyi üretenlerin, inananların ve yayanların bir zihin röntgenini çekecek olsak, aşağıdaki sonuçlara ulaşabiliriz:
"Komplo odaklı düşünme, teoriye uymayan tüm bilgilere karşı aşırı şüphecilik, tercih edilen teoriyi destekleyen kanıtları büyüterek yorumlamak ve tutarsızlık olarak tanımlanabilir."
"Güçsüz veya savunmasız hisseden insanların komplo teorilerini destekleme ve yayma olasılığı daha yüksektir."
'Komplo teorisyenleri, kendilerini resmi anlatı tarafından aldatılamayan eleştirel düşünürler olarak algılarlar. '
'İnsanlar bir durumun kontrolünü kaybettiklerini hissettiklerinde komplo teorilerine olan eğilimleri artar.'
Komplo odaklı düşünmenin yedi karakteristik özelliğini komplo kelimesinin İngilizce karşılığı olan conspiracy kelimesinin ilk yedi harfini ödünç alarak, bir akrostiş şeklinde açıklamak mümkün:
Contradictory: Çelişkili. Komplo teorisi çelişkilidir. Kendi içerisinde dahi çelişkileri vardır.
Overriding suspicion: Ağır basan şüphe. Olayların basit sebepler ya da rastlantılar ile ilgili olabileceğine bu zihinleri inandırmak güçtür. Mutlaka arkasında büyük planlar, maskeli adamların karanlık bir odada yaptıkları toplantılar vardır. Prenses Diana'nın mesela alkol nedeniyle bir trafik kazasında ölmüş olabileceğine inanmak yerine, İngiliz istihbaratı tarafından öldürüldüğüne inanmak bu tür bir zihin için daha olasıdır.
Nefarious Intent: Kötü niyet. Olayların perde arkasında daima maddi bir çıkar arayan kötü bir niyet. Uluslarası insan hakları örgütlerinin ülkemizde ne işi var? Neden falanca topluluğa ya da azınlığa ilgi gösteriyorlar? Bill Gates'in başka işi yok mu ki falanca alana yatırım yapıyor. Korona virüs aşısını da ne çabuk buldular değil mi?
Something must be wrong: Bir şeyler yanlış olmalı. Özellikle de ülkemizde anormallik/sıradışı olaylar yaşantımızın esas rutini olduğu için bir şeylerin yolunda, planlı programlı yürümesi bizde bazı alarmları tetikliyor. Çok güldük başımıza bir şey gelecek.
Persecuted Victim: Zulüm gören kurban. AB, ABD, NATO, CENTO hatta Super Toto hepsi bizim düşmanımız. Kanımızı içmek için bekleyen vampirler. Yüzlerce yıldır rahat yüzü görmeyelim, diye ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Yoksa biz çoktan...
Imnune to Evidence: Kanıtlara bağışıklık. Adam sen de! Külahıma anlat!
Re-interpreting ramdonness: Rastgeleliği yeniden yorumlama. Bir şeyler rastgele vuku bulamaz. 'Örneğin 11 Eylül saldırılarından sonra Pentagon’daki pencerelerin sağlam kalması gibi küçük rastgele olaylar, saldırının komplodan kaynaklandığı şeklinde yeniden yorumlanmakta (çünkü bir uçak Pentagon’a çarptıysa tüm pencerelerin paramparça olması gerekiyordu'
Facebook'un tecrübe ettiği, komplo teorilerinin yaygınlaşmasını engelleyen şu dört soru önerisini bu tarz iddialar karşısında sormakta fayda var:
Haberi yayınlayan haber kuruluşunu biliyor muyum?
Gönderideki bilgiler inandırıcı görünüyor mu?
Gönderi, profesyonel bir haber kuruluşundan beklediğim tarzda mı yazılmış?
Gönderinin siyasi bir motivasyonu var mı?
Teyit.org ekibinin çevirdiği Komplo Teorileri El Kitabı'na şu adresten ulaşabilirsiniz: https://md.teyit.org/file/komplo-teorileri-el-kitabi.pdf
Bu yazıyı Ziyahan Albeniz'e kim yazdırdı? Hangi mahfilden kaç para aldı? Yer yer alıntı yaparken kullandığı tek tırnak işareti, çift tırnak işaretinin yerini bulmakta zorlandığı İngilizce klavye vasıtasıyla MI6'e verdiği bir selam mı? Ben buradayım, emrinize amadeyim mi demek istiyor? Allah'ım aklımıza mukayyet ol.