Kazanan millete iyi davransın
1977 genel seçimlerini Balıkesir’de, Diriliş Derneği’nin lokalinde izliyoruz.
Lokalin müdavimlerinin çoğu Milli Selamet Partili.
O yıllarda seçim haberleri şimdiki kadar hızlı gelmiyor.
Bekliyoruz. Henüz resmi bir bilgi yok.
Sonra, bir abimiz, herhalde telefonla bir haber aldı. Aldığı haberi dernekte bekleşenlere ilan etti.
Konya’nın bir kasabasından bir sandık sonucu aktardı.
Rakamları unuttum.
Ama açıkladığı sonuca göre Milli Selamet’in oyu yüzde 70’in üstündeydi.
Lokaldeki herkes bu açıklamayı alkışladı.
Tabii seçim sonuçları Konya’dan gelen ilk haberle uyumlu değildi.
Selamet Partisi o seçimde milletvekillerinin yarısını kaybetti. Milletvekili sayısı 48’den 24’e indi.
Nitekim gecenin geç saatlerinde seçimin seyri anlaşıldı. Bizimkiler ‘kemiyet değil keyfiyet önemli’ moduna geçti.
Tabii bu bir ‘moral’ açıklamasıydı. Nispeten masum. Sonuçta kendi arkadaşlarının arasında ilan edip geçiyorsun.
Şimdi, Karar’da, seçim sonuçlarını takip ederken AA’nın Cumhur İttifakı’nın oylarını çok yüksekten başlatması bana o günleri hatırlattı.
Bizim meslekte en kötü seçenek haberi vermemektir.
Sen vermesen bile haberi yarın herkes görecek. Beğenmiyorsan, canını sıkıyorsa, en fazla haberi olması gerekenden küçük görürsün. Bu bile mesleki yetersizliktir.
Biraz sonra ya da yarın tamamı ortaya çıkacak olan haberi birkaç dakikalığına ya da birkaç saatliğine sansürlemek de çok tuhaf.
Ayrıca da gereksiz.
Ne geçecek eline?
Hiç. Eğer müsaitsen mahcup olursun.
Şu anda seçimin nasıl sonuçlanacağını bilmiyorum. Sizin bu yazıyı okuduğunuz saatte durum açıklığa kavuşmuş olabilir.
AA’nın ilk haberlerinde Cumhur İttifakı adayı Erdoğan’ın oyu yüzde 58, Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu’nun oyu ise yüzde 36 civarındaydı.
Şu saatte oylar yüzde 52’ye 41.
Oyların henüz yarıdan biraz fazlası sayılmış.
Yani gecenin sonunda iki adayın da kazanma ihtimali var.
İki ihtimali tartarsak durum Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın lehine.
Tabii seçim ikinci tura da kalabilir.
Seçimden önce, iki tarafın da kazanabileceğini, seçimin üç ihtimalli olduğunu düşünüyordum.
Şu andaki oy dengeleri bu tahmini teyit etmiş gibi görünüyor.
Gerçi üç ihtimalli tahmin tahmin sayılmaz.
Fakat böyle bir seçimin üç ihtimalli tahmini hak ettiği de ortada.
Sinan Oğan herkese sürpriz yaptı.
Muharrem İnce’ye niyetlenen oylar Oğan’ı tercih ettiği için mi?
Yüzde 5-6 civarındaki oy Oğan’ın geleceğin siyasetinde etkili olacağını düşündürüyor.
“Civcivleri payızda sayarlar” dediği kadar varmış.
Cumhurbaşkanlığı seçimine odaklandık, milletvekili seçimi ikinci planda kaldı.
Bazı anketçiler çok, bazı anketçiler az yanıldı.
Bu anket bolluğunda isabet eden de olmuştur her halde.
Çoğunluk MHP oylarının düşmesini bekliyordu. Düşmedi. Bu sayede Cumhur İttifakı Meclis’te çoğunluğu elde edebilir.
HDP’nin birlikte seçime katıldığı Yeşil Yol’un oylarıyla ilgili tahminler daha yüksekti. Bu oyların bir kısmının CHP’ye gittiği düşünülebilir.
İyi Parti’nin Millet İttifakı’ndan ayrılıp geri dönmesi taraftarlarını etkilemiş görünüyor. Oyları en azından kendi beklentilerinin altında kaldı.
Yeniden Refah da muhtemelen şu anda kazandığından daha fazlasını bekliyordu.
Yine de merhum Erbakan’ın mahdumu Fatih Erbakan’ın TBMM’ye girmesi kayda değer.
Yeni seçim düzeninin CHP listelerinden seçime giren Saadet, Deva ve Gelecek Partilerinin Meclis’te temsilini mümkün kılması da seçimin sonuçlarından biri.
Endişe edildiği kadar ‘vukuat’ olmadı seçimde.
Bu da kayda değer.
Hepimize geçmiş olsun.
Kim kazanırsa millete iyi davransın.