‘Bizden’se hesap sorulmaz, ‘onlardan’sa sorulur
Deprem oluyor. On binlerce insan tamamı devletin gözetiminde dikilmiş beton ağırlıkların altında büyük acılar ve büyük korkular içinde can veriyor.
Nasıl oldu bu iş? Nasıl başımıza geldi?
İlim adamlarını dinlemedik. Deprem öldürmez diyordu ilim adamları, yanlış yaptığın bina öldürür.
Ama canımın içi benden ruhsat istemiş nasıl vermeyeyim?
Nasıl tapu vermeyeyim, işin içinde oy var; ruhsatsız gecekonduları sağlam mı çürük mü tetkik etmeden…
Ah! Binalarımız depreme dayanıklı değil, hepsinin elden geçirilmesi lazım.
Büyük iş. Elden geçirmeye kalksak bir sürü insan rahatsız olacak, bırak olduğu gibi dursun.
Deprem olur, binalar yıkılır, biz de enkazın arasında dolaşırız, ölenlere Allah’tan Rahmet, yaralılara acil şifalar dileriz, olur biter.
Ne kadar düşük bir maliyet.
Nasıl olsa kadere iman imanın şartlarından biri. “Kader planında oldu” deriz, itiraz eden olmaz.
“Yaraları en kısa zamanda saracağız.”
Oğlum öldü, kızım öldü, annem öldü, babam öldü, eşim öldü, neyi sarıyorsun?
Ölenlerin söz hakkı yok. Yaşayana da veririz bir şeyler, yatıştırırız.
Maden kazaları? Adı üstünde ‘kaza.’ ‘Kader’ kelimesinin arkadaşı. Ağırdan al. Üstünden zaman geçince unutur insanlar.
Bakan kendi şirketinden dezenfektan almış.
Almış ya, devletin işini görmüş ya, sorun ne burada?
Müteahhite cami yaptırtmışlar.
Oğlum camiye karşı mısın sen?
Ben değilim ama galiba müteahhit karşı. “Camiyi soktular” diyor.
Sonra, elli insan, yüz insan, üç yüz insan, elli bin insan ölüyor.
Yüz milyonlarca Allah Rahmet eylesin, Başımız sağ olsun, canımız yandı, yüreğimiz yandı.
İçtenlikle, gerçekten içi yanarak, gerçekten üzülerek söyleyenlerin başımızın üstünde yeri var.
Geri kalanlar?
Geri kalanlar spam.
“Yekulune bi efvahihim ma leyse fi kulubihim.” (Ağızlarıyla söylüyorlar, kalplerinde yok.)
Başka kelime yok ki, ne desin insanlar?
Ama tedbir alabilirlerdi sorumlular, ülkeyi yönetenler, şehirleri yönetenler. Bu bir şey demekten çok daha önemli ve öncelikliydi.
Neden böyle?
Balık baştan kokuyor. Deprem, grizu patlaması, maden göçüğü, bir sürü felaket, takip etmiyoruz, kontrol etmiyoruz, ‘kader’ deyip geçiştiriyoruz.
Bir sürü şeyimiz bozuk. Vatandaşlar olarak devletten aldığımız hizmetin kalitesi düşük.
Enflasyon var memlekette. Herkes biliyor, enflasyon hırsızlık. Enflasyonu bile dış güçlerin üstüne atıyoruz, tamamen yerli üretim olduğu halde.
Bolu’daki Grand Kartal Oteli yangını büyük bir felaket.
İnsanlar evlerinden çıktılar, tatildir birkaç gün hava alalım, çoluğumuzla çocuğumuzla vakit geçirelim diye, bir sürü güzel duyguyu yanlarına alarak gittiler Kartalkaya’ya.
O gece otelde konaklayanların en az dörtte biri yangında boğularak ya da yanarak vefat etti.
Aileler yandı.
“Atlamak zorundayım baba” diyor kız telefondaki babasına, 12. kattan atlıyor ve ölüyor.
Hepimiz aileyiz, böyle bir felaket olunca hem felakete uğrayanları hem kendi oğullarımızı ve kızlarımızı düşünürüz. Üzülürüz.
Yanımıza yöremize kadar ulaşır acı. Bizim sitedeki bir komşu aile de, çocuklarıyla birlikte vefat etti. O daire boş şimdi. Betül kızımla arkadaşlıkları vardı.
“Vah!” dedim işitince, başka bir şey diyemedim.
Bir beyaz yaka faciası bir taraftan da. Yöneticiler, CEO’lar, başkanlar, direktörler…
Bu yüzden de daha çok yankılanıyor.
Otelde bir sürü noksan sayıyorlar.
Alarm çalışmış mı çalışmamış mı? Yangın merdiveni var mıymış yok muymuş? İtfaiye geç mi gelmiş, erken mi gelmiş. Belediyenin yetkisi var mıymış yok muymuş? Otelci kültür bakanının ahbabı mıymış değil miymiş?
Ekranlardaki trollerin kendi partilerini korumak için çırpınmaları, kıvırışları, salvoları, eskivleri.
Yüz kızartıcı.
Zahmet etmeyin arkadaşlar, hiç kimse hiç kimseden iyi değil, siyasetimize bile ‘Ustura Kemal’ lisanı hâkim, bizim toplam kalitemiz bozuk.
“Bizden”se kimseden hesap sorulmaz, “Onlardan”sa sorulur, merak etmeyin.















Siyasetten bağımsız tıkır tıkır işleyen bir hukuk sistemi nasıl oluşur peki?
Yanıtla (9) (0)Otomatiğe bağlanmış bir biçer döver gibi, yolu üstündeki devletluleri de kesip biçecek bir yargı sistemi nasıl oluşur?
Sızlanmanın faydası yok, olay nasıl toparlanır?
Yasama yürütme yargı üçü bi arada uygun paket kampanyasından çıkarılıp, yeniden kuvvetler ayrılığı nasıl sağlanır?
Yok mu bunun yolu?
Ülkeyi yeniden rayına oturtmak için planlar yapabilecek yok mu?
Trumpizmin insafina mi emanetiz?
Daire tamamlandi basa donuldu. Bugunku Turkiye ayni 1920'lerin Turkiye'si gibi, sadece C.baskanlarinin ismi degisik, birde RTE daha olene kadar C.Baskani olmayi beceremedi, eh onada az kaldi. Ama hala umut diye gosterilen sey gecmise geri donmek. Pusula bozuk olunca dogru istikamet de bulunamiyor haliyle. Bu memlekette ahlak anca tarafsiz hukuk zoruyla adaleti 3 nesil boyunca tesis edebilirsen olur, oda bu memleketin insanina 3 boy buyuk gelir.
Yanıtla (0) (0)Bütün bu acılar üzerine söyleyecek bir şey yok. Fakat şunu söylemeden geçemeyeceğim. Biz bir hizmet aldığımız firmadan göstermelik biri şeye dikkat ediyoruz. (Mesela kahveye gittiğimizde bardak temiz mi, otobüsle seyahat ettiğimizde ikram veriyorlar mı, otele gittiğimizde açık büfe kahvaltı var mı gibi) Ama aracın lastiği nasıldır, bakımı yapıldı mı, çayocağının hijyeni nasıldır suyu nereden kullanır vb. Demek ki taleplerimiz ve dikkatlerimiz de çok daha farklı noktalara odaklanmamız gerekiyor.
Yanıtla (9) (0)Çok haklısınız. Ama bunun bir sebebi var. İnsanlar Türkiye'de devlet olduğunu sanıyor. Devletin o bahsettiğiniz hususları gözettiğini düşünüyor. Ki bu devletin görevi zaten. Ama yanılıyorlar. Çünkü Türkiye'de zaten zayıf olan Devlet RTE formuna dönüştü.
Yanıtla (8) (1)mc artık anlaşıldı sen ben de kendi işimizin devleti olacağız.
Yanıtla (1) (0)"Onları her gördüğünde cüsseler, boyu posu hoşuna gider; öyle bir ton ve üslupla konuşurlar ki, sözlerine kulak verirsin. Oysa, onlar elbise giydirilip duvara yaslanan odun kütükleri gibidirler. Her gürültüyü aleyhlerine sanırlar/ödlektirler. Onlar düşmandır, onlardan sakının; Allâh onları kahretsin. Nasıl da döndürülüyorlar" (Münafikun Suresi, ayet 4).
Yanıtla (3) (0)'Hak hukuk adalet' diye bağıranlar, niye bu şahsın hukuk çiğnemesine ses çıkarmadılar. Çünkü onlar da aynı yolun yolcusu. Yani muhacir düşmanı. Kimse palavra sıkıp durmasın. Toplumu zorla Batılılaştırmaya çalışanlar bugünkü çürümüşlüğün müsebbibidirler. Toplum giyim, eğlence, dindışı yaşam gibi alanlarda Batılılar gibi oldu ama onların iş ahlakını edinemedi. Batıcıların isteği de şekilci Batıcılık yani toplumun dinden uzaklaşmasıydı. Bunu ne yazık ki başardılar. Allah onları sonsuz cehennemde ya
Yanıtla (0) (14)Sen doğulu kalabilirsin. zorla değil.
Yanıtla (6) (0)Pamukova'daki hızlandırılmış tren ! kazasından yıllar sonra ( 7-8 olabilir ?) DDY. dan üst düzeyde bir bürokratla karşılaşmıştım ; biraz sohbet ettikten sonra bu kazayı sordum , ayrıntılar hakkında bilgi almak istedim.
Yanıtla (6) (0)O konuda 15 kişilik bir heyet
oluşturulduğunu ve onların verdiği olumlu rapor yüzünden bu kazanın meydana geldiğini söyledi.
' Peki onlara ne oldu ' dedim ,istisnasız hepsinin terfi edip
baska üst görevlere geldiklerini söyledi !
Devletimiz işte budur !
Bir de şu dikkatimi çekiyor.Soruşturmanın başka yönlere çekilmemesi ve sulandırılmaması için yangında hayatını kaybedenlerin aile ve yakınlarının anında suç duyurusunda bulunmalarını beklerdim.Ama basında duyduklarımıza göre böyle bir konudan hiç bahsedilmedi.Oysa çok iyi bir yaptırım ve davanın titizlikle devamı için caydırıcı olurdu diye düşünüyorum.
Yanıtla (4) (0)Daha çok taze yedisi bile olmadı, cenazeleri DNA nedeniyle teslim almayanlar vardır ayrıca bazı aileler tamamen rahmetli oldu ve ne yazık ki mahkemelerin durumu malum. Tren kazasında vefat edenlerin yakınları çok uğraştı.
Yanıtla (0) (0)Bolu onlardan ama yinede sorulmaz, çünkü ilerde diğerlernin de ayağına dolaşailir.
Yanıtla (0) (1)Siz hiç 'Bu toplum çürümüştür. Bu toplum ahlaksızlığın dibini bulmuştur. Bu yol yol değildir. Bu gidiş gidiş değildir. Dindarı da, laiki de; sağcısı da solcusu da, ateisti, sosyalisti, milliyetçisi... Hepsi çamura batmıştır. Bizim yapacağımız şey bu ahlaksızlığı ortadan kaldırmak, toplumu asgari ahlak seviyesine yükseltmektir' diyen bir parti gördünüz mü? 'Hak hukuk adalet' diye çığıranların geçmişteki zalimliklerini bir kenara bırakalım yahu Tanju Özcan hukuku çiğnediğini açık açık söylemedi m
Yanıtla (1) (7)Aynen katılıyorum bütün mesele parti düşmanlığı
Yanıtla (0) (0)“Adı üstünde ‘kaza.’ ‘Kader’ kelimesinin arkadaşı”
Yanıtla (6) (1)Hayır; artık kaderi kazayı uluorta kullanmayalım. Bunu inanarak söyleyen; cerbezeci ve kader sapık inançlı Mutezile’ dir. Bu kimseler işine gelince Cebriyeci’ dir. Hem sapık hem riyakar. Keser gibi hep kendine yontar. Kaderimde var demenin olmazsa olmaz 2 şartı var: biri tüm tedbirleri alarak tevekkül etmek 2 sorumlulardan hesap sormak. Bu 2 sini yapan kader iman sahibidir değilse Allahı suçlayan örtülü İmansızdır?!
E o zaman güç onlara geçtiğindede ağlamayacaklar bu yediklerinin yarın acı acı çıkarması da var unutmayacaklar
Yanıtla (2) (0)Yahudiler'in "ümmilere ne yaparsak yapalım bize bir vebal yoktur," dediklerini Kur'an-ı Kerim Ali İmran 75'te haber veriyor.
Yanıtla (0) (1)Zaten sistemi ayakta tutan en büyük ayaklardan biri; bu televizyonlarda görülen, her olayı hükümet lehine olacak şekilde yorumlayan yalaka, karekter fukarası, gazeteci müsveddesi bir şebeke Ziya bey.Prof. ünvanlı birileri arsızca, utanmadan ve bilim insanı kimliğinin bile farkında olmadan hikmetler savuruyor.
Yanıtla (7) (0)İnanç toplumlarında güven bunalımı var. 'öteki' büyük sorun. iş bölümüne dayalı meslek ahlakı geliştirmek çok zor. bunu tarihimizde Ahiler denedi olmadı, yürümedi. bu tip tolumlar sebepleri değil sonuçları sorgular. 'biz ve onlar' ayrımı bölmenin, ayırmanın en alasıdır. '40 bin tl otele verilir mi 'demekte, sahte alkolden ölenlere 'iyi oldu içmesinler' demekte hastalıklı bir ruh halidir. kök sebebi burada aramak gerekir.
Yanıtla (4) (1)Toplum olarak en büyük hastalığımız bizdense sorun değil, karşı tarafsa işte o zaman hapı yuttu, oysa doğru olana hep birlikte sahip çıka bilsek emin olun ne hukuk problemimiz kalır nede eflasyon proplemimiz, nede liyakat.. Bu ülke ayağa kalkacakc karşındaki düşmanında olsa adaletten şaşmayacaksın başka çıkış kapısı yok. Diğer durumda ise böyle yerinde sayar debelenip dururuz.
Yanıtla (0) (0)Hepimiz çocuklarımız için şöyle dua ederiz: Allah doğru insanlarla karşılaştırsın. Peki kendi çocuğumuzun doğru olması için ne yapıyoruz? Bu duanın yerini bulması için sen çocuğuna doğruluğu, dürüstlüğü öğreteceksin, ben kendi çocuğuma öğreteceğim ve böylece toplum (hepsi tabi ki olmaz) çoğunlukla dürüst insanlardan oluşmuş olur ve senin çocuğun benim çocuğum da dürüst insanlarla karşılaşma şansı bulur. Yani kavli dua fiiliyata dönüşmüş olur.
Yanıtla (5) (0)Halk istemedikçe hiç bir şey düzelmez.Hala sosyal medyada ve malum haber kaynaklarında yangının suçu belediyeye yıkılmaya çalışılıyor.Kimse de ardamarı kalmamış.Siz hangi insan kalitesinden bahsediyorsunuz?
Yanıtla (15) (0)AKP; Gün geçtikçe Türkiyeyi bilinçli olarak bir kaosa doğru sürüklüyor sanki..Bu da yapılmaz denilen her hukuksuzluğu yapıyor, kayışları iyice geriliyor, Muhaliflere hergün gözaltı ve tutuklamalar, Ülkeyi sürekli kutuplaştırıp bir diken üstünde tutma çabası,,Anlaşılır gibi değil
Yanıtla (12) (0)kutuplaştırma Erdoğan’ın sanatıdır. kutuplaşma fanusunu inşa eder, o fanus zayıflayınca güçlendirir, zedelenirse tamir eder. cahil insanları o fanusa sokar. kutuplaşma, cahil insanlar üzerinde en etkili gözbağcılık sanatıdır. “milleti kin ve düşmanlığa tahrik”ten dört ay ceza almıştı. tümüyle hak edilmiş bir cezadır.
Yanıtla (10) (0)Ya Allah'tan korkun desem öyle bir şey de yok, dile kolay tam yirmi iki yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor insan şöyle bir kafasını önüne koyar düşünür tâbi vicdani olan.
Yanıtla (9) (0)Benden-senden muhabbetinin temeli inançtan gelmiyor mu?
Yanıtla (7) (0)Sayın Cömert.. Dindar bilinç, kendinden olmayana hayat hakkı tanıyor mu!?
"Zahmet etmeyin arkadaşlar, hiç kimse hiç kimseden iyi değil, siyasetimize bile ‘Ustura Kemal’ lisanı hâkim, bizim toplam kalitemiz bozuk."
Yanıtla (3) (0)İşte bütün mesele bu
Teşekkür ederiz .halkımızın dertlerini açıkladığınız için.ALLAH RAZI OLSUN.
Yanıtla (1) (0)Kendi gibi olmayanın, kendisine hasım gördüklerinin acı çektiğini görmek insanı mutlu eder. Bu bir fıtrat meselesidir. Yapacak bir şey yoktur. Ancak bu mutluluğu açıktan duyurmak, bilinmesini istemek, "geceliği şu kadar otelde tatil yapanlara üzülmem" denebilmesi toplumda ciddi bir dekompozisyona işaret ediyor. Sınıf çatışması her zaman var olacak. Bu çatışmanın görünür hale gelmemesi için refah toplumu şart. Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar.
Yanıtla (3) (0)Ülkede her zamanki son, ölen öldüğüyle kalır, bir süre sonra unuturuz.
Yanıtla (6) (0)Hangi tarafa baksam dikenli çalı. Baktığımı gören olur da, şu dikeni rahatsız etti diye ihbar eden olur mu, diken gözüme batıyordu desem, inanan olur mu? Dikenler gözüme batmaktan öte hayallerime de batıyor. 79 can yandı. Düşünüyorum, aklım kafatasına sığmıyor. Hâlâ rantı kurtarma kavgası. Bendense dorumlu değil, senden se sorumlu değilse de sorumlu.
Yanıtla (10) (0)Bu yazılanları toplum bilinci oluşturmadan çözemeyiz. Elinize, yüreğinize ve kaleminize sağlık.
Yanıtla (9) (0)Zaten bu yüzden Ahiret var hesap var..Dünyada insanlar ikiyüzlüdur..insanları aldatır.. Kandırır..devletler yöneticiler küçük hesaplarla kendileri mezara girmeyecekmis gibi Allah'ın onları izledigini unutup hesapsız kitapsız yalan söylerler..Herkesi kandırabilirsiniz medyanizla gücünüzle algilarla oynayabilirsiniz ama Allah'ı kandıramazsınız..Biz o günü bekliyoruz..78 can çoğu çocuk neden göz göre göre yandilar hesabı ahirette sorulacak iste..bu dünya da kaçın bakalım....
Yanıtla (8) (3)Kalitesi kalitesizlik olan bir ülke olduk. Siyasi görüşü, duruşu vs bunlar değiştirmiyor bu gerçeği. Toplam kalite berbat.
Yanıtla (11) (0)Aman kiymetli Cömert hocam; Neler soyluyorunuz boyle balik bastan kokar falan diye. Bilmiyor musunuz, bu aralar gozunun uzerinde kasin var diyeni aliyorlar bir tarafa. Deli gomlegi giydirilmis bir ulke oldu cikti yasadiginiz yer. (Anlasildigi uzere Turkiye'de yasamiyorum.) Herhalde bir de "toplam kalitemiz" derken aslinda "toplum kalitemiz" demek istediniz. Aynen de boyle maalesef. Allah sonumuzu hayir etsin.
Yanıtla (11) (0)Sayın yazar harika bir yazı olmuş kutlarım koltuk için menfaat için yagdanlik için kendini iktidarın nimetlerine satanlara yazıklar olsun haktan yana hukuktan yana insanlıktan yana duranlara selam olsun Müslümanlığı kimseye bırakmayan din bezirganlarina nalet olsun doğruyu yazmayan söylemeyen bilim adamlarına gazeteci geçinen satılık adamlara beslemelere yazıklar olsun bu vahşet karşısında susanlara yazıklar olsun halkın ve hakkın yanında duranlara yürekli insanlara selam olsun.
Yanıtla (14) (0)Külli iradeye karşı bir şey yapamaz kul ama cüzi iradesini basiretle kullanması gerekir.
Yanıtla (11) (0)Müslüman iki kere aynı yerde sokulmaz.
O zaman niye yıllardır sokulup duruyor.
Acıdan zevk almak Celladına aşık olmak stocholm sendromu artık ne derseniz deyin.
Tümü doğru fakat eksik yazı. Bizdense işin çabuk görülür. Akp li isen akp li belediyede işin çabuk görülür, chp li isen chp li belediyelerde işin çabuk görülür. Ankara da bütün ilçelerde konuttan işyerine ,restorana,bara,kahveye çevrilmiş işyerleri var. Bunların yangın merdiveni olması lazım çoğunun yok ,ama yangın yeterlilik belgesi nasıl almış, almamışsa nasıl küşat almış. TSE 498 göre restoranların hareketli yükü konutların 2.5 katıdır. Belediye imar müdürlükleri bu dönüşüme nasıl göz yummuş.
Yanıtla (5) (0)Başlıktaki ve son satırdaki sözünüz tam isabet. Evet. “Bizden”se kimseden hesap sorulmaz, “Onlardan”sa sorulur, merak etmeyin.
Yanıtla (14) (0)Bu iş kaderde var diyenin şikayet etmeye de hakkı yoktur. her felaketten sonra 'bu son olsun. Allah bir daha böyle bir acı göstermesin' diyoruz ama gösteriyor kardeşim. başka bir şeyler yapmamız gerekiyor.
Yanıtla (8) (0)