Türkiye “Küçük Amerika” olur mu?
“Küresel işgale benziyor bu. Yeni bir dünya düzeni kurmaya çalışıyorlar. Tek bir dünya hükümeti kurmaya çalışıyorlar. Dünyadaki 180 ülkeyi kendilerine bağlı hale getirmek istiyorlar. Bu ülkelerin bütün doğal kaynaklarını, insan gücünü merkezi bankacılık sistemi aracılığıyla tekelleştiriyorlar. Diğer ülkeleri bu merkezi bankacılık sistemi aracılığıyla köleleştirmeye çalışıyorlar. ”
Büyük resmi gören bu dünya analizi, dün çıkan bir köşe yazısından, televizyon tartışmalarının müdavimlerinden bir rektör, profesör ya da araştırmacı/yazarın konuşmasından veya Twitter ya da Facebook’ta binlerce kez paylaşılmış bir mesajdan değil.
Türkiye’de ortalama vatandaşın önemli bir kısmının da duyunca “Aynen öyle” diyeceği bu çok tanıdık, bildik analiz iki gündür herkesin haline güldüğü, “manyağa bak” dediği Kongre’yi basan o yarı çıplak boynuzlu adama ait.
Adamın adı Jake Angeli. 32 yaşında. Kendisine “Q Şamanı” diyor ama Amerikan yerlisi değil, Arizonalı buz gibi bir beyaz.
Eski bir oyuncu ve seslendirmeci.
Tabii sıkı bir Trump taraftarı.
Bu konuşmayı da artık tarihe “Kongre Baskını” olarak geçen olaylar öncesi Avusturya televizyonuna verdiği 10 dakikalık röportajda yapmış.
Yer altında gizli askeri tesislerde geliştirilen insanlığa açıklanmayan ileri teknolojilerden, 5G sinyalleriyle nasıl zehirlendiğimizden, aşıyla bize çip yerleştireceklerinden, dünyayı yöneten güçlerin kirli oyunlarından bahsediyor.
Üzerine bir gömlek giydirilip, boynuzlarını bir kaç saatliğine çıkarmaya ikna edilebilirse Türkiye’deki televizyon tartışmalarında kanal kanal gezdirilebilir, kimse de bu adam ne diyor demez.
Angeli, evet bir miktar kafayı yemiş.
Bizzat kendisi üçüncü gözü açık bir şaman olarak küreselcilerle bambaşka boyutlarda mücadele ettiğini söylüyor.
Bir şaman olduğu için de Ocak ayında Washington’daki gösteriye yarı çıplak gelmiş.
Vücudundaki dövmeler Germen ve İskandinav mitolojisine ait semboller.
Yggdrasil; çam ağacının atası olan Germenlerin kutsal ağacı. Mjölnir; İskandinav mitolojisinin en güçlü Tanrısı Thor’un baltası. Valknut; Neo-nazi ve aşırı sağ grupların kullandığı Viking sembollerinden biri.
Bizdeki aşır sağcılar, milliyetçiler Göktürk alfabesiyle yazılmış Türk kelimesini dövme yaptırıp arabalarının arkasına yapıştırdığı gibi, Batı’daki aşırı sağcılar da tarih boyu Hristiyanlık öncesi hep Germen ve İskandinav mitolojisinin en ari sembollerine sığındılar.
Bir çeşit Selefilik bu.
Ama Angeli bir Beyaz ırkçısı, neo-Nazi değil.
Yüzünü savaşa giden Kızılderililer gibi boyamış tabii Amerikan bayrağı renklerinde. Kafasına geçirdiği çakal kürkünü açıklarken Kızıldereli kabilesi olan “Navaholara göre çakalların hileci, kötü niyetli bir güç” olduğunu söylüyor, onun üzerine kondurduğu bufalo boynuzlarının amacı da düşmana korku salmak.
Çünkü Arizona’dan Washington’a savaşmaya gelmiş.
“Küreselcilere, komünistlere, pedofillere, tecavüzcülere ve katillere” karşı savaşmaya...
Ülkesi için vatan hainlerine, kötülere karşı savaştığına o kadar inanıyor ki o kılıkta, o boynuzlarla, kapıları geçti, Senato’nun içine girdi, başkanın kürsüsüne kadar çıktı.
Elinde taşıdığı pankartıyla.
Pankartın bir yüzünde “WTF Arrowhead? Neden logon pedofillerin kodu?” yazıyor.
Arrowhead Arizona’daki büyük bir AVM. Her yerde karşımıza çıkabilecek türden logoları, FBI’in pedofillerin kullandığını düşündüğü bir sembole benziyor.
Pankartın diğer tarafında “Beni Q gönderdi” yazıyor.
Peki “Q” ne demek? “Q Şaman” ne demek?
Neden sürekli küreselcilerden ve pedofillerden bahsediyor?
Aslında bunun cevabı için dört yıl önce Washington’daki bir pizzacıya gitmeliyiz.
4 Aralık 2016 günü Kuzey Karolina’dan kalkıp Washington’a gelen 28 yaşındaki Edgar M. Welch adında bir adam, askeri tüfeğiyle Washington’daki bir pizzacıya girip havaya ateş açtı ve pizzacının gizli odalarını aramak istedi.
Genç adam binlerce kilometre uzaktan Washington’a insanlık namına gelmişti: Comet pizzacısının gizli bodrum katında pedofil çetesi tarafından köle olarak tutulan çocukları kurtarmak için.
Ama polis gelene kadar silahıyla arama yaptığı lokantada gördü ki, pizzacının çocukların tutulduğu bir bodrum katı yoktu. Cesetlerin saklandığı içi boş dev bir soğutucu odası da...
Fotoğraflarda pedofil çarkındaki Obama’nın ping pong oynadığı görünen geniş sütunlu koridor ve orada bir ping pong masası da bulamadı.
Hiçbir şey 4Chan ya da Reddit sitesinde okuduğu Pizzagate skandalındaki gibi görünmüyordu.
Türkiye’de Ekşi Sözlük, Onedio siteleri tarafından çevrilen, Sabah gazetesi, Takvim, Yenişafak ve OdaTv’nin haberlerini yaptığı; Clintonlar, Obamalar, Oprah Winfrey, Tom Hanks gibi isimlerin içinde olduğu iddia edilen bir pedofil ağı hakkındaki Pizzagate skandalını herhalde herkes hatırlayacaktır.
Nasıl unutulabilir ki?
Dünyada bu komplo teorisinin merkez medyaya kadar çıkabildiği, üzerine köşe yazılarının yazıldığı bir kaç ülkesinden biriydi Türkiye.Anti-Amerikancılık için her şey mübah olduğundan bu komplo teorisi de çarşaf çarşaf yayınlanmıştı.
Komplo teorisi, Wikileaks tarafından mailleri hacklenen Demokratların lobicilerinden, Hillary Clinton’ın kampanya şefi John Podesta’nın e-postalarında geçen bazı kavram ve ifadelerin aslında pedofil şifreleri olduğu üzerine kurulmuştu.
Yemeğe düşkün bir İtalyan olan Podesta’nın müdavimi olduğu Washington’daki Comet Pizzacısı da içinde Başkanların, işadamlarının olduğu pedofil çetesinin merkezine yerleştirilmiş.
“Commet Pizza” adı ya da oradan “Cheese Pizza” istemek baş harfleriyle “Child Porn”a bağlanmış.
Pizzacının tabelasındaki ay yıldız sembolleri ise Şeytan’ın sembolleriymiş.
(Bu komplo teorisini Türkçe’ye çevirenler, teorinin bu ay-yıldızlı kısmını herhalde Türk okurların kafası karışmasın diye nedense atlamışlar)
Teoriye göre pizzacının sahibi olan James Alefantis, Rotschild ailesinin bir mensubuymuş ya da onların soyundan gelen biri. Yani kötülüğü genetik.
Soyadı bile Fransızca “I’enfant” yani “çocuk” anlamında bir şifreye tekabül edecek kadar kumpas için doğmuş biriymiş.
Komplo teorisinin en ikna edici fotoğraflarından birinde pizzacının sahibi olan Alefantis, Fransızca “J’ adore (Kalp işaretiyle) L’Enfant” (Çocukları seviyorum) yazan bir tshirt giymiş olarak, iki yarı çıplak adamın arasında görülüyor.
Komploya göre çok gizli pedofil çetesine ev sahipliği yapan adam, boş bulunup olayın t-shirtini giyip ortalıklarda dolaşmış, bir de bu fotoyu Instagram hesabında paylaşmış.
Halbuki o tshirtü giymiş adam pizzacı değil. Washington’daki L’Enfant adlı başka eski bir restoran sahibi.
O restoran adı da Amerikan bağımsızlık savaşında İngilizlere karşı George Washington’ın emrinde hizmet eden Fransız kolonist Pierre Charles L’Enfant’dan geliyor.
Daha fazlasını merak edenler New York Times’in Pizzagate komplosundaki bütün iddiaları tek tek çürüttüğü haberine bakabilir.
https://www.nytimes.com/interactive/2016/12/10/business/media/pizzagate.html?searchResultPosition=1
Tabii bu iddiaya inananlar için New York Times da bu küreselci çetenin sözcüsü.
Onun yerine 4Chan sitesinde Pizzagate skandalını deşifre eden “Q” adlı gizli hesabın yazdıklarına inanıyorlar.
Takipçilerine göre “Q” devletin en gizli bilgilerine ulaşma izni olan ve bunu vatanseverlik gereği halkla paylaşan üst düzey bir devlet yetkilisi.
Ya üst düzey bir asker ya da bir istihbaratçı.
Tek bir kişi de değil.
ABD’yi ele geçiren bu küreselci çeteden, pedofillerden ülkeyi geri almaya çalışan vatansever asker, siyasetçi ve istihbaratçıların sözcüsü.
Bizdeki karşılığı biraz Fuat Avni, biraz Polat Alemdar, biraz aksaçlılar, biraz sosyal medyada İttihatçı fedaileri kendilerine profil fotoğrafı yapmış gizli hesaplar.
Takipçileri de kendilerine “anonim” kelimesinin İngilizcesinden hareketle “anon” adını veriyor.
“QAnon” kelimesi de gruba işaret ediyor.
“Q” harfini seçmesi de boşuna değil. Çünkü “Q” (qualified) çok gizli devlet belgelerine giriş iznine referans eden bir harf.
Bundan sonraki kısmı 2 sene önce QAnon üzerine bu köşede çıkan yazıdan okuyalım bir kere daha:
“Q nün verdiği şifreli bilgiler şöyle özetlenebilir; Bütün dünyayı ve tabii ABD ‘yi yöneten derin devlet ve gizli cemiyet Trump’ı devirmeye çalışıyor. Çünkü Trump, bu derin devletin ve gizli cemiyetin izni olmadan uzun süredir iktidara gelmiş ilk ABD başkanı. Devletin içindeki “Q” gibi iyi insanlar ve vatanseverler de bu oyunları bozuyor ve Başkan’ı koruyor.
Başkan korunmalı çünkü daha önce bu gizli cemiyetin hedefinde olan başkanlardan Kennedy bir suikastla öldürüldü, Ronald Reagan da suikast girişiminden kurtuldu.
Şimdiki hedef de Trump.
“Gizli cemiyet”ten ne kastettikleri bize çok tanıdık gelebilir.
İçinde CIA’in, Rotschild Ailesi’nin, Soros’un, Papa’nın, Avrupa Birliği’nin, Kraliçe’nin de olduğu dünyayı yöneten güçler bunlar. Yani bir nevi üst akıl.
Bütün savaşları bunlar çıkarmakta, insanlığı fakirleştirmekte, ırk ve din ayrıştırmaları yaratmakta, besinleri zehirlemekte, insanları ilaçlara mahkum etmekteler.
Tabii ki 11 Eylül saldırısından, IŞID’e kadar aklınıza gelecek her şey de bunların komplosu (“False flag” operasyonları)
Tabii ki bu gizli cemiyet yıllardır Beyaz Saray’a da kendi adamlarını yerleştirdi. Bush ailesi, Clintonlar ve “Hüseyin” diye bahsedilen Obama bu gizli cemiyetin kuklaları. Son olarak Hillary Clinton’u sokmaya çalıştılar ama başaramadılar.
İşte Trump bu gizli cemiyetin, ABD derin devletinin hesaplarını bozdu. Onu başkan adaylığına bu gizli cemiyete karşı savaş veren generaller ikna ettiler. Şimdi de Trump ve müttefiki generallerle, bu gizli cemiyet arasında bir savaş var.
Savaş aslında iyilerle kötüler arasındaki bir savaş. İddialar çok ağır.
Örneğin “Q” nun teorilerine göre Trump’ın görevden aldığı CIA başkanı Brennan, 11 Eylül saldırısını yapanlara pasaport veren, IŞID’e silah veren Müslümanlıktan dönme bir Müslüman Kardeşler üyesi. “No Name” diye bahsedilen, Trump karşıtı cumhuriyetçi senatör John McCain’in IŞID’i kuran hainlerden biri. Suriye’de Mccain’in IŞID’çilerle buluştuğunu iddia eden fotoğraf (ki ÖSO askerleriyle buluşmuştu), Papa’yı Rotschild ailesinden bir yaşlı adamın elini öperken gösteren fotoğraf (ki aslında Auschwitz’den kurtulmuş yaşlı bir adamın elini öpmüştü) gibi Türkiye’ye kadar ulaşmış komplo malzemeleri de bu ağın eserleri.
Trump ve Q aynı dava için mücadele ediyorlar. Trump, bazı işaretler vererek bu bağlantıyı zaman zaman belli ediyor.
Örneğin Trump’ın Asya ziyareti sırasında “Q” uçaktan çekilmiş okyanustaki adaları gösteren bir fotoğraf paylaşmıştı.
Trump’un oğlu Eric Trump’ın “Q”ye referans gösteren bir tweeti like’ laması da Q’nün ‘içeriden’ olduğunun delilleri.
Ama “Q” nün Trump’ın adamı olduğu ve onun bilgisi dahilinde bu mesajları attığının esas kanıtlarını Trump’ın kendisinin verdiğine inanıyorlar.
Trump’ın Kongre konuşmasında eliyle Q harfi çizmesini, bir konuşmasında 17’ye vurgu yaparak alfabedeki 17. harf olan Q’ye işaret etmesini, bir beyzbol kulübünü kabulünde ona 17 nolu formanın verilmesini şifreli mesaj olduğuna inanıyorlar.
Ama Trump esas gizli mesajlarını tweetlerinde veriyor.
Özellikle de sık sık yaptığı kelime hatalarıyla. Aslında Trump bu tashihleri şifreli mesajlar vermek için bilerek yapıyor.
Örneğin Trump’ın bir tweetinde “consequential” yazacağına “consensual” yazmasının sebebi “Q” ye işaret etmek.
Bir keresinde karısının adını Melania yerine Melanie yazması da boşuna değil. Aynı adlı eski bir hain Adalet Bakanlığı çalışanına işaret ediyordu orda da.
Tweetlerindeki kelimeler arasındaki boşluk sayıları ve tweet saatleri bile aslında mesaj yüklü. Bazen derin devletin New York’a düzenleyeceği bir saldırıyı deşifre ediyor, bazen Davos’ta kendisine yönelik içinde İngiliz devletinin de olduğu bir suikast planını.
Grubun forumlarında Trump’ın tweetlerinde ve konuşmalarındaki yanlış kelimelerle aslında ne demek ve ne mesaj vermek istediği üzerine okuyunca en azından verilen emeğe saygı uyandıran teoriler havada uçuşuyor.
“Q”nün şifreli mesajlarında da derin devletin Trump’a karşı komploları ve suikast planları deşifre ediliyor.
Bu derin devlet veya gizli cemiyet, Trump karşıtı ayaklanmalar çıkarmaya, kaos planları devreye sokmaya çalışıyor. Bunun için medyayı ve Hollywood’u kullanıyor. Hatta bazen bu gizli cemiyetin kuklası olan Kuzey Kore liderinin tehditleri bile hedef aslında Trump.
Q’nün bir kaç mesajına bakalım, yine tanıdık gelebilir:
‘Artık gerçeği öğrenme zamanı. Onlar sizi kontrol etmek istiyor. Onlar sizi köle yapmak istiyor. Onlar sizi dinlerinize, ırklarınıza göre bölmek istiyor. Sınıf savaşları çıkarmak istiyorlar. Din savaşları çıkarmak istiyorlar. Medyayı kullanıyorlar. Hollywood’u kullanıyorlar. Siyasi liderleri kullanıyorlar. Artık geniş düşünün. Büyük uyanış zamanı.’
QAnon grubu derken Roseanne Bar gibi oyuncular, Curt Schilling gibi ünlü sporcular, yüksek takipçili sosyal medya trolleri, meşhur Youtuberlar ve yüz bine yakın insandan bahsediyoruz.”
İşte ABD Kongresi’ni basanların çoğu da bu grubun üyeleri ya da bu teorilere inanan insanlardı.
Tabii aralarında İsrail bayrağı, Şah dönemi İran bayrağı taşıyanlar, Hintliler hatta Suudi kökenli Müslümanlar gibi Trump’ı dış politikası için bağrına basmış olanlar, Beyaz Saray’dan ve Washington’dan tarihsel olarak nefret eden İç Savaş’ın yenilmiş konfederasyon güçlerinin bayrağını taşıyanlar, Amerika’yı Yahudilerin yönettiğine inanan, protestoya “Auschwitz Kampı”, “6MWE” (6 million weren’t enough-6 Milyon yeterli değildi) yazan tshirtlerle gelmiş Proud Boys gibi anti-semitik beyaz ırkçılar ve Biden’ı Stalin’e dahi benzeten anti- komünistler ve tabii Trump’ın İsa’nın adamı olduğuna inanan evanjelikler de vardı.
JFK'nin 99'da uçak kazasında ölen oğlunun aslında yaşadığına, derin devletin hedefinde olduğu için yüz değiştirme ameliyatı olup 20 yıldır saklandığına Twitter’da 169 bin takipçisi olan Vincent Fusca adlı bir adamın aslında o olduğuna inanan insanlardan bahsediyoruz.
Eylem sırasında pek çoğu ellerinde “Epstein intihar etmedi” yazan pankartlar taşıyorlardı. Bir underage seks çetesini yönettiği ortaya çıkan işadamı Jeffrey Epstein mahkemeye çıkmadan hapishanede asılı olarak bulunmuştu.
Bizdeki sağcıların tersine Amerikan sağcıları devletin işlediği suçlarla övünmüyorlar.
11 Eylül’den JFK suikastına kadar pek çok büyük suçu bu küreselci çetenin işlediğine inanıyorlar.
Yani ABD’ye bakışları bizdeki solcular, ulusalcılar ya da İslamcılarınkinden farklı değil.
Ama onlara göre bunları yapanlar vatan hainleri. Bütün baskın boyunca sürekli “USA” diye bağıran, ülkelerini bu çeteden geri almaya çalışan gerçek vatanseverler olduklarını düşünüyorlar.
Yani gayet ulvi, iyi bir amaç için oradaydılar.
Kendilerine sürekli yalan söylediklerini düşünen medyaya, Hollywood’a yani bütün elitlere öfkeli, uzun süredir bilgileri ve haberleri sosyal medyadaki alternatif mecralardan alan, ülkelerini ele geçirmiş vatan hainlerine, komünistlere, küreselcilere karşı mücadele ettiklerini düşünen bu gerçek vatanseverler, on yıllar sonra ilk defa Beyaz Saray’a girebilmiş tek yerli, gerçek Amerikalı başkan Trump için Amerikan siyasetinin kalbi olan Kongre’yi basmakta bir beis görmedi.
Her ne kadar Türkiye’den bakınca bu olan biten rezalet gibi görünse de, mizah malzemesi yapılsa da aslında Türkiye’deki pek çok kesim Kongre’yi basan Trumpçılarla benzer görüşleri ve çok benzer bir dünya algısını paylaşıyor.
Bütün içerik aynı olmasa da çerçeve ve temalar aynı.
Küreselcilere karşıtlık, komplo teorileriyle dünyayı açıklamaya yatkınlık, mutlak doğruyu, iyiliği temsil ettiğine iman, karşı taraftaki herkesi şeytani güçlerin adamları, kötü, ahlaksız, katil, sapık, dejenere görmek, ülkeyi vatanseverler ve vatan hainleri olarak bölmek, bilgi ve haber alma kanallarını tek tipleştirmek...
Bu anlamda Türkiye, “Küçük Amerika” oldu bile.
Küçük Amerika’ya benzemediğimiz kısım ise iktidardaki Cumhuriyetçi siyasetçilerin ve ana akım Cumhuriyetçi medyanın başta Başkan Yardımcısı olmak üzere bu popülist dalgaya geç de kalsalar bir noktada karşı çıkmaları, Başkan’a değil, hukuka, demokrasiye, anayasaya sadakat göstermeyi tercih etmeleri oldu.
Bu kısımda da Küçük Amerika olabilirsek sorun yok.
Ama artık kurumsal medya, akademi ve siyasetin yol göstericilik edemediği, sosyal medya çağının yarattığı bu kesin inançlı, öfkeli ve güvensiz insan kitleleri üzerine uzun uzun düşünmek gerekir.















Yıldıray Bey alaya aldıklarının hatasına düşmüş. Basitleştirme! Birileri komplo kurmuyor olabilir ama kötülüğün ve onu örten ikiyüzlülüğün birbirini bulup kümeleştiği gerçek. Örnekleri uç noktalardan seçip, bir merkezden çıkmasa bile, insanların çıkar ilişkilerinin uyuşması nedeniyle kötülüğün bir kolektivitesinin bulunduğu gerçeğini örtüyor. Bir merkez olmasa da pekçok insan kötülükte uzlaşabiliyor ve bunu erdem olarak pazarlama gücüne erişebiliyor. Basitleştirme herkes için gerçeği örten tuzak
Yanıtla (0) (0)ergün diler bayrağı kimseye kaptirmaz.
Yanıtla (0) (0)Yedin yine bizim yorumu bay demokrat. Sen de demokratsan ve klik değilsen ben de bir şey bilmiyorum. Kendini de Hoca’ya yamayamaya çalışma Hoca adamdır adam, sana beş gömlek büyüktür.
Yanıtla (0) (0)Bir zamanların Detroit'i. Şimdi hayalet şehire dönüşmüş durumda. Motor fabrikaları, araba fabrikaları hepsi kapanmış. Şimdi Çin'e para yetiştiremeyen bir ABD. Para basmayı durdursa kendi ekonomisi de duracak. Para bastıkça da Çin dolarları vantuz gibi emiyor. Sadece birkaç sanal medya şirketi, balon finans şirketleri, birkaç büyük savunma şirketiyle ayakta kalmaya çalışıyor. Aslında kağıttan bir kaplan. Devrilmesi de an meselesi. Trumph yeniden büyük Amerika dedi ama nafile...
Yanıtla (0) (1)Amerika'nında kendi problemleri var. En başta aile kavramının kaybolması, gayrimeşru ilişkiler, alkol uyuşturucu bağımlılığı, tembellik ve obesite yani şişmanlık. Sanayinin Çin'e kayması. Dolayısıyla Çin'e aşırı borç. 20 trilyon dolar civarında. İtibarının kaybolması.Trumph kendince çözümler üretmeye çalıştı. 1960'ların mükemmel Amerikası için uğraştı. Çözümü milliyetçilikde olduğunu düşündü. Ancak maalesef demokrasi gibi saçma bir sistemle çözüm olamaz. Çünkü zamanı yok.
Yanıtla (0) (0)Abi bu saatte işten geldim. 16 saattir çalışıyorum. İş yerinde cep tlf yasak. Bir şeyler atıştırıp uyuyayım dedim. Bu arada dizide okumak istedim. Ama iki defa okudum. Feleğin şaştı. Abi gurban olayım bu kadar uzun yazma. Bizde düşün. Saygılarımla
Yanıtla (2) (0)Türkiye'de bu yazının tam karşılığı Abdurrahman Dilipak. Koplo müptelası....
Yanıtla (0) (0)Vay Canına!
Yanıtla (5) (0)Onların patavatsızları da bizim patavatsızlarımız gibi.Dengesizlikte bizimkilerden geri kalır yanları yok.
Yeni Delhi’ye gidenler sokaklarda yaşayan insanları görmüşlerdir.Onlarınki gerçekten yoksulluk ve çaresizlikten.ABD’nin en zengin eyaleti California’nın en zengin şehri San Francisco’da sokakta yaşayan o kadar çok insan varki,bazı yerlerden geçemezsiniz bile.Çoğunlukla çalışmayan üniversite mezunları bu insanlar da Demokrat!
Ne demişler?Allah önce insanın aklını alır!
San Francisco da o kadar homeless yok, Los Angeles ta var. Çalışmayan üniversite mezunu oldukları doğru değil. Homelessın demokrat olduğunu nereden biliyorsun? Amerika'nın her yerinden geliyorlar.
Yanıtla (0) (0)Tatminsizlikten bunalan, depresyon geciren, hayatin ve gercek dunyanin anlamsiz oldugunu dusunen insanlar komplo teorilerine inanma egilimindedir.
Yanıtla (1) (0)Bizde de var kompillo teorisyenleri. Block chain diyor, Korino 19 diyor, küreselleşme oyun falan diyip ikbal ve istikbalimizi karartıp umutlarımızı tüketiyorlar. Tam ölek de kurtulak dediğimizde. Durun karamsar olmayın bizim dünya liderimiz var diyorlar. "merhaba arkadaşlar, nasılsınız iyi misiniz?"
Yanıtla (2) (1)Eskilerin ünlü bir sözü'nün...delinin teki kuyuya taş atmış, 40 akıllı çıkartamamış ...günümüze uyarlanmış canlı hali QAnon'dur ! Halkımızında çoğunun inanması normal çünkü bizlere 100 yıldır tarih diye mitoloji öğretildi ! Tek adam bizi kurtardı, o olmasaydı olmazdık, herşeyi bize 0 öğretti ve uçan kaçan şeyhlerler yardım ediyor kolpasıyla büyüdük ! Haliyle tc halkına fazla yorulmadan delilsiz çoğu şeyleri inandırabilirsin ! Sorgulamıyan araştırmıyan halklar devletlerin en sevdiği halktır !
Yanıtla (6) (2)“”Ama artık kurumsal medya, akademi ve siyasetin yol göstericilik edemediği, sosyal medya çağının yarattığı bu kesin inançlı, öfkeli ve güvensiz insan kitleleri üzerine uzun uzun düşünmek gerekir.””.....
Yanıtla (1) (0)İşte bu hissiyat ile motive olmuş kitlelerin üzerinde siyaset yapan ve ülkeyi bu hale getirmiş olan zihniyete destek vermiş olduğunuzu da burada hatırlatalım. Güya ileri demokrasi arıyordunuz. Buldunuz mu bari!
Aklıma nedense Haşmet geldi :)
Yanıtla (5) (2)İbrahim, Yusuf, Hilal falan varken o çömez kalır. Haksızlık etmeyelim.
Yanıtla (9) (0)Tamgaz “Yunan savaşı” bize elsallıyor,,,,
Yanıtla (1) (0)Deniz mili” ilamından sonra
Bakalım hangi pozisyonu alacağız???
Almanya abd ve dahi butun avrupanin rusyanin Bizi kiskandigini Dusman oldugunu ve Onlenemez yukselisimizi durdurmak istedigini de milletimize lutfen duyurun eksik kalmasin. Hayir isi Yıldıray beye yakisir.
Yanıtla (5) (1)Gezi 17-25 ve dahi tum komplolari ortaya cikarcaz izniyle bu cehape de pekekeci fetocu zaten hamdolsun basbakanken ortaya cikardik yayinlayin lutfen cok onemli bir Bilgi ????
Yanıtla (0) (5)Ozellikle q islamci komedi kismini bir kereden bir sey olmaz subliminal mesaj Gonderdik komployu Subliminal seversiniz Muslumanlar dinimize saldirdilar deyip daha da gulunc olursunuz
Yanıtla (0) (3)Kalani da rica edelim de eglence tam olsun degil mi sayin uyduruksiyoncu komplocu davudcu islamci de milletimiz gercekleri ogrensin uyduru amerikan komplekslerinizi dini gercekdisi komikliklerinizi????
Yanıtla (1) (1)SAVAŞ ASLINDA İYİLERLE KÖTÜLER ARASINDAKİ BİR SAVAŞ DEĞİL.(İKTİDAR SAVAŞI)
Yanıtla (0) (0)KÖTÜLERİN KENDİ ARASINDAKİ HER YÖNE,HER EĞİLİME DÖNÜŞEN BİR SAVAŞ.
KİMİ ZAMAN KLASİK SOL ARGÜMANLAR
KİMİ ZAMAN KLASİK SAĞ ARGÜMANLAR KULLANILDIĞI İÇİN
HALKI KİME,NEYE TARAF OLDUĞUNU BİLMEZ BİR HALDE BIRAKABİLİYOR
Aslında komplo teorilerinin büyük çoğunluğu bana da çok saçma gelir. Bu tür komplo teorilerine nasıl inanıyorlar anlamıyorum. Ancak ben 11 Eylül’ü ayırıyorum. Yıldıray Bey bir başka yazınızda da araştırmacı gazeteciliğinizle 11 Eylül’de uçak çarpmayan 3. binanın neden çöktüğünü de açıklayabilirseniz mutlu oluruz.
Yanıtla (1) (2)Hayret!!!
Yanıtla (1) (0)Bu analize hiçbir yorum yapılmamış. İlgisizlik mi, yetersizlik mi?
Laf a bakarım. Adama bakarım hikaye si varya .........
Yanıtla (0) (1)Okuyacak ve anlayacak adam yoklugu olabilir mi
Yanıtla (6) (2)"merkezi bankacılık sistemi aracılığıyla tekelleştiriyorlar. Diğer ülkeleri bu merkezi bankacılık sistemi aracılığıyla köleleştirmeye çalışıyorlar. ” Q ŞAMAN
Yanıtla (1) (2)Aynen katılıyorum sana öküz başlı Vikingzade.
( Doğru bir sözü kim söylerse söylesin doğrudur).
Sonra kimi kabdirmaktasiniz osmanliyi Atatürk ingilizle beraber yikti hep ingilizin komplosu hilafeti ingiliz yikti
Yanıtla (2) (0)Istanbulu ingiliz verdi biz savasip almadik
Tabi ki tiiye alindiniz????
bugün abd de olanların yarın türkiyede olmayacağının garantisi varmı.aksine daha beter olacağına dair o kadar çok işaret varki.
Yanıtla (5) (0)Bu makaleyi Akıl Oyunları filminden hemen sonra okumak çok daha keyufli. Bilerek keyifli yerine keyufli yazdum.
Yanıtla (3) (0)Hamdolsun çok realist islamcıyızz
Yanıtla (3) (2)Stratejik derin ortadogu projesine Ortak olup osmanliyi kurucaz
Bizim sinirli cocuklar isidciler biraz fazla sinirli
Suriyede ihvan devleti kurcaz cok stratejik derin plana ortak olduk abd ile dunyayi yonetiyoruz
Halife olacagiz
Aşıyla dnmiz degisecek
Beynimize cip koycaklar
Butun dunya musluman olacak
Davudogulunun emriyle esad I esed ettik milyon musluman bombalandi
Atatürk kafir o yuzden arap alfebisini degistirip gavur alfabesine cevirdi
Yine harika bir yorum, teşekkürler.
Yanıtla (0) (0)Enson paragraf......bilgece....
Yanıtla (4) (2)Neyapacagini sasirmiş yöneticilere.....
.....ben abd ye baktim
......türkiye gördüm...ne iş...
Bu adamın yerli versiyonları a haberde 24 saat yayın yapıyor
Yanıtla (11) (0)Yahudi Mistik tarikatı Hasidikleri ve Haredileri ayrica iz dusumleri.!..unutmuşsunuz..Onlarda olsun Tam Kucuk Amerika...sizde harika yazilar yazarsiniz..!..10 yazarlik..gecinip,gideriz..
Yanıtla (1) (3)Tarihte Şaman ve Şii inançlarında(12. imamın hala ölmediği ve bir gün dönüp şiileri kurtaracağı) da bulunan bu tip hurafe dolu inançların ABD'de de başgöstermiş olması ABD'nin de bu tarz gerici batıl fikirlere saplanmaya ve batışa doğru gitmeye başladığının göstergesi. Üzüldüğüm tarafı ise Türkiye'de hala bu komplo teorilerine ve mitlere inananların çok olması ve bu yolla düşmanlık yaratılıp yandaşların konsolide edilmeye çalışılması.
Yanıtla (4) (0)1)Turkiye'nin yandaş medya kanalları da 2010'lardan beri bu komplo teorisyenlerini bilim adamı veya steatejist adı altında kanal kanal gezdiriyor ve adeta iktidarın eskiden beri savunduğu fikirleri savunup iktidarını pekiştiriyorlar. Bunların başında rahmetli Erbakan geliyordu biliyorsunuz. Ona göre dünyayı siyonistler yönetiyordu. Ancak sizin yazınızdan da anlaşılıyor ki bu sadece ülkemize özgü değilmiş. En ileri ülke ABD'de bile bunların sayısı yüzbinleri bulmuş.
Yanıtla (4) (1)kuyruk acısı ne kötü birşey değilmi sayın yazar. he he küçük amerika olduk dikkat et.... davutculara çok büyük görev düşüyor daha çok çalışın algı malgı her şeyi yapın
Yanıtla (1) (9)