“Reis bunlara az bile yapıyor”

Bu aralar sosyal medyada muhafazakar çevrelerde içerikleri çok dönen bir hesap var: Islamist Hafıza.

Hesap; arşivlerden çıkardığı 70’ler, 80’ler, 90’lar ve 2000’lerin videolarını paylaşıyor.

Videoların bir kısmı İslami hareketin eski nostaljik görüntüleri. Marşlar, eylemler, sohbetler...

Ama esas ilgi çeken videolar o kadar da hoş olmayan hatıralara ait olanlar.

Laik kesimin, medyanın, devletin, askerlerin dindarlara yönelik baskılarının, nobranlıklarının unutulmuş arşiv görüntüleri bunlar.

Başından başörtüsü çekilen okul birincisi hemşire, başörtüsüyle okumak isteyen Suudi Arabistan’a gitsin diyen Demirel, Meclis’ten “dışarı dışarı” sloganlarıyla kovalanan Merve Kavakçı, GATA’ya alınmayan Emine Erdoğan, Hayrunnisa Gül ile tokalaşmayan askerler, Cumhuriyet mitinglerinde, başka laiklik temalı eylemlerde yine dindarları hedef alan konuşmalar, Menderes’in akıbetini hatırlatan Türkan Saylan, hizmetçisinin AK Parti’ye oy vermesiyle “İstikrar senin neyine Vesayet” diye dalga geçen kabarık fönlü laik teyzeler ve şimdi haklarında konuşurken beş kere düşündükleri dindarları o günlerde tahkir eden, bütün bu baskı ve yasakları hararetle savunan gazeteciler...

Binlerce kişinin paylaşıp yorum yaptığı videolar, daha sonra önce diğer sosyal medya platformlarında dönüyor, sonra esas WhatsApp gruplarına düşüyor.

Açılan bu arşivle temel olarak şu mesaj veriliyor: Sana yapılanları hatırla ve onlara asla güvenme...

Zaten video paylaşımlarının üzerine sık sık AK Partili siyasetçiler, gazeteciler, kanaat önderleri yorum yazarak CHP’nin ve laik zihniyetin asla değişmediğini vurguluyorlar, videolar CHP’deki değişime kredi açan liberal, muhafazakar yazarlara, DEVA, Gelecek partililere “ibret” için gönderiliyor.

Bu aralar arşivlerin daha sık karıştırılmasının; ekonomik sorunlar ve kötü yönetimin herkesin hissettiği derecelere ulaşıp AK Parti’nin oylarının erimeye başlamasıyla tabii ki bir ilgisi var.

Ayrıca ortada daha önce olmayan bir tehlike de var, son 20 yıldır ilk kez AK Parti bir seçimi kaybedebilir ve yine ilk kez artık içinden de alternatif partiler ortaya çıktı.

Bu videolar dağılma emareleri gösteren kitlenin direncini, inancını, kemiyetini artırmak için kullanılıyor. “Bölünürsek varoluşumuza karşı olanlara karşı gücümüzü kaybederiz, CHP ve benzerlerine iktidar yolunu açmak da bakın böyle tehlikelidir” denmiş oluyor.

Bu mesajın iktidar için şu anda “enflasyonu düşüreceğiz, ekonomiyi toparlayacağız”dan daha güçlü bir propaganda malzemesi olduğu açık.

Bu arşiv videoları, 90’larda Refah Partisi yükselirken laik anaakım medyada Şevki Yılmaz, Erdoğan, Hasan Hüseyin Ceylan, Hasan Mezarcı’nın 80’lerde daha sert İslamcılar iken yaptıkları konuşmaların videolarının döndürülmesine benziyor.

O zamanlar o videolar laik direnci artırmak, değiştim diyen Refah Partililerin takiyye yaptığını ortada duran kitleye göstermek için kullanılıyordu.

Bugün de bu videolar dindarların direncini artırmak, öfkelerini diri tutmak, “değiştim, artık eski CHP değilim” diyen CHP ve Kılıçdaroğlu’nun aslında taktik yaptığını, değişmediğini ispatlamak için kullanılıyor.

Evet, bugün muhalefet bloğunun içinde Davutoğlu, Babacan, Karamollaoğlu, Akşener hatta Gül gibi isimlerin yer alması muhalefetin eski muhalefet olduğu tezinin ikna ediciliğini azaltıyor.

Ama Türkiye bir demokrasi ve hukuk cenneti değil.

Kimse kimseye gül bahçesi vaat edecek halde de değil. İktidarla sınandığında bu sınavı geçebilen pek olmadı. Onlarca örneğiyle sabit ki muhalefette verilen sözler ele biraz güç geçtiğinde kibirle unutuldu.

Tecrübeli vatandaşlar o yüzden birbirine karşı güvensiz, tepelerdeki değişimin taktiksel olduğunu düşünüyor, o yüzden demokrasi nosyonu daha güçlü entelektüellerin açtığı krediler artık o kadar itibarlı değil.

Çünkü herkesin komşusu, işyerindeki arkadaşı Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu değil. Siyasetteki uzlaşma, dikkatli üslup, değişim çabası medyanın ve insanların davranışlarını, dillerini kolayca değiştirmiyor.

O yüzden de Türkiye’de düşman olarak görünen kesimlere güvensizlik; risksiz, garantili bir pozisyonken, değişime kredi açmak büyük risk almak demek.

Bugün hala liberal ve solcu laikler, 2010’da “yetmez ama evet” diyerek dindarların yolunu açmakla suçlanıyor. Bunun tam tersi de 10 yıl sonra bugün CHP’ye kredi açanlara yapılabilir.

Üstelik bu riski görmek için arşivleri bile açmaya gerek yok

Halk TV, Tele 1 ekranlarında edilmiş rövanşist bir cümle, Özgür Özel’in Ortaçağ zihniyeti açıklaması, Fikri Sağlar’ın bir konuşması bir anda “İşte size bunlara güven olmaz demedik mi” nin deliline dönüşebiliyor.

Özellikle son bir yılda anketlerde muhalefetin yükselmesi ve iktidarın düşüşe geçmesiyle muhalif çevrelerde 2018 cumhurbaşkanlığı seçimleri, 2019 yerel seçimlerindeki dikkatli, uzlaşmacı üslup kendisini erken bir iktidar özgüvenine bıraktı.

Bu erken iktidar özgüveninin en somut örneği bu hafta Elazığ’da yaşanan intihar sonrası başlayan tarikat ve cemaat yurtları tartışması oldu.

Belki muhalefet liderleri Kılıçdaroğlu ve Akşener tabanlarından yükselen dalgaya kapılmadılar ve hatta bu yüzden eleştiri de alıyorlar ama muhalif televizyonlar, gazeteler ve sosyal medyadan günlerdir “tarikat ve cemaat yurtları kapatılsın” ve peşi sıra “tarikat ve cemaatler kapatılsın” sesleri yükseliyor.

O kadar ki en liberal pozisyon “Kapatmak çözüm değil” kaldı.

Bazı liberaller bile özgülenme özgürlüğü, din özgürlüğü diye tartışmaya kapalı bir özgürlük ve hakkı unutup cemaatlerin ve tarikatların içindeki köleleri özgürleştirme, “korkunç ve yobaz” ailelerinin baskısından çocukları kurtarma misyonerliğine soyundu.

Üstelik bütün bu aşırı duyarlı ve öforik hassasiyet gösterilerinin bir meseleyi anlamak ve çözmeye çalışmaktan uzak iktidar kavgasının bir parçası olan siyasi sloganlardan ibaret olduğunu anlamak çok da zor değildi.

Televizyon, telefon ve bilgisayar ekranlarından muhafazakarlar için çok tanıdık bir düşmanlık, küçümseme, aşağılama duygusu aktı.

Çözemediği her meselede eli önce sopaya giden bir iktidara karşı muhalefet edenlerin çoğunun da muhalefetinin sopaya değil, o sopayı tutan ele olduğu bir kere daha ortaya çıkmış oldu.

İktidarın mevcut halinden memnun olmayan ama alternatifinde de hala varoluşuna yönelik bir tehdit hisseden, varoluşu tehdit altındayken hukuk, demokrasi kaygısı da gütmeyen muhafazakar çevrelerde son bir haftada özellikle WhatsApp gruplarda sık sık şu cümleler kuruldu: “Bunların hakkından Reis geliyor”, “Reis bunlara az bile yapıyor.”

Aslında bu cümlelerde ‘Reis’in yaptıklarının pek de doğru olmadığının da bir kabulü var. Ama sonra “ülke şartları daha iyisine, daha demokratına, daha hukuka uygun olanına hazır değil, ne yapalım” diyor cümle.

Karşı tarafta da eline güç geçse benzerini yapmaya talipler varken, insanlardan demokratik sabır, hoşgörü beklemek herhalde pek mantıklı değil.

Bildikleri, tanıdıkları, en azından kendilerine daha az dokunacak bir otoritarizmin mağduru olmayı, tanımadıkları bir otoritarizmin mağduru olmaya tercih etmeleri de ayıplanamaz.

Aslında uzun süredir gidişattan memnun olmayan muhafazakarlar “Reis bunlara az bile yapıyor”cular ile “endişeli muhafazakarlar” arasında gidip geliyor.

Endişeli muhafazakarlar ve bu kaygıları medyada dillendirenler aslında muhalefetle iletişim kurmaya çalışan ve ikna edilmeye açık muhafazakarlar demek.

Ama onlar bile uzun süredir nobranlık, küçümseme, “ne mağduriyeti ulan” gibi tepkilerle, Türkiye’deki mağduriyetler tarihini AK Parti ile başlatan bir laik Kadir Mısırlıoğlu revizyonist tarihçiliğiyle karşılaşıyorlar.

Halbuki sadece Google’a “Nurcular yakalandı” diye yazıp 1930’lardan 1980’lere kadar çıkan gazete küpürlerini okuyunca bile o Elazığ’daki evin orada olma motivasyonu anlaşılabilir, 1980’lerde çocuğuna Enes adını vermenin bile nüfus memurlarıyla mahkemelik olmayı gerektirdiği bir ülkede bir babanın kendi çocuğunu kendisi gibi yetiştirmekteki ısrarının aşağılanma ve ayıplanmadan başka bir anlama çabasını hak ettiği görülebilirdi.

Ama bu aydınlanmacı nobranlık ile dini taassup ikiliğinde herhangi bir anlama çabasının yeri yok.

Türk işi sekülerizme bulaşmış liberaller bile devleti evlerin, yurtların kapısına dayayıp köleleri özgürleştirmeyi hayal ediyor.

Daha küçük bir azınlık her iki tarafa dönüp bu meselelerin karşılıklı rövanşizmle, gücü ele geçirenin diğerini bastırmasıyla kapatmayla, yasakla çözülmeyeceğini anlatmaya çalışıyor ama günün sonunda onların orta yolculuğunu yalanlamaya karşı cepheden nefretine hakim olamayan bir radikalin “ Davutoğlu ve Babacan’ın bile yargılanmaktan kurtulmayacağı” gibi bir siyasi dayılanması yetebiliyor.

Muhalefetle açık ve aleni iletişim içinde olanları izleyen daha büyük kalabalıklar onlara bile reva görülenleri görünce adım atmaktan vazgeçiyor.

Siyasallaşmış yargının mağduru olmuş olanların bundan çıkardığı ders, bir gün yargıyı ele geçirip başkalarını mağdur etmek, örgütlenme özgürlüğüne karşı baskıları eleştirenlerin hayali hoşlarına gitmeyen vakıf ve derneklerin kapısına kilit vurmak olunca, kimse de elindeki yargı, devlet sopasını kaybetmek, buyur biraz da sen bizi döv demek istemiyor.

Dolar 20 lira olsa da bu ayrıcalığı kaybetmek istememekte de haklılar.

O zaman da diyalog kurmaya çalışan endişeli muhafazakarlar yaptıkları küçük kaçamaktan hayal kırıklığına uğrayarak evlerine dönerken, meydan ise “Bunların hakkından Reis geliyor”, “Reis bunlara az bile yapıyor”culara kalıyor.

Geçen haftaki muharebede olduğu gibi...

YORUMLAR (139)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
139 Yorum
  • Murat Gören / 31 Ocak 2022 08:58

    Birbirimizi yok etmeye niyetli değilsek konuşmaya başlamak yeterli çözüm için yeterli olabilir. Birbirimizden niye korkuyoruz ve karşı taraf böyle düşünmekte haksız mı ? Devlete yerleşen tarikatların amacı ne ,din özgürlüğü adına bunların devleti ele geçirmesine göz mü yumulmalı , mürted nedir ? Dinsiz birinin vergileriyle din adamlarına maaş verilmesi , cami yapılması ,din dersi mecburiyeti hem de sadece sünni öğretisiyle ! Dindar arkadaşlarım konuşmaya bu kaygıları anlamaya hazır mı ?

    Yanıtla (0) (0)
  • Malatyalı / 21 Ocak 2022 01:22

    Bu devran elbet değişecek. Şu an bunların hakkından reis gelir diyenler duvara çarptıklarında iş işten geçmiş olacak. Üzüldüğüm nokta reiscilerinde, karşıtlarının her gün fakirleşme si ve bu fakirlerin birbirini düşman görmesi.

    Yanıtla (0) (0)
  • vatandaş / 20 Ocak 2022 14:08

    Yazar kardeşım, Allahım seni muhafaza eylesin, artık yazılarına harika bir yazı demek çok standart oldu, ellerine sağlık

    Yanıtla (1) (0)
  • Hayrettin kemal / 19 Ocak 2022 01:46

    Yıldıray bey çok güzel anlatmışsınız elinize emeğinize sağlık

    Yanıtla (0) (0)
  • Mustafa Adıgüzel / 15 Ocak 2022 21:40

    Ve ben bu safta olmaktansa dinimi zor şartlar altında yaşamaya dahi (ki öyle olacağı kesin değil) razı olurum. Ancak dinimin hırsızlıkla, yolsuzlukla, yağmayla, haksızlıkla anılmasına izin vermem. Siyasal islam denilen lanet dini mübini islamın köküne dinamit koydu bu topraklarda. Yeni nesile bir bakın kaçı inanıyor Allah'a. Hadi inanıyor, kaçı namaz kılıyor. Kimin umurunda. insanlar dini artık tüm pisliklerin kılıfı olarak görüyor, haklılar çünkü iktidarın yaptığı tam olarak budur.

    Yanıtla (27) (9)
  • Yıldız / 15 Ocak 2022 23:00

    Dini ne zaman zor şartlarda yaşadın kim sana zekat ver me dedi ve elinden paranı aldı?

    Yanıtla (5) (15)
  • Karar okuru / 20 Ocak 2022 13:35

    Deme yav:)) bak bunu söyledin bütün foya ortaya çıktı...

    Yanıtla (2) (0)
  • Siyasal İslamcı / 17 Ocak 2022 12:48

    Müslüman Demokrat ne zamandır aktivist oldu da tüm suç siyasal İslamcılara kaldı.?

    Yanıtla (2) (0)
  • karar okuru / 17 Ocak 2022 09:49

    Onları yapanlar geçmişte kaldı, bugün başka insanlar hayatta.

    Yanıtla (0) (0)
  • karar okuru / 17 Ocak 2022 09:47

    Bu şekilde hafıza ,hesaplaşma Adem ile Havva ya kadar gidebilir.

    Yanıtla (2) (1)
  • Seyfettin İlhan / 17 Ocak 2022 09:01

    "Tilki, postunu atmaz." diye bir atasözü duydunuz mu bilmem, fakat seküler kesimin iflah olmaz İslam ve Müslüman düşmanlığı, çare bulunacak bir derde benzemiyor

    Yanıtla (9) (2)
  • Cemil / 16 Ocak 2022 13:52

    Muhafazakarların yaşadıkları birkaç küçük mağduriyeti büyütüp büyütüp sunması trajikomik. 1950 den itibaren bu ülkenin sahibi hep sağcılar oldu. Maraş, Çorum, Sivas, oruç tutmadığı için öldürünlenler, yılbaşı kutladığı için Reinada kurşuna dizilenler...Hâlâ muhazakarlar endişeli öyle mi? Bu şımarıklıktan, her şeye sahip olma isteğinden başka bir şey değil

    Yanıtla (9) (17)
  • karar / 16 Ocak 2022 23:32

    kemaliye baş bağlar!!!,yalnızca kendi tarafından oku…

    Yanıtla (4) (0)
  • Bünyamin Sümer / 16 Ocak 2022 18:15

    Tüm sivil toplum kuruluşları gibi tarikat ve cemaatlerde eleştirilebilmeli ve denetlenmelidir. Konuya ideolojik yaklaşılmamalı.

    Yanıtla (3) (1)
  • Hakan / 16 Ocak 2022 20:22

    Halkevleri, çydd, add nasıl denetleniyor?

    Yanıtla (4) (1)
  • Hakan / 16 Ocak 2022 20:21

    Yıldıray bey herşeyi o ladar tastamam yazmışsın bize sadece maşaallah demek düşüyor.

    Yanıtla (1) (0)
  • tavizsiz müslüman / 16 Ocak 2022 17:17

    keşke deneselerde yasaklamayı selefilik yükselse onlar şimdiye kadar tasavvufla uyuşturulmuş yumuşatılmış müslümanları gördüler şu ülkede bir yüzde 10 selefi nüfus olması lazım

    Yanıtla (2) (1)
  • MG / 16 Ocak 2022 16:56

    Tespitler çok yerinde. Bir gencin intiharını suistimal edip, burdan yasakçı zihniyetlerine malzeme çıkaranlar var maalesef. Bu kafalar oldukça da bu memleket böyle gider, bişey değişmez.

    Yanıtla (0) (0)
  • Okuyucunuz / 15 Ocak 2022 16:26

    Ve TV lerinden tut yazarlarına kadar, yöneticileri de cogu dahil, koro şeklinde cemaat ve tarikatlara ölüm şeklinde beyanatları, ister istemez insanı korkutup ve bunlar asla değişmezler göç ellerine geçse eskiyi aratırlar düşüncesi peyda oluyor kişide. Bunun için gene bizler mecbur ve sevimsiz bir şekilde reise yönünü verip ancak bunlar CHP hakkında gelir, açlığa razı oluruz ama hakarete ve dini aşâğılanmaya asla diyerek ideolojik davranırız.bizi buna mecbur bırakanlar inşaallah iktidar olmaz

    Yanıtla (11) (6)
  • Karar okuru / 15 Ocak 2022 18:40

    Sakın AK partiden vaz geçmeyin ülke yıkılır. Ne gerekiyorsa yapılmalı, rezerv altın kullanılmalı, Apo ile temas edilmeli. İktidar giderse de gelen enkaz altında kalmalı.

    Yanıtla (4) (14)
  • OkurM / 15 Ocak 2022 20:35

    El birliğiyle herkes o enkaza balyoz sallıyor

    Yanıtla (0) (0)
  • Bedri / 17 Ocak 2022 01:42

    Kimin adına konuşuyormuş gibi yaptığının o kadar belli olduğunu dahi yazmayacaktım ama...yazdım.

    Yanıtla (0) (0)
  • Karar okuru / 15 Ocak 2022 22:03

    Dini kimse aşşağılamıyor sana medeni ol başkasına hayatını dayatma yapma deniliyor ibadet et yerini kendi paranla yap ısıtmasını suyunu kendi paranla öde imamının maaşını kendin öde çevreyi rahatsız etme deniliyor Denetime açık ol deniliyor bu kadar zor mu?

    Yanıtla (18) (7)
  • OkurM / 15 Ocak 2022 23:42

    İmamın maaşını vatandaş öderse bu devletin işine gelmez. Dini hayatın tamamen cemaatlerin tarikatların kontrolüne geçmesi, devletin artık bu alanda tamamen seyirci olması demektir.

    Yanıtla (2) (3)
  • Cengiz / 16 Ocak 2022 13:57

    Sen istemediklerin maalesef iktidar olacak ve dinciler Bu ülkede bir daha iktidara gelemeyecek. 30 yaşın altındaki seçmende hiçbir karşıtlığınız yok. Gençler "dış güçler, hain kafir batı vs." söylemleri yemiyor. İdeolojik körlük olmadığından gerçeği olduğu gibi görebiliyor

    Yanıtla (1) (2)
  • Sade vatandaş / 16 Ocak 2022 16:13

    Sizce Akp hiç dininize hakaret etmiyor yani? Yolsuzluk, uyuşturucu kaçakçıları ile iş tutma, hak yemek, halka yalan söylemek. Bunlar Müslüman işi mi yani? Bakın millet dindarlara öfke duyuyorsa bunları destekledikleri için duyuyor. Yoksa neye inandığınız, hayat tarzınız kimsenin umrunda değil. Haklıdan, haktan yana ol ki hakkını al.

    Yanıtla (2) (2)
  • cumhur / 16 Ocak 2022 14:08

    Rahmetli Veysel'in dediği gibi"Koyun kurt ile gezerdi fikir başka başka olmasa..."Siyasetle uğraşanların tamamına yakını "önce can"diyor görülen o !Vatan ve millet sevgisi vb.. ikinci planda! Gelişmiş ülkelerin kralları,cumhur başkanları,başbakanları kendi evinin ihtiyacını marketten karşılarken,işine bisikletle giderken en güzel vatan ve millet sevgilerini ispatlamış olmuyorlar mı?

    Yanıtla (2) (1)
  • umutsuzluk / 16 Ocak 2022 12:53

    Dindar-milliyetci denilen %52, sirf kendi cikarlarina uygun bir ideoloji iktidarda diye 21.yy'da bu rejime olur verdiler.Ve simdi endiseliler.Ulkenin butun kurumlari batti.Bir daha secim olmama ihtimali var.Secim yasasi degistiriliyor.Ve biz hala bu sisteme olur veren insanlarin endiselerinden bahsediyoruz.Kilicdaroglu helallesmek istiyor,peki.Bu %52nin hic dileyecek ozru yok mu?Gencligimizi, gelecegimizi, hayatimizi caldiniz.Hala haklisiniz...

    Yanıtla (10) (4)
  • Karar / 15 Ocak 2022 13:53

    Amerika da Amişler tarikatı niye var motorlu araç kullanmıyor at ve at arabası kullanıyorlar, İlkokuldan sonra çocuklarını okula göndermiyorlar. Bir tarafta Elon Mask Mars'a yerleşmeye hazırlık yapıyor. İkisi de aynı ülkede oluyor Demek ki herkes bizim gibi düşünmek ve yaşamak zorunda değil yeterki zorlama olmasın.

    Yanıtla (29) (2)
  • Okur / 15 Ocak 2022 17:14

    Amişler kimseyi zorlamıyor devletten para almıyor holding olma çabaları yok devlete yerleşmek için çabaları yok gizlenmiyorlar ha bu ara üniversitelerinde yok müridlerden parada toplamıyor şeyhleride yok

    Yanıtla (32) (8)
  • Ali / 15 Ocak 2022 19:22

    Amişlerin, ilk özgürlük çabalaraı bu ülkede olsa, taşlayarak öldürürsün. Senin yakın tarihten haberin yok.

    Yanıtla (9) (2)
  • Murat / 15 Ocak 2022 19:58

    Bilmeden boş boş konuşmayın. Bakın bakalım Amiş kilisesi nasıl çalışıyor? Amerika’da ki en mülk zengini kilise hangisi

    Yanıtla (2) (0)
  • OkurM / 15 Ocak 2022 20:38

    İstediğiniz gibi böyle pasifist dinciler olsa keyfinden yenmez bu ülkede değil mi?
    Ama bizdekiler felaket aktif, her yerden çıkıyorlar. Ne ilaç kar ediyor ne zehir...
    Problem aktif olmaları...
    Siz de pasif oldunuz da biz mi bir şey dedik.?
    Arka mahalleden gelen Temizlikçi hanımlara laf mı ediyorduk ?

    Yanıtla (5) (7)
  • Yıldız / 15 Ocak 2022 22:58

    NASA’da amişlerin dimi ? Gitmesek görmesek yutacağız

    Yanıtla (1) (0)
  • Birisi / 16 Ocak 2022 11:10

    Aktif hırsızlar, yalancılar, hak yiyiciler, iftiracılar... bunlar müslüman olmasa daha iyi.

    Yanıtla (2) (2)
  • Birisi / 16 Ocak 2022 11:02

    Sayın Oğur niyetiniz öyle olmasa da yazı bitince seçmen iki otoriterizmden(laik/kemalist-sağ/muhafazakar,) birine mahkûmmuş gibi bir tat kalıyor insanın ağzında; oysa her iki tarafta da makul seçenekler var. Seçmen yada özgürlük, demokrasi, şeffaflık, adalet... kaygısı olanlar kesinlikle bu seçeneklere yönelmeli.

    Yanıtla (4) (0)
  • Yahya / 16 Ocak 2022 00:37

    Ben Risale-i Nurları okuyunca insan olduğumu, insana Yaratanın en mükemmel sanatı olduğu için değer verilmesi gerektiğini öğrendim. Şartlanmış zihinleri ile anlamadıkları şeye saldıran zavallı Dön Kişotlar, Keşke hakikatin yanından biraz gecebilseydiniz.

    Yanıtla (11) (13)
  • Karar okuru / 15 Ocak 2022 18:51

    Şöyle bir dünya haritasına bakarsak halkın refah seviyesi yüksek, özgür, bilimde, sanatta, teknolojide gelişmiş laik olmayan hiçbir ülke göremedim! Laik olduğu halde gelişmemiş ülkeler (bizim gibi) var ama gelişmiş olup da laik olmayan tek bir toplum yok! Neden acaba ya da bir şey mi atladık?

    Yanıtla (9) (6)
  • OkurM / 15 Ocak 2022 20:32

    Almanya mesela laik degildir

    Yanıtla (2) (2)
  • OkurM / 15 Ocak 2022 20:33

    İsrail laik değil
    Malezya da değil galiba

    Yanıtla (2) (1)
  • Yıldız / 15 Ocak 2022 22:56

    Şahane örnekler sekülrrliklr laik devleti karıştırmışlar

    Yanıtla (2) (0)
  • TrueLie / 15 Ocak 2022 22:49

    İki kutuplu, kemalist ya da siyasal islam, siyaset içinde sıkışıp kalmış bir ülke yıllardır bir arpa boyu yol alamadıysa bunu düşünmek lazım. Bazıları soyut kırmızı çizgiler oluşturarak toplumdan oy toplayabiliyorsa bunu düşünmek lazım.

    Hukukun üstünlüğü neyimize yetmiyor? Bunu düşünmek lazım. Kendi üstünlerini olusturmamiş hangi siyasal hareket var?

    Özetle soyut kavramların peşinden koşmaya devam edersek dünyayı es geçmiş olacağız.

    Yanıtla (6) (0)
  • TrueLie / 15 Ocak 2022 22:36

    Eğitimin yanlışlarından nasibini alarak yetişmiş, hangi kanal veya gazetede olursa olsun toplumu seküler veya dindar olarak ayıran beyinlerden bıktık. Ben insani yaşamayı isteyen hak-hukuk çerçevesinde ve kimsenin mahallesinin adamı olmadan yaşamak istiyorum. Kapıma gelip propaganda yapan seküler veya dindar istemiyorum. Sokaktaki hayvan kadar insanın degerli olmadığı, hukukun üstünlere göre evrilip büküldüğü, liyakatin ayaklar altına alındığı bir ortam istemiyorum.

    Yanıtla (6) (0)
  • TrueLie / 15 Ocak 2022 22:27

    Eğitim CHP vs herkese şart. Fanatizm cahillikten beslenir. Gerçekleri konuşacak, konjonktürel ağız yapmadan doğruları, ne pahasına olursa olsun, söyleyebilecek eğitimli insanlara her kurumda veya oluşumda, ister parti ister cemaat ister üniversite hocası olsun ihtiyaç var hem de acil. Goygoyculuk yapan proflardan, siyasetçiden, statükocu brokratlardan seküler veya siyasal ağızlardan bıktık.

    Yanıtla (3) (1)
  • Mustafa Adıgüzel / 15 Ocak 2022 21:43

    Muslumanlar açısından mesele inanç özgürlüğünün çok ötesinde bir vebaldir. Bu artık İslam'ın varlık yokluk mücadelesi bu topraklarda. Lisede üniversitede çocuklarla bir konuşun kaçının umrumda anlattıklarınız. Ülkede dinimi benden görünüp yok edenleri desteklemektense kafire (ki şart değil) dahi destek verir sonrasında onurumla savaşırım onunla. Sizin bahsettiğiniz şey lafı güzaf. Politik söylem..

    Yanıtla (4) (4)
  • Mustafa Adıgüzel / 15 Ocak 2022 21:36

    Chp'li değilim. Sülalem muhafazakar. 28 Şubat meselesinden canı yanmış bir kesimiz. Hiç bir iktidar hiç bir dönemde Türkiye'deki dindarlara bu kadar darbe vurmadı. Bugün akparti ye oy vermek, hırsızlığa, yolsuzluğa, haksız yere khk ile atılana, kpss de 1. Olup atanamayana, kamu kaynaklarının ona buna peşkeş çekilmesine, devlet kadrolarının haksız şekilde yandaşlarca doldurulmasına, dinin sadece kuran okumak ve namaz kılmak olarak gösterilmesine, doğanın katledilmesine razı olmak demek.

    Yanıtla (17) (5)
  • Efe / 15 Ocak 2022 21:27

    Ben mevcut hükümete muhalifim. Yol,hastane yaptı diye değil. Muhalifim çünkü eleştirdiğin şeyi yapmayacaksın. Toplum mühendisliği,ideoloji diyor başka bir şey demiyor. Memleketi Pakistan a çevirdi. Varsa yoksa imam hatipler. Halk pardon millet istiyormuş. 8-10 ar kişilik sınıflar. Normal okullar ikili eğitim veriyormuş ne gam.

    Yanıtla (8) (5)
  • orka / 15 Ocak 2022 21:13

    akp ile birlikte şans oyunlarında çağ atladık. 1 iken ona katladık. bir muhafazakar(?) olarak akp öncesi o şans oyunlarının çorak ve güdük olduğu döneme döneriz diye korkarım,

    Yanıtla (0) (2)
  • Okur Yazar / 15 Ocak 2022 15:18

    Ortaçağ zihniyetine ortaçağ zihniyeti denir. Aydınlanma dan bilimden anlamayana ne zihniyeti denir. Asıl sizin bu zihniyetle mücadele etmeniz gerekmiyor mu. Bunlara sivil toplum kuruluşu mu diyorsunuz. Sivil nedir sizce. İradadesini mutlak bir kişiye teslim eden kişi sivil olabilir mi. Komedi.

    Yanıtla (13) (11)
  • Vatansever / 15 Ocak 2022 15:55

    İradesini şeytana teslim eden sivil ve özgür olabilir mi peki? Ya Allaha teslim olursun ya da şeytana. Şeytana teslim olup iradesini ve özgürlüğünü şeytana kaptırmış olanlar kendilerini hür, özgür, sivil zanneden zavallılardır. Bir kişi ya Allahın dosdoğru yolunda yürür ya da şeytanın yolunda. Başka yol yok. İradesini şeytana teslim edip şeytanın yolundan yürüyenler, Allah yolunda yürüyenlere sivil, özgür değil falan diyerek saçmalıyor cahil sürüsü

    Yanıtla (6) (11)
  • OkurM / 15 Ocak 2022 16:21

    Aquinou'lu Thomas der ki: "kilise sevdiğinden kovuşturur. Düşmanları ise zalimliklerinden." Thomas'ın amcaoglu aydinlanmaci zihniyet: Biz yapıyorsak insanları ozgurlestirmek için yapiyoruzdur. Ama başkaları yapıyorsa gericilik.

    Yanıtla (4) (3)
  • OkurM / 15 Ocak 2022 20:34

    Birisi de iş olsun diye beğenmedim i işaretlemiş

    Yanıtla (0) (1)
  • Aynı tas aynı hamam / 15 Ocak 2022 13:34

    Gücü elinde tutan hep nobran oluyor anlaşılan. Ha GATA'ya alınmayan Emine Erdoğan, ha TÜİK'e alınmayan Kılıçdaroğlu. Ha Hayrunnisa Gül ile tokalaşmayan askerler, ha Kılıçdaroğlu ile tokalaşmayan Erdoğan.

    Yanıtla (31) (2)
  • İbrahim Hanif / 15 Ocak 2022 15:41

    Vallahi bu kadar güzel bir benzetmeyi kimse farketmedi. Harika bir tesbit! Evet, Kılıçdaroğlu'nu Tüik ve MEB'nin kapısından içeri sokmamakla Emine Erdogan'i Gata'ya sokmamak arasında ne fark var? İkisi de fasizan, ikisi de nobran ve bildiğin firavunluk yani!!!

    Yanıtla (25) (3)
  • Arifasya / 15 Ocak 2022 16:02

    Dunyanin hangi ulkesinde ulkenin en buyuk sehrinin belediye baskanini kabul eymeyip ,yoldan gecen topcuyu popcuyu kabul eden bir cb var.maalesef bizde boyle rakiplerini cekemeyen otekilestiren bir cb var.bu cb orda oldukca bu ulke ayaga kalkamaz.

    Yanıtla (20) (2)
  • Tarkan / 15 Ocak 2022 20:32

    Rte imamogluyla gorusmeyerek akp nin cb si oldugunu tescilliyor

    Yanıtla (1) (0)
  • KY / 15 Ocak 2022 20:20

    CHP'ye güvenmeyenler neden deva ve gerçek partiye gitmiyor.

    Yanıtla (3) (1)
  • kutsal eğitim / 15 Ocak 2022 13:27

    Dünyanın hangi demokratik gelişmiş ülkesinde cemaat yurtları ve tarikat yurtları vardır ve denetlenmez. Dünyanın hangi demokratik ve gelişmiş ülkesinde eğitim bilhassa subyanların eğitimi tarikatlara ve dini organizasyonlara bırakılmıştır. Dünyanın hangi ülkesinde ?4-6 yaşlarında kendini bile temizlemekten aciz çişini ancak anne yardımı ile yapabilen çocuklara ve kızlara bir başörtüsü takıp dini eğitim ve kutsal kitap eğitimi verilir. Evet bunları sorunca hemen jakoben oluyoruz.

    Yanıtla (24) (16)
  • Kutsal bale / 15 Ocak 2022 13:53

    4 yaşındaki çocuğun isteyerek bale gösterisi yapmasıyla başörtüyle ilahi söylemesi arasında bir fark yoktur. Tam tersi istemeyerek olduğunda da geçerlidir. Bunlar aynı şeydir. Her ailenin çocuğunu istediği şekilde eğitme hakkı vardır. Ancak çocuğun psikolojik, travmatik şiddete uğraması hariç. Bu istismardır. Olaylara ilkesel ve kavramsal yaklaşırsanız anlamak daha kolay olur.

    Yanıtla (19) (10)
  • KARAR OKURU / 15 Ocak 2022 17:07

    İkisi arasında çok fark vardır biri soyut çocuğun anlayamayacağı bir şeyin ilahisini söyletmek geçtik ilahiyi anlamadığı duaları ezberletmek ile bale veya harmandalı oynatmak arasında fark vardır biri baskı diğeri kendini ifade etmektir ip hoplamaktır

    Yanıtla (9) (24)
  • Yorumcu / 15 Ocak 2022 18:49

    Ben öyle düşünüyorum veya inanıyorum size ne ? Bunu sorgulama hakkınız olduğunu iddia ederseniz ben de sizin anlayışınızı inancınızı sorgularım. Bu kadar basit aslında. Bir suç unsuru olmadıktan sonra kimse kimseye karışamaz.

    Yanıtla (7) (1)
  • Murat / 15 Ocak 2022 19:59

    Gel Amerika’ya göstereyim ben sana tarikatların yurdu okulu var mı yok mu?

    Yanıtla (4) (1)
  • Halim selim / 15 Ocak 2022 18:56

    Ne yaparlarsa boş, bir enflasyon yağmuru var...Onunda üstünde bir güven problemi var... Hangi videoyu yayına verseler, İmralı canisini de ekrana çıkarsalar...Türk halkından gelen kırmızı kartı görecekler...

    Yanıtla (2) (5)
  • Selim 46 / 15 Ocak 2022 19:55

    Maalesef kafası çalışmayan yâni gerçeği görmemekte ısrarlı ve inatçı cahil bir akepe seçmen kitlesi var. İşin kötü ve üzücü tarafı bay tayyip ve kabilesinin islamla bağdaşmayan işlerine rağmen onları ve kendilerini islama bağlı zanneden bu kesimin suçunun sonucu bugünkü Türkiye tablosudur.

    Yanıtla (2) (5)
  • Karar Okuru / 15 Ocak 2022 19:47

    Dini gruplara faaliyet özgürlüğü tanımak başka bir şey, dini grupların bireyler üzerinde tahakküm kurmasına imkan tanıyıp sonra da o dini gruplar üzerinden toplumu yönetmeye kalkmak başka bir şey. Bireyin özgürlüğü ile dini-etnik vb. cemaatin özgürlüğü çatıştığında bireyin özgürlüğünün korunması ve cemaatin birey üzerinde tahakküm kurmasına izin verilmemeli.Bir de tabii dini gruplara özgürlük tanırken eşitlik ilkesinin geçerli olması gerekiyor. Bir gruba serbestlik diğer gruba kısıtlama olmuyor.

    Yanıtla (4) (2)
  • Çare / 15 Ocak 2022 13:26

    Bu vartadan geçebilmek için en büyük sorumluluk Türk solunundur. Sol gibi davranmayı, evrensel değerleri özümsemeyi öğrenmeliler. Tüm dünyada artık ortak ihtiyaç hukuk devleti, adalet ve eşitlik. Sağın ve solun milliyetçilikte yarıştığı bu anafordan çıkış için genç, dinamik ve ehliyetli bir ekip lazım sola.
    Gençleri arkasına alan bir dünya görüşü. Açlık, işsizlik ve kavga düzeninden çıkıp üretimi ve gelirleri paylaşan, devletten ziyade toplumu kalkındırmayı hedefleyen bir zihniyete muhtacız.

    Yanıtla (12) (3)
  • Karar okuru / 15 Ocak 2022 19:05

    Senin o sol dediğinin yarıdan fazlası güya devletten intikam alıyorum aklı ile liberaller ile birlikte yetmez ama evet diyerek bu günleri hazırladı! Öyle bir gaflet ki, 12 eylül zihniyetinin büyük güce ulaştırdığı siyasal islam ile 12 eylül faşizmine ders vereceklerdi güya. Sonunda daha da bağnaz, zorba ve baskıcı bir zihniyete yol vermiş oldular. Aynı tuzağa 70”lerde İran solcu ve liberalleri de düşmüştü. Ortadoğulu liberal ve sol versiyonların durumu bu! Ne çaresi olsa olsa destek olurlar!!!

    Yanıtla (0) (4)
  • Yorumcu / 15 Ocak 2022 19:42

    Yanlış, yetmez ama evet anayasa değişikliğinde en önemli nokta HSK’nın yapısının değiştirilmesiydi. Eğer CHP anayasa mahkemesine götürmeseydi ve-veya Anayasa mahkemesi tek aday için oy kullanma kuralını iptal etmeseydi HSK da kimse mutlak üstünlük kurumayacaktı yapısı çoğulcu olacaktı, tarafları uzlaşma ile iş yapmaya sevk edecekti. Böylece yaşadığımız bir çok sorunu yaşamayacaktık. Bu günlere de gelmeyecektik

    Yanıtla (4) (0)
  • Okur-Yazar / 15 Ocak 2022 13:21

    Ben de CHP'nin alt kadrolarına güvenemiyorum bir türlü. İktidarı alsalar balım-cicim aylarından sonra iş bir bahane bulmaya kalacak bence. Çevremdeki CHP'li kişiler

    Yanıtla (17) (8)
  • Yorumcu / 15 Ocak 2022 19:08

    Doğru olabilir dediğiniz niyette olan kişiler vardır. Yalnız şunu da unutmamak gerek, CHP ye oy vermek zorunda olmadığınız gibi CHP tek başına iktidar da olmayacak. Meclis çoğunluğuna da sahip olmayacak ittifakın diğer ortaklarıyla uyuşmak zorunda olacak. Onlar rağmen birşey yapması mümkün değil.

    Yanıtla (7) (2)
  • Okur / 15 Ocak 2022 19:42

    Çalacaksa bizimkiler çalsın bari, diyosun. Doğru mu anlıyorum?

    Yanıtla (1) (0)
  • Eleştiri / 15 Ocak 2022 19:15

    Sol kesim tarikat yurtlarından memnun değilse kendileri yurt yapsınlar. Gençler mecbur kalmasın. Pamuk ellerini cebe atsınlar

    Yanıtla (4) (2)
  • Aylin Ayten / 15 Ocak 2022 14:32

    Üzgünüm, hep aynı hikaye “ben daha haklıyım, ben daha mağdurum ama en önemlisi benim dediğim doğrudur, zorbalığı” Birbirimizi anlamaktan uzak, narsistik, faşizan eğilimler

    Yanıtla (6) (0)
  • Yorumcu / 15 Ocak 2022 19:03

    Aslında birbirimizi anlamasak da olur. Düşüncemize ve inancımıza karışmasak, küçümsemesek, aşağılamasak yeter. En temel asgari şart budur diye düşünüyorum.

    Yanıtla (6) (0)
  • Ayla ün / 15 Ocak 2022 16:34

    Sayın yazar, sizi severek okuyorum, ancak bütün olumsuzlukları laiklere yıkarak bu karanlık dönemin hiç bitmeyeceğini müjdeliyorsunuz ! Yolunuz açık olsun.Demekki kurtuluş yok.Yolunuz açık olsun.

    Yanıtla (10) (8)
  • Yorumcu / 15 Ocak 2022 18:55

    Bütün suçu laiklere atmıyor. Muhafazakarların hassasiyetlerini anlamıyorlar gerçekten demokratik değerleri benimsemediklerini, fırsat bulurlarsa şimdi şikayet ettikleri baskıları karşı tarafa yapacakları izlenimi verdiklerini örnekleriyle gösteriyor. Verdikleri izlenimin yersiz boş bir evham olmadığını onlar gösteriyor.

    Yanıtla (10) (0)
  • Yorumcu / 15 Ocak 2022 18:44

    Ülkedeki durumu çok güzel özetlemişsiniz. Anlayabilen için. Tebrikler.

    Yanıtla (3) (0)
  • Abdullah Kuloğlu / 15 Ocak 2022 14:27

    Merhum Enes Kara olayında halk tv ekranlarında adı baris ve emin olanlarin söylemlerine bakıldığında, Kılıçdaroğlu'nun helalleşeciği söylemi bana umutlar vermişti ama hiç de öyle değilmiş. İşte akp neden halen %30 desteği var. Halen neden 1.parti çıkıyor anketlerde. Neden babalarımız ve dedelerimiz bu kadar tavizsiz Akp destekçisi. Demek ki CHP halen Halk Fırkası imiş. Halen Bediüzzaman Said Nursî düşmanı imiş.

    Yanıtla (5) (13)
  • Karar okuru / 15 Ocak 2022 18:26

    Ak partiyi destekleyin aman ha, yoksa yandı gülüm keten helva.

    Yanıtla (0) (3)
  • karar okuru / 15 Ocak 2022 18:19

    Liberal ve solcu laikler, 2010’da “yetmez ama evet” diyerek dindarların yolunu açmadılar. Dinbazların yolunu açtılar. Yazar dindarlığı sığ bir sembolizm olarak görüyor. Anlaşılan, yazara göre Saadet Partisi de AKP de aynı.

    Yanıtla (2) (2)
  • Mürsel / 15 Ocak 2022 15:23

    "Halbuki sadece Google’a “Nurcular yakalandı” diye yazıp 1930’lardan 1980’lere kadar çıkan gazete küpürlerini okuyunca bile o Elazığ’daki evin orada olma motivasyonu anlaşılabilir, 1980’lerde çocuğuna Enes adını vermenin bile nüfus memurlarıyla mahkemelik olmayı gerektirdiği bir ülkede bir babanın kendi çocuğunu kendisi gibi yetiştirmekteki ısrarının aşağılanma ve ayıplanmadan başka bir anlama çabasını hak ettiği görülebilirdi."
    Allah razı olsun vicdanın sesi tarihin şuuru Oğur.

    Yanıtla (9) (9)
  • KARAR OKURU / 15 Ocak 2022 16:38

    Her babanın (ve annenin) çocuğunu, kendisi gibi yetiştirme isteği anlaşılabilir bir istek, insani bir refleks. Ama, mükellef olduktan sonra çocuk Allah'a karşı bağımsız özne; bu ilke ıskalanmamalı. Cemaat üyesi olmak demek, mahalle baskısına gönüllü rıza demektir. Cemaatçilik Allah'ın kullarını cemaatin kulları yapar. Cemaat üyesi baba, Enes'in inanmama hakkını gasp etmiş. Enes, Müslüman olmadığını babasına söyleseydi, başına geleceği tahmin edebiliyordu. Değişik bir dille söyledi.

    Yanıtla (4) (3)
  • Ebu Talib / 15 Ocak 2022 18:06

    İlk çocuk Müslüman Ali'nin, Müslüman oluş sahnesini hatırlayın. Peygamber teklif ediyor, Ali babama danışayım, diyor. Sonra tercihini, babasına danışmadan, kendi özgür iradesi ile yapıyor. Kabile toplumu, sapına kadar ataerkil toplum. Ebu Talip, Ali'ye kırk katır mı kırk satır mı, demiyor. 1400 sene önce Enes'in babasından kat be kat özgürlükçü bir baba. Selam olsun Ebu Talib'e.

    Yanıtla (0) (2)
  • Bilgili / 15 Ocak 2022 17:02

    Sayın yazar başlık gerçekten doğru.
    "O zamanlar o videolar laik direnci artırmak..."karşılaştırmak çok yanlış birinde sanal ,toplumu korkutmak birinde gerçek, toplumun önünü açmak var.

    Yanıtla (1) (1)
  • Selçuklu Tuğrul / 15 Ocak 2022 16:52

    Demokrat Parti ve Gültekin Uysal'ı kasten zikretmediğinizi düşünüyorum.

    Yanıtla (0) (0)
  • karar okuru / 15 Ocak 2022 15:13

    Ak parti dini siyasette araç olarak kullanmayı en iyi bilen bir oluşum. öncekiler bu konuda yaya kalır. tabi dert din değil, dünya işleri. bunun için gücün ele geçirilmesi gerekiyor. Padişahlık olmadıgı için bu da seçimle oluyor. bu durumda oy kullanacak insanı ele geçirmek lazım bunun için din iyi bir araç. yani sorun allah rızası üzerinden, dünyalık hedeflere ulaşmak.

    Yanıtla (7) (2)
  • OkurM / 15 Ocak 2022 16:25

    Günaydın...
    Ama bu konuda adam temelsiz değil. Başkalarının hırsları ve körlüğü, orayı hala emin bir kale kılıyor.
    Neden ?

    Yanıtla (3) (0)
  • Ömer C / 15 Ocak 2022 14:36

    Bizdeki en büyük sorun dini kelimelerin ve söylemlerin kutsallastirilmasi ve tabu haline gelmesi. Mesela küçük cocuklara o yaşta Kur'an ogretmek doğrumu tartışması dönüyor dolaşıyor sen dinimizi öğretmek istemiyorsun, sen zaten ateistsine bağlanıyor, cemaatsiz camilerden bahsediyorsun, ezanlar susmaza bağlanıyor. Tarikatların eğitim verip vermeyeceğini tartisiyorsun, tarikatlar kapatilamaz oluyor. Bunlarin tabu olmadigini anlamak ve tartisabilmek lazım, aksi halde aynı tas aynı hamam.

    Yanıtla (5) (4)
  • OkurM / 15 Ocak 2022 16:23

    Niye başkalarının inanç dünyalarını kapatıp durmayı tartisma ozgurlugu diye dayatmaya kalkıyorsunuz ki. Şu saldirgan dünyanızı kapatın biraz da.

    Yanıtla (4) (1)
  • Okuyucunuz / 15 Ocak 2022 16:14

    Değerli abim. Muhafazakar bir aileden gelmem ve kendimi islamcı olarak tanımlamaktan da gurur duyarım.. son seçime kadar AKP ye oy verdik.. lakin yaşanan ekonomik sıkıntı ve adaletsizliğin pik yaptığı bu son dönemde , ailece artık bu cumhur itifakı haddi aştı, millet itifagi da Kemalizm ve laiklik üzerinde siyaset yapmıyor , biz de artık ideolojik düşünmeyip bu sefer millet itifagina oy verelim diye karar verdik. Lakin son süreçte inancimiza ortaçag benzetmesi,

    Yanıtla (6) (4)
  • Dertli / 15 Ocak 2022 16:07

    O bir kelime yok mu " Kibir " kim ki onun kayığına binerse kurtuluşu yoktur iflah olmaz çünkü Allah CC in hükmü budur

    Yanıtla (5) (0)
  • m. yücel / 15 Ocak 2022 14:54

    dünyanın en korkmuş, korkutulmuş,yüz mimiklerini sağlayan sinirlere kadar kopartılıp korkutan altına sıçırtılmış,ağlayınca da "hadi yavrum ağlamayı bırak, sen yiğit, asker bir milletsin" diye de arkası sıvazlanıp, uyuması için de pışpışlanmış bir millet.tabii ki bu bu korku tünelinden çıkmaması için dev gürültülü megafonlarını ihtiyaç hasıl olduğunda açacaklar.

    Yanıtla (4) (0)
  • Demokrat hukukçu / 15 Ocak 2022 14:15

    Demokrasi ittifknda ister istemez her partinin olmazsa olmazı olacak ve bu dediğiniz mahsurlar ve marjinal kesimler pasifize edilecektir.Solun laiklik,sağın ülke bütünlüğü ve inanca saygı,Kürtlerin ana dilde eğitim ve demokratik hakları olmazsa olmazZaten TR’ye demokrasiyi getirirse ancak böyle bir uzlaşma getirir.Demokrsi ortak noktasında buluşulacak başka çare yok.Demokrsnin ne olduğunda uzlaşılamazsa bunu tam demokrat bilge akademisyen,yazar,bürokrat vsden oluşan tarafsız hakem heyeti çözecek

    Yanıtla (8) (1)
  • Adnan Topuz / 15 Ocak 2022 14:00

    Önce dindar grupların, şimdi laik grupların mağduriyetlerini anlama çabası durum tespiti açısından önemli. Ancak bir türlü uzlaşma ve demokrasi kültürünü geliştirmek ve aklı öncelemek aşamasına geçemiyoruz. Dolar 20 lira olsa da bu ayrıcalığı kaybetmek istememekte de haklılar cümlenizde kalıyoruz. "Haklılar" kelimesini aşmak için daha kaç yüz yıl bekleyeceğiz. Söz konusu değerlere ulaşmak için hangi yol, yöntemleri geliştirmemiz gerekiyor? Bu döneme ne zaman geleceğiz?

    Yanıtla (6) (1)
  • Polken / 15 Ocak 2022 13:50

    Yine çok yerinde bir yazı. Kalemine yüreğine sağlık Yıldıray. Bu ülkede senin gibilerin sesi yükselmedikçe huzur ve refah pek mümkün olmayacak.

    Yanıtla (7) (0)
  • Karar Okuru / 15 Ocak 2022 13:46

    Laikçilerin en fazla yapabildiği üniversitelerde başörtüsünü yasaklamak, dindar subaylarla uğraşmak, imam hatiplere kısıtlama getirmekti. Dinciler bütün bir toplumu ortaçağa sürüklüyor. Uygulamalardan dindar laik herkes etkileniyor. Gördüklerimiz ileride görebileceklerimizin küçük bir kısmı. Birkaç jakoben CHP'li söyleniyor diye görmezden mi geleceğiz?

    Yanıtla (5) (6)
  • Karar Okuyucusu / 15 Ocak 2022 13:46

    Demek ki onlarda demokrat değilmiş. Demokratlıkları iktidara gelinceye kadarmış diyebilir miyiz ?

    Yanıtla (5) (0)
  • KARAR OKURU / 15 Ocak 2022 13:33

    Medeni olmak değişmemişlik ise biz değişmedik. Biz medeni dünyanın parçası olmak istiyoruz. Muhafazakarlar ve dindarlar her ülkede var, dünya medeniyeti sorgulayıp ortaçağ avrupası gibi olmaya özlem duyanlar galiba bir Türkiyede var. Pakistanda ve Afganistanda var, Suudlarda var.

    Yanıtla (6) (4)
  • Demokrat hukukçu / 15 Ocak 2022 13:10

    Çok güzel tespitler bunlar,ancak TR bunları aşmak ve tam demokrasiye ulaşmak zorunda.Muhalefette yapılan işbirliği sanıyorum bu gibi sakıncalı sivri uçları törpüleyecek.Yeter ki her kesim bu ittifaka katılsın.İttifakın adını bence değiştirip“Demokrasi İttifakı”yapmak ve bir organ olarak da TRnin en demokrat şahsiyetlerini hakem/kontrolör olarak getirmek lazım.Amasız,fakatsız,tali konularla uğraşmayan ve demokrasinin temel ayaklarına ve ülkenin dert ve sorunlarını çözmeye odaklanmış bir muh.lazım

    Yanıtla (6) (0)
  • karar okuru / 15 Ocak 2022 13:08

    Türkiye'de seçimlere sadece partiler katılmıyor. evliyalar, enbiyalar, mübarekler, melek, şeytan hepsi katılıyor. çogu zaman kazanan bu görünmeyen elin desteklediği kesim oluyor. demokrasiyi icat eden ülkelerde, azizler, Papazlar. Kardinaller, İsa, Musa seçime giriyor mu bilmem. sorgulanması gereken, neden görünmeyen, görüneni yönetiyor. insanlar neden buna razı.

    Yanıtla (4) (3)
  • Memduh / 15 Ocak 2022 12:49

    Allah razı olsun, ben de böyle düşünüyordum. Ama siz daha güzel ifade etmişsiniz. Elinize sağlık.

    Yanıtla (2) (1)
  • Adamın Biri / 15 Ocak 2022 12:47

    Hep söylüyorum....
    Bu ülke Allah ile aldatılan cahillerle Atatürk le aldatılan cahillerin arasına sıkışmış vazyetten kurtulmadıkça debelenmeye devam. Aldatan aldatıyor da aldatılan neden ısrarla aldanmaya devam ediyor?
    Cahillikten....
    Önce cehaleti yenmek gerek.

    Yanıtla (14) (2)
  • diyarbekir dağkapı / 15 Ocak 2022 12:41

    dindarların tek savunucusu sadece erdoğan değil. hatta bu işin acilen erdoğan üzerinden almak lazım. çünkü o kadar çok yıpranmış ki onun yüzünden bırakın dindarları insanlar dinden soğuyor. demokratlar,dindarlar,liberaller,aydınlar yani herkes bu işte rol alıp ülkeyi çürümüş bir iktidar ve liderden alıp temiz ve herkese eşit mesafede bir lider ve ekibe teslim etmeleri lazımdır.

    Yanıtla (15) (2)
  • Vatandas / 15 Ocak 2022 12:31

    Kendi kendimizi ak partiye mahkum ediyoz ...

    Yanıtla (4) (2)
  • Nurcu okur / 15 Ocak 2022 12:23

    Kesinlikle öyle. Güya liberal demokrat sandığımız kadar okurlarının bile ne kadar mutaassıp ve hasmane.oldugunu diğer yazarların yorumlarında görebilirsiniz. "Kapansin, yasaklansın vs vs" veesefa

    Yanıtla (9) (7)