Peki siz bu meseleyi nasıl çözeceksiniz?
554 gündür Diyarbakır’da HDP İl binasının önünde toplanan anneler evlatlarını PKK’dan istiyorlar.
Dün bu annelere oğlu yedi yıl önce 17 yaşındayken dağa giden ya da annesinin tarifiyle dağa kaçırılan Batman’lı bir anne daha eklendi.
Toplantı gösteri hakkının neredeyse askıya alınmış olduğu bir ülkede, 1995’den beri her hafta Galatasaray Lisesi önünde toplanıp kayıp yakınlarını arayan Cumartesi Anneleri'ne izin verilmezken, bu eylemin 554 gündür bir parti binasının kapısında yapılabilmesi tabii ki devlet desteğini gösteriyor.
AK Parti İl Başkanlığı kapısında benzer bir eyleme 5.5 saniye bile izin verilmezdi. Kemal Kılıçdaroğlu'nun kardeşini o eyleme götürüp poz verdirmek bunun siyaseten nasıl kullanıldığının da son örneğiydi.
Ama her ne olursa olsun, bunların hiçbiri evlatlarını arayan annelerin haklılığına gölge düşürmüyor.
Sayı bazen artıyor, bazen azalıyor.
Bazı anneler çocuklarına kavuşarak oradan ayrılıyor, bazıları ise kötü haberlerini alarak...
En son PKK’nın kaçırdığı çocukları için yıllarca Diyarbakır’a gelerek bu eyleme katılmış asker ve polis anneleri gibi...
Gara’da şehit edilen astsubay Semih Özbey’in annesi Sadiye Özbey, ikinci gününden itibaren Malatya’dan Diyarbakır’a gelerek bu oturma eylemine katılmıştı.
Daha sonra diğer rehine asker ve polislerin anneleri de eyleme katıldılar. Orada evlatlarını arayan diğer annelerle buluştular.
O buluştukları annelerden biri eyleme beşinci gününde katılan Bayram’ın annesiydi.
Bayram iki yıl önce 2018 yılında daha 19 yaşındayken Diyarbakır’daki evinden çıkmış ve bir daha ondan haber alınamamıştı.
Annesi, haftalarca her gün biri down sendromlu olan iki çocuğuyla buraya gelip, oğlunun fotoğrafıyla oturma eylemine katıldı.
Eylem alanını ziyaret eden gazeteciler, siyasetçiler elinde minyon bir çocuğun fotoğrafını tutan iki çocuklu genç anneyle yakından ilgilendiler, hikayesini dinlediler.
Pek çok kez hikayesi haber oldu.
Anadolu Ajansı da 2020 yılının yazında onunla bir röportaj yaptı.
Kararlılığı ve safiyeti insanı etkileyen genç anne, o röportajda üç yıldır haber alamadığı oğluna seslenmişti:
“200 yıl da geçse burayı terk etmeyeceğim. Ölümüne geldik buraya. Ölsek de kalsak da anneler olarak buradayız. Oğlum gel seni bekliyorum. Oğlum benim ilk göz ağrımsın, seni çok özledim. Ben şu anda asker yolu gözlemek istiyordum. Oğlumun şu anda askerde olması gerekiyordu. Niye kandırdılar?"
Daha sonra Yeni Şafak gazetesinin dijital platformu GZT de anne-oğlun hüzünlü hikayesini evlerine giderek haber yaptı.
Anne, oğlunun hala Galatasaray nevresimleri serili odasını onlara açtı, çayı ne kadar sevdiğini anlattı.
Genç yaşta evlenmiş ve oğluyla büyümüş bir annenin hasreti izleyen herkesin içine burkmuş olmalı.
Ama haftalarca o il başkanlığı önündeki çadırda yan yana oturduğu rehine askerlerin ve polislerin annelerinin Gara’dan acı haberi almasından bir kaç gün sonra o da sessizce HDP binasının önünden ayrıldı.
Çünkü oğlu Kandil’in Gara’da öldürüldüklerini duyurduğu 14 PKK’lıdan biriydi.
Oğlunu üç yıl sonra ilk kez PKK’nın Gara açıklamasında gördü.
Açıklamada anne ve baba adı, Bingöl’de ailenin geldiği Musyan köyünden aldığı kod adıyla birlikte Bayram’ın PKK üniformalı fotoğrafı yer alıyordu.
PKK’nın “Gare Direnişi” diye başlayan açıklamasında oğluna özel bir paragraf ayrılmış, onun tek başına bir tepeyi nasıl savunduğu ve askerleri oradan uzaklaştırdığı uzun uzun anlatılmıştı.
Aylarca yan yana oturarak evlatlarını bekleyen annelerin evlatlarından bazıları o dağda rehineydi bazıları ise onları kaçıran örgütün gardiyanı...
Çatışmada karşı karşıya gelmişlerdi. Günün sonunda hepsinin annelerine aynı acı haber geldi.
Ama eğer Bayram, bu olaydan önce yakalansaydı ya da teslim olsaydı onun muhtemelen Emniyet’te ya da Valilik binasında annesiyle buluştuğu anı akşam haberlerinde bütün Türkiye mutlulukla izleyecekti.
İçişleri Bakanı arayıp anneyi tebrik edecekti.
Ama şimdi haberlerde Gara’da "etkisiz hale getirilen", "gebertilen" teröristlerden biri. Öldürülmesi bir teselli sebebi.
Bundan beş ay önce Anadolu Ajansı’nda annesinin özlediği evladı olarak fotoğrafları haber olurken, beş ay sonra PKK’nın sitesi ANF’de Gara’da direnen PKK’lı olarak haberleri çıktı.
Hatta artık ondan evlat diye bahsetmek, eğer gelirse cenazesine katılmak terör propagandasına girebilir.
Şimdi bu annenin oğlunun öldürülmesi için ne düşünmeliyiz?
İşte çözümü kolay olmayan mesele esas olarak bu.
İç içe geçmiş trajediler, 40 yıldır çözülememiş bir kördüğüm bu.
Belki bazıları için bu kavramları kullanmak siyaseten bir tatmin sağlıyor olabilir, sorunu böyle tarif etmek ideolojik bir bayrak sallamaya da dönmüş olabilir ama hayır sahiden de can yakıcı, gerçek bir sorun olduğu için buna ısrarla Kürt sorunu diyoruz.
Kürt sorunu ve PKK, hem birbirinden farklı ama aynı zamanda ikisi birbirinin nedeni ve sonucu.
40 yıldır değişmeyen sorun, çözüm sürecinin, hendeklerin, Demirtaş ve diğer HDP’lilerin tutuklanmasının ardından 2018 yılında bile 19 yaşındaki, annesinin asker yolunu bekleme hayalini kurduğu Diyarbakırlı bir gencin Galatasaray çarşaflı yatağından çıkıp, çayını içip neden dağa gittiği sorunudur.
Sorun onun kurtarılması gereken bir evlat mı, etkisiz hale getirilmesi gereken terörist mi olduğuyla ilgili kafa karışıklığıdır.
O yüzden sanki daha önce hiç kapatılmamış gibi HDP’nin kapatılmasını bugün hala bu sorunun çözümü olarak savunanlar, kapatılan 10 partiden sonra bugün artık yüzde 10’ları rahatça aşmış, Meclis’teki iki Türk milliyetçisi partiden daha çok oyu ve milletvekili alan bir partinin, yıllarca Meclis’te başkanvekilliği yapmış, milletvekillerinin kürsüye çıkınca “sayın başkan” diye selamladığı, Dolmabahçe’de bakanlarla yan yana oturmuş meşru liderinin adının bile kendi parti liderleriyle yan yana anılmasından rahatsız olanlar için hayat çok kolay.
Onların böyle karmaşık sorunları yok.
Çok sevdikleri ülkenin en çetin ve en karmaşık meselesinin çözümüne kafa patlatmıyorlar.
Hatta bir mesele olduğunu bile görmezden gelip, en steril pozisyonda duruyorlar.
Evet Türkiye’de PKK şiddetini meşru gören, onunla arasına mesafe koyamayan, siyasi şiddete mazeretler üretebilen bir ideolojik körlük var. Ama 100 yıllık bir meseleyi, 40 yıldır can yakan ve her şeyin denendiği bir sorunun varlığını inkar etmek en az bunun kadar ciddi bir körlük.
Cevap bekleyen bir soru da şu;
Peki neden 1991’den beri Meclis’te bulunan, seçimlere giren, meşru alanda siyaset yapan ve bu çizgide kurulmuş partiler içinde, askeri olarak zayıflayan PKK karşısında en güçlü siyasi temsile sahip olan HDP, sanki daha önce böyle bir parti hiç olmamış gibi bugün bu kadar şeytanlaştırılıyor, neden kapatılması acil bir mesele haline geldi?
Neden terörün zirveye çıktığı günlerde değil, neden hendekler zamanında değil, Kobani olaylarının olduğu günlerde değil, HDP’lilerin daha sorunlu açıklamalar ve davranışlar içinde olduğu zamanlarda değil de bugün?
Bu sorunun cevabının HDP’nin siyaseten elde ettiği güç dışında bir cevabı var mı?
HDP bugün terörle arasına mesafe koymadığı için değil, siyaseten güçlü olduğu için tehlikeli.
Yoksa yüzde 10’ların altındayken de PKK ile arasındaki mesafesi aynıydı.
Bundan en ufak şüphesi olanlar şu sorunun cevabı üzerinde düşünebilir:
Eğer HDP, 23 Haziran İstanbul tekrar seçimleri öncesinde PKK’nın kurucusu ve lideri Öcalan’ın çağrısını dinleyip seçmenlerini CHP adayına oy vermemeye çağırsaydı ve bu sayede seçimleri Binali Yıldırım kazansaydı, bugün HDP PKK’yla ilişkiyle suçlanır, bir kapatma davası ve fezleke gündemimiz olur muydu?
Yani dürüst olmak gerek. Bugün mesele milliyetçilerin ve ulusalcıların dediği gibi bir vatan, toprak bütünlüğü, terör meselesi değil, siyasi bir meseledir, iktidar kavgası meselesidir.
Tam da yıllarca çözüm süreçlerinde amaç da bu meseleyi bir bölünme, terör ve şiddet meselesi olmaktan çıkarıp Türkiye sınırları içinde siyasi bir meseleye çevirmek değil miydi?
Artık haberlerde, siyasi tartışmalarda PKK’dan değil, HDP’den bahsedilmesi, artık meselelerin karakol baskınları, katliamlar değil, siyasi ittifaklar, kimin kimle görüşeceği olması bir ülkenin ali çıkarları için korunması gereken bir kazanım değil mi?
Ama ülkesini herkesten çok seven milliyetçiler ve ulusalcılar için galiba değil.
Onlar meseleye ülkenin uzun vadeli ali çıkarları açısından değil, kısa ve orta vadeli siyasi çıkarları açısından bakıyorlar.
40 yılda defalarca denenmiş ve işe yaramamış yöntemleri büyük bir heyecanla savunup, aksini söyleyen herkesin üzerine bayrak sallayıp, 18 yaşını geçmiş 6.5 milyon insan neden genel başkanının adını bile duymak istemedikleri bu partiye ısrarla oy veriyor, neden bu parti iki Türk milliyetçisi partiden daha çok oy alıyor gibi zor meselelere kafa yormuyorlar.
Toptan red ve inkarla, sadece askeri güçle sorunun ortadan kalkabileceğini zannediyorlar. Eski Genelkurmay Başkanı’nın 6 kez askeri olarak bitirdik sözünü dahi hatırlamıyorlar.
Diyarbakır’da yan yana oturan annelerin evlatlarını 50 kilometre ileride bir dağ başında karşı karşı getiren sorunun çözümüne dair derinlikli bir fikirleri yok.
Müthiş konforlu bir pozisyon bu.
O yüzden onları bu müthiş konfordan, bu steril pozisyondan kurtarıp, o soruyu sormak gerek:
Peki siz bu meseleyi nasıl çözeceksiniz?
Her iki tarafın annesi asla aynı bakışla değerlendirilemez. Birisi şehit olabileceğini bildiği halde dün kurtuluş savaşında canını bugün evladını vatan savunmasına gönderen ayakları öpülesi Türk milletinin anası. Diğeri evladı gönüllü yada gönülsüz dağdaki askerimize saldıranın anası. Acılarının aynı olması aynı muameleyi hak ettiklerini göstermez bunun akıl mantıkla izahı yok. Derdinizi bilmem ancak derdimizin devletimizin güçlü olması için çalışmak olduğunu biliyorum. -------
Yanıtla (2) (47)Türküyle Kürdüyle milleti güçlü olmasa, devleti nasıl güçlü olacak Hakan o kardeşim.
Yanıtla (11) (1)Adalet mülkün temelidir, adaletin olmadığı yerde zulüm bas gösterir. Önce vicdanında adaleti bulacaksınız sonra hüküm vereceksiniz. Adaleti tutup kaldırmak yoksa ufkunuzda, adi çıkarlarınızı yüce değerleriniz olarak makyajlayıp satmayı bir marifet sayabilirsiniz
Yanıtla (7) (0)Adalet belki bizimde aradığımız hatta tarih boyunca insanlığın büyük çoğunluğunun aradığı bişey. Nerede adaletten taviz veriyorum? Aksine hak eden hak ettiği adaleti bulsun derdindeyim.
Yanıtla (0) (7)Yanarim yanarimda kendi dillnde yazılanları anlamayanların 21 yüzyılda halen bitmemiş olmasına yanarım
Yanıtla (6) (1)Bir ananın oğlunun şehadetinden duyduğu yürek yangısı ile diğer ananın oğlunun terör örgütü tarafından kaçırılıp/kandırılıp onların safında ölmesinden duyduğu yürek yangısı aynı ise -ki oğlunun terörist değil asker olmasını istediğine göre aynıdır- bu yaptığın ayrımın (anneler açısından) “o tarafta doğmuş olmak-bu tarafta doğmuş olmak” gibi bir ayrımcılık dışında neye dayandırılabileceğini bize izah edebilir misin?
Yanıtla (2) (1)Ayrımcılık asla dışlamak yok saymak acısını hafif görmek için değil 3 çocuğum var Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın. Ancak şehidin annesi ile kaçırılan yada gönüllü dağa gidenin anasını aynı görmek vatan savunmasını zayıflatır.
Yanıtla (0) (9)Teröristlerin ve bu ülkeyi zayıflatmak yok etmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürer. Bu söylediğimi dislike eden kendine bu devleti tekrar söylüyorum DEVLETİ sevip sevmediğini bir sorsun.
devlet adil olduğu sürece devlettir.misal cumartesi annalerine o acıları yaşatanla hdp nnin önündeki annelere sahip çıktığını iddia eden aynı devlet.peki soruyorum bu adil mi?
Yanıtla (1) (0)Yıldıray kardeşim!
Yanıtla (9) (0)Bu makaleni iki kez okudum.
Arada bir okumak için de saklıyorum.
Biliyorum yaşım seninkinin oki katına yakın; ama bu insancıl satırları yazan ellerinden öpüyorum...
Aynen katılıyorum.Selamlar.
Yanıtla (0) (0)Cozmek istediklerini nereden cikardiniz?
Yanıtla (0) (0)Güzel bir yazı milliyetci partileri boş verin.CHP bu konuda ,
Yanıtla (0) (0)Ne diyor.
Nasıl davranıyor diğerlerinden bir farkı var mı?Sorun muhalefet gerçekten iktidar olmak istiyor mu ?
Bende bu işin içinden ÇIKAMADIM.
Yanıtla (0) (0)Bu sorunu ancak "ANALAR AĞLAMAYACAK" diye bilecek bir babayiğit varsa çözebilir. Kardeşlerim.
Yanılmıyorsam kurt sorununun çözümünü istiyorsunuz. Ben öyle anladım. Ama aslında siz de bu sorunun çözülmesini istemiyorsunuz. Türkiye de üç tane gerçek aydın olsaydı bu sorun çözülür dü. İnan ki istemiyorsunuz. Bundan eminim.
Yanıtla (0) (2)Kişisel ve zümreysel çıkarları için bu milletin (Kürt-Türk farketmez) çocuklarını bozuk para gibi harcayan, resmî ve gayrı resmî kimlikli özel ve tüzel tüm şahsiyetlere lanet olsun. Yaşasın zalimler için cehennem. İnsan olmak, medeni olmak bu kadar zormu ya. Fani dünyanın herkes için geçerli olduğu hakikati ortada dururken, indi ilahide nasıl hesap verecek bu kan dökenler.
Yanıtla (2) (1)Bu millet diye bişi yok. Türk milleti var kürt milleti var. Sorun türklerin kürtleri millet olarak görmemesi türk olarak görmesi inatla. Türkler diyorki: Gelin bize tabi olun dilinizi yasakladık aşağıladık ama gelin atalarınızın ortaasyadan geldiğini sanın biz devşirmeler gibi. Kürdistan türkistan olmadı olmayacak da bunu kabul etmeden hiçbi sorun çözülmez.
Yanıtla (3) (2)Kürtlerin ve diğer dezavantajlı grupların demokratik haklarını savunmalı teröristlerle bağını kesmelidir. Bunu kendisine oy verenlerin söylemesi lazım. İktidar nasıl kendi tabanı husumet siyasetinden beslendiği için sürekli bölme ve kışkırtma dili kullanıyorsa bunlar da terörden besleniyorlar. Huzur olmadan demokrasi olmaz, marjinallik bu milleti canından bezdirdi. Yıllarımız geleceğimiz kısır tartışmalarla ve şiddet, korku içinde gelip geçiyor. Oy için milleti bölmek bu ülkeye en büyük kötülük!
Yanıtla (3) (11)Türkiye devleti Kürtlerin insan olmaktan gelen haklarını tanımadan Kürtlerin (sadece HDP seçmeni değil) PKK ile arasına mesafe koymasını beklemek gerçekçi değil. Bunu talep eden aslında "bu meselenin çözülmesi işime gelmiyor, böyle iyi" demek istiyor.
Yanıtla (1) (0)Türkiye üniter bir devlettir.Dili Türkçedir.Türkçe dışında bir dil veya etnik grubu kabul etmek devletin kendini inkar etmesi ve kendini imha etmesi demektir.Bunu bu çerçeveden anlamayanlar hatalı bakar toplumun belli başlı kesimleri bunu kabul etmeyebilir.Etmeyenler de buyursun mücadelesini versin biz bu devletin sonuna kadar arkasındayız ve bu yapıyı sürdürecez.beğenmeme butonuna çökün şimdi yorumcular.
Yanıtla (4) (26)Üniter yapı sağlıklı değil. Gücü tek bir merkezde toplamanın hem ekonomik hem hukuki hem de sosyal sakıncalarını güçlü bir biçimde yaşıyoruz. Federasyon üniter yapıdan daha sağlıklı. Bir çok ülke örn: Almanya, BK, İspanya(de facto), ABD federasyon olmanın faydasını görüyor. Hindistan, Nijerya gibi büyük, çok etnisiteli çok kültürlü ülkeler ancak federasyon olarak var olabiliyor.
Yanıtla (0) (1)Apo'nun HDP'yi bölebileceğine, HDP'nin oyunun % 3'ünü çekebileceğine inansalar, bir başka çete reisi için yaptıkları gibi ona da özel af çıkarıp, partilerinden milletvekili adayı yaparlar.
Yanıtla (3) (0)Mükemmel bir makale bravo
Yanıtla (18) (1)GERÇEĞE NASIL TECAVÜZ BÖYLE TECAVÜZ EDEBİLİYORSUNUZ
Yanıtla (2) (19)Bir yığın yorum yazdım, sonra kendi kendime Silivri Soğuktur şimdi dedim geri sildim. İnsan korkuyor valla, IP den falan bulurlar mı, Bi şekilde yorum yazanı tespit ederler mi diye. Bir insan bu kadarda tırsık olmaz ki kardeşim. (ki ayrı mı yazılıyordu {mi ayrı mı yazılıyordu} bilemedim).
Yanıtla (12) (1):)şunu söylemek istedim inşallah yanılmıyorumdur çok güzel insansın
Yanıtla (3) (1)Burada ilkokul 3.sınıf düzeyinde yorumlara yer verilmese iyi olur. Sonunda anaları da kategorize ettik. Analara kıymayın efendiler.
Yanıtla (4) (1)"Peki siz bu meseleyi nasıl çözeceksiniz?"
Yanıtla (0) (0)6 maddelik çözüm sundum çıkmadı eyy editör lütfen çıkartır mısınız?
Sağlıklı ve bilimsel dayanağı olan güzel bir değerlendirme yazısı.
Yanıtla (9) (0)Sanki görünmeyen bir güç hdp'nin İmralı ve kadilin denetiminde çıkmasını istemiyor gibi bir yaklaşım var.
KÜRD'ler ne kadar legal demokratik yapıda kalsalar, İmralı ve kandil o kadar yalnızlaşırlar.
Hdp'nin kapatılmasını istemek siyasetten akıl tutulması gibi geliyor insan'a.
Bu ülkeye hizmet edecek bir yaklaşım biçimi değildir.
Yazık günahtır bu çıkmaz sokakta diretmek siyaseten izahı mümkün değildir.
Daha çok demokrasi da
Bu topraklar 1000 yıldır türk,kürt,laz çerkez ,arap ,boşnak
Yanıtla (3) (4)vb
Müslümanların ortak vatanıdır.Haçlı siyonistlerle 1400 yıldır mücadele ediyoruz
kıyamet kadarda mücadele edeceğiz.PKK batının mayın eşeği olup kürtlere hizmet etmemektedirÜlkemize sadakat eden bütün etnik ve dini kökenler bu ülkenin eşit haklara sahip vatandaşlarıdır.Bu topraklar milyonlarca şehidin sayesinde vatan olmuştur emperyalistlerin lutfuyla değil.
Yıldıray bey ısrarla bu gün yapılanların memleket meselesi değil iktidarın ömrünü uzatma meselesi olduğunu vurgulayın hükümette kalma meselesi olduğunu bütün programlarınızda ısrarla tekrar etmenizi rica eder saygılar sunarım
Yanıtla (2) (0)Neden bu çocuklar pkk ya katılarak örgüte güç katıyor? Niye buna kafa yormuyor siyasi partiler? O çocuklara iş, aş, gelecek vadedilse, fırsat eşitliği,, özgür bir ortam sunulsa yine de kaçarlar mı?
Yanıtla (0) (0)Yöneticileri ve diğer muhalefeti yerden yere vurmak steril pozisyon olmuyormu? Hdp sütten çıkmış ak kaşık mı? Hendekler gara aktütün .... Kanı yerde bırakmayı sadece intikam diye düşünmeyin. Kanı uerde bırakmamak o verilen şehitlere saygıdan vatanın bölünmez bütünlüğüne hassasiyetten devlete olan sevgiden. Bir kerede hdp li pkk lı ve diğerlerine bunu anlatmayı deneyin.
Yanıtla (1) (5)Üstten bakınca nasıl manzara. Kuşbakışı kuşlara eğlenceli gelebilir.
Yanıtla (0) (1)Sayın yazar yine islamcı gözlüklerinizle her şeyi cumhuriyet dönemine yıkma refleksinizi göstererek Kürt sorununu 100 yıl ile sınırlamışsınız ancak yanılıyorsunuz. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı coğrafyasında Kürt ayaklanmaları başlamıştır. ikinci nokta ise ulusalcılar ve milliyetçiler diye insanları toptancı bir anlayışla sınıflamayın. Bu sorunun demokratik yollarla çözülmesini çok isteyen milliyetçiler ve ulusalcılar da var.
Yanıtla (1) (1)O kadar döktürmüşsun... sonuç yok...:))..havaya bakip yapin biseyler ... icpolitika üstü duruşla neden Kararli Tarafta degiliz......"Ba-na-ne"/bize ne..!. hangi parti oy falan,filan alacakmis..!...icpolitika üstü
Yanıtla (2) (3)HALKIN EZICI ÜSTÜNLÜĞÜ tarafında niye olamıyoruz..?...?..?...Pkknın Gönüllü Siyasi REHİNELERİ (akli,fikri magarada,bedeni aramizda)* kim sokakta herkes BİLİYOR...!..
Kılıçdaroglu'nun kardeşi üzerinden siyaset devşirmek çok çirkin bir durum. en başta ordaki annelere saygısızlık.
Yanıtla (2) (0)üzerimize giydirilen gömleğin iliği yanlış iliklenmişti.ilikler yanlış iliklenmeye devam ediyor.çünkü iliklerken iliğin nerede olduğuna bakılmıyor.bazen hafifçe göz ucu ile bakılıyor.koltuk iktidar hırsı ile göz hemen kaçıyor.
Yanıtla (2) (1)siyasi hayatıma mal olsa da diye başlayan çözüm sürecinden çözümsüzlüğe devam ediliyor.
parti kapatsan ne olur çözüm bu mu yani.
Tebrikler sayın yazar. Güzel bir yazı ve soru.
Yanıtla (2) (1)Benim cevabım sadece görünen sivrisineklere aeresol sıkarak olacak.
Kültürel ve siyasal bir sonuç mu? Müflis tüccar eski defterleri karıştırır.
Sayın yazar,
Yanıtla (6) (1)Cesaretli bir yazı , cesaretli ve detaylı sağ duyu ile okursak bir şeyler anlarız, kin nefret ile okursak bir şey anlayamayız. Galatasaray da ,
Kayıp arayan Annelere , Baba ra, eşlere yer az veriliyor adaletli protesto her herde yapılamıyor adalet ve vijdan cesaretle sahiplenilmedi. Cesaretli yazılarınızın devamını beklerim.
Ne adaletinden bahsediyorsun? Biri devleti, milleti savunanın anası diğeri ortalama bir sebeple (Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın) kaybolmuş, yada gönüllü gönülsüz terörist olmuşun anası. Aynı kefeye koymak şehitlere hakarettir. Bu bakış açısıyla gelenler benide evlatlarımıda öldürmeden çözüm bulamazlar.
Yanıtla (2) (8)Sayın oğur bir Türk milliyetçisi olarak yazınıza sonuna kadar katılıyorum bu topraklarda yaşayan herkesi kucaklayan bir milliyetçiyim.Ve sizinle hemşehriyim,yazınızda bahsettiğiniz konfor meselesi ise tek zoruma giden ifade oldu çünkü Diyarbakırdaki annelerimizin çocukları bunları yaşarken hdp nin milletvekili çocukları avrupada nerelerde ,ve nasıl yaşıyor u da yazmalısınız diye düşünüyorum.Bu sorunu çözmeyi önce hdp düşünüp çözümü için mesafeleri kaldırmalı ve şuda bir gerçek bu işi siyaset çöz
Yanıtla (3) (2)Halkın evlatları şehit olurken Devlet büyüklerinin çocukları da Askerlikten kaytarıyor onu hiç dikkate almıyor muyuz?? Terörle otoriterlik birbirini besler ceberrut devlet şiddet uygulayarak terör değirmenine su taşırken terör örgütleri devletin içindekilere ve başındakilere baskı uygulama olanağı sağlar. Yani al gülğm ver gülüm.
Yanıtla (3) (2)Tanimadigin insanlarin cocuklarini nerden biliyorsun. Kaciyla tanisdin? hayat hikayelerini dinledin? Eger Tr de kalsalardi her gun linc yemiyeceklermiydi? Nefret etmeden once bir git konus, dinle ondan sonra karar ver.
Yanıtla (0) (1)Sizin yazılarınızı dikkatle takip ederim bu yazınız sanki yarım ve eksiknyazılmış gibi. Size hiç yakıştıramadığım dar açıdan yazılmış tek taraflı bakan bir yazı. Sizin sevitenizdeki birinin sayın Ağıralioğlu gibi düşünenlerin neyi ve niçin savunduğunu anlamaması mümkün değil. Bence bu tavrınız ancak art niyetli olabilir.
Yanıtla (1) (7)Sayin yazar, cansin. Cozum, sensin. Sorunu senin gibi dusunenlerin cogalmasiyla olur bu is. Olaylari duygusallikla degil, akil ve mantik cercevesinde degerlendirenler ile istisare edilebiliniyor.
Yanıtla (4) (1)Çözüm isteyenler diyarbakır da askerimize gönderilen kamyonun etrafını sararak canları pahasına patlayıcı yüklü kamyonla bence en üst mertebeden şehit olan vatandaşlarımıza taziyeye gitmeli onları başımıza tıpkı vatanı savunan güvenlik güçlerimiz gibi tac etmeliyiz. O zaman hiç bir terör örgütlenecek zemin bulamaz.
Yanıtla (1) (1)---Devletimizi güçlü kılmak için ona milletin bağlılığını korumak için teröre teröriste kim ne zaman kol kanat gererse, şirin masum zavallı kandırılmış çocuklar gibi görmeyenkalkarsa, şehitlerimizi yok saymaya kalkarsa bu kim olursa olsun benden oy alamaz. Böyle rollere girişen siyasetçi de benden sadece beddua alır.
Yanıtla (1) (1)Başka bir şey yazmaya gerek var mı? Tebrik ederim bu yazın ve tüm yazıların için. Allah hakikaten sesini duyacak kulaklara sahip etkili ve yetkili insanların sayısını arttırsın ki bu sesler işitilsin ve gereği yapılsın.
Yanıtla (2) (2)Tek kelimeyle harika bir yazı.Bunların Kürt meselesini çözecek ilmî, tecrübevi ve vicdani kapasiteleri yok.Olanları da dinlemiyorlar.Peki sizin çözüm öneriniz nedir Sayın Oğur?Onu da söyleyin ve sık sık dile getirin ki öğrensinler ve kafalarında yer etsin.Sanırım bu konu yeterince net değil.Herkes çözüm önerisini korkmadan çekinmeden söylesin.Ben 10 sene Doğu-Güneydoğu -Karadeniz'de terörle mücadele etmiş,bu konuda okuyup kafa yormuş 30 yıllık bir Islamcı demokrat hukuçu-idareci olarak söyledim.
Yanıtla (1) (1)Sorunun cevabını herhangi bir yetkilinin açıkça verebileceğinden şüpheliyim. En basitinden: çözüm süreci günlerinde sıklıkla atıf yapılan Kuzey İrlanda sorununu çözen "Hayırlı Cuma Anlaşması" bile objektif bir şekilde tartışılamadı.
Yanıtla (0) (0)Peki senin çözümün ne Yıldıray Oğur?!
Yanıtla (1) (1)PKK nın isteklerini vererek mi? Devlet barış istese bile Pkk barış istemez. Çözüm basit ya pkk yok olacak ya Türkiye Cumhuriyeti. ikisi aynı anda aynı topraklarda hüküm sürmesi imkansız. Çünkü pkk nın isteklerini kabul etmek demek Türkiye Cumhuriyeti nin Güney doğuda yok olması demektir. Bunu hiç bir lider kabul edemez ne kadar güçlü olursa olsun. Peki Yıldıray bey senin çözümün ne? Allah aşkına bu ülkede barış istemeyen kimse var mı
“ O yüzden onları bu müthiş konfordan, bu steril pozisyondan kurtarıp, o soruyu sormak gerek:” ......gazetecilerinde dün bugün şikayet ettiklerine verdiği yoğun katkıyı unutup, bugünki sanki hiç dahli olmamış gibi steril ve konforlu pozisyonlara öykünmemesi gerekmiyor mu diye sormak gerek: atı alan Üsküdar’ı geçerken adım adım otoriterliğe giderken orada değil miydiniz.
Yanıtla (2) (0)Tüm bunlar çözüm süreci diye pkk ile işbirliği yapan, bekaa vadisinde öcalana gül veren perincek ve öcalanı idamdan kurtaran bahçeli ittifakında oluyor ve hep eleştirenler teröris oluyor öyle mi...
Yanıtla (3) (0)Seçimde mektup alma, teröristleri devlet TV kanalına çıkarma gibi daha da yeni eylemler de var!
Yanıtla (1) (0)Dünyanın Gelişmiş Ülkeleri Problemlerini Ortak Akılla çözüyor, Bizde Akıl kullanılmadığı İçin, çözülemiyor,
Yanıtla (4) (0)Bir doğulu ve muhalif olarak sizi tebrik ediyorum , yıllardır anlatmaya çalıştığımız konuları özetleyen bir yazı olmuş. Bir kutlamaya bile tahammül edemeyen yandaş ve muhaliflere bende sormak isterim , siz bu işi nasıl çözeceksiniz.
Yanıtla (4) (0)Bu sorunu inkar ve asimilasyon ve zulümle çözecekler. Bıji HDP
Yanıtla (5) (3)Turk halki boyle bir yanlisi kabul etmeyecek olgunluga eristi. Dil ve kultur de dahil karsillikli saygi ile artik bu sorunlarin cozulmesini istiyor. Ornegin benim Kurtce'nin ikinci resmi dil olmasina bir itirazim yok. Kulturel cesitlilik de zenginliktir, birbirimizden cok sey ogreniriz. Kusaklardir yapilan ortak evliliklerin hatirina bir arada insanca yasamak zorundayiz.
Yanıtla (6) (2)„Peki siz bu meseleyi nasıl çözeceksiniz?“
Yanıtla (4) (0)AKP “kapatacağız” diyor cok net cevap. Bahçeli İYİ Parti’nin HDP’li milletvekilinin fezlekelerine nasıl bakacağını soruyor. Üstü kapali cevaplar bin gün sonra netlesiyor. Diyarbakır’da anneler yan yana oturanbilir ama bizim isimlerimiz dahi HDP´lilerle yan yana duramaz. Şimdi bütün suç insani duygularla bunu gündeme getiren İmamoğlu´nda. Iyi ki de yapmış. Yoksa hala daha pembe hayaller peşinde koşmaya devam, gercekleri göremiyecektik.
Bu iktidar yirmi yildir bu sorunu cozemedigi gibi ustelik buyutmus Olan Analara ana kuzularina oluyor Yuzlerce korumayla zirhli araclarla korunanlarda utanmadan sehit cenazelerinde Allah bizede sehitligi nasip etse keske diye riyakarlik yapiyolar Hic birinin cocugu ne askerlik yapmis nede daga cikmis Bu sorunu siyasete alet edip nemalanlarin Allah bin turlu belasini versin diyorum. Akli basinda Ulkesininin cikarlarini dusunen bir iktidara acil ihtiyac var.
Yanıtla (4) (0)Göz yaşları ile okudum.
Yanıtla (10) (1)Kalemine, diline, yüreğine sağlık..
Canım Kardeşim.
Bu topraklarda yaşayan bütün insanlarımızın hep birlikte, barış, huzur ve mutluluk içinde yaşayabilmesi için ne yapmalıyım? diyebilen bir nesil geliyor.
Bunu hep birlikte başaracağız ve o zaman güneşli güzel günler
görüp, motorları maviliklere süreceğiz inşallah....
''Umudunuzu kaybetmeyin. Umut burda, Umut burda'' diyen bir adam tanıdım ben...
O'na ve umuduna inanıyorum...
Karar gazetesi yazarları bı yana sen bı yana . Helal olsun. Ömrümde gördüğüm en iyi gazeteci. Hiç bir zaman tarafsızlığından (doğrulardan) sapmadı. Sen başkasın Yıldıray.
Yanıtla (6) (1)Çözmek yerine üstünde tepinmek varken niye uğraşsınlar ki!
Yanıtla (2) (0)Sizlerin ileri demokrasi hevesi ile tek adam rejimine döşediğiniz yollar demokrasiyi getirip, sorunları çözdü mü ki? Bu tip otoriter yapılar ile sorunlar birbirini besler ve besliyor!
Yanıtla (1) (1)90, yildir Hangi meseleyi cözdük,ki
Yanıtla (6) (0)Bu meseleyi Cözelim,
bu meseleler çözülür,,,kaymakam ve valiler BÜ,İTİ,ODTÜ mezunu mühendislerden teşkil edilsin....
Yanıtla (1) (1)Türkiyenin İŞ,AŞ, ve her türlü sorunu çözülür,
AÖF mezunu maliye,iktisat ve muhasebeciler ancak çözülen çeket düğmelerini çözer.
İsviçre'de, Almanca, Fransızca, İtalyanca ve romanşça dilleri resmen kabul edilir ve İsviçre 200 yıldır barış içinde biraz tefekkür fayda mülahaza eder kanaatindeyim
Yanıtla (8) (0)