Çözüm süreci neden Erdoğan için de bir fırsat penceresi?
Hafta sonu çözüm süreci Demirtaş’tan, Sırrı Süreyya Önder’den gelen pozitif açıklamalarla yeni bir ivme kazandı.
Süreçten milliyetçilikten değil, siyaseten memnun olmayanlar için son tutamak noktalarından biri haline gelen Demirtaş’ın durumu, ondan gelen sürece net destek açıklamasıyla ortadan kalkmış oldu.
“Demirtaş’a rağmen, onu içeride tutmakta anlaşarak bu işe giriştiler” argümanını bitiren açıklamasında Demirtaş, sekiz yıldır AİHM kararına rağmen içeride olmasının öfkesini gütmeden “Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Sayın Devlet Bahçeli, Sayın Özgür Özel ve diğer tüm parti liderlerine, barış için aldıkları ve alacakları inisiyatifler nedeniyle teşekkürlerimi sunuyor, desteğimi iletiyorum” dedi.
Demirtaş; Kandil, DEM tarafından kendisine sürekli diğer mahkum siyasilerle eşit bir statüde davranılmasına da takılmadı.
Öcalan’ın süreçteki rolünü gölgelememek, onu da tedirgin etmemek için Öcalan’a da bağlılık ve desteğini bildirdi.
Özellikle mesajının şu bölümünün altını çizmek gerek:
''Kürtlerin çoğunun yönü de yüzü de Türkiye'ye dönüktür. Barış ve güçlü bir demokrasi inşa edilebilirse bu süreçten hep birlikte kazanarak çıkacağımıza inanıyorum. Bunun için, Türkiye Cumhuriyeti devletinin de yönünü, yüzünü tüm Kürtlere çevirerek büyük ve onurlu barışın inşasını sağlayacağını umuyor, diliyorum.”
Bu aynı zamanda “45 milyon Kürt’ün yüzü Türkiye’ye dönüktür” dediği için Kürt milliyetçileri tarafından linç edilen Ahmet Türk’e de bir destekti.
Türk de, Demirtaş ile görüşmesinden sonra "Barışı sağlayarak Türkiye'nin Orta Doğu'da demokrasi ihraç edebilecek bir noktaya gelmesini istiyoruz” dedi.
Bu sürecin moderatörü, o kelimenin tam anlamıyla kolaylaştırıcısı olan Sırrı Süreyya Önder de aynı görüşmeden sonra da yine klişelerin dışına çıkan, kapsayıcı mesajlar vermeye devam etti.
Özellikle şu iki cümle akıllarda kaldı: “Şehit ve gaziler ülkemizin onuru, hepimizin onlara karşı sorumluluğu var.”
“Şu an çözersek iki tarafla çözeceğiz eğer bu fırsatı da kaçırırsak 72 taraf bu işe müdahil olacak”
İktidar çevrelerinin çok sevdiği iki kelimeyle ifade edersek bunlar yerli ve milli cümlelerdi.
İlk çözüm süreci laik ve sol muhaliflerin “iktidarla anlaşıyorsunuz” mahalle baskısı altında kalmıştı. Bu süreçte Kürt cephesinin dilinini Gezi olayları ile birlikte bozan, tarihi bir anlaşmanın eşiğinde oldukları iktidara ve Erdoğan’a karşı sertleştiren bir etki yaratmıştı.
Büyük risk alarak Dolmabahçe fotoğrafını veren Erdoğan’a “Seni başkan yaptırmayacağız” çıkışına kadar vardı bu mahalle baskısı.
Ama anlaşılan bu kez Kürt cephesi bu mahalle baskısını o kadar duymuyor. MHP’nin en önde koştuğu bu süreçte Kürt seçmenlerin iki seçimdir ellerinin gittiği CHP’nin kafası karışmış görünüyor.
Ama Kürt seçmenin hala ikinci partisi olan AK Parti de tuhaf bir şekilde MHP’nin gerisinde, sessizce olan biteni izliyor.
Aynı sıralarda Diyarbakır’da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan ise ilk kez “Son dönemdeki çalışmaların amaçlarından” bahsetti:
“Terör belasını bitirmek için önemli bir fırsat penceresi açılmıştır. Son dönemdeki çalışmaların tek bir amacı vardır. Terör örgütünün kendini feshetmesi, silahların teslimi, bir Türkiye partisi olamayan siyasi yapıya kendini geliştirme fırsatı verilmesi"
İlk kez ‘çalışmaların’ amacından bahseden Cumhurbaşkanı bir süredir her konuşmasında tekrarladığı “PKK’nın kendi fesh etmesi”ne “siyasi yapıya kendini geliştirme fırsatı verilmesi” ni de ekledi.
Ama önceki süreçlerin esas motor gücü, taşıyıcısı, ön açıcısı olan Cumhurbaşkanı hala temkinli, tasarruflu konuşuyor.
Diyarbakır İl Kongresi’nde oy oranları her seçimde azalsa da hala üç milletvekili kazandırabilen seçmenleri salonu doldurmuştu ama salondaki gazetecilerin yazdıklarına göre böyle bir sürecin ortasında beklenen coşku ve heyecan salonda yoktu.
Erdoğan ile Kürtler arasındaki ilişki karmaşık bir ilişki.
Erdoğan, Cumhuriyet tarihinde Kürt meselesinde en ileri adımları atan siyasetçi ama hikayenin sonunda Kürt seçmenler arasında en belirgin oy verme duygusu anti-Erdoğan haline geldi.
Erdoğan 2005’de Diyarbakır’da Kürt sorunu benim sorunumdur demiş Türkiye Cumhuriyeti tarihinin Kürt sorununu kabul eden ilk Başbakanı.
Buna en yakın olan açılım 1991’de Diyarbakır’da “Kürt realitesini kabul ediyorum” diyen Başbakan Demirel’inkiydi.
İkisi arasında dağlar var.
Kürt meselesinin çözümü için epey uğraşmış Özal’ın gücü bile yıllarca söylediği GAP TV’de Kürtçe yayınına yetmemişti.
O yayın 1999 AB süreciyle konuşulmaya başlanmış ama bir saatlik yayın bile askerlerden izin çıkmayınca yapılamamıştı.
Onu da 2004’de Başbakan olarak Erdoğan yaptı. Orada durmadı 2009’da TRT’nin Kürtçe kanalı TRT Şeş’i açtı, birkaç yıl sonra da adını TRT Kürdi yaptı.
1994’den beri hapiste olan Leyla Zanaları 2004’de hapisten çıkarmaya Erdoğan cesaret etti.
2005’de Diyarbakır’da Kürt sorunu benim sorunum dedikten sonra PKK ile ilk çözüm müzakerelerini de Erdoğan başlattı.
2007-2009 arasındaki Oslo görüşmelerini, 2009 Demokratik Açılımı, yine 2009 Habur’u, 2011’de Öcalan’la ilk görüşmeler ve Cumhuriyet tarihinin en radikal projesi olan 2013 Çözüm Süreci’ni Erdoğan başlattı.
Kürtçe yasakları bitirdi, Kürtçe seçmeli dersi başlattı, Kürt dili enstitülerine izin verdi, Andımız’ı kaldırdı.
Dolmabahçe’yi yaptı.
Türkiye tarihinde bu uzun listeden daha önce bir tanesini bile bir siyasetçi yapmaya cesaret edememişti..
Dolmabahçe gibi tarihi bir ana kadar taşınan Çözüm Süreci’ne rağmen PKK’nın Suriye’deki kazanımları yüzünden silah bırakmaması, Çözüm Süreci sonrası ilk seçimde 7 Haziran 2015’de AK Parti’nin hem HDP’ye hem MHP’ye oy kaybetmesi ve ilk defa sandıktan iktidar olarak çıkamaması ve ardından başlayan hendek olayları Erdoğan’da ve seçmeninde bu süreçle bir travmaya neden oldu.
Yani büyük umutlarla başlayan Çözüm Süreci hayal kırıklığı, hendekler, çatışmalarla bitti, PKK devrimci savaş pozisyonuna, devlet de güvenlikçi pozisyonuna çekildi
Geriye hapiste siyasetçiler, kayyımlar, milliyetçileşen siyaset ve Cumhur İttifakı kaldı.
Bu hayal kırıklığının izi hem Kürtlerde hem de Erdoğan ve AK Parti cephesinde derin izler bıraktı.
Ama şimdi AK Parti’nin milliyetçi ortağı, çözüm süreci yüzünden 2015’de AK Parti ile koalisyon kurmayan MHP bu sürecin ana motoru.
Öyle ki MHP bugün DEM Partililerle iyi ilişkilerde, pozitif mesajlar vermede AK Parti’nin önünde geçti.
Muhaliflere bakılırsa bütün sürecin amacı Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı adayı yapmak. Ama muhaliflerin bu kadar emin olduğu bu durum Erdoğan ve AK Parti’yi o kadar heyecanlandırmıyor görünüyor.
AK Partililer, Erdoğan’ın tavrını tam olarak anlayamadıkları için sessiz, birkaç isim dışında kimse bu süreci çıkıp savunmuyor, lehine ve teşvik edici konuşmuyor.
Kimse kendi siyasi kariyerini Kürtler için, sonunun ne olacağı belirsiz bir süreç için tehlikeye atmak istemiyor.
Sadece bu sessizlik bile bu sürecin Erdoğan’ın adaylığından fazlası olduğuna bir delil.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bu sessizliği bozdu.
Hala Erdoğan’ın ne dediğine kulak verdiği, onun üzerinde etkisi olan bir isim Gül.
Aslında bu süreç sadece 50 yıllık bir çatışmayı bitirmek için bir fırsat penceresi değil, Cumhurbaşkanı ve AK Parti için de bir fırsat penceresi.
Bu süreçle Erdoğan ve Kürtler arasındaki grotesk hikayenin sonu değişebilir.
AK Parti, kan kaybettiği Kürt seçmenlerle yeniden bir güven ilişkisi kurabilir. En azından geleneksel AK Parti seçmeni olan Kürtler evlerine dönebilir.
Bu da denklemi bütünüyle değiştirir.
Sadece seçimler açısından değil.
Erdoğan’ın hem Türkiye hemde dünyadaki imajını değiştirmek için de bu büyük bir fırsat.
Kürt meselesi her zaman Türkiye siyasetinde reformist siyasetin görünür olduğu alanlardan biri oldu.
90’larda SHP, Özal hatta bir ara Çiller, 2000’lerde bir ara Mehmet Ağar bile Kürt meselesi üzerinden topluma değişim, reform sinyalleri verdiler.
Erdoğan’ın ise diğer bütün siyasetçilerden bir farkı var.
Bitmeyen kredisi.
Çözüm sürecinin çökmesinden sonra, Türkiye’nin Suriye’ye operasyonlar yaptığı, Demirtaş’ın hapiste olduğu, kayyımların atandığı günlerde Diyarbakır’da bir toplantıda AK Parti iktidarı ve Erdoğan’la bir bağı olmayan sol eğilimli Kürt aktörlerin bir sürü eleştiriden sonra “Yine de bu işi çözerse Erdoğan çözer. Etrafını derin devlet kuşatmış” gibi cümleleri söylediklerini duyunca çok şaşırmıştım.
Bu fikre inanç zamanla azaldı ama hala pek çok insan bu sorunu çözecek güçte aktör olarak Erdoğan’ı görüyor.
Cumhurbaşkanı’nın kendi siyasi hikayesinin de çok önemli bir bölümü olan, bu uğurda 7 Şubat krizi gibi operasyonlar yediği, seçim kaybettiği Kürt meselesinde hikayenin sonunu değiştirme şansı var.















Tam da böyle olur inşaallah Yıldıray bey.Aklın, iz'ânın ve 100 yıllık gerçek huzurun formülü bu olmalı..Tüm ifsad edici söylemlere rağmen katkıya devam. Saygılar.
Yanıtla (3) (0)En kiraları ne durumda?
Yanıtla (1) (0)Emekli aldığı üç kuruşla evin kirasını nasıl ödesin.
Emekli On yıl önce emekli maaşının üçte birisi ile ev kirasını ödüyor, kalanı ile geçinmeye çalışıyordu. Şimdi maaş kiraya yetmiyor. Emekli rezil oldu.
Şimdi ricam emeklinin bu sıkıntısını kaleme almanızdır. Çünkü ana konumuz geçim.
Islam barış dinidir, selam üzere olmak güzel.
Yanıtla (1) (0)Bahçeli'nin ortaya attığı , Öcalan'ın serbest bırakılması karsiligi, silahların birakilmasi... DEM li üç temsilci, biri gorevden alınmış, partileri dolaştı, ne konuşulduğunu bilmiyoruz, iktidar partisi sessiz, c, başkanı da sessiz, bu arada DEM li ve CHP li belediye başkanları sorgusuz sualsiz görevden alınıp kayyum atanıyor, bir kaos ortamı, bir hukuksuzluk ortamında birileri de terorsuz ortam yaratiliyor umudunu tasiyor ve şaşkın şaşkın ortamı izleyen bizleri de kucumsuyor, eleştiriyor..
Yanıtla (5) (2)Bu tiyatro, istenilen yönde biterse Türkiye Ortadoğu’ya demokrasi ihraç edecek öyle mi? Ne var bu ihracatı bugün engelleyen? Bu konudaki yazılarınızın tamamı Erdoğan ve Bahçeli iktidarının demokrasi perisi olduğu varsayımı ve seküler/sol/ulusalcı kesimlere dönük yersiz bir öfkenin körüklediği irrasyonalite ile kaleme alınmış. Dönüp kendinize bakın lütfen…
Yanıtla (8) (3)Zaten kendiniz diyorsunuz sayın yazar; Demirel, Çiller bile kendilerince Kürt meselesini gündeme getirdi, açılım yapti. Bu konuyu gündeme getirmek her iktidar için çok fiyakalı olmuştur. Kolay değil 40 yıllık devasa sorunu çözme iddiası var sonuçta. Mhp nin bu adımlarına bu kadar şaşırmak, mucize oluyor diye yaklaşmak doğru değil. En samimi çaba 2005 te Erdoğan ın çabasıydi. O bile netice vermedikten sonra, sicili karanlık Mhp nin amacı belirsiz sözde açılımı sonuçsuz kalacaktır.
Yanıtla (7) (1)Kim ne derse desin RTE nin cb ve başkanlığına engel olmak isteyen herkes ama herkes demirtastan tut kavala ve tarikatlere kadar hepsini ABD ve derin sistem cezalandırdı.onun için bu ülkede ABD olmadan birşey yapamazsiniz
Yanıtla (6) (1)Doğru Türkiyede kullanamadıkları demode olmuş bir sürü silah var göstermelik gömerler. Hatta Cumhurbaşkanımız da besmele ile kurdele keser.Ya ABDnin verdiği son model silahlar ne olacak. Tank bile var. Birileri bizi aptal zannediyor zannımca. Bazıları da inanıyor ya beni kahrediyor. Bir kişinin istikbali için koca Türkiye teröristlerle pazarlık yapıyor. Şehitlerin kemikleri sızladı.
Yanıtla (6) (2)Öncelikle: Bu yil emekli yiliydi, maaslari gördük, dag fare dogurdu! Enflasyona ezdirmedik denilebilir mi? Yoksullugu yok edecegiz diyen Akp, ortagi Mhp ile yoksullugu cogaltti. Yoksulluk, yasaklar, yolsuzluklar üzerine kitap yazilir. AkpMhp liderleri sürec demiyorlar, siz sürec demektesiniz! Sn CB, silahlari hemen birakin diyor, Sn Bahceli ise Baris diyor. Peki baris kosullari ne, neydi, bilen? Demokrasiyi katledenler demokratik bir seyden söz ediyorsa, icinde mutlaka yamuk bir sey vardir!
Yanıtla (10) (0)Tarihe "Terörü bitiren Başkan" olarak geçecek sayın Erdoğan.
Yanıtla (6) (18)Doğru Türkiyede kullanamadıkları d3mode olmuş bir sürü silah var gömerler Ya ABDnin verdiği son model silahlar ne olacak. Tank bile var. Birileri bizi aptal zannediyor.
Yanıtla (3) (2)Dönen oyunu algılayamadın mi yazar efendi. Hele bir özgür kalalım gerisini sonra hallederiz.40 milyon kürt Türkiyeye bakıyor. Herhalde bizzat sırrı Süreyya önderin tilki gülüşünden anlamadınız Apo ne zaman bırakılacak gözler üzerimizde. Dem Tayyibin sıkıştığının farkında kolay bırakırmı.
Yanıtla (1) (4)Neyi çözüyorlar hala anlamış değilim.Dün ,Dem yöneticisi ve hatta Ahmet Türk,dil ve özerklik talebi kesinlikle yok dedi.O zaman neyin mücadelesi bu?40 yılık terör ve vahşeti neyin karşılığı için yaptılar.Madem ayrı dil ve yönetim talebiniz yok derdiniz nedir? Anlatın bilelim ,boş laflarla gündemi doldurmaya devam.Ama sokaktaki geçim derdinde olanların umurunda bile değil haberiniz olsun.
Yanıtla (14) (1)Bencede çözerse RTE çözer.
Yanıtla (5) (14)Evet ülkeyi çözer, o yolda çok da mesafe aldı.
Yanıtla (10) (1)Haberlerde okuduğumuz ya da duyduğumuz açıklamalardan daha fazlasını bilmediğimiz bir konuda, bu kadar geniş kapsamlı değerlendirme yapan tüm yazar, çizer, konuşur takımını kutluyorum.
Yanıtla (4) (1)Erdoğan'ın ve Ak Parti'nin tereddüt etmesinden daha doğal ne olabilir ki?..İlk çözüm sürecini Türk siyasetinin neredeyse tamamını karşısına alarak kotaran Ak Parti'ydi.Çaydanlıkların hatta futbol topunun içine dahi bomba koyarak süreci baltalayan,binlerce vatan evladının ölmesine,yaralanmasına sebep olan Kürt siyasetine ne kadar güvenebileceğini bilemiyordur.
Yanıtla (2) (4)Türkiye deki Kürtler ve onun temsilcileri ısrarla Türkiye 'ye bağlılk, birlikte yaşam derken hala uyduruk bahanelerle DEM partili belediyelere kayyum atayanların amacı nedir anlamış değiliz...İyi niyetli adımların altına kötü niyet taşları döşerseniz süreç bir varmış bir yokmuş hikayesinden ibaret kalır..Bu politikalar Ortadoğuda İsrail'in yolunu açıp onu daha da zirveye taşımayı istemektir..
Yanıtla (10) (0)Yıldıray Bey, muhalefet tamam. Bunda başarısız. Eyvallah. Ancak Erdoğan'ın 22 yılda Türkiye'yi getirdiği durumu görmüyor musunuz? Geçen cuma başka bir Karar yazarının sayfasında şu cümle vardı: “Hukuksuz bir Türkiye ile terörsüz Türkiye kurulamaz.” Yani bu olmadan, olmaz. Ve Türkiye sınıfta kaldı maalesef. Ne yaparsa yapsın tutmaz. Neden mi? Testiye konan su sızıyor çünkü. NOKTA...
Yanıtla (17) (3)Mesleklerinden gelen hasletleri ile(yönetmen, senarist,yapımcı,oyuncu, gazeteci,siyasetçi) kamera önü duruş tekniklerini biliyor.CHP ziyaretinden çıkarken sanki Türk kaslarını derin nefes alıp göğsünde topladı diye gördüm.
Yanıtla (5) (0)Gazi Meclisimin Başkanı Vekili Sn.S.S.Önder’in kurduğu cümleler ile beni de temsil ettiğini,hissiyatımı kolladığını hissediyorum.
Bence süreç,sadece Sn.Erdoğan için değil tüm siyasetçiler için fırsat penceresi!
Emeği geçenlere teşekkür eder şükranlarımı sunarım..
Erdoğan baştan çekingendi, hala çekingen. Geçmişin travmasını atlatamadığı belli ama artık önemli farklar var. Yaşı artık uzun vaadeli planlara uygun değil. Bu işin altına gövdesini koyarak tarihteki yerini perçinlemelidir.
Yanıtla (5) (15)Hem geçmişte PKK'yı üreten, hem bugün Kürtleri çıkarları uğruna kullanan Kemalistlerin elinden bu koz alınmalıdır.
CHP medyasının Erdoğan sizi kullanıyor argümannın alıcısı ancak çeyrek azınlıktır. Siyaset oy kaygısı taşımadan sosyolojisini dönüştürmek zorunda.
''Şu an çözersek iki tarafla çözeceğiz. Eğer bu fırsatı da kaçırırsak 72 taraf bu işe müdahil olacak” dedi.
Yanıtla (2) (2)S.Önder'in bu sözüne takıldım. Demek ki işler iyi gitmiyor. Devlet; ''pazarlık yok. silahlar koşulsuz bırakılacak'' diyor.Devlete karşı taraf olan ''onurlu barış'' gibi ucu açık müzakerelerin sebebi olacak tavrını gösteriyor. İki taraf.Gerçekten iki taraf mı? PKK,YPG,KCK bağlantısız Kürt Terör Örgütleri mi? ABD, İsrail, İran, bazı AB ülkeleri bunları desteklemiyor mu?
Çok fazla filim izlemekten (yada ülkedeki entrikalardan) aklınız karışmış sayın oKUR. Oysaki olay o kadar basit ki; tek bir gerçeklik var, o da süreçten sınır ötesiyle beraber içerdeki maşalarda faydalandı faydaialandı! Yoksa yandı keten helva.
Yanıtla (1) (3)Amerikanin izni olmadan hicbir sorun ortadan kalkmaz. Bülent Ecevit ABD'yi takmazdi, gerisi hikäye
Yanıtla (5) (3)Bu süreçten ne bekliyoruz. Kürtler ne bekliyor, Türkler ne bekliyor? Bir taraf PKK kendini feshetsin diyor, diğer taraf federasyon değil ama bölgesel otonomi/ öz yönetim gibi bir şey bekliyor. Kürtlerin beklentisi makul gibi, ama üniter devletçi kafa ile yetiştirilmiş bürokrat ve halk bu açılıma nasıl evet diyecek merak konusu. PKK ise kendini feshetmez. Türkiye'de eylem yapmaz o ayrı.
Yanıtla (4) (0)İçinde abd nin olduğu kuzey suriyedeki pyd nin silahları gömecegini ummak saflık olur tanımlaması yapılmayan bir sorun neyse artık nasıl çözülecekki
Yanıtla (7) (0)“Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Sayın….. nedeniyle teşekkürlerimi sunuyor, desteğimi iletiyorum” dedi. (OLAYI ÇAKOZLAYAN GERÇEKLE BARIŞIK BİR SİYASETÇİ:))
Yanıtla (1) (0)“45 milyon Kürt’ün yüzü Türkiye’ye dönüktür” dediği için..” (ORTADOĞU DAKİ TÜM KÜRT VE MÜTEMMİMİ KASTEDİYOR ASLINDA! Gayet ustaca)
Ortadoğu daki kürt ve diğer etnik (sıra gelirse) halkı kurtarmak BAHÇELİ yardımıyla sayın ERDOĞAN a nasip olacak zannımca:)))
Bırakın derini, ortada da devlet yok! Yetmez ama evet ile, geçmişte çözüm ile, ekonomik yıkım kararları ile, her alanda “U” dönüşleri yapan, kendi menfaatleri odağında millet ve ülke aleyhine her tavizi veren bir anlayıştan umutlu olmak artık saflığı aşan ciddi bir akıl sorunu veya maksatlı kötülüktür. Bu gün masada olan da iktidarın ve Öcalan’ın kişisel çıkarlarıdır. ABD, AB, Arap ülkeleri, Ekonomik yandaşlar hep “bu işi bunlar çözer” dedi ve hepsi istediğini aldı millet de ödüyor.
Yanıtla (14) (1)Diyelim ve dileyelim ki süreç nihai anlaşma formülüne kadar bozulmadan geldi:Kürtler eğer vaz geçmezlerse-ki vazgeçeceklerini pek sanmıyorum-Türk kamoyunu otonom veya federal bir Türkiye’ye kim,nasıl razı edecek?
Yanıtla (3) (0)Trump isterse olur. Trump'ın senaryo yazarı olduğu bir coğrafyada hikaye yazarsın ancak. Tarih yazmak için kahraman olmak lazım.
Yanıtla (4) (1)Erdoğan’ın çözüm süreci dönemine en büyük muhalefeti CHP ve MHP yapmıştı arkadaşlar unuttuk mu bunları. Vatan elden gidiyor Türkiye bölünüyor diye ortalık karışmıştı. Şimdi bu işi AKP MHP DEM ve CHP’nin hep beraber yapmaması önünde bir engel yok. Barış olacaksa silah bırakılacaksa bence yapsınlar ellerinden geleni.
Yanıtla (6) (4)Bu iş en fazla Cumhur başkanı seçimlerine kadar devam eder
Yanıtla (4) (2)Ayrıca sayın Oğur'un komşu kalemi Karaalioğlunun bugünkü yazısına bakmasında fayda var. Apo ve DEM parti ile ilgili başlatılmış olan bu manevraların tek sebebi bir sonraki seçimde kürt oylarını Erdoğana kanalize etmek bir önceki seçimde Aponun mektubu, kardeşinin konuşturulması hep aynı şeylerdi. Yoksa derin akıl vs. masaldan öte değil. Erdoğan artık halktaki karşılığının eridiğini ve kendisini tekrar oralara taşımayacağını görüyor.
Yanıtla (13) (1)Iceride haksiz yere 8 yil ve tek kelime sitem yok, „hapishaneler de memlekettendir“ vatandir demisti sayin Önder, nokta.
Yanıtla (8) (3)Yazar gizli Erdoğancı üslubuyla Erdoğanı epey olumlamış. Hatırlamak istemediği şey Erdoğanın fiil ve söylemlerinin tek amacının seçimi kazanmak gücü ele geçirmek ve elde tutmak olduğu. Erdoğan kendisi açısından gerekli gördüğünde daha önce söylediklerinin tam tersini yapan bir insan. Ayrıca yazarın başarı diye sunduğu ilk çözüm sürecinin acı faturası herkesin aklında. PKKnın silah yığmasına karışması engellenen valiliklere o talimatı Erdoğanın verdiği de akıllarda
Yanıtla (24) (2)Bir yap, bir boz sisteminde mahir. Hem kaybettir, hem de buldur. Hem kayyum ata terörist de sonra devlet protokolüne sok. Enflasyonu yarat, nas nas de, imam hatip bilginle ülke yönet sonra, bunu biz çözeriz de.
Yanıtla (7) (2)Yazınızda güzel noktalara değinmişsiniz.erdoğanın olumlu katkılarına eyvallah. O zaman mhp ortak değildi.simdi ortak
Yanıtla (2) (6)Bundan dolayı çözmede sıkıntı olur.
Ha hakikaten çözer ise erdoğan çözer .Chp mümkün değil
Hele o ulusalcı kanat var ya .İpe sapa gelmez onlar
İyi niyet ve temenniler dışında herhangi bir olay, hayatın olağan akışına uygun ilerlemiyorsa sonucu mutlaka sorunlu bitecektir. Sayın Bahçeli'nin 22 Ekim çağrısıyla aniden başlayan içinde ne olduğu bilinmeyen ve kimseye açıklanmayan, bir yandan kayyum atanıyor öbür yandan yerine kayyum atanan akil adam olarak ağırlanıyor. Yapılan çağrıyı azıcık eleştirenlere tehdidi elden bırakmayan bir süreç olağan değildir. Sayın Demirtaş barışa destek vereceğini söylüyor, cümlenin içinde başka bir şey yok.
Yanıtla (3) (1)Yıldıray bey, soru şu; ne oldu da böyle bir sürece şimdi girildi? Madem bu devlet silahlarıyla birlikte teröristleri gömmeye muktedir, biz bu tekrar tiyatrosunu neden izliyoruz? Lütfen bu sorunun cevabını biraz düşün sonrada bizi ikna edecek bir yazı yaz.
Yanıtla (13) (1)Muhalif kesimin; Erdoğan'ın bugüne kadarki pragmatist politikalarından dolayı bu sürece şüpheyle yaklaşması bir noktaya kadar kabul edilebilir ancak iktidarın her politikasına kategorik olarak karşı çıkmak, ancak muhaliflere de zarar veren kör bir Erdoğan düşmanlığı ile açıklanabilir. Dem'li değilim ama Dem kaç seçimdir koşulsuzca CHP adaylarını desteklerken her şey meşru, iktidarla görüşünce "Erdoğan'ı yeniden seçtirmek istiyorlar" diye yaygara koparmak dürüst değil...
Yanıtla (3) (10)Yazida yere göge koyulamayan Erdogan, gecen sene montaj kasetlerle Kilicdaroglu Kürtlerle is birligi yapiyor, Imamoglu bütün PKK'lilari belediyeye doldurdu, CHP Demleniyor demiyor muydu? TC'de terör zaten bitmisken, AKP, yerel secimlerdeki agir yenilgiyi görünce, birden terör sorununu gündeme getirdi. AKP'nin tek hedefi, Kürtlere istediklerini vererek, Erdogan'i ölene kadar iktidarda tutmak. Kürt sorunu gibi özünde bir demokrasi sorununu demokrasiyi, hukuku ayaklar altina almis, AKP mi cözecek?
Yanıtla (17) (1)Sn Erdoğan kürt sorunu nu bir perde olarak hep kullandı kullanıyor...perde arkasında ne dönüyor bilmiyoruz.Bir yandan kürt sorunu deyip bir yandan kayyum atamak samimiyet değil dır.
Yanıtla (4) (1)Derli toplu, akıl, mantık ürünü, vizyoner projeler ve uygulamalar olmayınca… Toplumsal hayatta bir arpa boyu bile yol alınmıyor…Hepten ümidi kesmemek adına hikâyeler yazmak, iyimser olmak da işe yarıyor; hayatı çekilir kılıyor. Yaşadıkça öğrendik ki, iktidar gücünün ucunu bile arsıza, yolsuza, liyâkatsize göstermemek gerekir !
Yanıtla (2) (2)Gel de karmaşık duygular içinde olma; canın da sıkılmasın… Adalet terazisi yalan yanlış tartsın…Adam kayırmanın, haksız zenginleşmenin, medya kontrolünün, propagandanın kapılarını ardına kadar aç… Her seçimi kazanmak için akla geleni, gelmeyenleri yap… Sonra da hiçbir şey olmamış gibi, mesela “Kürt meselesi”ni halletmeye çalış… Kim, bu ülkede iyimser olabilir ki?
Yanıtla (5) (1)2026 Kasım ayında seçim var. O güne kadar kürt oylarının Erdoğan ı tercih etmesini destekleyecek gelişmeler izleyeceğiz. Demirtaş ve Öcalan kontrollü salınacalar. Erdoğan seçimi kazandığında Suriye de kürt özerk bölgesi ilan edilecek. MHP Ak parti ittifakı bitecek. Çünkü kürt bölgesi uluslararası konferanslara konu olacak.
Yanıtla (2) (2)Kürtler, DEM son seçimlerde hep CHP’ye destek verdiler de ne oldu. Hiç bir şey. CHP kulağının üstüne yattı, oylar keklik diye ve hiç bir konuda hiç bir şey yapmadı. Varsa yoksa enflasyon tantanası ve şimdi de kırmızı kart oynuyorlar. Sonuç sıfır. Eldeki bulgurdan da oldular. Yani muhalefet demeye bin şahit ister.
Yanıtla (3) (9)Tam Kürt vatandaşlar pkk yi unutmuştu. Ekmek kavgasından başka gözü birşey görmez olmuştu, hoop kaşı meseleyi. Türkiye'deki mesele birilerinin Türkler ile problemleri var. Bunu farklı şeyler üzerinden deşmeye çalışıyorlar. Halkın tek sorunu ekmeğidir.
Yanıtla (2) (3)Ekmek diye diye obez olduk. Bırakın artık şu ekmek yemeyi.
Yanıtla (2) (2)Erdoğan temkinli, Bahçeli çok istekli, muhaliflerin kafası karışık. Ortada bir süreç ve paradigma değişikliği var. Ancak kimse bayram değil seyran değil nereden çıktı bu sevda diye sormuyor. Sahi nereden esti bu Bahçeli’ye. Kimse neden sormuyor. Böyle gizemli olunca süreç kuşkular da yüksek oluyor. Sahi nereden çıktı? Gazetecilerimiz zaten hiç soru sormadıkları için bilme şansımız da olmayacak galiba. Bir Türkiye klasiği.
Yanıtla (2) (0)Bu konuda, iyi dilek ve temennilerde bulunabiliriz. Bunda bir mahzur yok. Ama sonuç alınabilmesi için; amacın, kapsamın, çerçevenin ve metodun net olması gerekir. Ben, yapılanlarla söylenenlerin uyumsuzluğunu ve aktörlerin niyetlerini sorgulamadan edemiyorum. Sonuçta neyin pazarlığının yapıldığı, nasıl bir yol izleneceği hala bilinmiyor. Onun için tahminler havada uçuşuyor.
Yanıtla (2) (1)Kollektif haklar demokrasi değildir. Şimdi Irak'ta Norveç gibi demokrasi mi var diyeceğiz. Irak'ta Kadın Hakları var mıdır ya da bir Kürt kadın Tıp Akademisyeni var mıdır ?
Yanıtla (2) (0)Mülakatlar AKP nin zulmüdür.
Yanıtla (11) (1)Yargı siyasetin emrindedir
Kuvvetler Birliği vardır.
Mülakatta elenenler ,intihar ediyor
AHİM ve AYM n,n kararları uygulanmıyor
Muhalif yazarlara hakaret edenlere ceza verilmiyor . Ayşenur Aslan; Cemal Enginyurt,Barbaros Sanal...