Suç varsa bizdedir

Başımıza gelenleri anlamak için bakacağımız yerler var. Biri toplu sonuç gibidir: Kuralların kılıcı zayıfların üzerinde sallanıyorsa, güçlüler –affedersiniz- her haltı yiyebiliyorlarsa ahlâktan ve dolayısıyle düzenden de bahsedemezsiniz. Orada kargaşa ve kavga kaçınılmaz olur.

İnsanlar kural dışı yollar için fırsat kollamaya başlar. Bulamayan, bulana hınçla bakar. Kimse kimseye güvenemez. Toplum çözülür. Yenilmeye mahkûm ve fırsat yakalayamayan kalabalıklar çaresizlik derdinde kıvranırlar.

“Fırsat yakalayamayan” ibaresine dikkatinizi çekerim. Topyekün bozulmanın en çok onları bozduğu bile söylenebilir. Kıskançlık ve öfke krizleri geçirirler. Patlayacak yer arayan ezgin çoğunluğun ensesinde boza pişirenler durumu fark etmeseler de böyledir.

İşin özü ve özeti, bu durum, devlete ve dine bağlılığın devam ettiricisi köklü gelenek yapılarını bozar. Oradayız.

KÖTÜLÜK KURAL OLURSA

Bozgun bozanındır. Din iman diyerek uzun süre aldatamazsınız. Dini dönüştürdüğünüz yeni dinde din zaten kalmaz. Toplumun yüzyıllardan süzülüp gelen yaşama anlayışının ana direkleri de sallanır. Milletin temiz karakteri derinlere gizlenir.

Unutmayın, kalabalıklar günlük yaşar. Zamanın gidişine bir türlü uyar. Doğruya da, yanlışa da çaresiz akar. Yaşadıklarımıza bakarsak, kötülük kural haline geldi. Kötülüğü yapma gücünde olanlar ve maruz kalanlar var. Burada adaletin, dolayısıyle yönetimin adı kalmaz. Nereye yüz çevirseniz bir kargaşa görürsünüz.

“Türkiye’de yönetim krizi var” diyenler eksik söylüyorlar. Durumumuz daha vahim. Millî Eğitimin geldiği yeri gördünüz. Okullar temizlenemeyecek hale geldi. “Ben hayatım boyunca böyle bir şey görmedim” diyenlere ben de dâhilim. Temizlemek isteyene de bırakmıyorlar. Belediye ekiplerini okullara sokmuyorlar. Kötülüğün egemenliğine bakar mısınız?

“KÖR TUTTUĞUNU BELLER”

Devlet erkini teslim ettiklerimiz eğitim öğretimi dönüştürmek isterken en basit işleyişi bile düşünmediler. Bu temizlik krizi odur ve ondandır.

Hep oraya geliyoruz: Halkı bir arada tutan ve bir yöne baktıran değerler aşındı. Kurallar hiçe sayılınca çıkacak anarşinin nereye varacağı öngörülemez. Bozmada öyle bir yere gelinir ki herkes topun ağzındadır. Şimdi oradayız.

Ortadoğu bu yüzden çok yüzlülüklerin, dolayısıyle beşer kötülüklerinin merkez üssü halindedir. Burada her mesele kavga sebebidir. Toplum parçalanır. Ufacık Filistin’de iki ana grup birbirini yer, İsrail’den de durmadan dayak yerler.

Kötülüğün bozduğu, birbiriyle boğuşarak enerjisini harcayanlar dış etkilere açık hale gelir. Her isteyenin rahatça oyun kuracağı alanlar böyle hazırlanır. Elin adamı sadece birkaç hamleyle alanı müdahaleye uygun duruma getirir. Şamar oğlanı haline gelirsiniz.

GÜYA İSRAİL’E KARŞIYIZ

İsrailli Bakan Katz 2017’de Erdoğan için “düşman görünümlü dost” demişti. Olanlara bakılırsa bu sözün boşuna edilmediği görülür. Karşı görünenlerin gizli-açık taraftarlığını anlamak için sonuçlara bakarsınız. Şu Filistin meselesi önemli örnektir. Irak ve Suriye’yi karıştıran aklın Gazze’ye bu tür bir soykırım uygulayabilmesi Arapların haliyle ilgilidir. Müslümanların haliyle ilgilidir. Hadi söyleyeyim: Türkiye’nin devlet fikrinden habersiz idareciler elinde “düşman görünümlü dost”luğu düşündüren hareketleriyle ilgilidir. Eğer samimiyetle böyle yaptığımızı düşünüyorsanız da iflah olmaz bir cehalettendir.

İdeolojik saplantıların yarattığı taraftarlık(fanatizm) kaçınılmaz şekilde ahlaksızlığa dönüşüyor. Meselelerimizi konuşamıyoruz. Hiç kaçmayalım, gerçek şu ki bizde takıyye esastır. Güçlenince ne oldukları ortaya çıkar ve şaşırtır. Olacak bellidir: Nesiller boyu yalana alışmış olanlardan iyilik beklenmez. Doğruya dönmeleri de zorun zorudur. Yanlış kişilik kurgusunu kolayca bozamazsınız. Gücü verirseniz o sizi bozacaktır. Sıkça söylüyorum, yaşadığımız tam da budur.

KENDİMİZE BAKACAĞIZ

İsrail’e, Amerika’ya kızanların kendilerine hiç bakmamaları sömürücülerin en büyük yardımcısıdır. Gökte arayıp yerde bulamayacakları bir ortaklık –evet ortaklık- böyle gelir. Bunları düşünecek, anlayacak, anlatacak kimseleri, merkezleri susturursanız, tam bir işbirliği hali doğar.

Türkiye, Ortadoğu’da Ortadoğulu olmayan bir yıldızdı. Bop denen projeye veya başka planlara katılan bir yönetici ekip başa gelince bizim için de ortadoğululaştırma süreci başlatıldı. Koca Türkiye, çok yönlü hücumların alanı yapıldı. Bunu göreceğiz.

Asya’dan Afrika’dan milyonlarca insan getirilmesi -evet getirilmesi- görünen en büyük operasyonlardandır. Dikkatinizi çekerim, bunu elin adamı yapamazdı, biz yaptık. Kılıfına aldanan aldandı: Güya insani endişelerle yaptık. Güya kardeşlerimize yardım adıyla yaptık. Ve İsrail’e, Amerika’ya, bölücülüğe, bozgunculuğa alan açtık.

Olanların suçu bizdedir. Bu kesindir. Kendimize bakacağız. Başka türlü bu karanlıktan çıkamayız.

YORUMLAR (10)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
10 Yorum