Mihrimah Sultan Camii’nde namaz kılmış, avlusundan Üsküdar sahilini seyrediyordum. Meydan kalabalıktı. Bu sırada top taşı caddesinden iskeleye doğru daha yoğun bir kalabalığın aktığını fark ettim. Önde bir uzun adam. İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkan Adayı Recep Tayyip Erdoğan’dı. Avlunun duvarının dibinden geçti. Başını kaldırıp bize doğru baktı. Göz göze geldik. Karşı konulmaz bir istekle Refah Partisi işaretini yaptım tebessüm ederek. Bunda bir kısım medyada kendisine karşı başlatılan linç kampanyasının etkisi vardı kuşkusuz. Çünkü mağduriyetimize sebep olan kimliklerde birleşiyorduk.
Yetmişli yıllarda İmam-Hatipli bir genç, MTTB, Akıncılar çizgisinde 12 Eylül’ü yaşamış bir Kürt, bir İslamcı ve en sonunda “bu iş partiyle olmaz” noktasına gelmiş biri olarak bu hareketimi yadırgadım önce. Gayriihtiyari yumruk yaptığım sağ elimin yukarı doğru bakan başparmağıma ilişti gözlerim.
(Sonradan) İstanbullu, Müslüman, Kürt olarak bu adama yönelik kırk yıllık “bu iş parti ile olmaz” siyaset orucumu bozacak denli güçlü olan bu sempatimin boşuna olmadığını sonraki süreçlerde anladım.
Bir (artık kırk yıllık) İstanbullu, bir Müslüman ve bir Kürt olarak geçen zaman içinde bu sempatimden ve siyasal desteğimden dolayı hiç pişman olmadım.
İstanbullu, Müslüman ve Kürt olmak o yıllarda üçe katlanmış bir zulme maruz kalmak demekti. Yaşları müsait İstanbullular bilir. O gelmeden önce sular akmazdı mesela. Laz komşumuzun bahçesindeki kuyudan su çeke çeke bir hal olmuştuk. Çöpler… İsterseniz hiç o konuya girmeyeyim de havayı bozmayayım. Başkan seçildiği gün sular akmaya başladı ve yıllardır, arıza, bakım gibi teknik nedenler dışında bir daha kesilmedi. Çöp meselesi ise bir mega kente yakışır bir sistemle halledildi.
***
Çocuklarımı İmam-Hatip’te okuttum. Övünmek gibi olmasın ben de İmam-Hatipliyim. Bizim zamanımızda üniversiteye giremiyorduk. Son sınıftaydık galiba, Erbakan Hoca’nın gayretiyle o zulüm kaldırılmıştı. Ama benim çocuklarım da katsayı ve başörtüsü zulümleriyle uğraşıyorlardı. Bu adam geldi ve bu zulümlerin tümünü peyderpey kaldırdı.
Kürt olmak… aynı zamanda Kürtlerin var olduğunu kanıtlamak gibi garip bir tutumdu. Karda kart kurt etmekten dolayı (sanki başka hiç kimse karda yürümemiş gibi) bu adı almış olduğumuzu mu dersiniz, Orta Asya’dan gelip bir tutam Arapça, bir kepçe Farsça, yarım kaşık da Türkçe’yi birbirine karıştırıp üzerine limon sıkmayı ihmal ettiğimiz çorbadan bir dil konuştuğumuzu mu dersiniz ya da bu dili ısrarla konuştuğumuz için ilkokuldan Asker ocağına kadar sıradağlar gibi sıra dayaklardan geçirilmeyi mi dersiniz… envai çeşit zulme maruz kalmaktı Kürt olmak. Sürgünleri, takriri sükunları, şark ıslahat fermanlarını, olağanüstü halleri, idamları… söylemiyorum bile.
Bu adam geldi ve bu saydığım zulümlerin tümü tarih oldu. Belediye başkanı oldu sevdim. Başbakan oldu sevdim. Cumhurbaşkanı oldu sevdim. Belki Başkan olacak ve belki yine seveceğim. Bir İstanbullu, bir Müslüman ve bir Kürt olarak.
***
Otuz yıl kitapla uğraştım. Onlarca kitabı Arapça’dan, Farsça’dan Türkçe’ye, Kürtçe’ye tercüme ettim. Şiiler’den, Sünniler’den eserler kazandırdım Türkçe’ye, Kürtçe’ye. Tasavvuf kaynaklarını, fıkıh kaynaklarını, tefsirleri, irfani eserleri, modern radikal kitapları çevirdim. Hayli kalabalık olan çocuklarımı iğne ile kuyu kazar gibi satır satır kitap tercüme ederek büyüttüm. Artık yoruldum. Gözlerim yoruldu. Parmaklarım yoruldu. Herhalde zihnim de bu sıkleti kaldıramaz oldu. Gün geldi torun torbaya karıştım. Bu birikimimi kitap yazarak gazete köşesinde günlük yazılara dönüştürerek, televizyon programlarında Türkçe-Kürtçe-Arapça konuşarak Anadolu’nun mazlum ve mağdur Türklerine, Kürtlerine, Araplarına… aktarmak istedim.
***
Eskiden başkaları hakkında uzaktan duyuyordum. Şimdilerde yazdığım herhangi bir yazıdan, yaptığım bir konuşmadan sonra doğrudan kendimle ilgili duymaya başladım. “Keşke böyle yazmasaydın. Keşke bunu söylemeseydin. Bu hassas günlerde başka yöne çekilebilir. ‘Reisin hışmını çekersin’ (evet aynen böyle!), işinden olursun. Yazdığın gazetede yazamaz, çıktığın televizyona çıkamaz olursun” diyorlar.
Korkuya yabancı biri değilim. Çok korktum, hep korktum. Rızkımdan dolayı değil elbette. Müslümanım, Kürdüm dedim ya! Küresel ve bölgesel bir baskıya maruz kalmak demektir bu özellikler. Korkmaz mı insan?!
Ama ondan, Mihrimah Sultan Camiinin duvarının dibinden geçerken göz göze geldiğim ve “bütün bunlar geçecek” diye baktığını hissettiğim o uzun adamdan korkmuyorum.
Korkmam gereken o değil çünkü.
allah cc.yolunu açık etsin.müslümanlar ancak kardeştirler.kürtler kardan kart kurt türklerde çakıldan topraktn tark turk.bunlar şeytan işi.
Yanıtla (0) (0)Dili yasaklanan sadece kürtlermiydi Allahaşkına .Bu ülkede yaşayan onca kavim ve dil var.Bunca eğitim ,eser,tercüme ve sonunda kavminize şeddeli vurgular.Gerçekten yazık.Nerede kaldı İSLAM MEDENİYETİ kavramı,bunun tüm kavimleri kapsaması kucaklaması bu kavramın içselleştirilmesi belki de bunun günümüzde yeni açılım ve teorilerinin yapılma denemeleri...Müslüman bir aydından beklenen budur.
Yanıtla (0) (0)Amaç nedir iki lafın birinde ben demekten anlayamadım doğrusu. Türk kökenli birisi bu vurgularınızın yarısı kadar Türküm dese faşist ırkçı vs oluyor. İslamda dinimize göre günahtır oluyor ama sizin gibi islamcı olduğunu söyleyen birisinin ırkı bu kadar öne çıkarması günah olmuyor. Nasıl bir çelişki bu?
Yanıtla (0) (0)Bu ülkede iki şey olmak çok zordu. Birincisi Müslümanlığı layıkıyla yaşamaya çalışmak, ikincisi Kürt olmak ama şu bir gerçekti ki; Müslüman bir Kürt olmak durumun en zorunu yaşamaktı. Çok güzel yorumlamışsınız ağzına sağlık. Şunuda belirtiyim Recep Tayyip Erdoğan'ı bir yolsuzluk kisvesi altına sokup yargılamadan asanlar. Dedelerinin, hatta büyük dedelerinin yaptıklarının aynısını yapıyorlar. Yani yargelamadan asıyorlar. Ucuz yolsuzluk safsatalarıyla uğraşanlar, devleti üç kuruşa satan babalarını, dedelerini, daha da söyliyim hocalarını, parti kurucularını ve başkanlarını unutmuşlar mı yoksa, bildikleri sadece yolsuzluk olduğu için mi, bu konudan başka bir şey üzerinde konuşamıyorlar.
Yanıtla (0) (0)samimi duygular ile anlatılmış burada herşey duygulandım.
Yanıtla (0) (0)güzel yazı tesekkürler
Yanıtla (0) (0)O yuzden degil mi kardesim denilenler, bir cumleyle harcanip kenara konuluyorlar??
Yanıtla (0) (0)Güzel yazi kaleminiz dert görmesin
Yanıtla (0) (0)hoca ne dıyor sen ne dıyon
Yanıtla (0) (0)Korkmuyorsan yolsuzluklari yazsana.! Kaldiramiyacagin yükün altina girme ! Bak beni kandiramadin, kendinide kandiramazsin , kendi şahsina saygili ol.. Cocuklarinin , ailenin rizkinin tehlikeye girebilecegini düsünüyorsan haklisin. O zaman efelenme işlerine girmeyeceksin.. Can dündar senden coook uzakda.
Yanıtla (0) (0)Tayyip erdogan'dan degil Allah'tan korkun sayin ince. 100 yillik mucadele veren Muslumanlar'in emegini gozyasini duasini ve bunlarin Allah nezdinde kabulunu bir kuldan bildiginiz icin Allah'tan korkun..
Yanıtla (0) (0)MÜSLÜMAN MÜSLÜMANDAN KORKMAZ, ÇÜNKÜ MÜSLÜMAN MÜSLÜMANIN AYNASI VE KARDEŞİDİR. ÖNCE ÜMMET....
Yanıtla (0) (0)Kalemine sağlık
Yanıtla (0) (0)Ak parti tek umudumuz güzel ülkem için bir Kürt olarak söylüyorum lütfen bu umudumuzu özgürlüklerle güçlendirin baskılarla baltalamayın yoksa Türkiye den umudu keseceğiz başımızın çaresine bakacağız
Yanıtla (0) (0)O zaman sarih bir şekilde savunacaksınız!..
Yanıtla (0) (0)sayın vahdettin bey kaleme almış olduğunuz yazı çok güzel yazılmış anlamlı bir yazı bu yazının nekadar yürekten yazıldığını her türlü hissediyor insan Sayın Recep Tayyip Erdoğan dünyanın en samimi en hakkaniyetli lideridir siz milletin yalan dedikodularına bakmayın sizi hepimiz seviyoruz Allah razı olsun sizden
Yanıtla (0) (0)"...Hapiste iken Bülent Ecevit, eşi Rahşan Ecevit’e yazdığı mektupta şöyle der: “Liderlik neden bu kadar zor? Çünkü o kadar açgözlü, kıskanç ve egoist bir halkı yönetmek çok zordur.” Böylesine “açgözlü, kıskanç ve egoist halk” adil imam değil, şahsında güce ve refaha tapınacağı lider arar..." Alıntı
Yanıtla (0) (0)Sen Tayyip erdoğanın van adayı değil misin? Tarafsızmış gibi ne konuşuyorsun?
Yanıtla (0) (0)ALLAHIM SEN CUMHURBAŞKANIMIZA UZUN ÖMÜR VER O BÜTÜN İSLAM ALEMİNE LAZIM ...HARİKA BİR GÖRÜŞÜNÜZ VAR HOCAM SİZİ KUTLUYORUZ..
Yanıtla (0) (0)Ne güzel Müslümanım,Kürdüm diyebiliyorsun,ama hala Müslümanım,Türküm denildiğinde acaba o uzun adam ne der diye düşünülmüyor değil
Yanıtla (0) (0)Bu zamanlara gelinen topyekün herşeyin özeti olmuş, önceden parti işi aşkla sevgiyle davayla yürekle yapılırdı partide vedalar degil vefalar olurdu, ama şimdi rantcısı makamcısı riyakarı yalancısı içtep pazarlıkcı kendi yol arkadaşlarını bir bir tasfiye edip pasivize eden bizcilikle gelip ben(tek) cilik olanlarla ne yol gidilir ne dava güdülür...akparti milletin mazlumun korkutulanların umudu partisiyken artık bizden korkun partisi oldu.
Yanıtla (0) (0)Sayın yazar Kürdüm diyorsunuz ama Kürdün hakkına hukukuna dair hiç bir yazınıza rastlamadım. Siz beyaz Kürdsünüz herhalde. Kürdün hakkı hukukunu PKK terör örgütünün de AKP'nin de HDP nin de tekelinde değildir. Bu Ülke Türklerin, kürtlerin ve Bu ülkede yaşayan tüm insanların ortak malıdır. Ay yıldızlı bayrakta hepimizin ortak bayrağıdır, şerefidir. Hiç kimse bu ülkede bir başkasına bir şey dayatamaz, dayatmamalıdır. En iyi Kürt ölü kürd diyen, zihniyetle bana oy verirseniz iyi kürdsünüz vermeseniz kötü kürdsünüz diyen anlayışlara menfaati gereği yağcılık yapan Kürdlere yazıklar olsun. Kürdlere ve tabiki tüm insanlığa zulum yapan kim olursa olsun karşı durmak insanlığın gereğidir. Siz böyle yazmaya devam edin, yakında AKP sizi de doğunun bir ilinde milletvekili adayı yapar.
Yanıtla (0) (0)Korkuyorum Bir zamanlar askeri cuntadan yeni cıkmış ,liberal ekonnomiyle yeni tanışmış Türkiyenin yürekli başbakan ve cumhurbaşkanı Özal ın kendisini davanın önünde görüp ,davanın önüne geçince davanın çarklarında ezilmesini Bir zamanlar 100 yıllık muhafazakar insanların itilip kakılıp sistemden uzaklaştırılırken günde 25 saat haftada 8 gün aşkla şevkle çalışan merhum başbakan Erbakanın da kendisini zamanı gelince davanın önünde görüp,davanın önüne geçince davanın çarklarında ezilmesini Askeri vesayet ve parelel devlet. Vs... Onca Türkiyenin önündeki engelleri tek tek aşan başbakan ve cumhurbaşkanı sayın Recep tayyip erdoğanında gün gelir kendini davanın önünde görür,davanın önüne geçer ve davanın çarklarında aynı merhum Özal ve Erbakan gibi ezilmesine doğru gidişini görmekten KORKUYORUM. Bu hak davası çok garip dava ne zman bu dava kişilelrle özdeşleştirilirse sanki bu dava kıskanç biriymiş gibi bu özdeşleşen kişileri terkedip kendine yeni nefer aramakta
Yanıtla (0) (0)NEDEN KORKMAYACAKMIŞSIN,ÇÜNKÜ O KİŞİ YILLAR ÖNCE TANIDIĞIN KİŞİ DEĞİL.ETRAFINDAKİLER MENFAATİ İÇİN ADAMI ZIVANADAN ÇIKARDILAR,ONCA KİTAP ÇEVİRDİM DİYORSUN ELİNE SĞLIK.PEKİ İNSANIN KENDİNİ MÜSTAGNİ GÖRDÜĞÜ YERE NE VE KİMLER GETİRİR? ÜLKEYE DE RTE VE AİLESİNE DE YAZIK OLACAK.KEŞKE ETRAFI MOLLA KASIM VARİ DANIŞMANLI OLAYDI.AHA SADDAM,KADDAFİ,MÜBAREK,BİN ALİ,H.Z.OSMAN(RA) ÖRNEĞİ ORTADA...İNSANLARI GEÇMİŞTE İYİ OLMASI HER DAİM ÖYLE KALACAĞININ DELİLİ DEĞİLDİR.vAHDETTİN BEY.
Yanıtla (0) (0)Yaşı müsait bir İstanbul'lu olarak "grev"lerin top yaptığı bir konjonktürdü o günler.Haliyle sıkıntılar (Paris'te dahi) oldu... grevler bitince hayat normale döndü.Biraz daha gerçekçi olun..Elbette hizmetelere ve hizmeti geçenlere tşk..Bu arada Erdoğan'dan önceki dönemin belediyesinin; evlere süt... Samatya kıyılarını sahil, mahalle aralarına park yaptığını vb. da unutmayalım.(ekilen çiçeklerin,yapılan salıncak ve bankların o akşam yok edildiği bir kültürel toplumda vardı...) Ya Haliç'in temizlenmesi ne zaman olmuştu.. O günlerin İstanbul'unda bunlar büyük adımdı. Yarının İstanbul'unda bu gün yapılanlar da küçük kalmaya mahkum kalacak hızla gelişen dünyamızda..
Yanıtla (0) (0)Evet hocam korkmamız gereken Reis değil Reise binler selam olsun ellerine sağlık vahdettin hocam
Yanıtla (0) (0)"Bu iş parti ile olmaz" dediğiniz iş hangi iştir diye sormsyacağım. Çünkü o iş hala olmadı. Ve o işin ne iş olduğunu aleni söylemek hala korku sebebidir. Ama Kürt olarak (biraz da abartarak) duyduğunuz korkuları Tayyip Bey giderdi. Diğer iş için de ümitsiz değilim. Hatta siysseten başarılacağından hiç bir zaman ümidimi yitirmiş değilim. Ama Kürtlerin aşk ile dillerini istediği kadar, Türk, Kürt hepimiz aynı aşk ile "o işi" istediğiz zaman...
Yanıtla (0) (0)Bu kadar mı nazik ve hasas mesaj verilir
Yanıtla (0) (0)Tabiki korkacak biri degil o..Olamaz..
Yanıtla (0) (0)bence korkun derim. muhalif olanlar ya paralel ya bölücü ya vatan haini ilan edilirsiniz. ya hapse atılır ya gazeteniz kapanır ya da işten atılırsınız. Gül gibi arınç gibi konuşacak yer bile bulamazsınız. güle arınça bunu reva görenden korkun bence.
Yanıtla (0) (0)