Uzlaşma iyidir
Millet İttifakı’nın tekrar 6 partili hale gelmesi iyi oldu. Benim en çok önemsediğim, Millet İttifakı’nın açıkladığı metinlerde yer alan reformları hayata geçirme ümidinin yeniden güçlenmiş olmasıdır.
Meral Akşener’in masadan ayrılmasından sonra bütün taraflar bu krizi çözmek gerektiğini gördü. Zira herkes kaybediyordu. Kamuoyundan da tekrar bir araya gelmeleri için yoğun baskılar geldi, bütün taraflara…
Kılıçdaroğlu’nun ve Akşener’in, birbirlerinden habersiz, kendi belediye başkanlarına “hiçbir şey olmamış gibi davranın” diye talimat vermeleri uzlaşma kapısını açık tutmak içindi.
Her iki partide de sağduyulu insanlar bu yönde açıklama yaptılar.
Tekrar bir araya gelme ve belgelerde yer alan reformları tekrar birlikte taahhüt etmenin anahtarı, İYİ Parti’nin “Ankara ve İstanbul Belediye Başkanlarının CB yardımcısı” olmak üzere aday ilan edilmeleri formülü oldu. Tekrar bir araya geldiler, Kılıçdaroğlu’nu Millet İttifakı’nın ortak adayı olmasını onayladılar. Bir de 12 Maddelik “Geçiş Sürecinin Yol Haritası”nı açıkladılar.
KOALİSYON KORKUSU
Her şeyden önce şuna dikkat etmek gerekir: 5 Cumhurbaşkanı yardımcısı ve her bir partiden en az iki bakanın bulunacağı bir yönetim yapısı oluşmaktadır.
Türkiye’nin koalisyonlar hakkında kötü hatıraları vardır. Buna tepki olarak yetkilerin tek elde toplandığı, devlet idaresinin sıkı bir hiyerarşiye alındığı, demokratik dünyada benzeri olamayan CB sistemine geçtik ve beş yılda ülkenin kişi başı gelirde on yıl geri gittiğini, sorunların nasıl ağırlaştığını gördük.
Bu defa “Millet İttifakı” iktidara gelirse, gücün paylaşımıyla yola çıkan eski koalisyonlardan farklı olarak, icraat programını ve reformlarını önceden kayda geçirmiş bir ‘çoklu yönetim’ tarzını deneyeceğiz.
Programın ve reformların önceden belirlenmiş olması, eski koalisyonlarda olmayan bir avantajdır ama nihayet yine liderlerin sağduyusu ve mesuliyet şuuru belirleyici olacaktır.
Liderler ağır bir sorumluluk altına girmişlerdir. Siyasetin tabiatında olan “güç” tutkusu sorunlar çıkardığında, bizlerin görevi de liderlerin ahenkli çalışması ve reformları uygulaması için kamuoyu denetimi, hatta kamuoyu baskısı yapmak olacaktır.
KILIÇDAROĞLU’NUN ADAYLIĞI
Bu açıdan Kılıçdaroğlu’nun uygun isim olduğunu düşünüyorum. 2018’den beri birlikte çalışma pratiğini kazandı. Erdoğan gibi, “bir seçim daha, bir seçim daha…” ihtirasına kapılarak yönetimi kişiselleştirmek, popülizme yönelmek, yetkilerini azamileştirmek yönünde tutkulara kapılmayacağını, tarihe iyi notla geçmeyi tercih edeceğini umuyorum.
General De Gaulle, 70 yaşında göreve çağrılmıştı. Önerdiği yarı başkanlık sistemi yüzünden diktatörlük heveslisi olarak suçlandığında şu cevabı vermişti:
“Diktatör olmak için yaşım fazla değil mi?!”
Kendi kurduğu sistemde görevden çekilmeyi de bilmiştir De Gaulle…
Kılıçdaroğlu da güç zehirlenmesine tutulursa, diğer liderlerce “denetim ve denge” ile durdurulabilir. Millet İttifakı’nda bunun mekanizması var.
Parlamenter sisteme geçinceye kadar Kılıçdaroğlu ‘parti cumhurbaşkanı’ olarak görev yapacak. Bu, CHP gibi zor ve parçalı bir partiyi düzenli tutması bakımından yararlı olacaktır.
YOL HARİTASI
Meral Akşener’in önerisiyle ‘devreye’ dahil edilen Ankara ve İstanbul Belediye Başkanları seçim kampanyasında olumlu etki yaratacaktır, bu bakımdan iyi oldu.
Yol Haritası’na göre, Kılıçdaroğlu kazandığında hemen değil, “uygun gördüğü zamanda” atayacak. Bunun anlamı, 31 Mart 2024’teki mahalli seçimlere kadar, Ankara ve İstanbul Belediye Başkanlıklarının Millet İttifakı elinde kalmaya devam etmesidir.
Yol Haritası’nda “Bakanlıklara paralel olarak kurulmuş Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki Politika Kurulları ve ofisler lağvedilecektir” diyor. Bunu alkışlıyorum. Modern devlette paralel yetkiler olmaz, sorumsuz görevler olmaz. “Mutabakat Metni’nde keyfi atamalardan oluşan bakan yardımcılıklarının kaldırılıp, eskiden olduğu gibi kıdeme dayalı müsteşarlıkların yeniden kurulması da düzgün devlet yönetimi için çok önemli bir adım olacaktır.
Her başlangıç bir ümittir.
Her iktidar uzadıkça idealizmini kaybeder… Eğer seçimleri kazanırlarsa ilk iki yılda özellikle kamu yönetimi ve ekonomide bütün reformları gerçekleştirmeleri şarttır.
Başarılar diliyorum.