En önemli sorun
Türkiye’nin en önemli sorunu, uzun yılların hatta yüzyılların birikimleriyle oluşan kamu kurumlarının siyasetin ağırlığı altında ezilmesidir. En büyük sorun diyorum, çünkü hangi sorunu ele alsanız, çözüm için gerekli teknik bilgiyi, programı, hatta kanunları hazırlayacak ve uygulayacak olan ilgili kamu kurumlarıdır.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, kamu kurumlarındaki aşınmayı hızlandırdı...
CB sisteminde bakanlıklarda müsteşarlıkların kaldırılması, bakanlıkların üstünde politika kurullarının oluşturulması, kamu kurumlarında ve kanunen araçsal bağımsızlığa sahip Merkez Bankası’nda bile sınav, görevden alma ve atamaların kolaylaştırılması hem kurumları aşındırdı hem liyakatten önce siyasi tercihi öne geçirdi.
Çok teknik bir kurum olan TUİK bile artık güven sorunuyla karşı karşıya…
TÜİK TARTIŞMASI
Birol Aydemir kamuda müsteşarlık ve TÜİK başkanlığı dahil üst düzey görevlerde birikim kazanmış değerli bir teknokrattı…
TÜİK Başkanlığı yapmış olması hem bu kurum hakkında hem istatistik bilimi konusunda nasıl yüksek bir birikime sahip olduğunu göstermeye yeter.
Aydemir bakın ne diyor:
“Açıklanan veriler hayatın gerçeğiyle bağdaşmıyor. Ne enflasyon verisi, ne büyüme verisi, ne istihdam verisi… Tutarsızlık var. En son istihdam verilerine göre işsizlik düşüyor. Bu çok komik bir şey. Son 3 ay hariç tarihin hiçbir döneminde hem istihdamın hem de işsizliğin düştüğü bir zaman olmamıştır. Buna insanlar güler. Biz TÜİK olarak inanılmaz bir şey icat ettik!..”
Evet, bu nasıl iş ki, hem istihdam azalıyor hem işsizlik!
TÜİK verileri hakkında bir çok iktisatçı kuşku ifade ediyor.
Bu, tarihimizde ilk defa olmaktadır!
Arkadaşımız iktisatçı İbrahim Kahveci’nin konuyla ilgili yazılarından biri “Matematik böyle bir ekonomiyi keşfetmedi” başlığını taşıyordu. (21 Ekim 2019)
Artık, Aydemir’in deyişiyle “icat” ediyoruz!
TEHLİKE UYARISI
Kuralları ve kurumları güçlü olan bir ekonomide rezervler böylesine erimezdi. En azından güçlü bir Merkez Bankası buna geçit vermezdi.
İktisatçı Prof. Dr. Erinç Yeldan’ın bir yıl önceki uyarısına bakın:
“En büyük tehlike ekonomik kriz değil, rastgele alınan kararlar yüzünden yıpranan kurumlar ve bozulan güven algısı. Ne yazık ki yakın gelecekte de enflasyon, kurlar ve Türkiye’nin risk primindeki yükseliş devam edecek.” (DW, 16.05.2019)
Aynen böyle oluyor, değil mi?
Sorun dışarıdan da görülüyor.
Moody’s 8 Mart 2018 tarihli raporunda “Türkiye’nin kurumsal gücünün aşındığını” yazmıştı. 1 Temmuz 2020 raporunda aynı ifadeyi tekrarladı, ekonomi politikalarında belirsizlik ve dışsal zafiyetler gibi faktörlere de dikkat çekti.
Bunlara “dış güçler” denilebilir. Bu durumda kurumlarımızı ve kurallarımızı güçlendirmek varken, niye zayıflatıp koz veriyoruz?!
Kaldı ki bu kuruluşlar iktidarın ilk iki döneminde Türkiye’nin reytingini yükseltmişler, Türkiye’ye yılda yirmi milyar dolar para gelmişti.
‘KENDİMİZE YETERİZ’
Birol Aydemir, Cihat Arpacık’a yaptığı açıklamalarda “kamu kurumlarının gidişatı iyi değil” diyerek şunları söylüyor:
“Sadece TÜİK değil, Merkez Bankası’ndan tutun BDDK’ya, kamu kurumlarının işlevi kalmadı. Güven de böylece yok oldu.. Kurumların önce gelenekleri sonra kurumsallıkları yok edildi. Liyakat sistemi kör-topal vardı. O tamamıyla bitirildi.” (Türkçe Independent, 17 Temmuz)
Birol Aydemir bugün Babacan’ın DEVA partisinde Sektörel Politikalar Başkanı.
Mesele bu değil.
Mesela İktidarın ilk iki döneminde başarılara imza atan yüksek bürokratların şimdi “ülke kötüye gidiyor” diyerek muhalefet yapma ihtiyacını duymaları.
Kuralların ve kurumların zaafa uğratılmasının ekonomideki hasarlarını artık görmeliyiz.
Niye Türkiye’ye eskisi gibi yatırım sermayesi gelmiyor?
Kurullar ve kurumlar zaafa uğrayınca yatırım sermayesi gelmiyor, bu yüzden “kendimize yeteriz” diyoruz.
Hayır! Türkiye’nin dünya ekonomisinden daha büyük pay alması lazımdır.
Bunun yolu hamaset ve ideoloji değildir. Kuralların ve kurumların güçlü olması ve kurallı piyasa ekonomisidir.















Ben daha önce de yazmıştım oldum olası özellikle Almanyada , halkın eğitim ve kültür düzeyinin , refah seviyesinin bu kadar yüksek olmasına ve demokratik yönetimin varlığına rağmen Hitlerin devleti nasıl ele geçirdiğine ve sonra da felakete sürüklediğine aklım ermemiştir . Ancak aynı akıbet bizim başımıza gelince hanyayı konyayı anladım, ' demek ki mümkün oluyormuş ' dedim ! Selam ve saygılarımla
Yanıtla (0) (0)���������� Promag � ��������� ������ � ������� � ������������ ������� �� ���� ������������� �� �������� �������������. ��������� ���� �����������. promag
Yanıtla (0) (0)Ürkütücü bir döneme girdik. Gençlere üzülüyorum. Geleceğe dair hayal kurmakta ve planlama yapmakta zorlandıklarını görüyorum. İyi eğitim alanlar geleceklerini dışarıda aramakta haklılar. Kalanları neyin beklediği meçhul. Bu hali nasıl düzeltiriz diye uykularım kaçıyor.
Yanıtla (0) (0)böyle diyonda iktidarın amacı Türkiye'yi kalkındırmak değil kendi ceplerini,mütahitlerin ceplerini kalkındırmak.istanbul metrosu için gelen krediyi bile mütahitler oradan kendi ceplerine indiriyorlar.bu olayları sadece duyuyorum eğer böyle ise ve benimde hakkım varsa haram olsun.
Yanıtla (0) (0)Türkiye bir belediye gibi idare ediliyor.Hatta İstanbul Belediyesi de Hükumete eleman yetiştiriyor.Kurumların bozulmasını temel sebebi güvensizlik ve AKP'de yetişmiş eleman eksikliği.Cumhurbaşkanımız kimseye güvenmediği için çevresindekilerden istifade etmek istiyor,öyle olunca da yaş,tecrübe,yetkinlik geri planda kalıyor.hemşerilik,yakın çevre,iltifat takımı kadroyu dolduruyor.Zaten Ayvalı biliyor bu işi.
Yanıtla (0) (0)16.45 Nerde o basiret. Musluk contası değişimi için tecrübeli sucu arar. Merkez Bankası Yardımcısının tecrübe şartının kaldırılmasına ses çıkarmaz...
Yanıtla (0) (0)72 yaşındayım benim hiç kimsem yok eskiden Kızılay diye bir kurum var dı. Kızılay a malını mülkünü bağışlardınız gelip senin cenazeni kaldırlardı. Şimdilerde öyle bir şey yok hepsinin yerinde yeller esiyor. Biz Müslümanız dediler yere göğe sığmadılar çok ayıp ettiler çok..
Yanıtla (0) (0)Sayın Akyol,suç örgütleri iyice pervsızlaştı.Dün yine uyuşturu cü operasyonunda bir polisim iz(Erkan Gökteke)şehit oldu. Yine öksüz bir çocukla dul bir kadın kaldı.Bu konularla da il gözlemenizi istiyorum.
Yanıtla (0) (0)İki tane yorum yazdım herhalde tasvip etmediniz, oysaki ne küfür ne de hakaret vardı.
Yanıtla (0) (0)Türkmenistan'daki zat-i muhteremin adi Gurbanguly Berdimuhamedow.Gece rüyasinda ne gördüyse,sabah kalktiginda "emir yagdiriyor" kandinlara ehliyet yasak,ülkedeki otomobillerin koyu renkli olmasini istemiyor,elinde koyu renkli otomobili olanlara "stress" millet satmaya veya acik renkli olmasi icin boyatmaya basliyor.Bu zat en cok beyaz rengi begeniyormus.hani su "Dünya'ya kafa tutan" liderler varya bu zat-i muhterem acele bu listede yerini almis.Dedim ya,beterin ,beteri var" Allah ,Türkiye'yi "Dünya'ya kafa tuttugunu sanan"liderlerden korusun !..
Yanıtla (0) (0)Ne derler,beterin beteri var.Türkmenistan'da var "sözde bir lider"astigi astik,kestigi kestik..Bazilari da özeniyorlardir, Türkmenistan'daki gibi bir "tek adam" olmayi.
Yanıtla (0) (0)Devleti idare edende hikmet arayana kadar kurallarınız kurumlarınız olmasını da isteseniz... Vergisiyle besleyip büyütüyor, şatafat içinde yaşatıyor ve sükse peşinde koşturuyor... Lütuf dilencileri olmaktan bir kurtulun ‘hiç’ler topluluğu... Evet, merkez bankasını herhangi bir siyasi müdahaleden ari ve uzak tutmak ayrı bir uzmanlık özel ve güçlü bir basiret ister. O devletin milletin bankası, siyasetçinin oy kaygısıyla oynayacağı bir oyuncak değil.
Yanıtla (0) (0)Sanki İstanbul’u fethetti. Ayasofya’yı kiliseden camiye çevirdi. Bu arada Yunanistan’a adalarımızı kaptırdık. Türkiye kuruluşundan bu yana toprak kaybetti diye kaç yerde kaç kere yazıldı...
Yanıtla (0) (0)‘’Cumhurbaşkanı’nın Hükmetme Sistemi’’olarak da tercüme edilecek bu tuhaf yapı Kamu Kurumlarındaki aşınmayı hızlandırdı demek,aslında zaten böyle bir aşınma vardı ve yeni sistem bu kötü gidişatı ivmeledi anlamına da gelmiyor mu?Pekii,muhalefet anlayışımız devamlı kötüye gidişatı alaşağı etmekten öteye gitmedikçe,yerine ikame edilecek olanın daha iyiyi vaad etmesinin tercihini de gerektirmez mi?Cevap evet ise,toplumumuz neden sadece reaksiyoner oluyor?Kel başa şimşir tarak!!!
Yanıtla (0) (0)Ne hikmettir Merkez Bankasını yönetmek Devlet yönetmekten daha uzmanlık gerektiriyor!
Yanıtla (0) (0)Merkez Bankası konusunun enine boyuna irdelenmesi gerekiyor. Yönetimin halkın tercihiyle rasyonel olabileceğini savunurken Merkez Bankası yönetiminin bunun dışında tutulmasının anlamı sorgulanmalıdır. Bir bankanın yönetiminin devletin yönetiminden daha az uzmanlık gerektireceğini ileri sürmek kendi içerisinde tutarlı değildir.
Yanıtla (0) (0)ÖSYM yi MEB i unuttunuz. Düşünün her sınavında 3-5 soru iptal edilsin yada saçma sapan soru çıksın. Düşünün hiç bir öğretmen adayı atama sıralamasını bilmesin atanmış öğretmen atanacaklar arasında sıralamada olsun. Yine düşünün ataması olmuş yine KPSS sınavına girmek zorunda kalsın.... böyle kurumu çobanda rahat yönetir.
Yanıtla (0) (0)Erdoğan varsa demokrasi yok, hukuk yok, liyakat yok, kalkınma yok, gelişme yok, hesap verilebilirlik yok, şeffaflık yok.
Yanıtla (0) (0)AKLIN SINIRLARINI ZORLAMADAN HEP EZBERLENMİŞ ŞEYLERLE dünyanın hiçbir sorunu çözülmemiştir.
Yanıtla (0) (0)RTE'nin "Danisman Ordusu" olmasaydi,ne olur du?Tek basina,desteksiz TV' kanallarina cikmaz ,sagda ,solda "nutuk "atamazdi.Bizde bu sayede "kafamizi dinlemis "olurduk,acikcasi..Iyi olurdu,biktik,gina geldi,devamli TV'de kanal degistirmekten kurtulurduk..
Yanıtla (0) (0)İŞSİZLİĞE ÇARELERDEN BİR TANESİ de bir hanede çalışan sayısının ikiden fazla olmaması.Yani resmi kurumlar bir haneden en fazla iki kişi istihdam etsin .Kendi işi olması ayrı bir dava.ZORUNLU ZORBALI 12 SENELİK EĞİTİM DEVRESİNİN ürünü olan tarım ve hayvancılıktaki gerilemeyi yine sadece 5 senelik zorunlu eğitimi geri getirerek durdurabilirsiniz.18 yaşından sonra kimse çobanlık yapmaya gitmez.Aaah aaah o kadar çok şey yanlış gidiyor ki dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım.12 sene boyunca sanki çok iyi şeyler mi öğretiliyor.Bir psikoloji dersi yok,bütün ömrü boyunca lazım olacak mantık yok.
Yanıtla (0) (0)Ekonomik sorunların düzelmesine bazı katkılarİstihdam alanları ve işsizlik dengesini sağlamak için az nüfus çok iş yeri.CB nın söylediğinin tam tersine en az üç çocuk değil,EN FAZLA ÜÇ ÇOCUK.Bunu da yasal güvence altına almak.Bilimsel olan FİLOZOFLUK çağı olan 26 yaşından önce de evlilik yasağı getirilmesi.Böylece boşanmaların önü kapatılmış olur.Temel gıda maddelerinden verginin tamamen kaldırılması.Bu alandan eksilecek vergi miktarının özel araba alacak olan tüketicilerden alınması.Bu şekilde gürültü ve çevre kirliliğinin azaltılmasına katkıda bulunabilir.ÇOK KAZANANDAN ÇOK VERGİ ALINMASI.
Yanıtla (0) (0)En önemli sorun iyiliklerin kötülük, kötülüklerin iyilik gibi görünmesi, iyilerin kötü, kötülerin iyi görünmesidir. Doğru, şeffaflık, adil adaleti üretememedir. Uzatmadır.Oyalamadır. Umutların yok olmasıdır. İnsan unsuru önemlidir.
Yanıtla (0) (0)En büyük sorun TÜRKİYEDE kimlik buhranıdır.Ve ekonomi insani bilimlerin içinda yer alır.Ekonomiyi sadece bir istatistik verilerle açıklayamazsınız.İşin insani boyutu yani başkasının ızdırabını hissetmek ve İSLAMIN ÖNGÖRDÜĞÜ İNFAK kurumunu etkinleştirmek gerekir.Bu laik seküler muhaliflerin infak anlayışını irdelemek isterdim.Ekonomik sorunları sırf muhalefet yapmak için kullanmak ne kadar ahlakidir?
Yanıtla (0) (0)biz bunları ve daha fazlasını 2003 ten beri taşrada garip bir vatandaş olarak söyleyip duruyoruz.akp her alanda bir yıkım partisidir,bunuda gerçekleştirmek üzeredir.muhalefet bugünden iyi hazırlanırsa bütün bunları düzeltmek akp nin yaptıklarından olumsuz yönde olmamak üzere çekilecek kopya sayesinde 10-12 ayda düzeltilir.zaten daha fazla uzarsa iktidara gelmelerinin anlamı kalmaz.
Yanıtla (0) (0)Kimsenin inanmadigi, yalani dolaniyla unlu , guvenilmez bir ulke olduk. Hersey vizyonsuz, kavgaci ve basiretsiz bir adamin iki dudagi arasinda, ulkenin potansiyelini yiyip bitirdiler.
Yanıtla (0) (0)Asıl sorun - ve görev-referandumla getirilen siyasal yapının kurumsal devlet yerine kişisel (ve tekil)insiyatif alanı haline dönüşmesi gerçeğinin,klasik devlet kavramıyla ne ölçüde örtüştüğünü açıkça ortaya koymaktır.
Yanıtla (0) (0)Hocam, muhalif oldugunu biliyoruz ama reyiz,imize bu kadar haksizlik da olmaz yani, degil mi. Selam ve saygilarimla. Se
Yanıtla (0) (0)"Bunun yolu hamaset ve ideoloji değildir" diyorsunuz ama hamaset düzeyinde ıdeolojik yabancı sermaye simsarlığı yapıyorsunuz.. En az "biz bize yeteriz" "küçük olsun benim olsun"cular kadar hamasisiniz dış sermaye meftunluğunuzu hamasete vardırdınız.. Çözümlemeleriniz kusurludur dikkate almaya değmez...
Yanıtla (0) (0)Sayın Taha AKYOL,Yalnız liyakat sistemi değil,güzel ülkemizin bütün kurumları-kavramları-üretimi bozuldu,çürümeye yüz tuttu.Ülkemizin vaziyeti, ayrıntılarla-parça olarak yorumlamayı aştı.Artık behemahal halkın,sivil örgütlerini ve duyarlı-vicdanlı vatandaşların elini taşın altına koyması elzem oldu.Çok zaman geçmeden birşeyler yapılması gerekir.Yoksa,güzel ülkemizin elimizden kayıp gitmesine engel olamayız.Z
Yanıtla (0) (0)Klasik ebedi muhalif Taha Akyol yaklaşımı. Niçin böyle diyorum, Taha beyi uzun yıllar takib ederim. Girdiği siyasi veya fikri kulvarda istikrarlı devam edemedi ve edemiyor illa muhalif bir meyil gösterir. Bunun bence nedeni muhatablarının haklı taraflarını bildiği halde o şu şu noktada haklı diyememesidir.
Yanıtla (0) (0)YIGIT KALEMSORLER.En buyuk sorunu kesfetmis.:)).....Mahallede eğer sağlam Hakki soyleyenler olsaydi bizim Devrim otomobil bugun Dunyada dolaşıyordu. Ucaklarimiz havada Uçuyordu..Yapanlarin Iki tane beyni,dort tane eli yok..!..ama YIGITLER SAG OLSUN...:))..ne Duayen Yigit Kalemsorler gitti alt kata,simdi de bazi Yiğitler dolaşıyor ust katta..:))..En Buyuk sorunları bile kesfediyorlar..!..gerisi artik kolay gari..
Yanıtla (0) (0)Siz gormek istemeyebilirsiniz ama fil odanin ortasinda duruyor, odanin tamamini kaplamis.
Yanıtla (0) (0)Tuik rakamları makyajlanıyor, enf, işsizlik vb rakamları düşük gösteriliyor. Böylece, konut kiralarına, milyonlarca işçi ve emekliye gerçek enf rakamlarının 1/3 ü kadar artış yapılıyor. Vergiler gerçek enflasyona göre artırılıyor. Bu bile kendi başına bir rezalettir. Faktör gelirleri siyasi sebeple baskı altındadır. Faiz, kira, ücret rakamları reel değerlerinin çok altında. Kar serbest ama kısa süre sonra kişi başı gelir düştükçe talep yavaşlayacak ve karlar da düşecektir. Üretim faktörlerinin kazanmadığı yerde üretim olmaz, refah, çalışma barışı olmaz. Rantla siyasetin finansmana imkan olmaz
Yanıtla (0) (0)Sayın Akyol,biz bize yetmiyor uz,yıllar yılı birileri çaĺışmadan, üretmeden alın terinin,göz yaşı nın üzerinde zevk sefa sürdüler .Her şey yapmacık, gösterişten öteye gitmiyor.Türkiyenin insa n(aile) haritası çıkarılsa,herke sin ne iş yaptığı,geliri gideri or taya konsa,ihracata dayalı dev projeler yapılsa,alanında uzm anlar iş başına gelse,yanlış yapılmadığı sürece,kurumlara müdahele olmasa,adam kayır ma,rüşvet olmasa,kişilerden ziyade,kurumlara,kurallara uyulsa,herkes bilgisine,emeği ne göre yükselse,kısaca ada let olsa...ülke kalkınır herkes mutlu olur.Teşekkürler.
Yanıtla (0) (0)Kurumları kuralları yozlaştırmak, kanun nizam tanımadan keyfi olarak dilediğini yapmak için, millet için değil bir azınlık zümre için. Cumhuriyet devleti ve kurumları ortadan kaldırılıyor, uzun zamandır niteliksiz kadrolar iş başında.. Çocuklar okumaya, nitelikli olmaya gerek görmüyorlar artık, çalışmaya emeğiyle kazanmaya helal kazanca kimse kulak asmıyor. TUİK hane halkı bültenine göre 2019 da 13 miyon TC vatandaşı yardımlarla yaşıyormuş. Yurt dışından yüksek faizle borçlan, verimsiz gösteriş yatırımlarına ve çalışmayan milyonlarca taraftara aktar, oylar garanti, karada ölüm yok vesselam.
Yanıtla (0) (0)Bu şekilde devam edersek duvara toslayacağımız kesin de niye frene basmıyoruz. Son ekonomik krizde bağımsız kurullar oluşturularak ekonomi siyasetten arındırlmak istenmişti. Şimdilerde ise tam göbeğinde. Madem duvara toslamak bu kadar hoşumuza gidiyor. Duvara toslayıpta dağıldıktan sonra da üzülmemek gerekir. Kendim ettim kendim buldum durumu...
Yanıtla (0) (0)Karar Okuru 01.36 Anlasilan senin isler yolunda Gemini nasil olsa kurtardin. Emekli gecinemiyormus calisan tl.1100 ile gecinmeye calisiyormus universite mezunu işsizmis Fabrikalar kapaniyormus Butun bunlar baska bir ulkenin sorunudur. Bereket ki artik azinliksiniz. Cunku hepinizi doyurmak Reizin bile gucunu asiyor. Bir devir baslamadan galiba bitiyor. Ama duzeltmek bayagi zaman alacaktir.
Yanıtla (0) (0)21.yüzyıl, dan dun bağırıp çağıran, kabadayılık yapan liderlerin çağı değildir. Yabancı dil bilen, sakin, ekip çalışmasına inanan, hangi görüş olursa olsun bilimsel düşünceyi uygulamaktan kaçınmayan, farklılıkları gözeten ve çoğulcu liderler halkını refaha ulaştıracak, nokta.
Yanıtla (0) (0)Siz yazmaktan biz okumaktan bıkmadık....mutlaka birilerine gün gelip bu kurumlar ve kurallar gerçeğinin önemini görecek....
Yanıtla (0) (0)Türkiye’nin önemli sorunlarından biri Bürokrasi ve Bürokratların yozlaşmasıdır.Bu gerçek bugün var,ama dün daha da beterdi.Fakat Türkiye'nin çok daha büyük problemi ABD VE BATI GÜDÜMÜNDEKİ İÇİMİZDEKİ AJANLARIN,TÜRKİYE'YE EFENDİLERİ ÇIKARLARI DOĞRULTUSUNDA YÖN VERMEYE ÇALIŞMASIDIR
Yanıtla (0) (0)Van'da 20 gündür cansız bedenleri sayıyoruz. Gölden çıkarılan sayı 50 oldu ve bitmek bilmiyor! TBMM'de neden hala bir Araştırma Komisyonu kurulmaz?
Yanıtla (0) (0)Siyaset virüsü kamu ahlakını zehirledi. Yazarımızın değerlendirmeleri bütünüyle doğrudur, siyaset üstüdür.
Yanıtla (0) (0)Bu güzel yazıdan esinle Ertuğrul Kumcuoğlu Maliye'de 81'de müsteşar olur, 83'de Bakan V. Arıkan'a sorar: Beni görevden almayacak mısınız?. Arıkan: "Aleyhinizde kimse konuşmadı, niye görevden alayım" der. Beş değişik bakanla çalışır.Şimdi 3 siyasi Bakan Yrd. müsteşarın tek başına yaptığına yapamıyor.
Yanıtla (0) (0)Binlerce insana iftira atmak nasil bir sey acaba
Yanıtla (0) (0)Hocam siz kurumlar kurallar dediğinize birileri vesayet diyor , ayagımıza vurulmuş pıranga diyor...
Yanıtla (0) (0)Türkiye'de yasayinca ülkeyi de bugünkü zihniyet yönetiyorsa hicbir seye sasiyormusunuz ?18 yilda Türkiye'nin orasini burasini cekistirerek her yaniyla hücresiyle oynayarak Türkiye'yi getirdikleri yer bu.Bu Türkiye'den kendileri bile memnun degil.Sistem yanlissa istersen cennette yasa,sefalet pesindedir.Binmisiz bir alamete,gidiyoruz ,bakalim nereye kadar
Yanıtla (0) (0)Mehmet Metiner, İçişleri Bakanlığı'na FETÖ'cülerin yerleştirildiğini söyledi, Soylu yayına bağlandı: "Kendime hakaret kabul ediyorum" https://bit.ly/2CKj1Un
Yanıtla (0) (0)Hocam yıldım be! Bu kadar da olmaz. Bu yapılanlar düpedüz ahlaksızlık... Güzel ahlak'ı tamamlamak üzere geldim diyen Efendimizin adını dini imanı her şeyi yozlaştırdılar. "Aldatan bizden değildir." diyor Efendimiz bunlar kimden? Felâketler birbiri ardına geliyor. Tınmıyorlar. Sözün bittiği yerdeyiz. Maalesef!
Yanıtla (0) (0)"...bakanlıkların üstünde politika kurullarının oluşturulması..." demek bir uzmanlar heyetinin görev alması demektir.Bu niçin kötü olsun?Bakanın tek başına karar almasından daha iyi değil mi?Öte yandan özellikle şu salgın döneminde dünya ekonomisi sarsılıyor,ülke ekonomileri küçülüyor, ABD'de 50 milyona yakın kişi işsiz kaldı ki neredeyse bizim nüfusumuz kadar. Böyle bir dönemde Türkiye'nin durumu karamsar değil iyimser düşünmeyi çok fazlasıyla hak ediyor.Hiç bir şeyin yokluğu çekilmiyor.Ama muhaliflik karamsar ve kötümser bir hava pompalamayı gerektiriyor! Bunu da anlayışla karşılamak gerek
Yanıtla (0) (0)Kurallı piyasa ekonomisi... Kural nedir? Amerika ne emrederse onu yapacaksın. Yoksa bir ekonomik yaptırımla hizaya gelirsin.
Yanıtla (0) (0)1.36 da yazan karar okuru,yazdığın seyler çok komik olmuş,abzürt laflar etmişin,sanırım seni 20 yıllığına dondurmuşlardı bir mağaraya ordan yeni cıkmışiñ,devlet yalan söylemez sözü 20 yıl öncesine aitti,20-30-40 yil önce öyleydi o bitti şimdi devlet doğru söylemez faslına geçtik azıcık gözünü aç,sorgula arastır böyle angut ca yazılar yazma
Yanıtla (0) (0)En onemli sorun olarak kamu kurumlarinin cokmesini gosteriyorsunuz. Bu aslinda en onemli sorun degil, en onemli sorunun bir sonucudur. En onemli sorun ise iktidarin niteligidir. Cunku kamu kurumlarini cokerten veya yukselten bizzat iktidarin kendisidir. Iktidarin kimin elinde oldugu siyasal bilimlerin temel hareket noktasidir. Her sey ona gore dizayn edilir. Arabayi atlarin onune kosmayalim. Bu iktidar degismeden hic bir ilerleme beklemeyin. Once iktidar degisecek, sonra taslar yavas yavas yerine oturacak.
Yanıtla (0) (0)iitaat etmeyi,biat etmeyi erdem sayan, karizmatik lider peşinde koşan, neden-sonuç odaklı sistematik dünceyi beceremeyen toplumların kurumlarıda gelişemez.
Yanıtla (0) (0)devlet vatandaşına yalan söylemez,söylememeli..her şey yolunda ve daha iyi oluyor,olacak,işsizlik düşüyor...v.s diyorlarsa doğru kabul etmeliyiz.devlet yanlış yapmaz,yalan söylemez..
Yanıtla (0) (0)Yahu beyler siz neler söylüyorsunuz? Aklınız başınızda mı? Ülke uzaya gidiyor, uzaya. Herkes bizi kıskanıyor.
Yanıtla (0) (0)Sayın yazar,Ülkemiz cumhuriyet tarihinin en buhranlı dönemini yaşıyor.Hayatın her alanında yakım gözler önünde.Yapılan şovlar ve göz boyamaları ve karartmalar gerçekleri örtmeğe yetmiyor.Diğer yanda ülkemizi demokratik bir hukuk devleti olarak gören yok.Tek adam,tek parti ve küçük ve Zengin azınlık ülkemizi uçurumun kıyısına getirdi.Yapılacak tek şey muhalefetin bir araya gelerek ülkeyi nasıl düzlüğe çıkarırız sorusuna cevap aramalarıdır.Demokrasilerde muhalefet dizginleri ele almak için var.Akp/MHP ikilisinin varlığı artık ülkemiz için büyük bir tehlike oluşturmaktadır.
Yanıtla (0) (0)Ne kural ne de sağlıklı bir kurum kaldığına inanmıyorum. Kurallar zayıf, gariban, fakir-fukara, kimsesiz, bizden olmayan ve yalakalık yapmayanlar içindir. Kural bizimkilerin menfaatini koruduğu sürece kuraldır, korumuyorsa ya tavsiye niteliğindedir ya da değiştirilinceye kadar uyulmaz. Bizdense tehdit, küfür ve hakaret ettikten sonra karşı tarafı el ayak öpmeye davet etmek, bizden olanı kıbleye koymak karşı tarafa kıyamla rüku secde ettirirmek olmadı iftirayı yapıştırarak diskalifiye etmek. Bizler küçük nemrut tanrılar topluluğuyuz kurallar, kurumlar, bizden olmayanlar bize tapmak için vardır.
Yanıtla (0) (0)Kurumsal tahribat o kadar buyuk ki AKP/Erdogan gitse bile yeni iktidarin 10-15 yilini alir bu tahribati duzeltmek. 21. yuzyl bu arada kaybedildi...
Yanıtla (0) (0)