Eğitim alarm veriyor
PISA sonuçları açıklandı. Birkaç puan yukarıya çıkmak, “vasat” durumumuzu değiştirmiyor. Ekonomideki “orta gelir” gibi, eğitimde de “orta”da dolanıp duruyoruz.
PISA sonuçları üzerine MEF Üniversitesi’nde akademik bir panel düzenlendi.
MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Muhammet Şahin, Atatürk’ün eğitim hamlesini anlatarak başladı konuşmasına. 2003 yılında dahil olduğumuz PISA sınavlarında Türkiye’nin “nitelik atılımı” yapamadığını, puanlarındaki artışların Türkiye’nin yerini değiştirmediğini anlattı. Türkiye’de 80 kadar teknokent bulunduğunu, patent sayısının 11.000 olduğunu, bunun Güney Kore’de 272 bin, 10 milyon nüfuslu İsrail’de 17 bin olduğuna dikkat çekti. “Türkiye’de AR-GE kültürü yürümüyor” dedi.
Prof. Şahin, “Yapay zeka”nın yeni bir çağ başlattığını, “yapay zeka destekli eğitim”in çok büyük bir imkan olduğunu anlattı. MEF Üniversitesi “Yapay zeka lisans programı” başlatmak için YÖK’e başvurmuş, bir yıldır cevap gelmemiş.
LOKOMOTİF BEYİNLER
Prof. Eren Ceylan, çağımızda iktisadi değer yaratmanın bir örneği olarak, iki gencin kurduğu WhatsApp’ın değerinin 200 milyar dolar olduğunu belirtti. Bu Türkiye’deki bir çok kamu ve özel şirket toplamından fazladır. Ceylan, “ekonomik kıymet yaratacak bilgi” kavramını ve “matematiksel akıl yürütme kapasitesi”ni vurguladı.
PISA’da bunun ölçüldüğünü belirtti.
PISA’da en düşük puanlar 1 ve 2 basamaklarında yer alıyor… En yüksek beyin kapasitesini yansıtan en yüksek puanlar ise 5. ve 6. basamaklarda…
Türkiye’de öğrencilerin yüzde 5.6’sı, yani kabaca 50 bin öğrenci bu en yüksek 5. ve 6. Basamaklarda…
Bu oran Güney Kore’de yüzde 22 civarında!
Prof. Ceylan, Türkiye’deki bu 50 bin öğrencinin en yüksek kalitede eğitime devam etmeleri ve yaşları geldiğinde ekonomide lokomotif haline gelmelerinin sağlanması gerektiğini vurguladı. “Yapay zeka” çağında yer almamızın lokomotifi onlar olacak…
Prof. Ceylan’a göre, PISA sınavlarına en alt 1. ve 2. basamakta yer öğrencilerimizin oranı yüzde 38, yani 361 bin kişi civarında…
Prof. Orhan Arıkan, “yapay zeka”nın eğitime girmesiyle, yoksul ve düşük eğitimli aile çocuklarının da PISA puanlarının yükseleceğini belirtti. Nihayet, düşük puanlı öğrencileri “üniversite”ye değil “mesleğe” yöneltmek gerektiğini anlattı. Diploma alsalar bile hayatta başarısız ve mutsuz olacaklar... Ama “mesleki eğitim”in kazandıracağı iyi gelirli bir iş onları mutlu edebilir… Örnek Alman eğitim sistemi.
ÖĞRETMEN SORUNU
Fert bayına milli geliri 35-40 bin dolara ulaşmış bir ‘gelişmiş ülke’ olamadık, 10 bin dolar civarında, “orta gelir tuzağı”nda debelenip duruyoruz. Gelişmiş ekonomiyi yürütecek “nitelikli işgücü” olmadan gelişmiş ülke olunabilir mi?
Panelde, MEF Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Mustafa Özcan “orta yeterlik tuzağı” kavramını ortaya attı ve bunu “orta gelir tuzağı” kavramının mukabili olarak kullandığını belirtti.
Eğitimin birçok faktörü olduğunu bunların başında da “aile” ve “öğretmen” kavramlarının geldiğini anlattı. Düşük gelirli ve düşük eğitimli aile, çocuğuna iyi imkanlar veremediği gibi çocuğun zihninde “merak uyandırarak bilgiye yöneltecek” bir aile ortamının oluşması da zor oluyor.
Özcan ülkemizde eğitim alanında “hem akademik içeriği hem de etik değerleri yaşayarak öğrenmek” tezinin öncüsüdür. Bilhassa öğretmen konusu üzerinde anlattıklarını not aldım.
Özcan “öğretmen bilmediğini öğretemez” diyerek öğretmen adaylarının “KPSS Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi”nde aldıkları sonuçları yıllara göre gösteren ayrıntılı bir tabloyu perdeye yansıttı.
Türkçede 75 sorudan 48’ine doğru cevap vermişlerdi… Matematik, fizik, coğrafya, kimya, din kültürü ve ahlak; bütün bu derslerde 75 soruya veren doğru cevaplarının oranı 30’lu ve 40’lı sayılarda kalıyordu. Yani “orta”, vasat…
Prof. Özcan öğretmenlik sınavındaki puanlarla PISA sınavında öğrencilerin aldığı puanları mukayese etti, “ne kadar biliyorsa o kadar öğretebilir” diyerek aynı kavramı vurguladı, “orta yeterlik tuzağı!”
Prof. Özcan, “aileyi güçlendirmek” ve “öğretmeni güçlendirmek” diyor. Mesela öğretmek olmak için yüksek lisans şartı getirilmeli, Eğitim Fakülteleri “uygulamalı” olmalı…
Düşündüm de eğitimden önemli hangi sorunumuz var?