Ceren Özdemir nasıl öldürüldü?
Hayat dolu gencecik bir kız, gece evine dönerken psikopat bir katil tarafından hunharca öldürüldü. Aralarında herhangi bir sorun yoktu, tanışmıyorlardı bile. Psikopat katil içindeki hastalıklı nefreti bu masum genç kıza yönelterek onu bıçak darbeleriyle katletti.
“Yeni avlar aradım bulamadım” diye konuşabilen bir psikopat!
Yer yüzünde evlat acısından büyük acı olabilir mi?
Hele de kara toprağa verdiğiniz can, gencecik bir beden, bir Cerense…
Acılar içindeki annesi Güçer Özdemir feryat ediyor:
“Psikopat birisi cezaevinden bırakılır mı? O zaman bunu bırakan da suçlu, hepimiz suçluyuz”
Evet, sorun bellidir: “Psikopat birisi cezaevinden bırakılabilir mi?” Bu nasıl bir infaz sistemi ve nasıl bir KHK düzenlemesidir?
OHAL KARARNAMESİ
Psikopat katilin cezaevinden “firar etmesi” konusunda Ordu Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akif Aktaş’ın açıklamasına göre, Ceren’in katili, 2005 yılında işlediği “kasten öldürmeye teşebbüs” suçu ve diğer suçlar sebebiyle toplam 23 yıl, 79 ay 148 gün hapis cezasına çarptırılmış, 28 Ekim 2019 tarihinde ise Ordu Açık Ceza İnfaz Kurumu’na alınmış…
Bu noktada, sistem sorununu ifşa eden hayati soru şudur: Böyle bir hükümlü, açık cezaevine nasıl nakledilir?
Hain darbe teşebbüsünden sonra, belli ki geniş çaplı tutuklamalara yer açmak için, 17 Ağustos’ta yayınlanan 671 Sayılı OHAL KHK’sı ile birçok hükümlünün açık cezaevleri nakli sağlanmıştı.
Ceren’in katilinin de bu sebeple Ordu Açık Cezaevine nakledildiği, oradan firar ettiği anlaşılıyor.
671 Sayılı KHK’da belli süre yatan hükümlülerin açık cezaevlerine nakli öngörülmüş fakat adam öldürme, kendini savunamayanları ağır surette yaralama, çocuk istismarı ve uyuşturucu gibi suçlar “hariç” denilmişti…
Ceren kızımızın katilinin işlediği suçlar ise “hariçler”e girmiyordu! Çünkü adam öldürmemiş, öldürmeye tam teşebbüsten mahkum olmuştu!
Diğer suçları da “hariç”lerin dışındaydı!
Yayınlanan yönetmelikler de bu kapıyı açtığı için, Ceren’in katili Ordu açık cezaevine nakledilmiş, oradan kaçabilmiş, bu hunharca cinayeti işlemişti!
AF VE İNFAZ
Af ve infaz gibi ağızdan kolay çıkan, oy almak ve cezaevlerinde yer açmak için iktidarlara da kolay gelen bu tür genel düzenlemeler ne kadar kritiktir, görüyorsunuz.
Af ve infaz beklentileri cezaların caydırıcılığını azaltıyor.
Bizde vergi afları ve imar afları da böyle popülist bir alışkanlıktır. Hem oy getirir hem seçim ekonomisi için hazineye gelir sağlar.
Fakat netice sistemlerin düzgün işlememesidir.
KHK çıkarırken “adam öldürme” suçunda infaz indirimi yapmayacaksın, güzel, ama “öldürmeye teşebbüs”te bu indirimi yapacaksın, ’Ceren’in katili de bundan yararlanacak!
Hangi düzenlemenin ne gibi bireysel sonuçlara yol açacağını öngörmek mümkün mü?
Onun için, olgunlaşmış demokrasilerde af fevkalade istisnadır. İnfaz sistemleriyle de böyle ikide bir oynanmaz.
Cezaevlerinde mahkumların halleri uzman psikologlarca incelenir, yapılacak işlemlerde onların görüşü esas alınır.
Ceren’in katili ise kağıt üzerindeki düzenlemeyle nakledilmişti. Herhangi bir krimonolog onun psikopat halini kolayca teşhis edebilirdi halbuki.
DEVLETİN YETKİSİ
Cumhurbaşkanın da zaman zaman söylediği genel bir söz var: “Devlet kendine karşı suçları affedebilir, kişilere karşı suçları affedemez!”
İlk bakışta doğru gözüken bu söz esasında yanıltıcıdır.
Ceren’in katilini acık cezaevine nakleden KHK’yı hazırlayanlar Ceren’in ailesinden onay mı almıştı?
Af yerine infazla oynamak neticede benzer işlemler değil midir?
Üstelik modern ceza hukukunda, böyle bir ayrım yoktur, kanun kapsamına giren bütün suçlar “kamu düzeninin ihlali”dir.
Bu sebepledir ki, mesela eski çağlardaki kan davalarında taraflar “kan bedeli”nde anlaşırsa, olay kapanırdı. Eski hukuk sistemlerinde bu yüzden “savcılık” diye bir kamu makamı yoktu.
Modern hukukta ise tarafların tutumu ne olursa olsun, devlet suçun peşini bırakmaz.
Savcılık makamı da zaten “kamu davası”nı takip etmek için vardır.
Bütün suçlar için af da devletin yetkisindedir ama böyle ikide bir lafı bile edilmez.
Artık hukuki konulara ve özellikle “suç ve ceza” meselelerine modern hukuk perspektifinden bakmalıyız.
Maalesef adalet sistemimiz de infaz sistemiz de “A’den Z’ye ıslaha muhtaç” durumda.