2024’ten 2025’e

Öncelikle yeni yılımız kutlu olsun. Ülkemize ve dünyamıza huzur getirsin.

2024 ülkemiz için de dünyamız için de iyi geçmedi. İsrail faşizminin Gazze katliamı bütün insanlık tarihinin en vahşi facialarından biridir.

Kimse bir şey yapamadı. Hele başta ABD olmak üzere bu katliama destek verenler de 2024’ün utanç listesinde yerlerini aldılar.

Şubat 2022’de başlayan Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı hala devam ediyor. Putin dahil kimse Ukrayna’nın bu kadar dirençli çıkaracağını sanmamıştı. 2025’te biter mi? İnşallah.

Bu iki olayın en büyük dolaylı sonucu, Suriye’de Esat’ın devrilmesi oldu. Ukrayna savaşı Rusya’yı, İsrail saldırıları İran ve Hizbullah’ı sarsınca Esat’ı destekleyemediler. HTŞ, kendisinin de baştan planlamadığı bir yürüyüşle Şam’a girdi. İyi de oldu. Ümit uyandıran tarafı HTŞ’nın ılımlı, ölçülü davranışlarıdır. Ahmet EL-Şara bırakın bir terör örgütünü, bir Taliban sözcüsü gibi davranmaktan dikkatle sakınıyor. Taliban kadınlara pencere yasağı koymak gibi delirme halindeyken, El-Şara kadın haklarını vurgulayan açıklamalar yaptı. Merkez Bankası’nın başına bir kadını atadı. Desteklenmeli, teşvik edilmelidir.

SURİYE POLİTİKASI

Suriye’deki bu gelişmenin, Türkiye’nin elini güçlendirdiği kesin. İktidarın bildiğimiz huyu, habbeyi kubbe yapma kabiliyeti; zaferler, fetihler, 10 bin dolarcık gelirle yüzyıla damga vurma, dünyayı kıskandıran başarılar propagandası…

Suriye’deki gelişmelerde iktidar bundan sakınmalıdır. Arap dünyasının sessizliği son derece anlamlıdır. Arap rejimleri “serbest seçimler… anayasa” gibi kavramlardan pirelenir. Türkiye’nin “neo-Osmanlı” olmaya kalkmasından da evhamlıdır.

Erdoğan’ın Mısır’la yürüttüğü anlamsız kavganın, Arap dünyasını nasıl aleyhimize çevirdiği bilinmektedir. Durup dururken Osmanlı’yı suçlamaları o öfkenin ürünüydü.

Ankara Hakan Fidan’ın diplomatik ve rasyonel tarzından milim yapmamalıdır. Suriye’de zamanla da olsa anayasal ve seçimli bir hükümet kurulacak olması, Türkiye’nin ön planda kendini göstermesi Arapları tedirgin edebilir. Suriye’de istikrarlı ve kapsayıcı bir anayasal düzen kurulmasını da çok zorlaştırır.
Ayrıca Suriye’nin ayağa kaldırılmasında Arap ve Batı sermayesine ihtiyaç olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.

2025’te ABD ve Avrupa ile ilişkilerimiz şu veya bu ölçüde iyileşecek gibi gözüküyor. İnşallah.

VE TÜRKİYE

İktidar-DEM-Öcalan üçgeninde başlayan yeni ‘çözüm’ süreci, asıl 2025’te şekillenecek, o zaman göreceğiz ne olduğunu

2024 yılında Türkiye’ne enflasyon belası devam etti. Şimşek’in “para politikası” ile sınırlı uygulamaları sayesinde cari açık, risk primi, rezervler, güven gibi alanlarda iyileşmeler oldu.

Asgari ücret ve emekli maaşları yoksulluk sınırının altında kalmaya devam etti. Hatta bir kısmı için açlık sınırı…

En kötü haber olarak, yetişmiş insan günün ve iyi eğitimli gençlerin yurt dışına gitmeleri, “beyin göçü” de devam etti. Türkiye’nin geleceği için en büyük tehlike budur.

Karar’da Ulvi Saran yazdı. Maliyet enflasyonun önemli sebeplerinden biri “eğitimli beyinlerimizin, kendilerine insani standartlarda bir geçim düzeyine uygun maaş sağlayacak iş bulamadıkları için Türkiye’yi terk edip” yurt dışına gitmekte olmalarıdır.

Siyaset “gitsinlerrrr” dedi ama onlar gidince böyle oluyor. On yıldır 12 bin dolar civarında debelenip duran bir ülke!

Hukuk güvensizliğinden yatırım getiremeyen, hatta dışarıya yatırım veren Türkiye’nin bir de beyinlerini böyle dışarıya kaptırması, önümüzdeki yıllar için alarm vericidir.

YARIŞIN NERESİNDEYİZ?

2025’te inşallah iyileşme olur diye temenni edelim ama ne hukukta ne bilim alanında böyle bir işaret şimdilik gözükmüyor.

Savunma Sanayii’ndeki gelişmeler elbette memnuniyet verici. Bu alanda Turgut Özal’ı ve dönemin Sanayi Müsteşarı Vahit Erdem’i ilk ivmeyi kazandıran isimler olarak şükranla hatırlamak gerekir.

Vizyon sahibi öncü müteşebbis merhum Özdemir Bayraktar ve Bayraktar ailesi SİHA’ların ötesinde “Kızılelma” projesiyle Türkiye’yi elektronik harp sanayiinde dünyada ön safa çıkardı. Bunu elbette Erdoğan hükümetleri de destekledi.

Fakat unutmayalım ki genel planda, Vietnam 130 milyar dolar, biz ise sadece 5 milyar dolar ileri teknolojili ürün ihraç edebiliyoruz.

2025’in hukukun üstünlüğü, siyasette sağduyu ve rasyonellik, bu zemin üzerinde ekonomik atılımın başlangıcı yılı olsun.

YORUMLAR (99)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
99 Yorum