Türkiye uçarken biz ise serbest düşüşteyiz!..
Genelde köşemde memleket sorunlarından bahsediyorum, beni okuyanlar fazlası ile kötümser olduğumu düşünebilir. O yüzden bugün biraz da olumlu şeylerden bahsedeyim dedim. Hayat çoğu kez aşırı ciddiye alınamayacak kadar kısa çünkü!
Geçenlerde memleketten baba dostu Ali abimiz geldi. Sağ olsun buralara kadar gelmişken “Size de bir uğrayayım” demiş. Bizi düşünmesi hepimizi bahtiyar etmedi desek yalan olur.
Ali abinin şerefine yedik içtik, elimizden geldiği kadar da gezdirdik dolaştık bir hafta. Ali abi, yenge ve son beşik güzel kızımızı da sanırım mutlu bir şekilde yolcu ettik.
Ali abiyle gezerken memleketin ne kadar değiştiğini, geliştiğini de gözlerimizle gördük. Ali abi fazlası ile mutlu idi biz de onun adına fazlası ile mutlu ve mesut olduk.
Ali abinin varı yoğu ailesi. Geriye bekâr bir oğlu ve bir kızı kaldı onlara da hayırlısı ile bir kısmet bulup baş göz ederse ne mutlu ona! O anlattıkça biz de mutlu olduk.
Büyük oğlan ile ortanca oğlana dayalı döşeli 3+1 daire almışlar 3 yıl kadar önce. Küçük oğlanın evini de bu yaz alıvermişler, son beşiğe de bu ara denk getirirse almayı düşünüyormuş. Gözüne kestirdiği bir iki yer de varmış. Evlenip giden kızlara da dünürleri ile beraber ev almışlar zaten. Hepsinin kapısına da araba çekmiş. Çok keyifliydi vesselam, memlekete gidince açık bir kaç kapısı var diye baya mutluydu. Yengem de en az onun kadar keyifliydi ama hazır elimiz değmişken şöyle Antalya mı olur Muğla mı olur bir de yazlık alalım diye tutturuyordu. Dile kolay kırk seneden fazla çalışıp, çabalayıp birikim yapmışlardı.
Bu kadar yatırımın yanında geçen yıl iki tane de dükkan alıvermiş Ali Abi. İkisini de zincir marketlere vermiş, kirası da baya iyiymiş. Sağolsun bana da “Aklını kullan evlat parana sahip çık. Ev, arsa ne denk gelirse üçe beşe bakma al” diye de nasihat vermeyi unutmadı.
Ali abi gittiği her yerde araba kiralıyormuş ama tabi biz izin vermedik, bizim emektarı verdik hizmetine.
Bizim kuzenlerle de internet üzerinden görüntülü konuşup ailecek hasret de giderdik. Sormayın birbirimizi de epey özlemişiz. Kanlı canlı görmeyeli bir 10 yıl olmuştur herhalde. Nedense hiç biri okumamış, hepsi meslek lisesi mezunu ve kendi işleri var. Gurbetin gözü çıksın, bizse okumaya diye bir çıktık o gün bugündür hep memleketten uzağız. Gerçi onlar da biraz uzak amma onlar biraz daha rahatlar istedikleri zaman gelip gidiyorlar.
Memuriyet olunca işler zor tabii ki! Ne uzuyor ne kısalıyorsun…
Tabi sayılı gün çabuk bitti. Biz de Ali abi, yenge ve kızımızı tatil için Antalya’ya yolcu etmek için havaalanına götürdük. Beş yıldızlı muazzam bir otelde kendilerine yer ayırtmışlar. Fiyatları duyunca biraz şok olduk ama yapacak da bir şey yok. Aynı otel için 4-5 ay önce fiyat sorduğumda 3 kişi geceliği 25-30 bin TL civarı hesap çıkarmışlardı bize…
Ali abi duymasın, dönüş yolunda zihnim daha çok patlayan kredi kartlarında idi.
Ha Allah var, Ali abime biz misafirliğe gitsek cebimizden beş kuruş çıkarttırmaz. O yüzden helali hoş olsun.
Giderken bizim kıza yaptığı cömertliği de yazmasam olmaz!.. Gerçi yaptığı cömertlik bizi biraz ezmedi desem yalan olur. Bizim kızçenin cebine tek kalemde bir aylık maaşımız kadar parayı sıkıştırıp gitti. Bizim kız da ben sizden zenginim diye ortalıkta dolaşıyor şimdi.
Bir ara –ne zaman bir şeye hayır desek “Babaannem bana harçlık verdi ya!” cevabını duyuyorduk- hiç bitmeyen Babaannesinin parası vardı şimdi de herhalde bir süre Ali amcasının harçlığını dinleyeceğiz.
Bu arada Ali abi buralardaki kira fiyatlarını duyunca “şöyle uygun bir şey denk gelirse aklında bulunsun, yatırımlık alalım” da deyiverdi. Artık biz de ufaktan emlakçılığa başlarız herhalde.
Ali abiyi ve yengemizi gıpta ile yolcu ettik ve kendimize de hayırlı kısmet vermesi için Allaha dua ettik.
Kulaklarımızda Ali abinin “Türkiye Uçuyor” sözleri kalırken, bizde içimizden “sanırım paraşütsüz inişe geçtik” diye düşünmeden edemedik ama olsun, Ali abinin canı sağolsundu.
Ha bu arada unuttum; yazmasam olmaz Ali abi bizi ailecek Almanya’ya davet etti. “Siz uçak biletinizi ayarlayın gerisini merak etmeyin” de dedi…
Yıllar yıllar önce daha bizim kız doğmadan kış soğuklarının rekor kırdığı bir dönemde gitmiştik Almanya’ya. Şimdi de yazını görmek nasip olur belki!..
Not: İroni içerir!..