Psikolojik bariyerler aşılmadan CHP iktidar olamaz!

Seçim sonuçları üzerinden bir çok spekülasyon yapılıyor. Kimi haklı kimi haksız tespitler havada uçuşurken seçmen tavrının dünya genelinde olduğu gibi bazı noktalarda bizde de çok farklı olmadığı nedense hep gözden kaçıyor.

Seçmenlerin oy verme alışkanlıklarında gerçeklerden çok algılar başrol oynuyor.

Amerikan seçimlerinde bile halkın ezici çoğunluğunun oylarının rengi kolay kolay değişmiyor.

Cumhuriyetçi bir Amerikalı durup dururken kendisine gerçekler anlatıldı diye Muhafazakar olmuyor, ya da tersi. Amerika’da seçimlerde yalan ve spekülatif haberlerin seçmen davranışlarını nasıl etkilediği üzerine yapılan bir çok araştırma var. Yalanın yalan olduğu ortaya çıksa bile bu durum seçmenlerin genelinin oy verme alışkanlıklarını değiştirmiyor. Yalan bile olsa inanılmak istendiği ya da gerek duyulduğu için inanılmaya devam ediyor. Çünkü gerçek olmasa bile karşı tarafın bunu yapabileceğine zaten kuvvetle inanılıyor. Liderlerin ya da önde gelen isimlerin yaptıkları hatalara bakış açıları da bu nedenle çok farklı değil ve korkunç bir çifte standart barındırıyor. Muhafazakarlar Milliyetçi bir liderin yaptığı hataya gösterdiği aşırı tepkiyi mesela muhafazakar bir lider için göstermezken Milliyetçi de muhafazakar bir lider için göstermiyor ve “bunlar zaten böyle!” diyebiliyor.

“Eee, bize ne Amerika’dan?” dediğinizi duyar gibiyim. Siz de haklısınız ama bizde hiçbir üniversite ve akademisyen bu tür konularda kolay kolay riske girmek istemeyeceği için maalesef bizde seçmen davranışları üzerine ciddi çalışmalar yok denecek kadar az. Olanlar da suya sabuna dokunmuyor.

Dokunanlar da ideolojik körlüklerle dolu saçmalıklar içeriyor.

“Makarnacı, kömürcü” ile “Patatesçi, soğancı” arasında gidip geliyoruz.

28 Mayıs sonrası YSK portalı üzerinden sosyo-kültürel-ekonomik özelliklerini çok iyi bildiğim mahallelerin sandıkları arasında bir karşılaştırma yaptığımda aslında içten içe bildiğim bazı gerçekleri de bir kere daha görmüş oldum.

Pek çok muhalif, rahmetli Demirel’e atfedilen “tencere iktidar değiştirir” kehanetinin gerçekleşmemesinin şokunu yaşıyor. Aslında buradaki iktidar kelimesine odaklandığımızda sorun biraz daha anlaşılır gibime geliyor. Hakkını helal etsin, bulamadığım için adını yazamıyorum, bir twitter paylaşımında çok doğru bir tespit vardı. Demirel’in “tencere iktidar değiştirir” sözündeki iktidarın yine bir başka sağ iktidar olduğu gerçeği nedense unutulmuş durumda. Ak Partinin karşısında güçlü bir sağ alternatifin olmaması, Ak Partinin merkez sağa dönüşürken geleneksel sağı içinden eritmesi vb. sebeplerle bir rakibinin ortaya çıkamaması onu rakipsiz kılıyor. Bir de üstüne %50+1’e ihtiyaç duyulunca işler sarpa sarıyor.

Sağdan ve Ak Partiden kopanlar ise doğru zamanda ve doğru yerde inisiyatif alarak meydana çık(a)madıkları için arkalarına da rüzgarı alamadılar.

Peki, neden Kılıçdaroğlu geniş yelpazeli bir ittifaka rağmen %50+1’i geçemedi?

Bir çok sebep sıralayabiliriz ama ben sadece bir tanesi ve en önemlisi üzerinde duracağım.

Olguyu basitleştirerek anlatacak olursam örneğin bir kadın akrabam yıllardır hep aynı saiklerle Ak Partiye karşı önyargılı. Ak Partinin gizli bir ajandası olduğuna, ülkeye şeriatı getireceğine, başının zorla örtüleceğine inanıyor. Geride kalan 21 yılda bunun yapılıp yapılmamasından bağımsız olarak bu korkusu sürekli diri.

Benzer bir şekilde, bir arkadaşımın başörtülü eşi de CHP için benzeri şeyler düşünüyor. CHP iktidara geldiği takdirde 28 Şubat sürecinde yaşananların bir benzerinin tekrarlanacağına, mütedeyyin insanların devlet kadrolarından uzaklaştırılacağına samimiyetle inanıyor.

Türkiye’nin pek çok alanda değişip dönüştüğü gerçeği bu nedenle oy verme alışkanlıklarını çok da fazla değiştirmiyor. Hala kendi mahallerimizdeki algılar bizi yönlendiriyor. Z kuşağı da bundan azade değil.

Ekonomik krizin en çok vurduğu muhafazakâr mahallelerde Erdoğan’ın birinci çıkması ile Dersim Katliamına rağmen Tunceli’de Kılıçdaroğlu’nun birinci çıkmasının sebepleri arasında psikolojik olarak çok da farklı değil ve direkt rasyonel bir açıklaması yok.

Bu bariyerler yıkılır mı?

Geçmişte bir dönem Ak Parti yıkmıştı. Belki de muhalefet daha doğrusu CHP bunu yapabilecek iradeyi yeterince gösteremediği için başarısız oldu. Gelen tepkilerden görüyoruz ki bunun yapılabilmesi söylendiği kadar kolay değil.

Çünkü, karşı mahalleyi anlamakta ciddi problem yaşayan ve hala kendilerini toplumun ezici çoğunluğundan soyutlayan bir kitle var…

YORUMLAR (30)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
30 Yorum